Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/672 E. 2023/139 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2018/672 Esas
KARAR NO:2023/139

DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/07/2018
KARAR TARİHİ : 28/02/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin 04.10.2013 tarihli sözleşme ile davalı şirketin … … olarak çalışmaya başladığını, müvekkilinin sözleşmeden ve mevzuattan doğan tüm yükümlülüklerini basiretli bir tacir olarak gereği gibi yerine getirmesine rağmen davalının müvekkil şirketten ibraname almak suretiyle 31.07.2017 tarihinde haksız ve tek taraflı olarak feshettiğini, 31.07.2017 tarihli fesi ve ibraname metninin geçersiz olduğunu, sözleşmenin her ne kadar 5 yıllık olarak düzenlenmiş olsa da davalının sözleşmenin 10 yıl süreceği yönünde güven uyandırdığını, müvekkili şirketin 31.07.2017 tarihinden 04.10.2023 tarihine kadar olan sürede kardan yoksun kaldığını, rekabetin korunması hakkındaki kanuna aykırılık nedeniyle davalının zararın 3 katı oranında tazminata hükmedilmesini talep ettiklerini, müvekkili şirkete haksız olarak kesilen ceza faturalarının bedellerinin müvekkil şirkete iadesini, müvekkilinden haksız olarak tahsil edilen ceza faturalarının da hükümsüz olduğunun tespitine karar verilmesini talep ettiklerini, belirterek 31/07/2017 tarihli ibranamenin geçersizliğinin tespitini, taraflar arasındaki 04/10/2017 tarihli “… … Bayilik Sözleşmesinin” davalı şirket tarafından haksız olarak feshedildiğinin tespitini, davalının Sözleşmeyi haksız feshi yüzünden 31/07/2017 tarihinden 04/10/2023 tarihine kadar olan 6 yıl 2 aylık dönem için yoksun kaldığı kârın (maddi zararının)tespitiyle Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 58. Maddesi uyarınca 3 katının, HMK 107/2 uyarınca belirsiz alacak kurallara çerçevesinde tahkikat sonucunda tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda HMK m.l07/2 uyarınca arttırılmak üzere şimdilik 5.000 TL maddi tazminatın 31/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalı şirketten tahsil edilerek, müvekkil şirkete ödenmesini, bunun mümkün görülmemesi halinde Terditli olarak 5.000 TL maddi tazminatın (yoksun kaldığı kârın), dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (anons) faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek, müvekkil şirkete ödenmesini, Türk Ticaret Kanununun 122. maddesi uyarınca, müvekkil şirketin davalıdan olanı denkleştirme tazminatı alacağının, tahkikat sonucunda tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda HMK m.107/2 uyarınca arttırılmak üzere 5.000 TL denkleştirme tazminatının, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte, müvekkil şirkete kesilen ceza faturalarının haksız ve hukuka aykırı olduğunun tespiti ile ödenen bedellerin müvekkile iadesini, bu zarar kalemine ilişkin belirsiz alacak olarak HMK. M.107/2 uyarınca arttırılmak üzere 2.000 TL’nin davalı şirketten tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı … Teknoloji Gsm Bilişim Hizm. Tic. Ltd. Şti. ile Müvekkil Şirket … A.Ş. arasında 02.10.2013 tarihinde … … Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, davacı bayinin … no.lu bayilik kodu ile Dağıtım Merkezi olarak “…” markası altında … tarafından belirlenen ve izin verilen ürün ve hizmetlerin, … tarafından … bayisine bildirilen … satış noktalarına ve … tarafından ilişki kurulacak … tarafından onaylı tüm … satış noktalarına satış, dağıtım ve pazarlamasının yapılması hakkına haiz olduğunu, tarafların 26.07.2017 tarihinde imzalanan “Sonlandırma Protokolü ve İbraname”nin 3.1. maddesi doğrultusunda Dağıtım Merkezi Sözleşmesinin 31.07.2017 tarihi itibariyle sona ereceği hususunda mutabık kaldıklarını ve bu tarih itibariyle davacının Dağıtım Merkezi olarak faaliyetlerinin