Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/708 E. 2020/275 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/708
KARAR NO : 2020/275

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/08/2018
KARAR TARİHİ : 30/06/2020

Mahkememize açılan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının Mezitli şubesi nezdinde …Lehine bazı şahısların müşterek ve müteselsil kefaletiyle genel kredi ve teminat sözleşmesine istinaden taşıt kredisi hesabı açıldığını ve kullandırıldığını, kredi borçlusu… genel kredi sözleşmesi ekinde yer alan ödeme planında gösterilen 28/02/2018, 31/30/2018 ve 30/04/2018 vadeli taksitleri toplamı 40.985,89-TL’nin vadesinde ödenmediğinden bahisle muaccel alacak doğduğu iddiasıyla davacılara hesap kat ihtarnamesi keşide edildiğini, davacı …’nu borçlara muhatap olarak almakla kalmayıp yine bu şahsa ait Maktekser Makine İş Makineleri..’ni de müteselsil kefil sıfatıyla borçtan sorumlu tuttuğunu, bankadaki business kartı hesaplarını kat ederek kartları da iptal ettiğini, kartlarla işlem yapıldığı takdirde cezai takibata uğrayacağını, savcılığa suç duyurusunda bulunulacağının ihtar edildiğini, icra takibi başlatılacağının bildirildiğini, halbu ki davacı müvekkillerinin söz konusu bankadan çekilen taşıt kredisinde ne ana borçlu ne de müteselsil kefil olmadığını, gönderilen hesap kat ihtarnamesinin haksız olduğunu, müvekkillerinin ticari itibarının sarsıldığını, bankanın kusurlu ihtar çekildiğini kabul ettiğini, düzeltme yazısı göndererek konuyu kapatmaya çalıştığını beyan ederek müvekkillerinin maddi ve manevi tazminini talep etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkememizce alınan 11/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davalı yanın, davacıya yolladığı ve yazı ile daha önce yolladığı ihtarnamedeki işlemleri yürütemeyeceğini ifade ettiği görüldüğü, davalı yan davaya cevap vermemiş ise de davalı vekili 22/05/2019 tarihli duruşmaya gelerek sözlü beyanlarının zapta geçmesini sağladığı, davacılardan somut ilişkide müteselsil kefil sıfatıyla davalı yana karşı sorumlu kabul edilip edilmeyeceği konusunda takdirin Mahkememize ait olduğu, bu meyanda, davalının kefaletin varlığını savlarken dayandığı 19/03/2014 tarihli genel kredi ve teminat sözleşmesinin içeriğinin TBK md. 583 hükmünün gereklerini karşılayıp karşılamadığını değerlendirecek olan makam da dava dışı asıl borçlunun kullandığı … ürün numaralı taşıt kredisi ile huzurdaki çekişmede süreci başlatan davalı ihtarnamesinin mezkur genel kredi ve teminat sözleşmesi ile ilişkilendirilmesinin mümkün olup olmayacağını, davalının ihtar gönderme işleminin ayrıca hakkın kötüye kullanılması teşkil edip etmediğini belirleme yetkisine sahip makam da hakeza/münhasıran Mahkememiz olduğu, ancak, bu davada tartışılacak yönün bizatihi davalının bilahare verdiği bir yazıyla davacılara karşı daha önceki ihtarında andığı işlemleri gerçekleştiremeyeceğini bildirmesi karşısında, somut çekişme bakımından bunlar olmadığı düşünüldüğü, bilindiği gibi TBK md. 114/II hükmünün yollaması kapsamında “…Maddi zararın varlığını ve miktarını ispat yükü (külfeti) zarar görene aittir (TBK 50/I; e.BK 41/I)…”, davacılar davalının işlemi ister haksız eylem olarak tavsif edilsin, ister sözleşmeye aykırılık olarak görülsün, davalı işleminden ötürü ne surette 1.000,00-TL maddi zarara uğradıklarını ispata salih sarih doneyi dosyaya sunmadığı, bu sebeple, davacı savlarının özünün Mahkememizce yerinde görülecek olursa ve varsa maddi zararın takdiri keyfiyeti TBK md. 50/son hükmü gözetilerek, Mahkememizin münhasır takdirinde olduğu, manevi isteminin değerlendirilmesi de gerek somut olay bakımından gerekse genel manada -bilhassa davacılardan tüzel kişi bakımından- yine Mahkememizce değerlendirilebilecek bir yön olduğu, kaideten ifade edilmek gerekirse “…Türk hukukunda ancak kişilik haklarının ihlali (zedelenmesi) hallerinde manevi zararın giderilmesine hükmedilir (TBK 58; e. BK 49). Kişilik hakkının ihlali, kişilik hakkını tanımlarken belirtilen unsurlarda (bir kimsenin hayatı, vücut bütünlüğü, şeref ve haysiyeti, ismi, resmi gibi…) bir ihlalin meydana gelmesi ile gerçekleşir… (Nomer; age. Sh. 256 vd.)… Kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
