Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/505 E. 2023/601 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/505 Esas
KARAR NO : 2023/601
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 07/06/2018
KARAR TARİHİ : 20/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Ltd. Şti. ile davalı … A.Ş. arasında 02/06/2016 tarihli lisans sözleşmesi imzalandığını, bu lisans sözleşmesine göre müvekkilinin … ilçesinde … Markası adı altında özel öğretim kursu işlettiğini, … A.Ş. tarafından müvekkiline gönderilen … Noterliğinin 20/06/2017 tarihli ve … sayılı ihtarnamesi ile; kendileri ile sözleşme yapıp etüt eğitim merkezi olarak faaliyet gösteren kurumların 687 sayılı KHK gereğince faaliyetlerine 01/07/2017 tarihi itibarıyla son verileceği için, bu kurumların dönüşebilecekleri tek kurs olan özel öğretim kursuna dönüşmek istediklerinin kendilerine bildirildiğini, davalı şirketlerin, … şirketine … ilçesinde … Markası adı altında özel öğretim kursu lisansı vermesinin, müvekkili ile akdedilen 02/06/2016 tarihli lisans sözleşmesine aykırılık oluşturduğunu, müvekkilinin zararına yol açtığını, müvekkilinin bu sözleşmeye aykırılıktan doğan 2017-2018 öğretim yılına ilişkin yoksun kalınan kararın tazminini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı ile … Ltd.Şti.(… Ltd) arasında bir sözleşme olmadığını, … Ltd.Şti hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddini talep ettiklerini, davacı tarafın dilekçesinde, davalılardan … Ltd hakkındaki taleplerin kabulünü “tüzel kişilik perdesinin kaldırılması” yolu ile sağlanmasını istediğini, bu talep ile de davacı ile davalı (… A.Ş) arasında bir sözleşme olduğunun anlaşıldığını, … A.Ş ile ilgili olarak açılmış bir dava içinde tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak üçüncü şahıs durumunda olan … Ltd’ye karşı dava açılamayacağını, tüzel kişilik perdesinin kaldırılması yolu ile üçüncü şahıslara dava yöneltebilmek için öncelikle asıl borçlu olan … A.Ş’ne karşı açılmış olan davada davacı lehine tazminata hükmedilmesi, bu kararın kesinleşmesi ve tazminatın … A.Ş’den tahsil edilememiş olması gerektiğini, bunların hiçbirinin henüz belli olmadan, ayni dava içinde üçüncü şahıs durumunda olan … Ltd’den tüzel kişilik perdesinin kaldırılması yolu ile tazminat talep edilemez olduğunu, tüzel kişilik perdesinin kaldırılması ile ilgili yasal düzenleme TTK’nun 195-209 maddelerinde düzenlenmiş olup davacının talebi bu yasa maddelerine uygun olmadığını, … Ltd. hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi ile birlikte tüzel kişilik perdesinin kaldırılması yolu ile ileri sürülen talebinde hukuki yarar yokluğundan dolayı reddini talep ettiklerini, dershanelerin kapatılmasından sonra onların yerini “etüd merkezleri” almış ancak yayınlanan KHK gereğince Etüt Merkezleri’nin faaliyetlerine de 01.07.2017 tarihi itibariyle son verilince mevcut binalarda Özel Eğitim Kurs’ları verilmeye başlandığını, davalılardan … A.Ş, dershane faaliyeti yürütmek isteyenlerle Lisans Sözleşmesi yaparak … markası altında dershaneler açılmasını sağladığını, dershanelerin kapatılması nedeniyle bu binalar etüd merkezlerine dönüştürüldüğünü, etüd merkezleri de kapatılınca ayni binalarda özel eğitim kursları verilmeye başlandığını, müvekkili … A.Ş, dershanelerin ve etüd merkezlerinin kapatılmasından dolayı Lisans Alan kurumların bu durumdan olumsuz olarak etkilenmemeleri için kendilerine her türlü kolaylığı gösterdiğini, … A.Ş, örneğin dershanelerin kapatılmasından sonra, Lisans Alan kurumlar ile olan sözleşmelerini tamamen feshedebilir, daha sonra etüd merkezi için daha uygun koşullarla başka firmalarla sözleşme yapabileceğini, ancak bu yapılmamış ve dershane kapatıldığında, etüd merkezine dönüşmek isteyen kuruma bu fırsatı vermiş keza etüd merkezlari kapatıldığında da Özel Eğitm Kursuna dönüşmelerine fırsat vermiş ve kapatılmalardan dolayı Lisans Alanların mağdur olmamalarının sağlandığını, kapatılmalardan dolayı Lisans Alanların mağdur olmaması nispeten sağlanmakla birlikte Lisans Veren durumunda olan … A.