Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/621 E. 2023/851 K. 21.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/621 Esas
KARAR NO :2023/851

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:12/07/2018
KARAR TARİHİ:21/11/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’un … A.Ş.’nin … numaralı abonesi olduğunu davalının … Mah. … Cad. … Sk. … adresinde bulunan ticarethanesine sağlanan enerji bedeline karşılık olan (son ödeme tarihleri dilekçede belirtilen) fatura bedellerini ödemediğini bu nedenle ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibine başlandığıı borçlunun 28.12.2017 tarihli dilekçesiyle iş bu icra takibine kötü niyetli olarak itiraz ettiği iddia edilerek, …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile yapılan takibe yönelik davalının haksız ve yersiz itirazının iptali ile asıl alacağa uygulanacak %16,80 yıllık 6183 sayılı yasa gereğince değişecek oranlar üzerinden gecikme zammı, işbu gecikme faizine işleyecek %18 KDV ile birlikte takibin devamını davalının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı taraf aleyhine … Mah. … Cad. … Sk. …adresinde bulunan ticarethanesine sağlanan enerji bedeline karşılık olan faturaların ödenmediği iddiası ile davacı tarafından icra takibi başlatılmış ise de, bu alacak iddiasının mesnetsiz ve hukuka aykırı olduğu; müvekkilinin, alacaklı olduğunu iddia eden tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını müvekkilinin yaşamı boyunca İstanbul ilinde hiç ikamet etmediği sadece birkaç defa ziyaret için geldiği ve buna ek olarak hiçbir zaman İstanbul ilinde ticarethane kurmadığı ve elektrik aboneliği olmadığını bu alacak iddiasının ya bir maddi hata neticesinde ya da müvekkili kimlik bilgileri kullanılarak yapılmış bir abonelik tesisi neticesinde olduğunu Mahkeme tarafından borca konu olduğu iddia edilen abonelik sözleşmesinin alacaklı olduğunu iddia eden kurumdan talep edilmesi ve sözleşmeye taraf olan kişi, şirket veya kişilerin imzaları ve dosya içerisindeki kimlik nüshalarının incelenmesi neticesinde, müvekkilinin alacaklı olduğunu iddia eden davacı ile herhangi bir sözleşmesi olmadığını ve bu sebeple davacıya herhangi bir borcunun olmadığının aleniyet kazanacağı iddia ettiğini cevap dilekçesinde sunulu ve Mahkeme tarafından Re’sen nazara alınacak nedenler ile, davacının ikame etmiş olduğu itirazın iptali davasının reddini, davacının %20’den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile davanın reddini talep ettikleri anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava İİK.nın 67.maddesi gereğince açılmış itirazın iptali davasıdır.
…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 4.887,67 alacak için ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafından süresinde itiraz edilmesi neticesinde takibin durduğu ve bu davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı icra müdürlüğüne yaptığı itirazda yetki itirazında da bulunmuş ise de davacı trarafından sözleşmeye dayalı alacak iddiasında bulunulduğundan anlaşıldığından HMK 10 maddesi TBK 89. Maddesi kapsamında yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
Alacağın varlığı ve miktarının tespiti noktasında bilirkişiden rapor alınmıştır.
Mahkememizce alınan 03/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; Davaya esas teşkil eden sözleşme üzerindeki imzaların ve sözleşme ekinde bulunan belgelerin davalıya ait olup olmadığının, konusunda uzman bilirkişi veya kurumlarca tespit edilmesi, abonelik süresince yapılan ödemelerin elden ödeme noktalarından mı yoksa banka aracılığı ile mi yapıldığının, banka aracılığı ile yapıldıysa hangi bankadan ve hangi hesap numarasından yapıldığının araştırılması, gerekmekte olup, sonucuna göre işlem tesis edilmesi Sayın Mahkemenin takdirindedir. İmza ve kimlik bilgilerinin davalı tarafa ait olduğunun tespit edilmesi durumunda veya Sayın Mahkemenin diğer tasarruflarında; Davaya konu olan faturalar üzerinde bulunan ödenmemiş borç ve ödenecek tutar bölümleri arasındaki fark dikkate alındığında 13 dönemde toplam 2.586,17 TL kısmi ödeme yapıldığı görülmüş olup, ödemelerin hangi dönemler için yapıldığı belli değildir. Ayrıca davaya konu tüm faturalar üzerinde 18 ödenmemiş dönem bilgisi bulunduğu ve ödenmemiş dönem sayısının hiç artmadığı görülmüştür. Bu durum yapılan ödemelerin varlığını göstermektedir. Gecikme zammı ve KDV hesaplamasının doğru yapılabilmesi için ilgili abonenin tüm borcunun ve yapmış olduğu tüm ödemelerin dönemler halinde incelenmesi gerekmektedir. Bununla birlikte dosyada bulunan veriler üzerinden bir değerlendirme yapılması istenilmesi durumunda; Taleple bağlılık ilkesi gereğince icra dosyasıyla talep edilen anapara borç tutarı 1.483,06 TL olup, takip tarihi itibariyle bu tutar üzerinden tarafımızca hesaplanan gecikme zammı tutarı 2.546,17 TL ve gecikme zammına ait KDV tutarı 458,31 TL’dir. Dosyadaki veriler üzerinden hesaplanan toplam borç tutarı 4.487,54 TL’dir. (1.483,06 TL 4 2.546,17 TL 4 458,31 TL) 4- İcra dosyasıyla talep edilen tutarla (4.887,67 TL) yukarıda ayrıntısı verilen ve tarafımızca hesaplanan toplam tutar (4.487,54 TL) arasındaki davacı tarafça fazla talep edilen 400,13 TL farkın nedeni (339,08 gecikme zammı+ 61,05 TL KDV) dosyadaki belgelerden anlaşılamamış olup, icra dosyasına ilişkin diğer giderlere ait olabileceği mütalaa edildiği anlaşıldı.
Mahkememizce alınan 19/10/2020 tarihli bilirkişi 1. ek raporunda sonuç olarak; Davacı tarafından sunulan belgelerden ödemelerin kim tarafından yapıldığının tespit edilemediği, gerek dava konusu faturalar üzerinde bulunan ödenecek toplam borç tutarı ile ödenmemiş toplam borç tutarı bilgisi ve gerekse davacı tarafından sunulan tahsilat hesap özeti, ayrıntısı bu raporun “Analiz” bölümünde belirtilen nedehnlerden dolayı dağru ve kesin bir borç durumu hesaplaması yapmaya elverişli olmadığı, Sayın Mahkemenin, takdir hakkını davacının iddia ve talepleri doğrultusunda kullanması ve dava konusu faturaların icra dosyası kapsamında talep edilen dönem borçları için hesaplama yapılmasını istemesi halinde; bilirkişiliğimizce, davacının talebi olan yıllık %16,80 sabit oran üzerinden yapılan yeniden hesaplama sonudunda, başlatılmış olan takiple talep edilebilecek alacak miktarının, 1.483,06 TL anapara, 2.546,17 TL gecikme zammı ve 458,11 TL Katma Değer Vergisi olmak üzere 4.487,34 TL olduğu mütalaa edildiği anlaşıldı.
Mahkememizce alınan 20/02/2021 tarihli bilirkişi 2. ek raporunda sonuç olarak; Dava dosyasının, davacı tarafın itiraz dilekçesinde belirttiği hususlar çerçevesinde yeniden değerlendirilmesi sonucunda; itirazda bulunan davacı tarafça, 03.12.2019 ve 19.10.2020 tarihli bilirkişi raporlarıyla Sayın Mahkemenin takdirine sunulan hususları değiştirecek herhangi bir belge sunulmadığı, düzenlenen raporların, davanın seyri ve aydınlatılması konusunda herhangi bir etkisinin olup olmadığının sayın mahkemenin takdirinde olduğu mütalaa edildiği anlaşıldı.
Davalı tarafından dava konusu sözleşmenin kabul edilmediği, dava konusu sözleşmeyi imzalamadığı ileri sürüldüğünden, sözleşmedeki imzanın davalıya ait olup olmadığı noktasından ATK’dan rapor alınmıştır.
Mahkememizce alınan 29/08/2023 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda sonuç olarak; Tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; İnceleme konusu Sözleşmede atılı imzalar ile …’un mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği hususlarını bildirir kanaat raporu mütalaa edildiği anlaşıldı.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yapılan icra takibine davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğu ve bunun üzerine iş bu davanın açıldığı, davalının gerek icra takibine itiraz dilekçesinde gerekse davayasunduğu cevap dilekçesinde ve gerekse 21.05.2019 tarihli beyan dilekçesinde davacının sunduğu abonelik sözleşmesini kabul etmediği, imza itirazında bulunduğu, alınan ATK raporuna göre sözleşmedeki imzanın davalıya ait olmadığı anlaşıldığından davacının davsının reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,03 TL harcın mahsubu ile eksik alınan bakiye 210,82 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 3.345,00 TL ATK ücreti, 288,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.633,00 TL yargılama masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 4.887,67 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/11/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır