Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/732 E. 2021/701 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/732 Esas
KARAR NO:2021/701

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/08/2018
KARAR TARİHİ:02/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; 04/03/2017 günü saat 20:00 sıralarında müvekkiline davalı … tarafından sigortalı olan; … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … kavşağını takiben … istikametinden … yönüne seyir halinde iken viraja geldiğinde öndeki araçların durması nedeni ile motoruyla durduğu esnada arkadan çarpmak suretiyle yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, arkadan motoruna çarpılan müvekkilinin bunun etkisiyle yere düştüğünü, kaza tespit tutanağında sürücünün alkollü olarak araç kullanması nedeniyle kusurlu olduğunun kabul edildiğini, dava konusu kaza nedeniyle müvekkilinin ayağında ve vücudunda yaralanma meydana geldiğini, bahis konusu aracın davalı … şirketinin … numaralı KTK zorunlu sorumluluk sigortası ile sigortalı olduğunu, bu poliçeye göre yaralama halinde teminat dahilinde olup kazadan sonra müvekkilinde meydana gelen bedensel zararlar, yaşı, kurye olarak çalışması, kazanın oluşumunda kusursuz oluşu ve diğer faktörler de değerlendirildiğinde davalı … şirketinin limit dahilinde zararın tümünden sorumlu olacağının bilirkişi incelemesi ile sabit olacağını, kaza sebebiyle müvekkilinin çarpma etkisi ile yaralanmasına, dişlerde ve sol ayak bileğinde kırıklar nedeniyle sürekli maluliyet oluştuğunu ve bu nedenle işe gidememekte olup kazadan önceki hayatına dönebilmesinin mümkün olmadığını, yukarıda açıklanan nedenlerle; 50-TL trafik kazası sonrasında meydana gelen maddi tazminatının kaza tarihi olan 12/05/2017 tarihinden itibaren ticari faizle birlikte tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; trafik kazasından doğan tazminat talepleri için dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta şirketine yazılı olarak başvurunun bir dava şartı haline geldiğini, bununla beraber 02/08/2016 tarihinde poliçe genel şartlarında değişiklik meydana geldiğini, başvuru sırasında ibrazı zorunlu olan evrakların açıkla sayıldığını, bunların; sağlık kurulu raporu, hak sahibi gerçek kişiler için TC Kimlik numarası, kaza raporu, mağdura ait son 3 aylık döneme ilişkin ücret belgesi ve hak sahibine ait banka hesap bilgilerinin ibrazının zorunlu olduğunu, davacı tarafından müvekkili şirkete yapılan başvuruya istinaden şirket nezdinde … numaralı hasar dosyası açılmış olsa da ibrazı zorunlu olan evraklardan sağlık kurulu raporu, vekaletname ve gelir durumunu gösterir belge evrakları teslim olduğundan yeterli değerlendirmenin yapılamadığını, dolayısıyla bu başvurunun geçerli bir başvuru sayılmasının mümkün olmadığını, bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün %2,17 promil alkollü olduğunu, dava konusu taleplere ilişkin aleyhlerine tazminata hükmedilmesi durumunda sigortalı araç sürücüsünün alkollü olarak kazaya sebebiyet verdiği için rücu durumları oluşacağı için huzurdaki davanın araç sürücüsü …’a ihbar edilmesini talep ettiklerini, kusur durumunun net ve kesin olarak tespitinin gerektiğini, davacı vekilinin müvekkilinin daimi sakatlığının bulunduğu iddiası ile müvekkili şirketten sakatlık tazminatı talep ettiğini ancak sakatlığın 12 ay boyunca stabil ve kalıcı olmasının gerektiğini, dava konusu sigortalı araç poliçesinin genel şart değişikliği sonrasında 09.05.2018 tarihinde tanzim edilmiş olduğundan yeni genel sartların uygulanmasının gerektiğini, müvekkili şirket nezdindeki trafik sigorta poliçesinin 24.01.2017 tarihinde tanzim edilmiş olduğundan bu poliçenin 01.06.2015 tarihli Trafik Sigorta Poliçesi Genel Şartlarına tabi olduğunu, meydana gelen kaza nedeniyle davacının talep ettiği geçici iş göremezlik giderinden müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, zira bu hususta sorumluluğun SGK’ya ait olduğunu, 6704 sayılı Kanun ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. Maddesine göre, ZMMS Genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan taleplerin trafik sigorta poliçesi kapsamı dışında bırakıldığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü dava tarihinde muaccel