Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/517 E. 2021/201 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADIN
ESAS NO:2018/517 Esas
KARAR NO:2021/201

DAVA:Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ:11/06/2018
KARAR TARİHİ:02/03/2021

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket nezdinde İşyerim Paket Sigortası kapsamında sigortalı … … Caddesi … Sokak … Apt Daire 1 … / … adresindeki iş yerine 17/06/2016 tarihinde sigortalı iş yeri kapalıyken iş yerine su baskını gerçekleştiğini, bunun sonucu sigortalı iş yerinde maddi hasar meydana geldiğini, sigortalının zararının müvekkil sigorta şirketi tarafından tazmin edildiğini, hasara ilişkin olarak hazırlanmış ekspertiz raporunda bina dışında bulunan ve davalıya ait temiz su borusunun patladığı, bina içine çeşitli noktalardan su girdiğinin tespit edildiğini, sigortalı iş yerinde demirbaş ve bina hasarının söz konusu olduğunu ve ekspertiz raporunda bunların belirtildiğini, söz konusu hasara davalıya ait temiz su borusunun patlaması sebebiyle vermiş olduğundan davalı idare söz konusu hasardan sorumlu olduğunu, sigortalının iş yerinin bulunduğu binanın dışında yer alan temiz su borusunun patlaması kaynaklı hasarda davalı…’nin görev ve sorumluluklarını gereği gibi yerine getirmediği göz önüne alınarak anılan hasarın oluşumunda kusurlu olduğunu, müvekkil şirketin hasara ilişkin olarak 08/07/2016 tarihinde sigortalısına 5051,75-TL sigorta tazminatı ödediğini, işbu sebeple davalı kurumun haksız fiilinden kaynaklanan bu hasara ilişkin yapılan ödemeyi davalı kurumdan rücuen tahsilini talep ettiklerini,
Yukarıda açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla 5.051,75-TL alacağın sigortalıya ödemenin gerçekleştiği 08/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil idarenin olayda kastı, kusuru, ihmali bulunmadığını, zararla müvekkil idare arasına bir illiyet bağının kurulmasının mümkün olmadığı, sözü edilen adresteki su arızası ile ilgili … kayıtlarında yapılan inceleme ve tetkikte 18/06/2016 tarih ve saat 00:41’de abonesince arıza ihbarı yapıldığını, ekiplerinin arıza mahalline ulaştığında arızanın parsel sınırları içerisinde ve fayanslar ile kaplı zemin altında olduğunu, bu nedenle binanın suyunun yoldan kapatıldığını, daha sonra bina sahiplerince binaya ait parselin dışına kadar yeni bir hat çekilip yoldan taraflarınca bağlantı yapılarak binanın suyunun sağlandığını, davaya konu hasarın meydana geldiği iş yerinin kot olarak yol seviyesinin altında kaldığı ve projeye aykırı kullanım olduğunun açık olduğunu, davacının sigortalısının yer altı ve yer üstü sularına karşı izolasyon ile ilgili gerekli tedbir ve önlemleri almadığını, binanın harici su baskınlarına karşı tedbirsiz olması ve inşaat tekniğine aykırı yapılmış olması nedeniyle meydana gelen hasardan idarelerine kusur yüklenmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, davada talep edilen hasar bedelinin fahiş olduğunu, davacının ödeme ilgili tazminatı ödeme tarihinden itibaren faiz istemesinin hukuka aykırı olduğunu, Yukarıda açıklanan nedenlerle; davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile davanın reddini talep ettikleri anlaşıldı.
Alınan 22/05/2020 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; davacının poliçe teminatı kapsamında bulunan zararı sigortalısına ödediği, dava konusu taşınmazın iskanının bulunmadığı, yapı parsel sınırları içerisinde kalan su borularının Fen ve Sanat kurallarına aykırı olarak uygulandığı olduğu ve ilgili yönetmeliklerde parsel sınırı içerisinde kalan söz konusu boruların Bina Yönetimi sorumluluğunda olduğunun belirtildiği, dava konusu hasarın meydana gelişinde davalı … Genel Müdürlüğü açısından illiyet bağının kurulmamış olduğu, davalının söz konusu hasarda kusurlu bulunmadığının değerlendirildiği, Davacının talep edeceği zararın 5.051,756-TL’nin kadri maruf olduğu mütalaa edildiği anlaşıldı.
Alınan 12/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; Dava konusu su tesisatı arızasının, arıza giderilmeden nereden kaynaklandığının bir tutanakla tespit edilebileceği kanaatine varıldığı, Daha sonra hazırlanan 01/07/2016 tarihli ekspertiz raporunda çelişkili ifadeler görülmüş olup, sigortalı iş yeri sahibinin imzalı ifadesiyle ekspertiz raporunda belirtilen ifadesinin çelişkili olduğu kanaatine varıldığı, Bahçe içinde ve zemin altından geçen tesisatta arıza yoksa neden yeni bir hatla suyun bağlandığının anlaşılamadığı kanaatine varıldığı, Ekspertiz raporunda hasar tutarlarının tespitinin dışında belirtilen hususların beyanlara dayandığı görüş ve kanaatindeyiz. Zira arıza tarihi ile rapor tarihleri arasında 12 gün vardır ve arızanın nerede oluştuğunun tespiti mümkün olmadığı kanaatine varıldığı, Yukarıda bilgiler ışığında arızanın bahçe içinden geçen su hattında olduğu kanaati oluştuğu ve davalı … Genel Müdürlüğü’nün kusurunun bulunmadığı kanaatine varıldığı, Bu sebepler çerçevesinde, Sigortacıya Rücu etme hakkını sağlayan, Ticaret Kanununun Madde 1472 olan “(1)Sigortacı Sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bir hak, tazmin ettiği bedel kadar Sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa Sigortacı, Mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden evam ettirebilir.” Hükmünün, Dava konusu olay için geçerli olmadığı kanaatine varılması sonucu, Davacı Sigorta şirketi olan … A.Ş.’nin, Davalı … Genel Müdürlüğü’ne, Rücu etme hakkının olmadığı kanaatine varılması neticesi, nedeniyle, Davacı … A.Ş’nin, Dava konusu, sigortalısı …, Başlangıç tarihi 25/04/2016, Bitiş tarihi 25/04/2016, Poliçe numarası … olan İşyerim Paket Sigorta poliçesi kapsamında, Davalı … Genel Müdürlüğü’nden, Sigorta Hasar Tazminatı talebinde bulunmasının mümkün olmadığı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlık, işyeri sigortası kapsamında ödenen bedelin, rücuen tazminine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafça işyeri sigortası yaptırılan dava dışı sigortalı …’nin iş yerinde meydana gelen 18.06.2016 tarihinde meydana gelen hasar sebebiyle, dava dışı sigortalıya ödenen tutarın, kusurlu olduğu iddia olunan davalıdan tahsili yolunda 11.06.2018 tarihinde Yasal süresi içerisinde Mahkememizdeki iş bu rücuen tazminat davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Yargılama aşamasında taraf teşkili sağlanmış, taraflarca usulüne uygun olarak sunulan bilgi ve belgeler toplanarak dava dosyamız bilirkişiye tevdii edilmiş olup 22.05.2020 tarihli ve 11.01.2021 tarihli farklı heyetlerden ayrı ayrı raporlar alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı sigorta şirketince işyeri sigortası yaptırılan dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tazmini yolunda Mahkememizdeki iş bu tazminat davasının açıldığı, yargılama aşamasında Mahkememizce farklı heyetlerden alınan 22.05.2020 ve 11.01.2021 tarihli bilirkişi raporlarında, dava konusu hasarın meydana gelmesinde davalıya atfedilecek bir kusurun olmadığı anlaşılmakla, davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 59,30-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 86,28-TL harçtan fazlaca yatan 26,98‬-TL’nin talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.02/03/2021

Katip …

Hakim …