Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/747 E. 2019/563 K. 12.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/747 Esas
KARAR NO : 2019/563
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/08/2018
KARAR TARİHİ: 12/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların ortak oldukları … unvanlı iş yerine 09/12/2017 tarihinde 37.000,00 TL bedel karşılığında, “… modeli Kat 31 serisi tamamen revize ve arkasına … kuyrukla set halinde” motor satın alınması hususunda sözleşme yapıldığını, davalılardan …’nin satıcı sıfatıyla imza attığını ve diğer davalı …’ın ise şahit olarak imza attığını, sözleşmenin tanzimi ile birlikte, davalılara, 10.000,00 TL. Kaparo ödemesi yapıldığını,11.01.2018 tarihinde, 5.000,00 TL., 05.02.2018 tarihinde 10.000,00 TL., 04.03.2018 tarihinde 6.000,00 TL. Olmak üzere toplam 31.000,00 TL. ödemeler yapıldığını,04.03.2018 tarihinde makinenin (eksiklikleri bulunduğu halde) teslim edilmesi üzerine, eksikliklerin de kısa zamanda giderileceği inancı ile hareket eden müvekkilinin, “… Kiralama” ünvanlı işyeri sahibi … ile aylık 6.000,00 TL. bedel ile gezi teknesi kira sözleşmesi tanzim ettiğini, ancak makinenin eksik parçalarının giderilmemesi nedeniyle, 01,06,2018 tarihinde davalıların edimini ifa etmemesinden ötürü kira sözleşmesi taraflarca karşılıklı olarak feshedildiğini, edimlerin ifa edilmeyeceğini anlayan müvekkilinin, davalılardan yaptığı ödemeleri iade istediğini, ancak davalıların satış bedelini iade etmediklerini, bunun üzerine, … Noterliği 19/06/2018 gün,… yevmiye sırasında kayıtlı ihtarnamesinin keşide edildiğini, makinedeki eksikliklerin giderilmesi, eksikliklerin giderilmemesi halinde eksik edimlerin bedellerini ile kira kaybı ve müvekkillerinin uğrayacağı diğer tüm zararların tazmininin talep edildiğini, ancak ihtarnameye herhangi bir cevap verilmediğini, ancak eksikliklerin tamamlanmadığını, bu nedenle fazlaya ilişkin talepte bulunma hakları saklı kalma kaydıyla, 10.000,00 TL. zarar ile müvekkili tarafından yapılan 31.000,00 TL. ödemenin ve 01.04.2018 tarihinden dava tarihine kadar müvekkilinin uğradığı kira kaybı miktarı olan 30.000,00 TL. zararın dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ile dava ettiği anlaşıldı.
Davalı asil … cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın husumet açısından yanlış dava açtığını, davaya konu işyeri olan … Denizcilikte Bahsi Geçen satış tarihinde sgk’lı eleman ve satış temsilci olarak çalışmakta olduğunu, davacı tarafın satış sözleşmesi düzenlendiğini, kendisinin satış temsilcisi olarak imzasının olduğunu, satıştan normal aldığı maaşın dışında zaten çıkarının olmadığını, davacı tarafın bütün ödemeyi firmaya ve diğer davalıya yaptığını, diğer davalının firma sahibi olup, bütün husumetin ona yöneltilmesi gerektiğini, davacı tarafın kendisine husumet gözetmesi ve davaya dahil etmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, çalışan olarak zaten ödemeleri almam ve firmanın yaptığı eksikliklerden sorumlu olmadığını, adına yöneltilen suçlamalarda dava şartı bulunmadığını, söz konusu firmanın …’lı elamanı olarak bulunduğunu, davanın kendi adına reddine, dava ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
Davalı …’a usulüne uygun tebligat yapıldığı, cevap vermediği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplamak mümkündür. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Dava konusu talep her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığı gibi, talebin ticari iş niteliğinde olmaması ve tarafların tacir olmamasından dolayı, davaya bakma görevi genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine ait olup, mahkememizin görev alanında değildir.
Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde ve TTK 4. ve 5. maddesi gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
1-Davanın Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dilekçe verilmesi halinde dosyanın bu davaya bakmakla görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
4-Süresi içinde gönderilmesi için başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun ihtarına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır
¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.