Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/724 E. 2022/491 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2018/724 Esas
KARAR NO:2022/491

DAVA:Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ:13/08/2018
KARAR TARİHİ:23/06/2022

Taraflar arasında görülen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin kuyumculuk yaptığını, bu sebeple iş yeri güvenliğinin sağlanması için davalı şirket ile 05/08/2016 tarihinde Güvenlik Sistemi Hizmet Sözleşmesi imzalandığını ve müvekkilinin adresinde güvenlik sistemi kurulduğunu, dava konusu olayın “… Kuyumculuk” olarak bilinen, şirket müdürü Samer Sanoufi’nin işyerinde 17/06/2018 tarihinde saat: 06.11’de şüpheli şahısların birinci kat merdiveninden 40,45 cm duvarı delmek suretiyle müvekkilinin işyerine girerek kasada mevcut olan 2 kg saf altını, 6 kg işlenmiş altını, 7.200 Euro’yu 100.000-150.000 arası doları alarak olay yerinden uzaklaştıklarını, işyerine girmek için mevcut duvarı deldiklerini ve işyerini kullanılamaz hale getirdiklerini, hırsızlık esnasında davalı şirketin güvenlik alarmının çalışmadığını, hırsızlığın olduğu saatten tam 4 saat sonra müvekkilinin sisteme bağlı cep telefonuna “17 haz. 2018 10.11 … danışmanlık-Fati-… panel GPRS bağlantısı koptu” şeklinde mesaj geldiğini, ayrıca polis merkezine bildirim yapılmadığını, davalı şirketin alarm merkezine gelen sinyalleri 24 saat gözetmekle ve gerektiği takdirde ilgili merciye ve müşterinin belirleyeceği kişilere bildirmekle yükümlü olduğunu, ancak davalı şirketin bu hizmeti sağlayamadığını ve müvekkilini maddi ve manevi zarara uğrattığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL maddi tazminatın ve 10.000 TL manevi tazminatın faiziyle müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize verdiği 11/09/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile; maddi tazminat taleplerini 2.033.592 TL artırarak toplam 2.043.592 TL olarak ıslah ettiklerini ve ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini belirtmiş ve ıslah harcını yatırmıştır.
Davalı vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davacı arasında akdedilen Güvenlik Sistemi Hizmet Sözleşmesi kapsamında belirtilen güvenlik teçhizatı ve tüm ürünlerin çalışır vaziyette, eksiksiz ve her türlü fiili ve hukuki ayıptan ari olarak davacıya teslim edildiğini, bu hususun davacının kendi el yazısıyla imzalamış olduğu teslim ve montaj formu ile de sabit olduğunu, dava konusu meydana gelen hırsızlık olayında müvekkili şirketin hiçbir kusurunun bulunmadığını, müvekkili şirketin 5188 sayılı kanun, ilgili yasal mevzuat ve sözleşme hükümleri uyarınca yerine getirmesi gereken tüm yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, bu sebeple davacının tazminat taleplerinin reddini talep ettiklerini, müvekkili şirkete kusur izafe edilmesinin mümkün olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin sigorta sözleşmesi hükmünde olmayıp, sözleşmeyle ilgili tüm yükümlülüklerini yerine getiren müvekkili şirketin hiçbir kusuru bulunmadığını, meydana gelen hırsızlık olayında müvekkili şirket tarafından sağlanan hizmetin ayıplı olmasından kaynaklı bir durum söz konusu olmadığını, sistem çalışır vaziyette iken, hırsızlar tarafından harici sirene dış müdahalede bulunularak sistemin kısa devre yapmasına sebebiyet verildiğini, söz konusu hırsızlık olayı ile İstanbul Cumhuriyet Savcılığının … Soruşturma sayılı dosyası ile soruşturmasının devam ettiğini, hırsızlık olayının asıl failleri ve meydana gelen zarara sebep olanların hırsızlık eyleminde bulunan kişiler olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 5.3. maddesinde müvekkili şirketin hırsızlık, yangın ve sair olaylarda herhangi bir sorumluluğunun söz konusu olmayacağının kararlaştırılmış olması ve tacir sıfatını haiz davacı tarafça da bu hususun kabul edilmiş olmasının güvenlik sistemi dahilindeki harici sirene üçüncü kişi veya kişiler tarafından fiili müdahalede bulunarak alarm sisteminin devre dışı kalmasına sebep olmaları ve taraflar arasındaki akdedilen sözleşmenin 5.4. maddesinde üçüncü kişilerin müdahalesi halinde müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun söz konusu olmayacağının düzenlendiğini, TBK.nın 52.maddesi uyarınca davacının müterafik kusurunun bulunduğunu, davacının 6 kg işlenmiş, 2 kg saf altının ve yüklü miktarda dövizinin çalındığını iddia ettiğini, buna ilişkin doğru olduğu bir an için doğru kabul edilse bile davacının böyle yüklü miktarda değerli maden ve nakit para ve sair emtia işyerinde alarm sistemi kurdurmaktan başka hiçbir önlem almadığının açıkça ortaya çıktığını, hayatın olağan akışında bu nitelikteki bir işyerinde sigorta yaptırılmasının ve başkaca fiziki önlemlerin alınmasının açıkça ortada olduğunu, müvekkili şirketin kusurlu olduğu bir an için kabul edilse bile davacının bahsi geçen müterafik kusurunun zararla kusur arasındaki illiyet bağını kesmiş olacağını, davacının üzerine düşen özen ve dikkati göstermediğini, bu nedenle müvekkilinin zarardan sorumlu tutamayacağını, davacının zararını ispat edemediğinin açıkça ortada olduğunu, ceza yargılamasının bekletici mesele yapılmasının gerektiğini, davacının manevi tazminat talebinin hukuki dayanağının bulunmadığını, zararın tamamen mal varlığına ilişkin olduğunu, bu nedenle davacının manevi tazminat talebinin reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava maddi ve manevi tazminat davasıdır. Taraf delilleri toplanmış, olayla ilgili …. Asliye Ceza Mahkemesi dosyası celp edilmiş, güvenlik sistemi hizmet sözleşmesi ve diğer deliller incelenmiş, bilirkişilerden raporları alınmıştır.
Bilirkişiler … Mahkememize sundukları 11/03/2019 tarihli raporlarında ve 18/06/2019 tarihli ek rapolarında; davalı … A.Ş.’nin: 17.06.2018 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayında, yapılan değerlendirmeler doğrultusunda, taraflar arasında imzalanan Alarm Sistemi Abonelik sözleşmesi ve Alarm Sistemi satış ve Hizmet Sözleşmesine istinaden, … Danışmanlık ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin … Mah. … Cad. No:239 …/… adresinde Alarm Sistemi kurduğunu, Güvenlik Sistemi Hizmet Sözleşmesi gereği, meydana gelen hırsızlık olayında, Alarm Sistemi ile ilgili sözleşmenin madde 2 ve madde 4 de belirtiler yükümlülüklerini yerine getirmediğini/geç getirdiğini, … Danışmarlık ve Dış Tic. Ltd. Şti.ne ait işyerinde meydana gelen hırsızlık olayında hizmet kusurunun olmasından dolayı, davalı … A.Ş.’nin %75 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, Davacı … Danışmanlık ve Dış Tic.Ltd.Şti’nin; 17.06.2018 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı ile ilgili, 04.03.2018 tarihinde yerinde yapılan inceleme esnasında görüldüğü üzere, hırsızlık eylemini gerçekleştiren şahısların bahse konu işyerine duvarı kırarak ofis bölümüne girdiklerini, kırılan alanın tuğla üzeri sıva ile kaplı olduğunu, kuyumculuk faaliyetine başlanırken işyeri risk değerlendirmelerinin yapılması esnasında önlemeye yönelik alarm sistemi ve çelik kasaların bulunmasının, yakalamaya yönelik kamera sistemi kurulduğuna göre, yine önleme amaçlı bahse konu duvar alanında tedbir alınması gerektiğini, bu yönü ile özen yükümlülüğünü göstermeyerek gerekli tedbiri almaması nedeniyle davacı … Danışmanlık ve Dış Tic.Ltd.Şti’nin %25 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, 18/06/2018 tarihli savcılık tutanağında beyan edilen 2 kg saf altın, 6 kg işlenmiş 21 ayar altın, 100.000 Amerikan Doları, 7.250 Avro nakit paraların 13/08/2018 dava tarihine göre toplam değerlerinin 2.724.789.25 TL, 11/02/2019 rapor tarihine göre toplam değerlerinin 2.168.637,50 TL olduğunun tespit edildiğini, ancak 150.000 Amerikan Dolarına göre hesapladığında 13/08/2018 dava tarihine göre toplam değerlerinin 3.068,789,25 TL, 11/02/2019 rapor tarihine göre toplam değerlerinin 2.431.387,50 TL olduğunun tespit edildiğini, dosyaya delil olarak sunulan 48 adet alış faturasında belirtilen 22-21-18 ve 14 ayar altınların 13/08/2018 dava tarihine göre toplam değerlerinin 1.122.028,64 TL, 11/02/2019 rapor tarihine göre toplam değerlerinin 906.859,84 TL olduğunun tespit edildiğini bildirmişlerdir.
Bilirkişiler … mahkememize sundukları 26/05/2021 tarihli raporlarında; hırsızın çalmış olabileceği altın ve bujiteri ürünlerinin davacı yasal defter kayıtlarına göre satın alış değerinin 776.155,95 TL olduğunu, davacı tarafın yasal defter kayıtlarında yer alan miktardan daha fazla emtia ve döviz çalındığı yönündeki beyanlarını destekler mahiyette herhangi bir belgenin dosyada mevcut olmadığını, bu nedenle bu aşamada yasal defter kayıtları esas alınmak suretiyle bir hesaplama yapıldığını, davacı tarafça hırsızlık esnasında işyerinde bulunduğu belirtilen altın ile ilgili alımlara dayanak olarak sunulan fatura ve gider pusulalarında yer alan bilgilerden davacı tarafın 4.882,56 gram altın aldığının görüldüğünü, hırsızlık tarihinde çalınma ihtimali olan emtianın hırsızlık tarihi olan 17.06.2018 tarihi itibariyle rayiç değer toplamının 1.220.613,90 TL olarak hesaplandığını, davacı tarafa ait yasal defterlerde yapılan incelemelerde şirketin kasa hesabı bakiyesinin 122.123,57 TL olarak göründüğü, bu çerçevede davacı tarafın 7.200 Euro ve 100.000 – 150.000 arası doların çalındığı iddiasının kendi yasal defterlerince desteklenmediğini, hırsızlık tarihinde şirketin kasasında 122.123,57 TL karşılığı 7.200.- EURO * 18.500 USD bakiyesinin olabileceğini, davacının bu rakamı aşan talepleri yönünden dosyada herhangi bir belgeye rastlanılmadığını,
Davacı taraf yasal defterlerinde hırsızlık nedeniyle çalındığı belirtilen kıymetlerle ilgili olarak herhangi bir karşılık ayrılmadığını, hırsızlık esnasında “… Güvenlik Alarmı çalışmamıştır. Hırsızlığın olduğu saatten 4 saat sonra müvekkilin sisteme bağlı …cep telefonuna 17 Haziran 2018 10.11. … … panel GPRS bağlantısı koptu.” Mesajı geldiğini, sinyal gitmesine rağmen yaklaşık 4 saat sonra alarm izleme merkezinden işyeri çalışanının telefonuna SMS mesajı iletildiği anlaşılmaktadır…” yönündeki beyanı esas alındığında, davalı yanın sorumluluk kapsamında anlık olarak yapması gereken görevini ihmal ettiğini ve bu durumun TBK’nın 112. maddesi dâhilinde “borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi hâli” anlamında değerlendirilebileceğini, eylemi gerçekleştiren şahısların eylemlerini gerçekleştirmeden önce, olay yerinin tüm özelliklerinin risk analizini yaptıktan sonra, en zayıf noktadan içeri giriş yaptıklarını ve hırsızlık eylemini gerçekleştirdiklerini, ulusal basında zaman zaman haberlere konu olmasına rağmen davacı yanın hırsızlık eylemlerine karşı almış olduğu tedbirlerin yetersiz olması nedeniyle davacının müterafik kusurunun bulunduğunu, hırsızlık eyleminin gerçekleştirilmesi aşamasında davalı …’in üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediği anlaşıldığından önceki bilirkişi heyetince düzenlenen 11.03.2019 tarihli bilirkişi raporunda davalı yana %75, davacı yana %25 oranında takdir edilen müterafik kusur gerekçesi ve kusur oranının kendilerince de benimsendiğini ve aynı doğrultuda görüş oluşturulduğunu, buna göre hesap yapıldığında davacının bu aşamada talep edebileceği alacak tutarının emtia bedelinin; 1.220.613,90 TL olduğunu, davalının %75 sorumluluğuna isabet eden kısmın 915.460,43 TL olduğunu, döviz bedelinin; 7.200 Euro ve 18.500 USD olduğunu, davalının %75 sorumluluğuna isabet eden kısmının 5.400 Euro ve 13.875 USD olduğunu, davacının talep edebileceği alacak tutarının dosyadaki mevcut bilgi ve belgeler ile davacı taraf yasal defter kayıtlarına göre davalının kusur oranının % 75 olduğu göz önünde bulundurulduğunda; 915.460,43.- TL + 5.400.- EURO + 13.875.- USD olarak hesaplandığını, borca aykırılık nedeniyle ortaya çıkan zararın miktarı bakımından yapılan bu hesaplamanın dikkate alınabileceğini, her ne kadar sözleşmeye aykırılık nedeniyle bir sorumluluk değerlendirmesi söz konusu olsa da; TBK’nın 114/2 madde atfı nedeniyle davacının müterafik kusurunun dikkate alınması gerektiğini, bu meyanda %75 – %25 kusur oranı dikkate alınarak tazminat miktarının belirlenmesi gerektiğini bildirmişlerdir.
Bilirkişiler … Mahkememize sundukları 03/03/2022 tarihli ek raporlarında; tarafların itirazlarının incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda bilirkişi kök raporlarındaki görüş ve kanaatlerinde herhangi bir değişikliğin olmadığını bildirmişlerdir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirket ile davalı şirket arasında 05/08/2016 tarihli Güvenlik Sistemi Hizmet Sözleşmesinin bulunduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, güvenlik hizmetleri sözleşmesinin gereğinin yerine getirilip getirilmediği ve hırsızlık fiili neticesinde ortaya çıkan zarardan davalı … Güvenlik Hizmetleri A.Ş.’nin sorumlu olup olmadığı hususunda toplandığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 2. maddesine göre, sözleşmenin konusu ve kapsamı belirlendiği, davalı ile davacının yükümlülüklerinin ve sorumluluklarının sözleşme ile düzenlendiğinin ifade edildiği, 3.4. maddesine göre, davalı şirket müşterinin elektronik güvenlik sisteminden gelen sinyalleri 365 gün 24 saat boyunca izleyeceği müdahale edilmesi gereken durumlarda, davalı şirket müşterinin belirlediği kişilere ve ilgili mercilere durumu haber vereceği, teknik problemlerin varlığı halinde, alarm merkezi personeli, müşteriye 7 gün 24 saat boyunca telefon ile hizmet sunacağı, 5.4. maddesinde, akü ve pillere ilişkin arızalar yahut elektrik arızası veya telefon veya internet hatlarının borç nedeniyle kapanmasından ya da dışarıdan müşteri veya sair üçüncü kişilerin herhangi bir müdahalesi ile hattın çalışamaz hale getirilmesi gibi nedenlerden dolayı veya yangın, deprem, su baskını vb. Mücbir sebeplerden dolayı davalı şirketin işleyişini engelleyecek durumlarda davalının bu sözleşmede belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmemesinden ve hizmet vermemekten sorumlu tutulamayacağı düzenlenmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 05/08/2016 tarihinde tanzim edildiği ve sözleşmenin 7.maddesine göre sözleşme süresinin 24 ay olduğu ve hırsızlık olayının 17/06/2018 tarihinde meydana geldiği, buna göre olayın sözleşme süresi içerisinde olduğu anlaşılmıştır.
