Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/644 E. 2019/1042 K. 10.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/644
KARAR NO : 2019/1042

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/11/2011
KARAR TARİHİ: 10/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği 14/11/2011 havale tarihli dilekçesinde özetle; davacının davalı banka ile birleşen … Bank A.Ş. ana sözleşmesinin 66. Maddesi uyarınca çıkarılan 1.700 adet kurucu intifa senedinden 65 adedinin sahibi bulunduğunu, … Bank A.Ş. nin 6.230 sayılı kanunda davalı banka ile birleşerek tüzel kişiliğinin sona erdiğini, … Bankı devralan davalı bankanın müvekkilinin sahip olduğu kurucu intifa senetleri dolayısıyla sözleşme ile ilişkisinin yükümlü tarafı haline geldiğini, … Bank’ın temettü hariç ortaklık haklarının yönetim ve denetiminin 18/06/2002 tarihinde … ye devredilmesinin davacının sözleşmeden kaynaklanan haklarını etkilemeyeceğini belirtmiş ve 2005 ve 2006 yıllarında dağıtılan kardan müvekkilinin sahip olduğu 65 adet kurucu intifa senedine isabet eden kar payı alacağaından şimdilik 10.000 TL nin dağıtım tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı … Bankası A.Ş. vekili mahkememize verdiği 26/12/2012 havale tarihli dilekçesinde özetle; … Bank’ın davalı bankaya 5230 sayılı kanunla devredildiğini ve devrin 0 değer üzerinden gerçekleştiğini, … Bank’ın sermayesinde bir artış olmadığından … Bank Hissedarına hisse verilmeyeceğine ilişkin hükmün kanunda yer aldığını, öte yandan hisse senetlerinin … adına tescil edilmiş olması nedeni ile intifa senetlerinden kaynaklanan haklarında sona intikal ettiğini, davanın zaman aşımına uğradığını davanın … ye ihbarını talep ettiklerini, belirsiz alacak davasının açılamayacağını, hisse senetlerinin fona intikali nedeni ile bankanın sermaye yapısının değiştiğini belirtmiş ve davanın reddini talep etmiştir.
İhbar olunan … vekilinin mahkememize verdiği 27/08/2007 havale tarihli dilekçesinde özetle; Davaya feri müdahil olarak katılmak istediklerini, … nın 19/06/2002 tarih ve 742 sayılı kararla … Bank ın … ye devredildiğini, fona devredilen banka hisselerinin fon kurulun 19/06/2002 tarih ve 403 sayılı kararla 470.000.000 TL nakit ödeme yapılarak tamamının devr aldındığını fonun bankanın tek ortağı haline geldiğinini, bankanın … ye devrine ilişkin idari karara karşı açılan davanın reddedilmiş ve kararın kesinleştiğini, banka sermayesinin yenilendiğini, davanın zaman aşımına uğradığını belirtmiş ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER: … Hukuk İşleri Daire Başkanlığının 12/06/2013 tarihli yazısı, … Varlık yöneytimi Daire Başkanlığının 11/12/2012 tarihli yazısı davacı vekili tarafından sunulan hisse senetlerinin fotokopileri ve diğer belgeler, İstanbul …ATM … esas saylı dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …esas sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısı tarafından yine dosyamız davalısı aleyhine aynı gerekçe ile 1999 ve 2000 yılları kar paylarının ödenmesi amacı ile açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda 12/10/2009 tarihinde davanın reddine karar verilmiş, karar Yargıtay denetiminden geçerek 13/12/2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi Heyeti tarafından düzenlenen 01/02/2015 tarihli bilirkişi raporuna göre; Anonim ortaklığın sona ermesi halinde bu ortaklıkça çıkarılmış kurucu intifa senetlerine tanınan hakların sona erdiği, ancak dava dışı …bank’ın 5230 s.kanun m.3/1.-2 ve devir protokolü m.4 uyarınca, tüm aktif ve pasifleri ve bilanço dışı yükümlülükleri ile başka bir işleme gerek kalmaksızın …bank’a devredildiği, diğer bir deyişle …bank’ın bütün malvarlığının külli intikal ile …bank’a geçtiği, bu nedenle…bank tarafından çıkarılmış kurucu intifa senetlerinin içerdiği hakların devralan ortaklık olarak …bank’ta aynen devam etmesi gerektiği, anonim ortaklık esas sözleşmesinde düzenlemeleri zorunlu olan kurucu intifa senetlerine ilişkin …bank esas sözleşmesinde herhangi bir hükmün bulunmadığı, …bank’ın …bankça çıkarılmış kurucu intifa senetlerinin hak sahiplerine karşı sorumluğu devam ettiğinden …bank tarafından …banktaki söz konusu senetlere ilişkin düzenlemeye yer verecek şekilde bir esas sözleşme değişikliğine gidilmesi gerektiğini raporlarında bildirmişlerdir.