hale geldiğini, bu sebeple faize hükmedilmesi halinde hükmedilecek faiz dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz olması gerektiğini, Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. Maddesi ve yerleşmiş Yargıtay Kararları gereğince, gerekli belgelerin eklenmesi sureti ile şirketlerine müracaat tarihinden öncesinde şirketin temerrüdünün söz konusu olmadığını, Sigortacı yönünden sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü belgelerin ibrazından itibaren (15) iş günü içinde, böyle bir başvuru olmadığı takdirde dava tarihinde muaccel hale geldiğinden bu tarihler öncesinde müvekkil sigorta şirketi açısından faiz sorumluluğunun da bulunmadığını, davacı yanca, müvekkili şirkete geçerli bir başvuru yapılmadığını, dolayısıyla başvuru şartı yerine getirilmediğinden müvekkili şirketin temerrüdünün söz konusu olmayacağını belirterek, davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE;
…Asliye Ceza Mah…/… E. sayılı dosyası, trafik kayıtları, hastane kayıtları, kaza raporları, sağlık raporları, sigorta kayıtları, hasar dosyası ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiştir.
Davacı; dava dışı … …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, sürücüsü olduğu motorsikletine arkadan çarpmak suretiyle, 04/03/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde yaralandığını ve bedensel zarara uğradığını, … plakalı aracın işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun davalı … tarafından ZMMS (Trafik Sigorta Poliçesi) ile sigorta güvencesine alınmış olması nedeniyle bedensel zarar miktarının tespiti ile 50-TL. maddi tazminatın davalı … şirketinden tahsilini talep etmiştir.
Trafik kazalarından kaynaklanan bedensel zararın tazmini davalarında, dava dışı işleten ile davalı sigortacının sorumluluğu paralel olup 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu, dava dışı sürücünün sorumluluğu ise 6098 sayılı TBK’nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup, işleten sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve davalı sigortacı, zarara sebep kazanın ”mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş” olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü işleten ve davalı sigortacıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
Buna göre bedensel zararlara ilişkin tazminat TBK 55. Maddesindeki; “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” şeklindeki düzenlemeye göre belirlenecektir.
İhtilaf, tarafların vaki kazadaki tazminata esas kusur oranı, davacının tazminata esas maluliyet oranı ve iyileşme süresi ve yoksun kaldığı kazanç itibariyle bedensel zararının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Kusur oranı, maluliyet oranı ve iyileşme süresi ile zarar miktarının tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirmesi gerekmektedir.
Mahkememizin, 05/11/2019 tarihli celsenin, 7 nolu ara kararı gereği, davacının maluliyete ilişkin raporunun alınması için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na dosyanın gönderilmesine karar verildiği, İstanbul Adli Tıp Kurumunun 27/12/2019 tarihli ön inceleme raporu ile “…Kişinin bir üniversite veya eğitim ve araştırma hastanesine sevk edilerek, kişinin dosya konusu yaralanması nedeniyle halihazırda mevcut sağlık şikayetleri hususunda ve dalak yaralanması sekeli açısından yeni yapılacak genel cerrahi muayenesi ve incelemeleri ile düzenlenecek raporlarının temini..” ile eksik hususların giderilmesinin istenildiği, ön inceleme raporunun davacı vekiline tebliğ edildiği, davacı vekilinin 20/07/2020 tarihli dilekçe ile müvekkilinin ön inceleme raporundaki eksik hususları tamamlaması için … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne müzekkere yazılmasını talep ettiği, mahkememizce, talep edilen hastaneye, 17/08/2020 tarihli elden takipli müzekkere yazıldığı, davacı vekilince, 23/09/2020 tarihli dilekçe ile “… Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin seneye gün vermesi nedeniyle işlemlerin tamamlanamadığı ve bu nedenle … Eğitim ve Araştırma Hastanesi … Semt Polikliniği Başhekimliği’ne müzekkere yazılmasını ..” talep ettiği, talep edilen hastaneye, mahkememizce 01/10/2020 tarihinde elden takipli müzekkere yazıldığı görüldü.
19/01/2021 tarihli duruşmanın, 1 nolu ara kararı ile, “….. ATK maluliyete ilişkin Ön İnceleme Raporunda belirtilen eksikliklerin giderilmesi için davacı vekiline gelecek celseye kadar yetki ve kesin süre verilmesine, raporda belirtilen eksikliklere ilişkin davacının rapor alması için … Eğitim ve Araştırma Hastanesi Osmaniye Semt Polikliniğine, … ATK Ön İnceleme Raporu’nun eklenerek müzekkere yazılmasına,kesin süre içerisinde eksiklikler giderilmediğinde, maluliyet iddiasından vazgeçmiş sayılacağı ve mevcut delillere göre karar verileceğine…” karar verildiği ve huzurda bulunan davacı vekiline ihtar edildiği, 01/06/2021 tarihli duruşmada, davacı vekilinin, “…. 01/06/2021 tarihinde gün alınmış ve müvekkilimin gerekli görüntüleri çekilmiştir bu nedenle sonucunun beklenmesinin…” talep edildiği görüldü.
… Eğitim ve Araştırma Hastanesi … Semt Polikliniği Başhekimliği’ne, 07/07/2021 tarihli müzekkere ile, 01/10/2020 tarihli müzekkerenin akıbeti hakkında bilgi istenildiği, ilgili hastanenin 26/07/2021 tarihli cevabi yazısı ile “…01/10/2020 tarihli arşiv/evrak kayıtlarında hastaneye gelen herhangi bir yazıya rastlanmadığının…” bildirildiği görüldü.
… Eğitim ve Araştırma Hastanesi … Semt Polikliniği Başhekimliği’ne 10/09/2021 tarihinde yeniden müzekkere yazıldığı, hastanenin 27/09/2021 tarihli cevabi yazısı ile, 27/09/2021 tarihi itibariyle davacı adına bir başvurunun bulunmadığının bildirildiği görüldü.
Mahkememizin 02/11/2021 tarihli celsesi ile davacı vekilinin, “..müvekkilinin kesin süre içerisinde gün aldığını ve gidemediğini…” beyan ettiği görüldü.
Mahkememizce, 19/01/2021 tarihli duruşmada, kesin süreye ilişkin verilen ara karar ile İstanbul ATK ön inceleme raporundaki eksikliklerin giderilmesi için davacı vekiline kesin süre ve yetki verildiği, verilen kesin süre içerisinde eksiklikler giderilmediğinde, maluliyet iddiasından vazgeçmiş sayılacağı ve mevcut delillere göre karar verileceğinin, hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklandığı, kesin süreye uymamanın doğuracağı sonucun açık bir şekilde anlatıldığı ve bunlara uyulmaması durumunda mevcut kanıtlara göre karar verileceği hususunun davacı vekiline ihtar edildiği, maluliyet raporunun, uyuşmazlık konusu vakıaya ilişkin iddianın ispatı ile doğrudan ilgili olduğu, davacının maluliyet raporunun düzenlenmesi için gerekli eksik hususları yerine getirmediğinden dayanılan vakıanın ispatsız kaldığı, HMK 190 ve TBK.50. Maddeleri gereğince zarar görenin zararını ispat yükü altında olduğu, davacı tarafa verilen kesin süre içerisinde, iddiasını ispatlayacak maluliyet raporunun düzenlenmesine ilişkin gerekli başvuruların yapılmadığı iddiasını ispatlayamadığı anlaşıldığından, açıklanan nedenlerle ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre, alınması gereken 59,30-TL harçtan, peşin alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile eksik alınan 23,40-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 50-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafça yapılan 35,25-TL tebligat giderinin davacı taraftan alınarak, davalı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştikten sonra ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır