Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/682 E. 2019/781 K. 22.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/682 Esas
KARAR NO : 2019/781
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 31/07/2018
KARAR TARİHİ: 22/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği 31/07/2018 havale tarihli dilekçesinde özetle; Davalı tarafından davalı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, takibin dayanağının banka kredi kartı olduğunu, davacının ilgisi olmadığını, bankadan kredi kartı talebi olmadığını ve kredi kartı teslim alınmadığını, Bursa adresine İrfan Akarsu tarafından teslim alındığını, davacı adına kredi kartı talebinde bulunan şahısların kredi kartlarını uzun süre kullandığını, ev hanımı olan davacının icra takiplerinden habersiz olduğunu, icra takibine konu edilen kredi kartının davacı tarafından çıkarılmamış ve kullanılmamış olması nedeniyle davalı tarafa herhangi bir borcu bulunmaması sebebiyle borçlu olmadığının tespitine, teminatsız olarak ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile dava sonuna kadar durdurulmasına, davalının kötü niyetli olması nedeniyle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin mahkememize verdiği 13/09/2018 havale tarihli dilekçesinde özetle; Davacıya ihtarname tebliğ edildiğini, davacının ihtarnameye cevap vermediğini, icra takibi başlatıldığını, evrakları alan kişinin hakkında suç duyurusunda bulunulması gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul …İcra Müdürlüğü …Esas sayılı dosyası, kredi kartı teslim talep kayıtları, kredi kartı kullandırım sözleşmesi ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dava, menfi tespit isteminden ibarettir.
Davacı taraf bankadan kredi kartı talebi olmadığını ve kredi kartı teslim alınmadığını, davalı tarafa herhangi bir borcu bulunmaması sebebiyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf davacıya ihtarname tebliğ edildiğini, davacının ihtarnameye cevap vermediğini, icra takibi başlatıldığını, suç duyurusunda bulunulmadığı beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Görev hususundaki ihtilafın çözümü için, mülga 4077 sayılı Kanunla 5464, 6102 ve 6502 sayılı kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
01.03.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 44. maddesinin birinci fıkrasında, “tüketici olan kart hamili” tarafından açılacak davalarda 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22 ve 23. maddelerinin uygulanacağını ve dolayısı ile tüketici mahkemelerinin görevli olacağı, İkinci fıkrasında ise “kart çıkaran kuruluşlar” tarafından kart hamili aleyhine açılacak davalar yönünden 1086 sayılı HUMK’nın (6100 sayılı HMK’nın 447/2. maddesinde, başka kanunların HUMK’ya yaptığı atıfların HMK’ya yapılmış sayılacağı belirtildiğinden 01.10.2011 tarihinden itibaren bu atıf HMK olarak anlaşılmalıdır) görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanacağı belirtilmektedir. Aynı Kanunun 43. maddesinde ise, “tacirlere verilen kurumsal kredi kartları hakkında” 44. madde hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilerek ana kurala istisna getirilmiştir.
Ancak, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun Geçici-1/1. maddesinde ise “bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan” davaların “açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam” edeceği belirtildiğinden, 28.05.2014 tarihinden önce açılmış davalar yönünden 5464 sayılı Kanunun 44. maddesindeki görev hükümleri geçerli olmaya devam edecektir. 6502 sayılı Kanun, kart hamili ya da kartı veren kuruluş gibi bir ayrıma gitmeksizin bütün bankacılık işlemlerini (m. 3/1-k kapsamına girmeyen tacirler hariç olmak üzere) kanun kapsamına aldığı ve 83/2. maddesi hükmü karşısında diğer kanunlardaki görev kuralları bu kanun kapsamına giren uyuşmazlıklarda uygulanmayacağı için, 6502 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır. Yargıtay 20. Hukuk Dairesi,10/12/2018 tarih, 2018/5871 E.-2018/8050 K. Ve Yargıtay 20. Hukuk Dairesi, 21/01/2019 tarih, 2018/5936 E.-2019/306 K. Sayılı içtihatları da bu yöndedir.
Dava konusu olayda uyuşmazlık, kredi kartı borcundan kaynaklanmakta olup; dosya kapsamı itibariyle davalı bankadan gelen cevabi yazıda kartın ticari kart olmadığı, tüketici tarafından müşteri hizmetlerine yapılmış başvuru sonucu düzenlenen kredi kartı olduğu, ticari kartın sözleşme olmaksızın müşteri hizmetleri kanalıyla çıkarılmasının mümkün olmadığı anlaşlmakla, dava konusu kredi kartının tüketici tarafından kart olduğu sabit olup tarafların ticari faaliyetlerine ilişkin olmaması, davacı tarafın beyanından da kartın tüketici işlemine ilişkin çıkarılmış kart olması, davacının tacir olmaması nedeniyle söz konusu kredi kartı borcundan kaynaklı taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari nitelikte olmadığı anlaşılmış ve eldeki davanın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra 18/05/2018 tarihinde açılmıştır. Davalı, tacir olmayıp 6502 sayılı Kanunun 3/1-k maddesi uyarınca tüketicidir. Bu haliyle uyuşmazlığın, anılan Kanunun 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca, tüketici mahkemesi tarafından çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde, TTK 5. Maddesi ve 6502 sayılı yasanın ilgili maddeleri gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Tüketici Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK 20/1 maddesi gereğince, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere İstanbul Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3- Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip
e-imza*
Hakim
e-imza*