Ekonomi ve Finans Uzmanı Bilirkişi tarafından düzenlenen 20/05/2019 tarihli bilirkişi raporuna göre; Davacının iddiasının 2005 ve 2006 yıllarına ilişkin intifa senedine tekabül eden kar payının tespit ve tahsiline ilişkin olduğu, 5230 sayılı kanun ve devir protokolü uyarında yapılan devrin kurucu intifa senedi haklarının kalmasına sebep olmadığı, davacının talebinin haklı görülebilmesi için öncelikle şirketin gerçek anlamda bir kar elde etmiş olduğunun ve birinci kar payının dağıtıldığının tespit edilmiş olması gerektiği, söz konusu dönemlerde kar oluşmadığı ve hakkın doğabilmesi için kar elde edilmiş olması şartının meydana gelmediğini raporunda bildirmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dava, kurucu intifa senedinden kaynaklanan kar payı alacağının tahsili talebine ilişkindir.
Davacı taraf davalı banka ile birleşen … Bank A.Ş. ana sözleşmesinin 66. Maddesi uyarınca çıkarılan 1.700 adet kurucu intifa senedinden 65 adedinin sahibi bulunduğunu, … Bank A.Ş. nin 6.230 sayılı kanunda davalı banka ile birleşerek tüzel kişiliğinin sona erdiğini, … Bankı devralan davalı bankanın müvekkilinin sahip olduğu kurucu intifa senetleri dolayısıyla sözleşme ile ilişkisinin yükümlü tarafı haline geldiğini sahip olduğu 65 adet kurucu intifa senedine isabet eden kar payı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, zamanaaşımı def’inde bulunmuş, …bank T.A.Ş.’nin hisselerinin tamamının müvekkilinin bir dahili olmaksızın … tarafından ilgili mevzuat hükümleri gereğince devralındığını, müvekkilinin esas sözleşmesinde, birleşme protokolünde kurucu intifa senedi sahiplerine ilişkin bir hüküm de bulunmadığını, …bank T.A.Ş.’nin 1998-2002 yılları arasında bilançolarında görünen karın fiktif olup, bankanın fiilen zararda olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Fer’i müdahil vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkememizce bozma öncesi 06/04/2015 tarihinde “Davacının aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine” kararı verildiği, kararın davacılar vekili tarafından Temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 15/06/2016 tarih 2015/14641 Esas 2016/6636 Karar Sayılı ilamında;” …bank T.A.Ş.’nin temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin …’ye devredilmesinin, bankaya karşı 3. kişi konumunda olan davacının kurucu intifa senetlerinden doğan kar payı alacağını istemesine engel teşkil etmeyeceği, bu itibarla, mahkemece somut uyuşmazlık yönünden davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu kabul edilerek, işin esasına girilip, inceleme yapılarak, sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, anılan hususlar nazara alınmaksızın, yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmediği” gerekçesiyle mahkememiz kararının bozulması üzerine usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı tarafından davalı bankaya devredilen … Bank A.Ş nin 65 adet kurucu hisse senedinden kaynaklanan 2005 ve 2006 yılı kar payı alacağının tahsili talebi ile dava açılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda esa yönünden incelemeye geçilerek bilirkişi raporu alınmış, düzenlenen bilirkişi raporuna göre; Davacının iddiasının 2005 ve 2006 yıllarına ilişkin intifa senedine tekabül eden kar payının tespit ve tahsiline ilişkin olduğu, 5230 sayılı kanun ve devir protokolü uyarında yapılan devrin kurucu intifa senedi haklarının kalmasına sebep olmadığı, davacının talebinin haklı görülebilmesi için öncelikle şirketin gerçek anlamda bir kar elde etmiş olduğunun ve birinci kar payının dağıtıldığının tespit edilmiş olması gerektiği, söz konusu dönemlerde kar oluşmadığı ve hakkın doğabilmesi için kar elde edilmiş olması şartının meydana gelmediği tespit edilmiştir.
Davacı tarafça 1999-2000 yılları karı payı alacağına yönelik davalı aleyhine açılan alacak davasının davalı bankanın talep dönemine ilişkin kar etmemesi nedeniyle reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde toplanan deliller, düzenlenen bilirkişi raporuna göre; davacı tarafça davalı banka aleyhine kurucu intifa senedinden kaynaklı kâr payı alacağına yönelik dava açılmış ise de bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere davalı bankadan kâr payı talep edilen dönemde davalı bankanın söz konusu dönemlerde kâr etmediği oluşmadığı ve hakkın doğabilmesi için kâr elde edilmiş olması şartının meydana gelmediğinin tespit edildiği, davacı tarafça daha önceki döneme ilişkin açılan kar payı alacağı davasının da davalının kârının olmaması nedeniyle reddedildiği açık olup, davacı tarafın kar payı talep etme hakkı bulunsa da davacın talebine konu döneme ilişkin davalı bankanın uzun yıllardır reel anlamda kâr elde etmediği ve kârların fiktif olduğu, davalı bankanın mali bünyesindeki sorunların alacaklarından kaynaklandığı bu nedenlere durumu kötüye giden …bank’ın … kararıyla …’ye devredildiği, bu haliyle dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunan bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere davacının kar payı talep ettiği döneme ilişkin davalı bankanın kâr elde etmediği sabit olup davacının talebine konu hakkın doğması için davalı bankanın kâr elde etme şartının gerçekleşmemesi nedeniyle davacı tarafça açılan haksız davanın reddine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Mahkememiz kısa kararında her ne kadar karara karşı istinaf yasa yolunun açık olduğu belirtilmişse de bu husustaki Yargıtay içtihatları doğrultusunda mahkememizin daha önceki kararın usuli nitelikteki karar olması ve temyiz talebi sonrası Yargıtay incelemesi neticesinde de “işin esasına girilip, inceleme yapılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle esas yönünden karar verilmemiş olması göz önünde bulundurulduğundan kararın istinaf yasa yoluna tabi olduğu belirtilmiş ancak gerekçeli karar aşamasında yasa yolunun hatalı belirtildiği kanaatine varılarak her ne kadar Yargıtay tarafından esası hakkında bir değerlendirme yapılmamış ise de husumet hususunun tespiti için işin esasına girildiği ve HMK373/4 maddesi gereğince Yargıtay’ın bozma kararı üzerine mahkememizce bozma kararına uygun olarak karar verilmesi nedeniyle bu karara karşı da temyiz yoluna başvurulabileceği hususu açıkça düzenlenmiş olduğundan, emek, mesai ve hak kaybına sebep olmamak için mahkememiz kararına karşı yasa yolunun gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’a yapılabileceğine dair gerekçeli kararın hüküm sonunda gerekli düzeltme yapılmıştır.

KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN REDDİNE;
2- Davacı tarafça yatırılan peşin harçtan alınması gereken 44,40-TL karar harcının mahsubu ile fazla yatırılan 104,10-TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3- Davacı tarafça yargılama sırasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile Yargıtay TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip
e-imza*

Hakim
e-imza*

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.