03/02/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda ise; davacının maddi tazminat istemi yönünden meseleye bakıldığında; bu açıdan hangi zararlara duçar olduğunu, bu anlamda davalı bankanın işlem ve eylemleri neticesi hangi işleri alamadığını, hangi işleri alma ihtimalini yitirdiğini, hangi ticari kredi talebinin bu sebeple geri çevrildiğini veya olağan faizin ötesinde bir rakamla bu kabil bir ticari kredi aldığnı vs. Ortaya koyması kök raporda da işaret edilen TBK 50/I hükmünün açık gereği olduğu, bunların davacı yanca ortaya konmadığı bir durumda, sarih nominal bir maddi giderim rakamı bildirmek olanaklı olmayacağı, bunun dışında, yine davacının itirazı gözetildiğinde; akçalı bir zararın nominal olarak yukarıda açıklandığı gibi ortaya (…dosyaya tüm delilleriyle ve uygun illiyeti de gösterir surette ibraz suretiyle…) konmadığı durumda ve ayrıca davacı yanca kendisinin uğradığını bildirdiği zararları hukuken def etmek için avukatına ödediği ücretin serbest meslek makbuzunun da sunulmadığı nazara alındığında, avukatlık asgari ücret tarifesinin de hangi rakam üzerinden değerlendirilebileceğinin zemini de oluşmayacağı, ancak delillerle doğrudan temas eden Mahkememiz, kök raporda da işaret edildiği gibi, münhasıran hakime tanınmış olan ve içeriği TBK md. 50/2 ve 51/1’de yer bulan mekanizmaları işleterek, maddi giderim talebi itibariyle, davacı istemi yönünde hüküm kurmakta muhtar olduğu, öte yandan Mahkememiz hiç kuşkusuz davacı yanın dilekçelerinde yer alan ve dosyanın başka bir bilirkişiye sevk edilmesi seçeneği yönündeki istemi benimseyerek, dosyayı bir yeminli mali müşavir bilirkişiye sevk etmekte de muhtar olduğu, manevi zarar giderimi talebi bakımından da, kök raporda yer bulan ve bu alandaki istemin değerlendirilmesinin münhasıran Mahkememize ait olduğuna işaret eden görüşün de özü bu aşamada korunmakta olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı tarafça tebliğ edilen borç ihtarı sebebiyle açılan, maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Yargılama aşamasında taraf teşkili sağlanarak, taraflarca usulüne uygun olarak bildirilen deliller toplanılmış ve dosyamız bilirkişiye tevdii edilerek 11.11.2019 tarihli kök ve 03.02.2020 tarihli ek rapor dosyamız arasına alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı banka ile dava dışı …Şti arasında, genel kredi ve teminat sözleşmesinin imzalandığı ve davacı şirketin de müteselsil kefil sıfatıyla şirket kaşesi ile birlikte sözleşmede imzalarının olduğu, davalı banka tarafından bu sözleşmeye istinaden ödenmediği belirtilen borçlar nedeniyle suç duyurusu ve icra takibi dahil Yasal hakların kullanılacağı da ihtar edilerek … Noterliğinin 01.06.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin aralarında davacıların da olduğu muhataplara tebliğ edildiği, bu ihtarname nedeniyle de ticari itibarın zedelenmesi ile birlikte oluşan maddi ve manevi zararlar sebebiyle Mahkememizdeki iş bu davanın açıldığı, ihtarnamenin tebliğinin ardından, davalı banka tarafından herhangibir Yasal işlem başlatılmadığı, suç duyurusunda bulunulmadığı, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, bu ihtarname sebebiyle davacıların, ne surette maddi zarara uğradıklarını finansal anlamda ispatlayamadıkları, manevi zararın da Borçlar Yasası hükümlerine göre gerçekleşmediği sonucuna varılmakla davacıların davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 54,40-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 187,86-TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 133,46-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacılara iadesine,
3-Davalı vekille temsil olunduğundan AAÜT gereğince hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacıların yapmış olduğu yargılama masraflarının, kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Kalan gider avansının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf’a kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip
e-imzalı

Hakim
e-imzalı

¸Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.