sona erdiğini, tebliğ edilmeyen dava dilekçesi ekleri ile ilgili olarak beyanda bulunma haklarını saklı tuttuklarını, huzurdaki davada tazminata ilişkin davacı taleplerinin tefrik edilmesi gerektiğini, taraflar arasındaki ibraname ilişkisinin, kesinleşmiş yargı kararı ile iptal edilmeden, davaya konu edilen tazminatların talep edilmesinin mümkün olmadığını, bu aşamada ortada geçerli bir ibraname bulunduğundan, davacının tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, Sayın Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde dava konusunun tefrikine ilişkin talepleri doğrultusunda oluşturulacak yeni davanın, davacının tazminat taleplerine ilişkin oluşturulacak dava açısından bekletici mesele yapılması gerektiği, davacının alacağını kesin olarak belirleyebilmesi mümkün olduğundan şartlarını taşımayan belirsiz alacak davası için hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı ile 02.10,2013 tarihinde başlayan sözleşme ilişkisinin, 26.07.2017 tarihli “sonlandırma protokolü ve ibraname” ile 31.07.2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, tarafların karşılıklı iradesi ile sona erdirildiğini, taraflar arasındaki ilişkinin kurulması ve sona ermesi sözleşme ile sabit olup sözleşme ilişkisinin 10 yıl, süreceği yönünde güven oluşturulduğu şeklinde iddiaların basiretli tacir olma halinden uzak olup, abesle iştigal olduğunu, sözleşme karşılıklı olarak feshedildiğinden davacının müvekkil şirketten yoksun kalınan kar kaybını talep etmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle mahrum kalınan kar ve denkleştirme tazminatı talebine ilişkindir.
Taraflar arasında imzalanan … … Bayilik Sözleşmesi incelendiğinde;
Sözleşmenin 6.1.maddesinde ” …; Sözleşme ile, Sözleşme konusu faaliyeti icra etmek için …’ ni, münhasır yetkili olmaksızın tayin etmiştir. … de, Sözleşme’ nin şartları çerçevesinde bu şekilde tayini kabul etmektedir.” düzenlemesine yer verildiği,
Sözleşmenin 6.4. Maddesinde ; ”…; …’ ne bildirilen …’ lerin ve … tarafından ilişki kurulacak … tarafından onaylı …’ lerin Sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklere riayet etmesini sağlamaktan sorumludur. Sözleşme‟ ye aykırı davranış, ister …‟ nden, ister onun sorumluluğu altında olan … (ler)‟ den kaynaklansın, …‟ nin Sözleşme‟ ye aykırı davranışı olarak kabul edilecektir.” düzenlemesine yer verildiği,
Sözleşmenin …‟ nin Sorumluluklar başlıklı 7.1 maddesinde; ” …, …’ ne … tarafından bildirilen …’ lerin ve … tarafından ilişki kurulacak … tarafından onaylı …’ lerin …’ ya, … abonelerine ve tüm yetkili mercii ve makamlara karşı olan sorumluluklarını üstleneceğini, eylemlerinden ve faaliyetlerinden doğrudan sorumlu olacağını, söz konusu …’ lerin …’ ya, abonelere herhangi bir zarar vermesi durumunda …’ nın zararlarını karşılayacağını, …’ nın bu bağlamda bu Sözleşme kapsamında verilen teminat mektubunu nakde çevirme hakkı olduğunu ve …’ nin Sözleşme kapsamında hak kazandığı primler var ise bu primlerden mahsup etme kabul, beyan ve taahhüt eder.” düzenlemesine yer verildiği,
Sözleşmenin prim kesintisi başlıklı 31.1.1 maddesinde ”…’ nin işbu Sözleşme ve ekleri kapsamındaki yükümlülüklerine aykırı hareket etmesi, yükümlülüklerini hiç yada gereği gibi yerine getirmemesi halinde …, …’ nin tahakkuk etmiş fakat henüz ödenmemiş ve/veya tahakkuk edecek primlerden her türlü kesinti yapma hakkına sahiptir.” düzenlemesine yer verildiği,
Sözleşmenin para cezası başlıklı 31.3.1 maddesinde ” …’ nın; … işyerinde ve/veya …’ lerde yaptığı/yaptırdığı denetimlerde veya müşteri şikayetleri sonucunda …’ nin/…’ lerin, … tarafından bildirilen prosedürlere (abonelik, müşteri hizmetleri, … yönetim, fraud vb) aykırı davrandığının, aktivasyon veya tahsilat yetkisinin kötüye kullanıldığının ya da iş hacmine göre yeterli miktarda SIM kart paketi, kontör yükleme kartı ve diğer … ürünlerinin bulundurulmadığının tespit edilmesi halinde ve/veya …’ nin işbu Sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerinden herhangi birini tam ve/veya gereği gibi yerine getirmediğinin … tarafından tespit edilmesi halinde … tarafından fatura edilen miktarda para cezasını …’ nın bildirdiği süre içerisinde ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt eder. … uygun göreceği cezayı …’ nin priminden mahsup edebilir veya …’ nden ödeme yapmasını isteyebilir.” düzenlemesine yer verildiği, görülmüştür.
Taraflar arasında imzalan 26.07.2017 tarihli Sonlandırma Protokolü ve İbraname‟ başlıklı belge incelendiğinde;
2. Maddesinde ”Taraflar arasında imzalanmış olan … … Bayilik Sözleşmesi’ nin (“Sözleşme”) Taraflar’ ın mutabakatı sonucunda karşılıklı olarak sona erdirilmesine ve Dağıtım Merkezi’ nin sona erme tarihi itibariyle …’ yı ibra etmesine ilişkindir., 3.1 maddesinde ”Taraflar, yaptıkları karşılıklı görüşmeler sonunda, serbest ve özgür iradeleriyle; Bayi’ nin (Dağıtım Merkezi Kodu: …) Dağıtım Merkezi Faaliyetlerinin ve Sözleşme’ nin 31.07.2017 tarihi itibari ile sona erdiği konusunda mutabakata varmışlardır. 3.2 maddesinde ” Dağıtım Merkezi’ nin sorumluluğunda bulunan Başvuru Noktası ve/veya alt bayilere prim ve hak ediş borcu bulunması halinde … Dağıtım Merkezi’ nin prim alacaklarından, hakkedişlerinden veya teminat mektubunun nakde çevirmesiyle elde edilecek tutardan Başvuru Noktası ve/veya alt bayilere ödeme yapma hak ve yetkisini haizdir. ” 3.3 maddesinde ”Bu kapsamda Dağıtım Merkezi, Sözleşme kapsamında cari hesap alacakları saklı kalmak kaydı ile Sözleşme’ nin sona ermesine bağlı olarak her ne sebeple olur ise olsun …’ dan herhangi bir ad altında menfi ve müspet zarar, maddi ve manevi tazminat, denkleştirme tazminatı ve benzeri hiçbir ad altında tazminat ve alacak talebinde bulunmayacağını, herhangi bir dava açmayacağını beyanla …’ yı gayri kabili rücu ve kesin olarak ibra etmiştir. ” 3.4 maddesinde ” Sözleşme’ nin sona ermesine ilişkin Dağıtım Merkezine iletilen ve Sözleşme kapsamında düzenlenen tüm hususlar sona erme tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde hüküm ve sonuçlarını doğuracaktır.” şeklinde yazıldığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki ihtilaf ibranamenin geçerli olup olmadığı, davacının denkleştirme tazminatı ve kar mahrumiyeti isteyip isteyemeyeceği, davalı tarafından kesilen ve mahsup edilen ceza bedellerini isteyip isteyemeyeceği noktalarında toplanmakta olup bu hususlarda bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Mahkememizce 17.02.2020 tarihli bilirkişi heyeti raporunda sonuç olarak; Yukarıda yapılan açıklamalar muvacehesinde, dosyaya mübrez belge, bilgi, davacı yana ait ticari defter-belgeleri ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; Davalı yan tarafırıdan davacı yana 2017 yılında 159.969,53 TL tutarlı Ceza faturası düzenlenmiş olduğu, düzenlenen bu faturalardan 12.549,27 TL’sinin iade edilmiş olduğu, somut uyuşmazlıkta, davacı bayinin davalı firma ile sözleşmesinin haksız feshinin tespiti ve haksız fesihten kaynaklananın kar mahrumiyeti ve denkleştirme tazminatının davalıdan tahsili talebinden ibaret olduğu, Davacının 2013-2014-2015-2016-2017 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Sayının Mahkemenin davacının kar mahrumiyeti talebinde haklı olduğu yönünde karar vermesi halinde davacının talep edebileceği mahrum kalınan 14 aylık karın 767.473,18 TL olduğu, Sayın Mahkemenin, davacının denkleştirme tazminatına hak kazandığı yönünde kanaate varması halinde, davacının talep edebileceği denkleştirme tazminatı tutarının 4.055.62,31 TL olduğu mütalaa edildiği anlaşıldı.
Tarafların bilirkişi raporuna itirazları üzerine ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan 02.06.2021 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda sonuç olarak ; ”Davacının 02.10.2013 akdedilen sözleşmenin 02.10.2018 tarihte sona ermesi gerekirken 31.07.2017 tarihinde feshedilmesi nedeniyle mahrum kalınan 14 aylık karın 767.473,18 TL olduğu, Davalı yan itirazlarında 14 aylık yoksun alınan kar hesaplanması, hakkaniyete aykırı olduğunu, makul bir süre gözetilerek hesaplama yapılması gerektiğini beyan ettiği, Yukarı da yapılan hesaplama doğrultusunda davacının Mahrum Kalınan karı aylık 54.819,51 TL olarak hesap edilmiş olduğu, makul sürenin ne kadar olacağı Sektörel yönden yapılacak inceleme ile belirlenebileceğinden bu hususta inceleme yapılamadığı, Sayın Mahkemenin, davacının denkleştirme tazminatına hak kazandığı yönünde kanaate varması halinde, davacının talep edebileceği denkleştirme tazminatı tutarının 4.055.62,31 TL olduğu, davalı tarafından düzenlenen ceza faturalarının uzmanlık alanı dışında olduğu” mütaala edildiği görüldü.
Tarafların ek rapora da itirazları üzerine yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan 05.04.2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda sonuç olarak; Dava dilekçesinde ve eklerinde hangi ceza faturaların haksız olarak kesildiği konusunda bir bilginin var olmadığı, bunun tavzih ve ikmalinin gerektiğinin düşünüldüğü, Sözleşmenin haksız fesih edilip edilmediği konusunda herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan sonuç ve kanaat oluştuğundan dava dosyasında mevcut olan 17.02.2020 tarihli, Heyetimize mukaddem bir Heyetçe tanzim edilmiş Bilirkişi Kök Raporu’ndaki görüşe dair takdirin ve ilişkinin sona ermesinin muhik olup olmadığı hususundaki nihai tahlilin sayın Mahkemeye ait bulunduğu; Heyetimize mukaddem bir Heyetçe tanzim edilmiş mezkur Ek Rapor’da var olan e- mail yazışmalarında bahsedilen ceza rakamlarının düzenlenen listede var olmadığının anlaşıldığı, sözleşme maddeleri incelenmeden sonuç ve kanaate ulaşıldığından 02.06.2021 tarihli Bilirkişi Ek Rapor’un takdirin de sayın Mahkemeye ait olacağı, bu mübrez Rapor’a mütcallik bilcümle hukuki takdir ve tavsifin de zaten 6100 sayılı HMK’nın md. 266/c.2 ve md. 279/4 ahkamıyla 6754 sayılı Kanun’un md.3/3 hükmüne göre tamamen yüce Mahkemeye ait bulunduğu; Dava dosyasında mevcut olan 30.09.2013 tarihli dava dışı … Duyuru olarak yer alan Prim Sistematiğine ilişkin bilgi kesinti kalemlerinin neler oldukları konusunda ayrıntılı dökümlerin var olduğu, tüm bu verilerin muhasebesel ve sektörel tetkikinin yapıldığı; taraflar arasında var olan bilatarih … … Bayilik Sözleşmesi madde 2.2 de “… tarafından … ” ne bildirilen … Satış Noktalarına (…) dağıtımı konusunda yetkilendirmekte ve söz konusu …” lerin … ürün ve hizmetlerinin satış ve pazarlamasının yapılması faaliyetlerinden sorumlu tutulduğu” nun anlaşıldığı, sözleşmenin 6.1 maddesinde “…; Sözleşme ile, Sözleşme konusu faaliyeti icra etmek için …” ni, münhasır yetkili” yazılı olduğunun görüldüğü, dolayısıyla … olan davacının belirlediği yerlere satış ve dağıtım yaptığı, yazılı olduğu, 3.3 maddesinde “Bu kapsamda Dağıtım Merkezi, Sözleşme