TBK’nın 112. maddesinde borca aykırılık düzenlenmektedir. Bu hükme göre, “borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir. kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.” Alarm dış ve iç sisteminin girmemesinin nedenin irdelendiğinde hırsızlık olayının meydana geldiği kattaki pır detektörlerin kablosunun kesildiği, ya da dış ve iç sirenin tahrip edildiği dolayısıyla da alarm sesli sirenin çalmadığı, detektörlerin kablosunun kesilmesi durumunda sistemin bağlı olduğu Haber Alma ve Alarm İzleme Merkezine sinyalin gitmiş olmasının gerektiği, gitmemesi durumunda sistemi kuran kişi veya haber alma merkezinin ihmali olduğu, davacının dava dilekçesindeki beyanı göz önüne alındığında davalı yanın sorumluluk kapsamında anlık olarak yapması gereken görevi ihmal ettiğinin anlaşıldığı, hırsızlığın gerçekleştiği bölüme ulaşılabilmesi için alarm sistemi devre dışı bırakıldıktan sonra duvarın delindiği, sonrasında ise kasanın açılabilmesi için bir süre uğraşıldığı göz önüne alındığında, GPRS bağlantısının koptuğu yönündeki 7/24 sinyal takibi ve bu durumun müşteri ve ilgili kurumlara bildirilmesi yükümlülüğünün önemli olduğu, ilgili durumun davacıya 4 saat sonra kısa mesaj yoluyla bildirilmesi, davalının sözleşmesel yükümlülüğünü uygun şekilde yerine getirmemesi olarak değerlendirilmesi gerektiği, TBK’nın 112. maddesinde ifadesini bulan “borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi” halinin gerçekleştiği ve bu nedenle davacının olaydan doğan zararının kusuru oranında davalıdan tahsili gerektiği Mahkememizce kabul edilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmeye istinaden, davalı şirketin, … Danışmanlık ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin … Mah. … Cad. No:239 …/… adresinde Alarm Sistemi kurduğu, Güvenlik Sistemi Hizmet Sözleşmesi gereği, meydana gelen hırsızlık olayında, Alarm Sistemi ile ilgili Sözleşmenin 2. ve 4. maddelerinde belirtiler yükümlülüklerini yerine getirmediği veya geç getirdiği, … Danışmarlık ve Dış Tic. Ltd. Şti.ne ait işyerinde meydana gelen hırsızlık olayında hizmet kusurunun olmasından dolayı, davalı … A.Ş.’nin %75 oranında kusurlu olduğu, hırsızlık eylemini gerçekleştiren şahısların bahse konu işyerine duvarı kırarak ofis bölümüne girdikleri, kırılan alanın tuğla üzeri sıva ile kaplı olduğu, kuyumculuk faaliyetine başlanırken işyeri risk değerlendirmelerinin yapılması esnasında önlemeye yönelik alarm sistemi ve çelik kasaların bulunmasının, yakalamaya yönelik kamera sistemi kurulduğuna göre, yine önleme amaçlı bahse konu duvar alanında tedbir alınması gerektiği, bu yönü ile özen yükümlülüğünü göstermeyerek gerekli tedbiri almaması nedeniyle davacı … Danışmanlık ve Dış Tic.Ltd.Şti’nin olayda %25 oranında kusurlu olduğu Mahkememizce kabul edilmiştir.
Hırsızın çalmış olabileceği altın ve bujiteri ürünlerinin davacı yasal defter kayıtlarına göre satın alış değerinin 776.155,95 TL olduğu, davacı tarafın yasal defter kayıtlarında yer alan miktardan daha fazla emtia ve döviz çalındığı yönündeki beyanlarını destekler mahiyette herhangi bir belgenin sunulmadığı, bu nedenle yasal defter kayıtları esas alınmak suretiyle bir bilirkişilerce hesaplama yapıldığı, Davacı tarafça hırsızlık esnasında işyerinde bulunduğu belirtilen altın ile ilgili olarak alımlara dayanak olarak sunulan fatura ve gider pusulalarında yer alan bilgilerden davacı tarafın 4.882,56 gram altın aldığının görüldüğü, hırsızlık tarihinde çalınma ihtimali olan emtianın hırsızlık tarihi olan 17.06.2018 tarihi itibariyle rayiç değer toplamının 1.220.613,90 TL olarak bilirkişilerce hesaplandığı, Davacı tarafa ait yasal defterlerde şirketin kasa hesabı bakiyesinin 122.123,57 TL olarak göründüğü, bu çerçevede davacı tarafın 7.200 Euro ve 100.000 – 150.000 arası doların çalındığı iddiasının kendi yasal defterlerince desteklenmediği, hırsızlık tarihinde şirketin kasasında 122.123,57 TL karşılığı 7.200.- EURO + 18.500 USD bakiyesinin olabileceği yönündeki bilirkişi görüşüne Mahkememizce itibar edilmiştir.
Buna göre sonuç olarak; davacının alacak tutarının emtia bedeli olarak; 1.220.613,90 TL olduğu, davalının %75 sorumluluğuna isabet eden kısmın 915.460,43 TL olduğu, döviz bedeli olarak; 7.200 Euro ve 18.500 USD olduğu, davalının %75 sorumluluğuna isabet eden kısmının 5.400 Euro ve 13.875 USD olduğu anlaşıldığından, bilirkişiler tarafından tespit edilen ve davalının tanziminle yükümlü olduğu kabul edilen 5.400 Euro’nun ve 13.875 USD’nin dava tarihindeki kura göre yapılan hesap sonucunda; 915.460,43 TL + 13.875 USD karşılığı 95.772,19 TL + 5.400 Euro karşılığı 42.435,90 TL olmak üzere toplam 1.053.668,52 TL maddi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı, manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
TMK’nın 24.maddesi ve TBK’nın 58.maddesi gereğince kişisel hakları haleldar olan kimse manevi tazminat isteyebilir. Böyle bir kimseye bir miktar para ödenmesi ruhsal acılarını kısmende olsa giderme amacına yöneliktir. Mal varlığına yönelik bir eylem TMK’nın 24. maddesi ve TBK’nın 58.maddesi anlamında kişisel hakları ihlal eden bir eylem niteliğinde değildir. Davacının da mal varlığına yönelik eylemden dolayı manevi tazminat talebinde bulunduğu anlaşıldığından yasal koşulları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; 1.053.668,52 TL maddi tazminatın 10.000 TL.sinin dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile, kalan 1.043.668,52 TL.sinin ıslah tarihi olan 11.09.2019 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat ve manevi tazminat taleplerinin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 71.976,10 TL harçtan 341,55 TL peşin harç ve 34.728,67 TL ıslah harcı toplamı olan 35.070,22‬ TL harcın mahsubu ile geriye kalan 36.905,88‬ TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 341,55 TL peşin harç ve 34.728,67 TL ıslah harcı toplamı olan 35.106,12‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 69.678,40 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın reddedilen manevi tazminat için 5.100 TL, reddedilen maddi tazminat kısmı için 66.546,17 TL olmak üzere toplam 71.646,17 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 2.099,5‬0 TL bilirkişi ücreti + 293,50‬ TL tebligat- müzekkere ücreti olmak üzere 2.393‬ TL yargılama masrafının davanın kabul ve ret oranına göre 1.227,81 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 10.000 TL bilirkişi ücreti + 50 TL tebligat-müzekkere ücreti olmak üzere 10.050 TL yargılama masrafının davanın kabul ve ret oranına göre 4.893,49 TL sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin ve ihbar olunan vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/06/2022
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır