Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/602 E. 2018/637 K. 26.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/602 Esas
KARAR NO : 2018/637
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/07/2018
KARAR TARİHİ : 26/09/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle,Müvekkilleri …ve …’ın davalı bankaya devrinden önce …bank … Şubesine 14.000,00TL mevduatını % 80 net faiz oranı ile 26.11.1999 tarihine kadar vadeli olarak yatırdığını , …BANK A.Ş yönetimine 21.12.1999 tarihinde … tarafından el konularak yönetiminin … ye devredildiğini, bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılarak önce …BANK A.Ş ile daha sonra da …BANK A.Ş. ile birleştirildiğini, …BANK A.Ş. nin ise …’a satılarak …BANK olduğunu ,yapılan araştırmada müvekkillerinin bankaya yatırdığı mevduatın “…Ltd ” adlı banka hesabına aktarılmış olduğu ve … mevduatlarının sigorta kapsamı dışında olduğu gerekçesi ile ödenmediğini, Fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile Müvekkillleri tarafından davalı bankanın …Şubesine yatırları toplam 14.000,00TL mevduat alacağının davalı bankadan hükmen tahsiline , Müvekkilleri tarafından davalı bankaya yattığı 26.11.1999 tarihine kadar % 80 akdi faiz(mevduat faizi ) , bu tarihinden fiili ödeme tarihine kadar ise bankaların kısa vadeli mevduatlara uyğuladığı en yüksek birleşik faizi ile birlikte hükmen tahsiline , dava masrafları ve avukatlık ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesi” istemi ile iş bu dava açılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Husumet itirazları olduğunu, davacının hasım ve muhatap olarak…Ltd . yi göstermesi ve bu tüzel kişiden alacağını talep etmesi gerektiğini, müvekkili banka ayrı bir tüzel kişi olduğundan ve davacının müvekkili banka nezdinde hesabı bulunmadığından herhangi bir sorumluluğu ve ödeme yükümlülüğü olmadığını, … somut olayda müvekkili bankanın kendisine verilen talimatı (Ve dolayısıyla ödeme yetkisi) kapsamında söz konusu meblağı…Ltd. hesabına gönderildiğini, … müvekkili banka ile…Ltd. nin farklı tüzel kişiliklere sahip kuruluşlar olduğunu, usulüne uygun aciz vesikası alınmadığını, davacının … hesap cüzdanını aldıktan sonra hiçbir itirazda bulunmadığını, yapılan bu işlemi benimsediği anlamına geldiğini, Müvekkili bankanın…Ltd.nezdindeki mevduatlar için herhangi bir garantisi bulunmadığını müvekkili bankanın davacı talebi doğrultusunda havale işlemini yerine getirdiğini, Sonuç olarak; ortada davacının daha fazla faiz getirişi elde etmek için seçtiği bir hesap türü ve parasını bu hesapta değerlendirmek üzere verdiği talimat ve bankanın da davacının bu talimatına uygun gerçekleştirdiği bir havale işleminin mevduat olduğunu…Ltd nin para toplayıp banka hakim ortağına kredi kullandırıldığı iddia edilerek diğer yandan yapılan havalenin gerçekleştirilmediği müvekkili banka nezdinde kaldığının ileri sürülmesinin çelişki oluşturduğu tespitlerinin dikkate alındığında iş bu davanın reddi gerektiğini, Beyanla ;Söz konusu davaların kamu ve millet menfaatine halel getirdiğini, bu ülkede hiçbir işi hukuka/usulüne uygun ve zamanında yapmayacaksın afroizmasını seslendirenleri haklı çıkarttığını , yukarıda arz ve izah olunan hususlar ile Sayın Mahkemenin resen gözeteceği ve tespit edeceği gerekçelerle davanın ivedilikle usulden .akabinde esastan reddine , yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesi isteminde bulunduğu görüldü.
İhbar olan … vekilinin Mahkememize sunduğu 08.08.2014 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle;”Husumet itirazları olduğunu, davacının hasım ve muhatap olarak…Ltd . yi göstermesi ve bu tüzel kişiden alacağını talep etmesi gerektiğini, Davalı bankanın devir sözleşmesini 18.06.2007 tarihli devir sözleşmesini imzaladığını. Banka borçlarından … nin sorumlu olduğunu. Davanın … ye yönlendirilmesinin gerektiğini. Sorumluluğu olmayan … için açılan davanın reddine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
İhbar olan … vekilinin Mahkememize sunduğu 15.08.2014 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle;Husumet itirazları olduğunu, davacının hasım ve muhatap olarak…Ltd . yi göstermesi ve bu tüzel kişiden alacağını talep etmesi gerektiğini, Davalı bankanın davada … nin hasım gösterilmesi talebinin kabul edilemez olduğunu. Talebin Zamanaşımına uğradığı ve hak düşürücü sürenin geçtiğini beyan etmiştir. Zaten davacının davalı banka nezdinde hesabı bulunmadığından herhangi bir sorumluluğu ve ödeme yükümlülüğü olmadığını, … somut olayda davalı bankanın kendisine verilen talimatı (Ve dolayısıyla ödeme yetkisi) kapsamında söz konusu meblağı…Ltd. hesabına gönderildiğini, … davalı banka ile…Ltd. nin farklı tüzel kişiliklere sahip kuruluşlar olduğunu, usulüne uygun aciz vesikası alınmadığını, davacının … hesap cüzdanını aldıktan sonra hiçbir itirazda bulunmadığını, yapılan bu işlemi benimsediği anlamına geldiğini, Davalı bankanın…Ltd.nezdindeki mevduatlar için herhangi bir garantisi bulunmadığını davalı bankanın davacı talebi doğrultusunda havale işlemini yerine getirdiğini, Yüksek orandaki faiz istemininde yerinde olmadığını. Sonuç olarak; ortada davacının daha fazla faiz getirişi elde etmek için seçtiği bir hesap türü ve parasını bu hesapta değerlendirmek üzere verdiği talimat ve bankanın da davacının bu talimatına uygun gerçekleştirdiği bir havale işleminin mevduat olduğunu…Ltd nin para toplayıp banka hakim ortağına kredi kullandırıldığı iddia edilerek diğer yandan yapılan havalenin gerçekleştirilmediği davalı banka nezdinde kaldığının ileri sürülmesinin çelişki oluşturduğu. Davalı banka nezdinde olmayan para nedeniyle … nin sorumluluğunun bulunmadığı tespitlerinin dikkate alındığında iş bu davanın reddi gerektiğini, beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Mahkememizin 29/06/2015 tarihli… esas … karar sayılı ilamında”…Tüm bu nedenlerden dolayı davacı …’ın davalı … A.Ş. bankaya devrinden önce …bank A.Ş. nin …i şubesine 10.11.1999 valörlü 18.478,00TL tutarlı… LTD. Hesap EKSTRE fotokopi belgesinden tespit edilmiştir. Ancak talep 14.000.-Tl olması nedeniyle bu miktar dikkate alınmıştır. Taraflar tacir olduklarından ilişkilerinde faiz esas olup, önceden kararlaştırılmasa bile faiz istenebilir. Bir alacağa faiz istenebilmesi için, ödeneceği tarihin net olarak belli olması veya belli değilse alacaklı tarafından çekilerek bir ihtar veya ihbar ile borçlunun temerrüde düşürülmesi veya icra takibine başvurulması gerekir. Dosyamızda davacının bankaya parayı yatırdığı tarih 26.11.1999 dur. Temerrüt bu tarihte oluşmuştur.Dava dilekçesinde TTK’ nun 21/2 nci maddesine uygun olarak “ticari faiz” talep edilmiş olup, istem gibi ticari işler için temerrüt faizi oranı olan avans oranında temerrüt faizine hükmedilmesi gerekir şeklinde bilirkişi rapor hazırlamış ise de yasal faizde 3095 sayılı yasanın 1. Md uyarınca Ticari bir faizdi. 3095 sayılı yasada 01.05.2005 tarihinde Reeskont faizi olarak ifadesini bulan Ticari faiz oranı bu yasada 5335 sayılı yasa ile değişiklik yapılarak Reeskont faizini Yasal faize çevirmiştir. Davacı dava dilekçesinde Ticari faiz isteminde bulunmuştur. Avans faizi istememiştir. Bu durumda davacının Ticari faiz istemi 3095 sayılı yasanın 2. Md belirtilen Avans faizinin kabulünü haklı kılacak hiçbir neden yoktur. O halde yine ticari bir faiz olan ve Reeskont faizinden Yasal faize çevrilen bu faiz davacı tarafından istenildiği kabul edilerek hükümde yasal faize hükmedilmiştir.Tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile 14.000.-Tl nin talep gibi 26.11.1999 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, Diğer davalı …bankada hesabı bulunmadığından bu davacı yönünden davanın reddine…” kararı verildiği anlaşıldı.
Yargıtay… Hukuk Dairesinin 13/06/2016 tarih, … esas … karar sayılı ilamında “28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir. .Somut olayda; davanın açıldığı 03.07.2014 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu bankacılık işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hususu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenip yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.Bozma sebep ve şekline göre davalı vekili ile fer’i müdahil … vekilinin esasa yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle fer’i müdahil … vekilinin temyiz isteminin reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekili ve fer’i müdahil … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA…” kararı verildiği anlaşıldı.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin 08/06/2018 tarih, … esas, … karar sayılı karar düzeltme ilamında”…Mahkemece davacı … yönünden davanın kabulüne, 14.000,00 TL’nin 26/11/2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacı …’ın bir alacağı bulunmadığından bu davacı yönünden davanın reddine dair verilen kararın davalı banka vekili ile fer’i müdahiller … ve … vekillerince temyizi üzerine Dairemizce fer’i müdahil … vekilinin temyiz isteminin reddine, davalı vekili ve fer’i müdahil … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiş; Dairemizin bu ilamına karşı fer’i müdahil … vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuş ise de, feri müdahil sıfatıyla karar düzeltme isteminde bulunan … mülga HUMK’nın 57 ve yürürlükteki HMK’nın 66 ve devamı maddeleri uyarınca yanında katıldığı tarafla birlikte hareket etmek zorunda olup, mahkemece feri müdahil aleyhine bir hüküm kurulmadığından ve feri müdahilin tek başına karar düzeltme hakkı bulunmadığından karar düzeltme dilekçesinin reddi gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle fer’i müdahil … vekilinin karar düzeltme dilekçesinin REDDİNE…” kararı verildiği anlaşıldı.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ; davanın açıldığı 03.07.2014 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan
amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu bankacılık işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu anlaşıldığından yargıtay bozma ilamı doğrultusunda mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Uyuşmazlığın niteliğine göre dava tarihi nazara alınarak davanın Tüketici Mahkemesinde açılması gerektiği Mahkememizin GÖREVSİZ olduğu anlaşılmakla HMK 114/1 c ve 115/2 maddesi gereğince DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20.maddesi gereğince kararın kesinleşmesini takiben 2 haftalık süre içerisinde taraflardan birinin başvurusu halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına, HMK 331/2 maddesi gereğince harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede karar verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı …BANK A.Ş vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı
Katip
e-imzalıdır
Hakim
e-imzalıdır