Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/731 E. 2020/790 K. 02.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/731 Esas
KARAR NO : 2020/790

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/08/2018
KARAR TARİHİ : 02/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili mahkememize verdiği 15/08/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında geçmişe dayalı cari hesap ilişkisinin bulunduğunu, iş bu cari ilişki nedeniyle davalı yanın, müvekkili şirkete 245.999,98 TL bakiye borcu bulunduğunu, müvekkili şirketin icra takibine konu edilen borcun ödenmesi hususunda davalı yanı defalarca uyardığını, bir sonuç elde edilememesi üzerine ilk olarak Gaziosmanpaşa… Noterliği’nin 04.05,2018 tarih,… yevmiye nolu ihtarıyla borcun ödenmesini aksi takdirde icra takibinin başlatılacağının ihtar edildiğini, davalının noter ihtarına verdiği İstanbul …Noterliğinin 15.05.2018 tarih,… yevmiye nolu cevapta müvekkili şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek borcu inkar ettiğini, yapılan uyarıların ve çekilen ihtarın sonuçsuz kalması üzerine müvekkili şirketin bakiye cari hesap alacağını tahsil edebilmek amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü nezdinde … E.sayı nolu icra takibini başlattığını, davalı yanın borcunu ödemediği gibi icra takibine de itiraz etmesi üzerine haksız ve suiniyetli itirazının iptali ve takibin kaldığı yerden devamı amacıyla mahkemeniz nezdinde bu davayı açma gereğinin hasıl olduğunu, tüm bu nedenlerle davalarının kabulüne, davalı borçlunun takibe yaptığı haksız ve suiniyetli itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, davalının asıl alacak 245.999,98 TL ile bu bedele temerrüde düştüğü 05.06.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, asıl alacağın likit ve belirli olması nedeniyle, davalı-borçlu aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, tüm yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili mahkememize verdiği 23/10/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Mahkemenin görevi ve yetkisi yönünden bir itirazlarının bulunmadığını, dava dilekçesinin HMK’nın gerekli unsurlarına uygun olmadığını, HMK emredici düzenlemelerine göre, dava dilekçesinde iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği, dayanılan hukuk sebeplerin gösterilmesi gerektiği, dava dilekçesinde gösterilen ve davacının elinde bulunan belgelerin asıllarıyla birlikte harç ve vergiye tabi olmaksızın davalı sayısından bir fazla düzenlenmiş örneklerinin veya sadece örneklerinin dilekçeye eklenerek, mahkemeye verilmesi gerektiğini, taraflarına sadece dava dilekçesinin tebliğ edildiğini, ayrıca dava dilekçesinde hangi vakıanın hangi delil ile ispatlanmak istendiğinin gösterilmediğini, gerek takipte gerek takip müstenidi dava dilekçesinde ve somut belge yerine “defter kayıtları”, “her türlü belge” gibi genel yollama yapıldığını, bu hususun dava dilekçesinde bulunmasının zorunlu ve davanın açılmamış sonucunu doğuran bir eksiklik olmamasına rağmen bir gerekli unsur olup, gerek davanın aydınlatılmasında gerek savunmalarının somutunu ve sağlığını yakından ilgilendiren bir eksiklik olduğunu, bu sebeple, davacının bu eksikleri gidermesi halinde, yeni duruma uygun beyan ve karşı delil kullanma haklarını saklı tuttuklarını, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığını, sözleşmenin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağını, TTK 89/(1) Maddesinin cari hesap sözleşmesini; “…iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme” olarak tanımlandırılmış olup, bu sözleşmenin yazılı olmadıkça geçerli olmayacağını, açıkça ve zorunlu şart olarak düzenlediğini, taraflar arasında, TTK hükümlerine uygun bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığını, diğer yandan, davacının takip aşamasında İİK.nun 61/1 maddesi 2.cümlesi gereğince de takibinin bir belgeye dayanmaksızın takibe girişildiğinin kuşkusuz olduğunu, İcra ve İflas Kanunu’nun 58/4.maddesinde, senet, senet yoksa borcun sebebinin, takip talebinde gösterilmesi gerektiğini, davacının borcun sebebini “…25.05.2018 tanzim ve 25.05.2018 vade tarihli cari hesap alacağı…” alacak iddiasının TTK hükümlerine dayalı cari hesap sözleşmesine dayandırıldığını gösterdiğini, davacının dava dilekçesinde, taraflar arasında geçmişe dayalı cari hesap ilişkisi olduğunu açıkça beyan ettiğini, tarafların tacir sıfatını haiz olduklarının kuşkusuz olduğunu, davacının, hukuki ilişkinin adını cari hesap İlişkisi olarak adlandırdığına göre aralarında bir cari hesap sözleşmesinin varlığını iddia ettiğini, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin varlığı olmadığına göre, takibin geçersiz bir cari hesap ilişkisine dayandırılmasının hukuken mümkün olmadığından, takibin iptalinin gerektiğini, davacının, iddia ettiği alacağın varlığını kanıtlamakla yükümlü olduğunu, davacının takip aşamasında alacağın varlığını işaret eden, mal hizmet alımı gibi, bir ticari ilişki göstermediğini, davacının alacağın varlığını kanıtlamakla yükümlü olduğunu, alacağa dayanak faturaları ve teslim belgelerini sunarak, alacak iddiasını kanıtlamak ile yükümlü olan davacının, buna yönelik, teslim belgesi de sunmadığını, bu nedenle, davacının sadece sebebini “…25.05.2018 tanzim ve 25.05.2018 vade tarihli cari hesap alacağı…” şeklindeki afaki alacak iddiasının davalının borçlu olduğunu gösteremeyeceğini, davacının bu alacağın dayanağını somut belgeye dayalı olarak açıklaması gerektiğini, davacıya gönderilen ihtarnamede, davacıya taraflar arasında takip konusu cari hesaba müstenit teşkil edecek bir ticari ilişki olmadığı hususunun ihbar edildiğini, davacının ise, ne takip talebinde ne davada somut bir ticarî ilişki ve belge sunulmadığından şu an savunmalarının bu iddia ve verilerle sınırlı olup, cevaplarına verilecek cevap ve bir belge sunulacaksa bunlara karşı beyan/itiraz ve karşı iddialarını delil sunma haklarını saklı tuttuklarını, davacının, alacağın bir cari hesap sözleşmesine dayalı likid bir alacak olduğu iddiasının hukuki temelden yoksun kaldığını, Genel Haciz Yolu ile belgesiz takip yolunu seçen davacının, likid alacak iddiasında bulunamayacağını, çünkü takipte borç sebebinin, yargıya muhtaç olmayan karşılıklı veya İİK’na uygun bir belgeye dayandırılmadığını, alacağın likid alacak olduğu iddiasının dinlenemeyeceğini, takip ve takibin iptali davasının haksız ve mesnetsiz olduğundan, haksız alacak miktarı üzerinden davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere, kötüniyet tazminatına hükmolunması gerektiğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile takibin iptaline, davacı/alacaklının kötü niyetle icra takibinde bulunduğu ve itirazın iptali davası açtığı hususları açık olduğundan, takip/dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davact/alacaklı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine İİK. 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı şirket tarafından davalı aleyhine başlatılan takibin 245.999,98 TL. cari hesap alacağına dayalı ilamsız icra takibi olduğu, davalı tarafça süresinde yapılan itiraz neticesinde takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 30.10.2019 tarihli bilirkişi raporuna göre; Davacının ticari defterlerine göre; davacının, davalı şahıs firmasından 245.999,98 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre; davalı şahıs firmasının da, davacıdan 25.000,02 TL alacaklı olduğu, dolayısıyla, taraflar arasında toplam 271.000,00 TL tutarında bir fark olduğu, bu farkın 25.000,00 TL.lik kısmının davalı kayıtlarında yer alan 10.01.2016 tarihindeki 475.000,00 TL. 331-Ortaklar Cari hesabına yapılan virman kaydından ve 02.01.2017 tarihindeki 500.000,00TL.lık virman kaydından kaynaklandığı, davalı tarafından bu virman kayıtları ile ilgi herhangi bir belge verilmediğinden değerleme yapılamadığı, 4.000,02 TL.lık farkın davalı kayıtlarında yer alan 31.12.2014 tarihli 3.999,93TL.lık ve 0,69 TL.lık kayıtların davacı kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığı, davalı tarafından bu virman kayıtları ile ilgi herhangi bir belge verilmediğinden değerleme yapılamadığı, 250.000,00 TL.lık kısmının davalı kayıtlarında yer alan davacı kayıtlarında yer almayan 31.05.2014 tarihindeki 250.000,00 TL.’lik çek çıkışı kaydından kaynaklandığı, bu kayıt ile ilgili olarak davalı tarafından incelemede sunulan rapor ekinde yer alan çek fotokopisi (arkalı-önlü) ile banka dekontlarının incelenmesinde davalı … tarafından davacı …Ltd.Şti. adına … Şubesine ait … numaralı 30.05.2014 tarihli 250.000,OOTL.lık çekin tanzim edilmiş olduğu, çekin arka yüzünde davacının cirosunun bulunduğu, davacı cirosundan sonra … cirosu bulunduğu, … Sirkeci şubesine ait banka dekontlarında da 06.06.2014 tarihinde bu çekin bedelinin davalı tarafından … hesabına ödeme yapıldığının görüldüğü, bu durumda tarafların cari hesapları arasındaki farkı oluşturan davalı kayıtlarında yer alan ancak davacı kayıtlarında yer almayan 250.000,00 TL.lık bu çekin davalı tarafından davacıya verildiği, davacı tarafından başkasına ciro edildiği, davalı tarafından çek bedelinin son cirantaya ödendiği dolayısı ile bu çekin bedelinin davacı tarafından tahsil edildiğinin kabulü halinde davacının davalıdan alacağının bulunmadığını raporunda bildirmiştir.
Mali Müşavirbilirkişi tarafından düzenlenen 09.09.2020 tarihli bilirkişi EK raporuna göre; tarafların kök rapora beyanları ile taraflarca sunulan ticari defterlerin yeniden incelenmesinde kök raporda belirtildiği üzere tarafların hesapları arasında 271.000,00 TL. fark bulunduğu, bu farkın da 25.000,00 TL.lık kısmının davalı kayıtlarında yer alan 10.01.2016 tarihindeki 475.000,00 TL.’lık 331-Ortaklar Cari hesabına yapılan virman kaydından ve 02.01.2017 tarihindeki 500.000,00TL.lık virman kaydından kaynaklandığı, davalı tarafından bu virman kayıtları ile ilgi herhangi bir belge verilmediğinden değerleme yapılamadığı, bu sebeple bu bakiyenin davalının cari hesap bakiyesinden düşülmesi gerektiği, 4.000,02 Tl.lık farkın davalı kayıtlannda yer alan 31.12.2014 tarihli 3.999,93TL.lık ve 0,69 TL.lık kayıtların davacı kayıtlannda yer almamasından kaynaklandığı, davalı tarafından bu virman kayıtlan ile ilgi herhangi bir belge verilmediğinden değerleme yapılamadığı, bu sebeple bu bakiyenin davalının cari hesap bakiyesinden düşülmesi gerektiği, 250.000,00 TL.lık kısmının davalı kayıtlarında yer alıp davacı kayıtlarında yer almayan 250.000,00 TL.’lik çek kaydından kaynaklandığı, bu kayıt ile ilgili olarak davalı kayıtlanın incelenmesinde; davacı kayıtlarında yer alan 4 adet 150.000,00 TL.lık olmak Üzere toplam 600.000,00TL.lık çeklerle birlikte bu 250.000,00TL.lık çekin de 331-Ortaklar cari hesabından virman kaydı ile yapıldığı, davalı tarafından kök raporun incelenmesi ile ilgili olarak sunulan rapor ekinde de yer alan çek fotokopisi (arkalı-önlü) ile banka dekontlarının incelenmesinde davalı … tarafından davacı …Ltd.Şti. adına …Sirkeci Şubesine ait … numaralı 30.05.2014 tarihli 250.000,00TL.lık çekin tanzim edilmiş olduğu, çekin arka yüzünde davacının cirosunun bulunduğu, davacı cirosundan sonra … cirosu bulunduğu, … Sirkeci şubesine ait banka dekontlarında da 06.06.2014 tarihinde bu çekin bedelinin davalı tarafından …hesabına ödeme yapıldığı görülmüş olup, çekle ilgili bu çekin bedelinin davacı tarafından tahsil edildiğinin kabulü halinde davacının davalıdan alacağının bulunmadığı, bedelinin davacı tarafından tahsil edilmediğinin veya başka bir işlem için davacıya verildiğinin kabul edilmesi halinde davacının davalıdan 245.999,98 TL. alacaklı olduğunu raporunda bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, alınan bilirkişi kök ve ek raporu, tarafların ticari defter ve kayıtları gözönüne alındığında; taraflar arasında ticari alım satım ilişkisinin bulunduğu, tarafların arasındaki alacak verecek ilişkisinin yazılı olmayan cari hesap ilişkisine dayandığı, davacının alacaklı olduğu iddiasıyla davalı aleyhine 245.999,98TL alacağının tahsili talebi ile İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibi yaptığı, davalının icra takibine itirazı üzerine takibin durmasına karar verildiği ve davacının itirazın iptali talebi ile işbu davayı açtığı, her iki tarafın defter ve kayıtları incelendiğinde; tarafların cari hesapları arasındaki farkı oluşturan; davalı kayıtlarında yer alan ancak davacı kayıtlarında yer almayan … Şubesine ait, … nolu 30/05/2014 keşide tarihli 250.000TL bedelli çekin, davalı tarafından davacı tarafa verildiği, davacının bu çeki davadışı …’e ciro ettiği, 06/06/2014 tarihinde çek bedelinin … hesabına virman yapılarak ödendiği, bu şekilde çek bedelinin davacı tarafından tahsil edildiği, çekin başka bir alacak borç ilişkisine istinaden verildiğine dair bir delilin dosyada bulunmadığı, tarafların ticari defter ve kayıtlarında da bu yönde bir belgenin olmadığı anlaşıldığından; tüm dosya kapsamına davacının davalıdan alacağının bulunmadığı kanaatine varıldığından; davacının davasının reddine, alacaklı bulunmadığını bildiği, veya bilmesi gereken bir durumda olan davacının icra takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşıldığından davacının davalı yararına alacağın %20’si oranında kötüniyet tazminatı ödemesine dair karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davacının davasının REDDİNE,
2-)Davalının kötüniyet tazminatı talebinin kabulü ile; ret edilen meblağın %20’si olan 49.199,00TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
3-)Davacı tarafça yatırılan peşin harç ve tamamlama harcından alınması gereken 54,40-TL karar harcının mahsubu ile fazla yatırılan 2.916,67-TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
4-) Davacı tarafça yargılama sırasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı taraf davasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 25.670-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Taraf vekillerinin ve davalı Asil …’ın yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
02/12/2020

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.