Ş, özellikle dershanelerin kapatılmasından dolayı önemli gelir kaybına uğradığını ve bu kaybı mümkün olduğunda azaltmak içinde bazı girişimlerde bulunduğunu, etüd merkezlerinin kapatılmasından sonra Özel Eğitim Kurslarının faaliyete geçtiğini, 20.03.2012 tarihli 28239 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin Geçici 14.maddesi gereğince Özel Eğitim Kurumları, faaliyet gösterdikleri binada tek bir bilim grubu için kurs ruhsatı alabilmekte olduklarını, davacının sadece, Matematik kursu için ruhsat aldığını, özel eğitim kursları, etüd merkezlerinin yasaklanması üzerine faaliyete geçen kurslar olduğunu, … markası altında etüt merkezi olarak faaliyet gösteren firmaların, özel eğitim kursuna dönüşmek istediğini belirtmişler ve kendileri ile yeni bir sözleşme yapılmış böylece bir mağduriyet yaşanmadan bu süreci atlattıklarını, etüt merkezlerinin tamamının, özel eğitim kursuna dönüşmek istemediklerini, yeni uygulamadan dolayı … A.Ş.’nin ciddi anlamda zarara uğradığını ve özel eğitim kursu açmak isteyen firmalarla acilen sözleşmeler yapmak istediğini, bunu yaparken de, ilk olarak o bölgede özel eğitim kursuna dönüşmüş olan firmalara teklifte bulunduğunu, davacının, bu teklifi kabul etmediğini ve sözleşme gereğince bir yıl beklenmesini istediğini, sözleşmeye göre “sözleşme yapmak için” bir yıl beklenmesi gerekmeyeceğinden müvekkili, başka firmalarla ve davacının sürdürdüğü matematik dışındaki dersler için başka firmalarla özel eğitim kurs sözleşmesi yaptığını, başka firmalarla yapılan sözleşmeler, davacı ile yapılan sözleşmeye bir aykırılık olmayıp, davacının, sözleşme gereğince bir yıl beklenmesi gerektiğini ileri sürmesi sözleşmeye ve herkesin haklarını iyi niyet kuralları çerçevesinde kullanması gerektiğini emreden TMK’nun 2.maddesine aykırı olduğunu belirterek davalı … Ltd.Şti hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, her iki davalı hakkındaki davanın esastan reddine, yapılan yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Eldeki dava, sözleşmeye aykırılık nedeniyle uğranılan maddi zararın tahsili talebine ilişkindir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 07/03/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre; bankalardan gelen cevabi yazılardaki veriler dikkate alındığında dava dışı … Ltd. Şti.’nin 28/06/2017-01/03/2018 dönemine ilişkin net satışlarının, toplam 1.033.312,16 TL olarak tespit edildiğini, davacı … Ltd. Şti.’nin 2016, 2017 ve 2018 yıllarında sırasıyla 91.979,22 TL, 198.774,90 TL ve 244.168,62 TL tutarında satış gerçekleştirdiğini, her üç yılda da faaliyet karı ve net kar elde edemediğini, tarafların her ikisinin de kusurlu olduğunu, TBK m 114/II “Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler, kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hallerine de uygulanır.” atfı ile TBK m.51 ve 52.maddelerinin uygulanması ile tazminatının belirlenebileceğini belirtmişlerdir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 13/06/2022 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; davacının kanun değişikliğine rağmen sözleşmede yazan 1 yıllık süreyi kullanmak istemesi makul olmadığı gibi, davalının da davacıya çok kısa bir süre vermesi ve sonrasında 1 hafta içinde farklı bir kişi ile sözleşme akdetmesi de makul olmadığını, bu hususun nihai takdirinin Mahkemenin olduğunu, davalı şirketin, dava dışı …. Ltd. Şti. ile sözleşme yapmasından sonra davacının net satışlarında azalma değil aksine artış olduğunu; sadece bu tespitin dâhi davanın reddi için tek başına bir sebep teşkil ettiği itirazı ile ilgili olarak: davacı … Ltd. Şti.’nin 2016, 2017 ve 2018 yıllarına ait Kurumlar Vergisi Beyannameleri incelenmiş olup aşağıdaki özet tabloda verilen satış ve kâr tutarlarının gerçekleşmiş olduğu görüldüğünü, 2016, 2017 ve 2018 yıllarında sırasıyla 91.979,22 TL, 198.774,90 TL ve 244.168,62 TL tutarında satış gerçekleştiren şirketin her üç yılda da faaliyet kârı ve net kâr elde edemediğinin tespit edildiğini belirtmişlerdir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 11/11/2022 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; kök rapordaki görüşün değiştirilmesini gerektirecek bir husus bulunmadığını belirtmişlerdir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 04/08/2023 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacı ve davalı tarafların araların akdettiği sözleşmeyi kusurlarıyla ihlal ettiklerini, dava dışı … Ltd. Şti.’nin 28.06.2017 ile 01.03.2018 tarihleri arasında yaptığı satış tutarının toplamının 1.033.312,16 TL olduğunu, söz konusu tutarın sadece özel eğitim faaliyetlerinden elde edilip edilmediğinin ve özel eğitim faaliyetinden elde edilen net kârının tespit edilemediğini, davacı şirketin 2016, 2017 ve 2018 yılı net satışlarının artış eğiliminde olmasına rağmen ilgili dönem zarfında sürekli zarar ettiğini, sözleşmesel ilişki süresince hiç kâr elde etmemiş olan davacı tarafın bir başka tacirin elde ettiği kârı elde edeceğinin garantisi olmadığı gibi geçmiş mali sonuçlar aksine bir gösterge ortaya koyduğu cihetle davacının zararından bahsetmenin isabetli olmadığı ve tazminat ödenmesinin gerekmeyeceğini belirtmişlerdir.
İstanbul Bam 46.Hukuk Dairesinin 2021/22 E., 2023/1317 K. sayılı ilamında ” her iki şirketinde ticaret sicil kayıtlarının karşılaştırmalı incelenmesinde, sahiplerinin-yetkililerinin ortak olduğunun görüldüğü her iki şirket arasında organik bağ bulunduğu , davalı GÜRSOY vekilinin davanın esası yönünden de detaylı savunma yaptığı ve sözleşme sureti ile inşaata dair belediye belgelerini sunmuş olmasından hareketle de, davalı şirketin davanın ve inşaatın muhatabı olduğu ve, bu bağlamda husumete ilişkin istinaflarının dinlenemeyeceği görülmektedir.” gerekçesi ile taraflar arasında organik bağ bulunması halinde husumet itirazının dinlenmeyeceği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalı … A.Ş.ile özel öğretim kursu lisans sözleşmesini imzaladığını, buna rağmen diğer davalı … Ltd.Şti. ile dava dışı … arasında özel öğretim kursu lisans sözleşmesinin imzalandığı belirterek sözleşmeye aykırılığa dayalı maddi zararının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ettiği, davalı … Ltd. Şti.’nin davanın husumetten reddine karar verilmesini ve diğer davalının ise sözleşmeye aykırılık bulunmadığından davanın esastan reddine karar verilmesini talep ettiği, ticaret sicil kayıtlarının incelenmesi ile davalı şirketlerin yeni ve eski yetkili ve ortaklarının ortak olduğunun anlaşıldığı, bu durumun ve davalıya ihtarı çeken şirketin … A.Ş olmasına rağmen, dava dışı … ile lisans sözleşmesi imzalayan tarafın … Ltd.Şti. olmasının davalılar arasında organik bağ bulunduğunu ispatladığı, bu nedenle … Ltd.Şti.’nin husumet itirazının mahkememizce dinlenmediği, 687 sayılı KHK’nın 6.maddesinde etüt eğitim merkezlerinin özel eğitim kurumları olarak sadece bir bilim dalında faaliyet gösterebileceğinin ve yeni düzenlemeye en geç 29/07/2017 tarihine kadar uymaları gerektiğinin düzenlendiği, davalı … A.Ş.’nin davacıya gönderdiği 20/06/2017 tarihli ihtarnamede 24 saat süre tanımasının TMK m.2 kapsamında dürüstlük kuralına aykırı olduğu, davacının ise 22/06/2017 tarihli ihtarname ile 1 yıllık süreyi kullanmak istemesinin KHK değişikliği kapsamında makul olmadığı, bu durumun tarafların sözleşmeyi kusurlarıyla ihlal ettiğini gösterdiği, dava dışı …nin net kârının tespit edilemediği, tespit edilse dahi davacının sözleşmesel ilişki süresince hiç kâr elde edemediği, sürekli zarar ettiği bu nedenle yoksun kaldığı kârından bahsedilemeyeceği gözetilerek davacının açtığı davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 341,55 TL harcın mahsubu ile artan 71,70 TL karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/09/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.