kapsamında cari hesap alacakları saklı kalmak kaydı ile Sözleşme” nin sona ermesine bağlı olarak her ne sebeple olur ise olsun …” dan herhangi bir ad altında menfi ve müspet zarar, maddi ve manevi tazminat, denkleştirme tazminatı ve benzeri hiçbir. Ad altında tazminat ve alacak talebinde bulunmayacağını, herhangi bir dava açmayacağını beyanla …’ yı gayri kabili rücu ve kesin olarak ibra etmiştir….” yazılı olduğunun görüldüğü, Taraflar arasında var olan 26.07.2017 tarihli Sonlandırma Protokol Denkleştirme talebinin temelinde, acentenin (bayinin) kendi çabasıyla oluşturduğu yeni müşteri esinin, sözleşme ilişkisi sona erdiğinde müvekkile devredilmiş olması ve bu yeni müşteri çevresinin ekonomik bir değerinin olmasının yattığı, öncelikle yeni müşteri çevresinin tespitinin yapılması, acentenin (bayinin) göreve başladığı tarihte mevcut olan müşteri çevresi har oluşturulan müşteri çevresinin belirlenmesinin gerektiğinin düşünülebileceği, somut olayda davacıya gelen müşterinin davacıya değil davalı adına geldi anlaşıldığının değerlendirilebileceği, dava dilekçesinde yeni kazandırılan müşterilerle herhangi bir bilginin var olmadığı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Davacı tarafın rapora karşı itirazları irdelenerek ve önceki bilirkişi raporu ile tespit edilen ve iade edildiği bildirilen faturaların davalı kayıtlarında işleme alınıp alınmadığı da değerlendirilerek ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi heyeti ek raporunda sonuç olarak; Sayın Mahkemenin verdiği görev doğrultusunda, yukarıda mahiyeti tafsilen sunularak yapılan incelemede; Davalı şirket tarafından davacıya düzenlenen ceza faturaları ile ilgili olarak Ek Bilirkişi Raporunda da gözetilen e-mail yazışmalarından, davalı şirket tarafından kesilen cezalarla ilgili olarak gerekli olan açıklamaların ve açıklamaların sonunda davacıya (örneğin 09 Eylül 2016 tarihli mail için davacıya 16 Eylül 2016 saat 17:00′ a kadar yani 7 günlük itiraz süresi) 7 günlük savunma ve itiraz sürenin verildiği, fakat davacının bu 7 günlük sürede itiraz etmeyerek 11 Ekim 2016 tarihinde itiraz ettiğinin anlaşıldığı, bilirkişi heyet raporunda davacı tarafından kabul edilmeyen faturaların mail yoluyla gönderildiği tespitinin var olduğu, davacı vekilinin rapora itirazında da özellikle üzerinde durduğu kesilen cezalarla ilgili davacıya bilgi verilmedi ve gerekli cevaplar içinde süre tanınmadı savunmasının kabul edilebilir olmadığının düşünülebileceği, takdirin muhterem yargı makamına ait bulunduğu; Bu Ek Rapor’da ve Kök Rapor’da yer bulan muhasebesel tespitlerin ve sektörel değerlendirme ile ulaşılan kanaatin takdirinin tamamen yüce Mahkemeye ait olacağı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Davacı tarafından sunulan 17.10.2018 tarihli uzman görüşünde; yapılan sonlandırma protokolünün teminat mektubunun bozdurulacağı tehdidi altında imzalandığı ve geçersiz olduğu, sözleşmenin devam ettiğinin düşünülebileceği fakat davacının çalışmasına imkan verecek alt yapıyı kullanmasına davalının izin vermemesi nedeniyle sözleşmenin eylemli olarak haksız, olarak feshedildiği davacının uğramış olduğu zararları isteyebileceğinin mütaala ediliği görüldü.
Dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Taraflar arasında 02.10.2013 tarihinde … … Bayilik Sözleşmesi imzalandığı, ve davacıya … nolu bayilik kodu ile Dağıtım Merkezi olarak “…” markası altında … tarafından belirlenen ve izin verilen ürün ve hizmetlerin, satış, dağıtım ve pazarlanmasına izin verildiği, 26.07.2017 tarihinde imzalanan “Sonlandırma Protokolü ve İbraname” ile sözleşmenin 31.07.2017 tarihi itibariyle sona ereceğinin kararlaştırıldığı, taraflar arasında imzalanan … … Bayilik Sözleşmesinin 2.2. Maddesinde “ davacı … Bayisinin ”…‟ lerin … ürün ve hizmetlerinin satış ve pazarlamasının yapılması faaliyetlerinden sorumlu tutulduğu, davacıya kesilen cezalara ilişkin bilirkişi raporları ile de tespit edildiği üzere bildirimde bulunulduğu, ve 7 günlük itiraz hakkının tanındığı, davacının verilen süre içerisinde itirazda bulunmadığı fakat sonradan bir kısım cezalara itiraz ettiği, görülmüştür. Denkleştirme tazminatı için acentenin (bayinin) kendi çabasıyla oluşturduğu yeni müşteri çevresinin olması ve sözleşme ilişkisi sona erdiğinde bu müşterilerin müvekkile devredilmiş olması, bu yeni müşterilerin ekonomik bir katkı sağlamış olması gerekir. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin tekel hakkı veren bir sözleşme olmadığı, davalı şirketin faaliyet gösterdiği telekomünikasyon alanında tanınmış bir marka olduğu, davacının kendi çabası ve uğraşı ile yeni müşteri pörtföyü kazandırdığına dair dosya kapsamında bir delil olmadığı, sözleşmenin sona erdirilmesi ile tarafların ibralaştığı, TTK md. 122/4 maddesinde , “denkleştirme tazminatından önceden vazgeçilmesi hükümsüz ise de davacının fesihle birlikte denkleştirme tazminatından vazgeçtiği dolaysıyla önceden vazgeçmeden bahsedilemeyeceği, tarafların fesihle birlikte cari hesaptaki alacaklar dışında ibralaştığı dolayısıyla ibra veren tacir olan davacının sonradan bir talepte bulunamayacağı, her ne kadar ibranın teminat mektubunun nakte çevrileceği tehdidi ile imzalandığı bu nedenle de geçersiz olduğu ileri sürülmüş ve davacı tanıkları aynı yönde beyanda bulunmuşlarsa da davacının tacir olduğu, basiretli bir tacir gibi davranması gerektiği, teminat mektubunun iade şartları oluşmuş ise hukuki yollara başvurabileceği, dolaysıyla fesih ve sonlandırma protokolünün geçerli olduğu ve tarafların cari hesap dışında ibralaştığı anlaşılmakla davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 204,93-TL harçtan fazlaca alınan 25,03-TL’nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 100,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/02/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı