Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/457 E. 2022/900 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/457 Esas
KARAR NO : 2022/900

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 25/05/2018
KARAR TARİHİ : 17/11/2022

Taraflar arasında görülen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; müvekkilinin …markasının Türkiye…… haklarının sahibi olduğunu, bu hakkını …… Sözleşmesi akdetmek suretiyle üçüncü kişilere tali lisans hakkı vererek kullandığını ve verdiği tali lisans hakkı karşılığında sözleşme akdettiği üçüncü kişilerden sözleşmede anılan ücretleri almakta olduğunu, ticari faaliyet kapsamında müvekkili ile davalının 26/08/2016 tarihli sözleşmeyi akdettiklerini, bu sözleşme kapsamında müvekkili tarafından davalıya, … markasını ve … iş sistemini bir … olarak kullanma hakkı verildiğini, kendisine verilen … hakkı kapsamında davalının, … Kristal unvanı ile faaliyetine başladığını, davalının normalde aylık cirosunun %9’unu royalti ve tanıtım fonu olarak müvekkiline ödemesi gerekirken, ilk bir yıl boyunca bu oranın dörtte birini ödeyecek şekilde sözleşme düzenlendiğini, sözleşmenin akit tarihi olan 26.08.2016 ile 26.08.2017 tarihleri arasında ödemeler açısından EK-H uygulandığını, 26.08.2017 tarihinden itibaren de sözleşmenin ilgili maddelerinin uygulanmaya başlandığını, buna göre sözleşmenin 7.1.1 maddesi uyarınca davalının ödemesi gereken ilk bedelin royalti ücreti ve ulusal tanıtım fonu ücreti olup bu ücretlerin kural olarak davalının aylık cirosunun %9’u olduğunu, Bu %9’luk kalemin %6’lık kısmının royalti ücreti, %3’lük kısmının da 8. maddede açıklanan ulusal tanıtım fonu ücreti olduğunu, 7.1.1 maddesinde ayrıca bir adet tablo bulunmak olduğunu, bu tabloda yazan değerlerin davalının ilgili dönemde ödemesi gereken minimum royalti ve ulusal tanıtım fonu bedelini göstermekte olduğunu, bu tabloya göre ilgili dönemde davalının aylık cirosunun %6’sı ve %3’ü tabloda gösterilen bedellerin altına düşerse, ilgili ay o tabloda yazılmış olan minimum bedellerin ödenmesi gerekeceğini, davalı ile müvekkili arasındaki ticari ilişkinin bir yılın sonunda 26/08/2017 tarihinde son bulması ile bozulmaya başladığını, davalının müvekkiline göndermiş olduğu … 23. Noterliğinin 07.11.2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinde, sözleşme hükümlerinin son derece açık olmasına rağmen, müvekkiline ödenmesi gereken aylık ödemelerin davalının işlem hacmine bağlı olduğunu, sektörün daralmasından ötürü iş yapamadıklarını, bu sebeple müvekkilinin kendilerine gönderdiği Ekim ayına ilişkin faturanın ihtirazi kayıtla ödendiğini, bundan sonra gönderilen faturaların ödenmeyeceğini ihtar ettiğini, ancak sözleşmenin birinci senesinin sona ermesi ile yürürlüğe giren 7.1.1 maddesinin açık şekilde davalının aylık cirosunun %9’unu + KDV royalti ve tanıtım fonu olarak ödeyeceğini, ancak aylık ciroya bu oran uygulandığında ödeme miktarının belirlenmiş miktarın altında kalması halinde ilgili ay için maddede belirlenen aylık ücretin ödeneceği husunda anlaşıldığını, bu sebeple davalıya müvekkilince Kartal … Noterliğinin 13.11.2017 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi gönderilerek ödeme yükümlülüklerinin gereği gibi yerine getirilmesi gerektiğini, aksi halde müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan haklarını kullanabileceğinin ihtar edildiğini, bu ihtarnameden sonra davalı şirket yetkililerinin, … Emlakçılar Odasının 09.12.2017 tarihinde … … Otelinde düzenlediği bir seminer sırasında müvekkili Dr….’ı darp ettiklerini, bu olay sırasında davalı şirket yetkililerinin müvekkilinin üçüncü kişiler ile yaptığı telefon konuşmalarını kaydettiklerinin de ortaya çıktığını, bu tarihte yaşanan olaylarla ilgili olarak müvekkili şirket yetkilisi Dr. … tarafından … Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde… soruşturma nosu ile suç duyusunda bulunulduğunu, bu olaylardan dolayı davalı şirket tarafından çeşitli mecralarda müvekkili şirkete karşı karalama kampanyası başlatıldığını, ilk olarak 09.12.2017 tarihinde kendisine müvekkili tarafından tahsis edilen “…” uzantılı kurumsal e-posta adresini kullanarak davalı, tüm diğer müvekkili… ofislerine e-posta göndererek müvekkili aleyhine asılsız bir propaganda başlattığını, davalı şirketin, kurumsal sosyal medya hesaplarından müvekkilinin itibarini zedeleyici yayınlarda bulunulduğunu, buna ilişkin belgeler sunulduğunu, müvekkilinin davalıya kullanmasına izin vermiş olduğu “…” markasıyla ve kamuoyuna duyurulur diyerek ilgili ve ilgisiz herkese yöneltilen…sosyal medya ağı yayınında, davalı şirketin müvekkilini sektör tarihinde görülmemiş sözleşme dayatmalarla firmaları rehin aldığını zanneden, gerçek yüzünü görüp sözleşmenin feshini isteyen ofislerden fahiş paralar talep eden bir kurum olarak nitelemekte olduğunu, sözleşmenin 15.sayfasında bulunan 10.7.maddesinde; itibari zedeleyen her türlü davranıştan kaçınılmış gerektiğinin hüküm altına alındığını, 24.sayfada bulunan 16.2.5.2. maddesinin de … marka ve sisteminin imajının zedeleyen davranış ve tutumları sözleşmenin ihtarsız feshini gerektirecek bir ihlal olarak nitelemekte olduğunu, ancak müvekkilinin bu hakkı veren maddeyi uygulamak yerine, ihlal halinde kendisine daha hafif tedbirler uyglanmasına olanak sağlayan 16.3. maddesini uyguladığını, bu maddeye istinaden davalıya sağlanan bazı hizmetlerin askıya alındığını ve davalıya verilen teknolojik hizmetlerin durdurulduğunu, bunun üzerine davalının yine kurumsal hesabından Dr. …’ı hedef aldığını ve kötülediğini, davalının ayrıca kurumsal ınstagram sosyal medya mecrasında sponsorlu olarak yayın yapmaya başladığını, sponsorlu gönderi yayınlamak ücret karşılığında yapılan reklamlar olduğunu, bu reklamların herkese ulaşabileceğini, davalının müvekkili marka ve sisteminin ticari itibarını zedelemek konusunda ileri gittiğini, davalı sosyal medya yayınlarını yapmaya başladığı aynı gün müvekkiline göndermiş olduğu … 23. Noterliğinin 11/12/2017 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde; müvekkilinin davalının teknolojik olanaklarını kısıtlayarak sözleşmeye aykırı davrandığını iddia ederek kısıtlamanın kaldırılmasını talep ettiklerini, buna cevaben davalıya Kartal 17. Noterliğinin 14/12/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnameyi göndererek; ilgili yayınların sosyal medyadan kaldırılması halinde kısıtlamanın kaldıracağını, ancak kaldırılmadığı halde müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan haklarını saklı olduğunu ifade ettiğini, bu ihtarnameye davalı taraf cevaben … 23. Noterliğinin 19/12/2017 tarihli …yevmiye numaralı ihtarnamesini gönderdiğini, bu ihtarnamede müvekkilinin kullandığı hakkın tek taraflı olması sebebi ile geçersiz olduğunu ve yayınların marka itibarını zedelemediğini bildirerek sosyal medya paylaşımlarındaki iddialarını tekrarladığını, netice olarak yayınları kaldırmadığını, müvekkilinin denetleme hakkına sahip olduğunu, sözleşmenin 13.maddesine göre her zaman ofislere giderek yerinde denetim yapma hakkında sahip olduğunu, sadece başarılı olan ve doğru bilgiyi göndereceğine inanılan ofislere gidilmeden onlardan bilgi istenerek ve onların gönderdiği bilgi ve belgelerin doğruluğuna inanılarak uzaktan/sanal denetim yapıldığını, bu durumun sözleşmenin 10.4. maddesi uyarınca sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olan ve her ofise verilen kurallar ve prosedürler kitabının ilgili maddesinde de açıklandığını, müvekkilinin davalı ile arasındaki problemleri daha fazla derinleştirmek istemediğinden, davalının denetimini uzaktan yapmak istediğini ve bu nedenle davalıya Kartal … Noterliğinin 09/01/2018 tarih ve …yevmiye numaralı ihtarnamesi göndererek kendilerinden belge talep edildiğini, davalının bu talebe … 23. Noterliğinin 16.01.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile olumsuz cevap verdiğini, ancak davalının bu ihtarnamesinin altıncı sayfasının yedi numaralı paragrafında bulunan Sözleşmenin kendileri açısından yok hükmünde olduğu ifadesinin bir fesih beyanı olduğunu ve müvekkiline ulaştığı an itibari ile sonuç doğurduğunu, bu sebeple müvekkilinin davalıya Kartal …Noterliği aracılığı ile 23.02.2018 tarihli ve…9 yevmiye nolu ihtarnameyi göndererek davalının haksız feshine ve hiçbir zaman müvekkilince feragat edilmediğini davalı ihlallerine ilişkin taleplerini iletildiğini, bu taleplerin yerine getirilmemesi neticesinde de işbu davanın açılmakta olduğunu, davalının feshini haklı kılabilecek bir haklılık sebebinin olmadığını, müvekkilinin davalıdan sözleşmeyi ihlal ettiği için cezai şart talep etmekte olduğunu, bu cezai şart tutarının sözleşmenin 27.sayfasında bulunan 16.7.2 maddesi uyarınca 50.000 USD olduğunu, bu tutarın ilgili maddeden anlaşılacağı üzere müvekkilinin uğradığı tüm zararların yerine değil, bu zararlara ek olarak talep edilecek şekilde ilgili maddede belirlendiğini, müvekkilinin davalı tarafından sözleşme ihlal edilmiş olduğundan, sözleşme ihlal edilmesi idi elde edeceği kazancı, yoksun kalınan kazanç olarak talep etmekte olduğunu, sözleşmenin 16.7.2 maddesi, ihlal halinde müvekkilinin uğradığı tüm zararın talep edilebileceğini hükme bağladığını, sözleşmede ise her ay ödemekle yükümlü olduğu tutarlar belirlendiğini, davalının asli ödemesi, davalının ilgili ayda elde ettiği cironun %6’sı olarak hesaplanan royalti bedeli olduğunu, bu bedelin hesaplanması gerektiğinden bu zarar kalemine ilişkin taleplerinin şimdilik 50.000 TL olduğunu, gerçek alacak bilirkişi incelemesi ile belirleneceğini, bu hali ile bu talebin belirsiz alacak davası açmaya olanak sağladığını, davalı tarafından yapılan sosyal medya yayınları müvekkilinin ticari itibarına, markasına ve iş sistemine zarar verdiğinden bu talebin de şimdilik 5.000 TL olarak belirlendiğini, davalının müvekkiline gerek sözleşmenin ihlali ile gerekse de haksız fiil olarak ika ettiği zararı, fazlaya dair hakların saklı kalması kaydıyla 278.660 TL üzerinden belirsiz alacak davası ile talep ettiklerini belirterek, şimdilik 297.320 TL bedelin fesih tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 05/04/2022 tarihli talep artırım ve ıslah dilekçesi ile; dava dilekçesinde 50.000 TL yoksun kalınan kar, 5.000 TL itibar tazminatı ve 50.000 USD cezai şart bedelinin dava tarihindeki karşılığı olmak üzere toplam 297.320 TL olarak belirtilen taleplerini 186.600 USD yoksun kalınan kar, 50.000 USD cezai şart olmak üzere toplam 236.600 USD’ye arttırdıklarını ve talep sonucunu bu şekilde ıslah ettiklerini, dava dilekçelerinde belirtilen 5.000 TL itibar tazminatının aynen devam ettiğini belirterek 186.600 USD yoksun kalınan kar, 50.000 USD cezai şart olmak üzere toplam 236.600 USD’nin ve 5.000 TL itibar tazminatının ticari temerrüt faizi ile beraber davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş ve harcını yatırmıştır.
Davalı vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; davacı tarafla mutabık olunan tek noktanın taraflar arasında var olan ticari ilişkiye konu sözleşme olduğunu, bu ticari ilişkide ihlaller ve haksızlıklar var olduğunu, ancak bu ihlalleri ve haksızlıkları yapan davacı yanın bizzat kendi olduğunu, müvekkilinin ciddi zararlara uğramasına sebep olduğunu, müvekkili şirketle muhatap şirket arasında 26.08.2017 tarihli “… Gayrimenkul … Sözleşmesi” olduğu noktasında ihtilaf bulunmadığını, taraflar arasındaki ihtilafın, sözleşmeyi ihlal eden tarafın kim olduğu noktasında olduğunu, müvekkilinin imza altına alınan maddelerden hiçbirine bugüne kadar aykırı bir harekette bulunmadığını ve ihlal etmediğini, sözleşmeye aykırı davranışların, sözleşmenin tarafı olan davacı şirket ile yetkilisi … tarafından yapıldığını, taraflar arasında var olan sözleşmenin temel iki unsurunun olduğunu, taraflardan … veren markasını kullandırmayı, … alan ise kullanıma izin verilen marka çatısı altında ticari faaliyet yürütmeyi karşılıklı kabul etmiş olduklarını, … alan, aldığı yetki ile marka çatısı altında ” bağımsız müteahhitlik/gayrimenkul danışmanlık” sözleşmeleri ile işbirliği yaptığı alt işletmeleri çalıştırarak ticari faaliyetini yürüteceğini, bu kapsamdaki danışmalık sözleşmelerinin de farnchise veren tarafından düzenlendiğini, ek sözleşmenin detaylı incelenmesinde de görüleceği üzere, taraflar arasında var olan davaya konu sözleşme ve buna bağlı sözleşmelerin tamamı … veren tarafça hazırlandığını, bunun doğal sonucu ve yerleşik içtihatlar, hak kavramını oluşturanın/sözleşmeyi hazırlayanın öncelikli olarak sözleşmeye kendisinin sadık kalmasını öngördüğünü, davacı tarafla müvekkili arasında var olan ilk ihlalin, davacının müvekkili bünyesinde bulunan gayrimenkul danışmanlarını bir şekilde razı ederek, kendi kazancının artması ve daha fazla ofise sahip olabilmesi için yeni … bayilikleri vermesi olduğunu, Müvekkili ile …, …, … gibi gayrimenkul danışmanları arasında “bağımsız müteahhitlik gayrimenkul danışmanlık” sözleşmesi bulunmakta olduğunu, bu sözleşmelerin halen taraflarca fesh edilmediğini ve ibra verilmediğini, bu danışmanlarla yapılan gayrimenkul danışmanlık sözleşmesinin davacı tarafça düzenlenerek müvekkiline verildiğini, … veren olarak davacı taraf bu sözleşmelere taraf olduğunu, ancak müvekkilinin emek verip yetiştirdiği, işbirliği yapıp ticari beklentilere girdiği bu ve benzeri iş ortaklarının hiç beklenmedik bir anda davacı tarafın “… ofisi” olarak müvekkiline aynı bölgede rakip olmaları olduğunu, bu eylem ve hareket davacı tarafından düzenlenen ve müvekkili ile danışmanları arasında imzalanan sözleşmenin (e) maddesinin (haksız rekabet ve cezai şart) açık ihlali olduğunu, davacının müvekkili ile sözleşmesi devam ederken müvekkilinin danışmanları ile yeni … ofis sözleşmeleri yaparak sözleşmenin ve ticari etik kurallarının ihlaline sebep olduğunu, müvekkiline hiçbir şekilde bilgi vermeden, görüş almadan tamamen kendi kazanç ve geleceğini düşünerek müvekkiline gelecek zararları ve kazanç kayıplarını hiçe sayarak danışmanlarla … sözleşmesi imzaladığını ve yeni ofisler açtığını, sözleşmenin davacı tarafından bu şekilde ihlali ve müvekkilinin bu nedenle maddi ve manevi zarar görmesi üzerine davacı ile 2017 yılı Haziran ayından itibaren görüşmelerin başladığını ve Ekim ayına kadar birçok görüşme yapıldığını ve görüşmelerden hiçbir sonuç alınamadığını, davacının son olarak müvekkilinin danışmanlarından …’ya çeşitli vaatlerle … ofis açtırdığını, davacı tarafın bu haksız ihlallerinin müvekkilinin ciddi şekilde müşteri kaybetmesine, maddi ve manevi zarar görmesine sebep olduğunu, davacı taraf kendi kusurunu örtmek için müvekkiline imtiyazlar tanındığı iddiasında bulunduğunu, bu iddiayı kesinlikle kabul etmediklerini ve reddettiklerini, noter ihtarları ve diğer belgelerden de anlaşılacağı üzere müvekkilinin sözleşmeyi hep ayakta tuttuğunu ve bugüne kadar tüm maddi ve manevi mükellefiyetlerini yerine getirdiğini, … veren ile bu süreç içinde etik kurallar çerçevesinde görüşüldüğünü ve hiçbir şekilde sözleşme ve … markasına zarar verilmediğini, fakat …veren davacı şirketin yetkilisi …’ın başka brokerlarla yaptığı görüşmelerde ve sosyal medyada müvekkilini karalamaya, hakaretler etmeye başladığını, müvekkilinin bu durumu yine … markasına zarar vermeyecek şekilde …’a ilettiğini, ancak olumlu bir netice alamadığını, … veren taraf sosyal medyadan ve diğer ofisler ile görüşmelerde müvekkilini karalama kampanyalarına devam ederek, Türkiye birincisi, 50 çalışanı ile markayı bölgede birinci sıraya yerleştirmiş bir ofise karşı mobing uygulamaya devam ettiğini, bu ve benzeri eylemlerin sözleşmenin ihlali olduğunu, … markasına da … tarafından büyük zarar verdiğini, … veren …’ın başka bir broker ile (…) yaptığı konuşmada müvekkili şirket yetkilisi broker …ile danışman …’a sinkaflı küfürler etmesi ve hakarette bulunması nedeniyle müvekkilleri lehine yasal yollara başvurulduğunu ve … Cumhuriyet Başsavcılığının …soruşturma sayılı dosyası ile gereken müracaatların yapıldığını, bu elim olayın taraflar arasındaki sözleşmenin, TTK.nın ve BK.nın açık ihlali olduğunu, 09.12.2017 tarihli paylaşımdan hemen sonra, … verenin sözleşmeden kaynaklı mükelllefiyeti olan ve sözleşmenin asli unsurunu oluşturan, müvekkiline sunmak zorunda olduğu… sistem altyapısını kapattığını, muhatabın bu hareketinin sözleşmenin alenen ihlali olduğunu, bu hareketin sonucu müvekkili ve bağlı danışmanları ciddi zarara uğrattığını, markanın bölgede kan kaybetmeye başladığını, taraflar arasında cereyan eden noter yazışmaları ile de sabit olduğu üzere tarafların ortak kanaatiyle sözleşmenin ayakta tutulamayacağı sonucuna varıldığını, davacı tarafın yetkili avukatları talebi üzerine davalı şirket avukatının … ofis adresinde 02.01.2018 tarihinde yapılan görüşmede “sözleşmenin ayakta tutulamayacağı ve ikale yolu ile sonlandırılması” hususunda görüş birliğine varıldığını, taraf vekillerince ikale sözleşmesi hazırlandığını ve sözleşme maddelerinde mutabakata varıldığını, ancak davacı yanın sözleşmeyi ihlal ederek … ofis açtırdığını, müvekkili danışmanları hakkında da ibraname ve ikale sözleşmesi talep ettiğini, davacı vekilince buna dair ibra/ikale sözleşmesi taraflarına gönderildiğini, bu konuda müvekkili tarafından olumsuz cevap verilmesi üzerine davacı yan sözleşmeye dair ikale akdinden vazgeçtiklerini, tüm bu yaşananlar davacının sözleşmeyi sonlandırma ve fesh etme iradesine sahip olduğunu, bu iradeyi ortaya koyan tarafın haksız feshe dayanarak dava açmasının hak ve nefaset kurallarına sığmamakta olduğunu ve haksız fesih iddiasının da yersiz ve kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, davacı tarafın tüm bu beyan, ihtar ve görüşmeler neticesinde sözleşmeyi ayakta tutmak değil fesh etmek niyetinde olduğunu kesin beyanlarla kendilerine bildirilmesine rağmen son gönderilen Kartal … Noterliğinin 09.01.2018 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile sözleşmeden doğan hakkın açıkça kötüye kullanılması olduğunu, davacı tarafın yapmış olduğu ihtar ve taleplerin “sözleşmenin feshine dair gerekçe oluşturmak adına” kötüniyetli davranışlar olduğunu, davacı yanın sözleşmeden kaynaklı denetim hakkını kullandırılmadığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, yapılacak incelemenin ve incelenmesi istenilen evrakların çokluğu nedeni ile yerinde inceleme yapılmasının doğru olduğunu noter ihtarında da bahsedildiğini, bu iddianın sözleşmenin ihlali olarak değerlendirilemeyeceğini, sözleşmenin taraflarınca yok hükmünde sayılarak haksız feshin yapıldığının beyan edildiğini ancak bunu kabul etmediklerini, davacı tarafa gönderilmiş olan ihtarlar metin olarak bir bütün olduğunu, davacı tarafın müvekkiline gönderdiği karşı beyan ve noter ihtarları ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, değerlendirme yapılırken metnin tamamından yola çıkılmalı, ihtarın ve metnin amacı anlaşılması gerektiğini, davacı tarafın müvekkili hakkındaki isnatlarının yersiz ve haksız olduğunu, müvekkilinin 26.08.2016 tarihli sözleşme başlangıcından bugüne kadar yaptığı yatırım ve marka içinde aldığı birinciliklerle de ispatlanmakta olduğunu, müvekkilinin imzalamış olduğu … sözleşmesinin bilincinde olduğundan ve sözleşmenin hükümleri gereği uzun vadeli bir ticari ilişkiye girdiğini bilerek (ofis, araç vb. yatırımlar) yaklaşık 2.600.000 TL masraf yaptığını, davacı tarafın haksız feshi nedeniyle zarara uğradığını, karşı dava hakkının saklı tutarak, BK, TTK’dan kaynaklı mütekabiliyet ilkesi gereği, davacı tarafın müvekkiline 50.000+ KDV ABD Doları cezai şart ile müvekkili ve bağlı danışmanlarının maruz kaldığı ve kalacağı ticari kayıp, menfi ve müspet zarar ile manevi tazminatları ödemesi gerekirken, müvekkilinden cezai şart ve kazanç kaybı ile tazminat talebinde bulunmasının haksızlık olduğunu, davacı tarafın müvekkiline gönderdiği 13/11/2017 tarih, 14/12/2017 tarih, 09/01/2018 tarih ve 23/01/2018 tarihli ihtarlarında sözleşmeyi ayakta tutmak değil fesih iradesinin açık tezahürü olduğunu, sözleşmenin davacı tarafça feshedildiğini, davacı tarafından feshe dair irade beyanının sözlü olarak müvekkiline iletildiğini ve davacı tarafçada fiilen uygulandığını, kaldı ki bugüne kadar … veren olarak sözleşmenin asli unsurları ve edimlerini yerine getirmediği gibi sözleşmenin 16. maddesinin uygulamaya başlandığını, müvekkilince birçok kez davacı taraf uyarılmasına rağmen davacının fesih iradesinden vazgeçmediğini, taraflar arasındaki 26/08/2016 tarihli … sözleşmesinin davacı tarafça ihlal edildiğini, davacı tarafın tüm eylem ve davranışlarının sözleşmeyi ihlal niteliği taşıdığını ve sözleşmenin davacı tarafça haksız feshedildiğini, müvekkilini ve bağlı danışmanlarını ciddi zarara uğrattığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Dava, … sözleşmesinden kaynaklanan yoksun kalınan kar, cezai şart ve itibar tazminatına ilişkindir.
Mahkememizde yapılan yargılamada taraf delilleri toplanmış, taraflar arasındaki 26/08/2016 tarihli gayrimenkul … sözleşmesi ve ekleri, ihtarnameler ve diğer belgeler incelenmiş, … 18.Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas ve … Esas sayılı dosyaları celp edilmiş, tanık beyanları incelenmiş, bilirkişi rapor ve ek raporları alınmıştır.
Davacı şirket ile davalı şirket arasında 26/08/2016 tarihli gayrimenkul … sözleşmesi akdedilmiştir. Bu sözleşmenin incelenmesinde; sözleşmede davacı şirketin … veren, davalı şirketin … alan olarak yer aldığı, sözleşmenin 7.1.1 maddesinde … ücretinin düzenlendiği, bu maddede davalı tarafından sözleşme süresi boyunca her ayın 5’ine kadar sunulacak raporlar doğrultusunda hesaplanacak aylık brüt gelirin %6’sına karşılık gelecek sürekli bir ücreti davacıya … ücreti olarak ödeneceği, … ücreti sona erme tarihinden ya da sözleşmenin feshedildiği tarihten önce akdedilmiş işlemler ve satış sözleşmeleri için ödeneceği … ücretine ek olarak aylık brüt ücretin %3’üne karşılık gelen marka tanıtım fon ücretinin davalı tarafından davacıya ödeneceği, ayrıca her ay ödenmesi gereken en az … ücreti ve marka tanıtım fonu ücretinin tablo olarak gösterildiği, sözleşmenin 16.maddesinde sözleşmenin sona ermesi ve feshinin düzenlendiği,16.3 maddesinde fesih öncesi seçeneklerin düzenlendiği, 16.7.2.’de sözleşmenin davalı tarafından erken feshedilmesi veya ihlali halinde sözleşmenin sona erme tarihine kadar öngörülen bütün …, uluslararası tanıtım fonu, uluslararası ofis ücreti ve teknoloji ücreti, ceza ve ödenmemiş ise … başlangıç ücreti dahil borçlara eklenerek 50.000 USD nakdi cezai şartın davacıya ödeneceğinin düzenlendiği görülmüştür.
… 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Talimat sayılı dosyasında bilirkişi … sunduğu 15/07/2020 tarihli raporunda; dava dosyası ve davalının ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeler sonucunda; davalı …. Ltd. Şti.nin ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda 31.12.2018 tarihi itibari ile davalı borç bakiyesinin 4.164,16 TL olduğunun tespit edildiğini, Davacı …. A.Ş.nin davaya konu ettiği kazanç kaybına ilişkin olarak sözleşmenin başladığı Ağustos 2016 döneminden Ocak 2018 dönemine kadar davalı ticari defter ve faturalarından yapılan tespitlere göre a) Davacı …. A.Ş. tarafından dava dilekçesinde talep etiği davalı firmanın aylık ciroları üzerinden sözleşmenin 7.1.1 maddesinde yer alan aylık minimum royalti bedellerine göre %6’lık … gelirlerinin karşılaştırma ve hesaplaması için defter kayıtlarında yer alan faturalar üzerinden yapılan incelemeler neticesinde sözleşmeye göre olması gereken % 6’lık … tutarının (ilk yıl %25’i hesaplanmış şekli ile) 163.226,57 TL olduğunu, davalı defter kayıtlarında faturalandırılan … tutarının 225.396,31 TL olduğunu, bu durumda davacının kazanç kaybının olmadığını, 62.169,74 TL fazla faturalandırılmış … gelirinin olduğunu, b) Davacı …. A.Ş. tarafından dava dilekçesinde talep edilen davalı firmanın aylık ciroları üzerinden sözleşmenin 7.1.1 maddesinde yer alan aylık minimum Ulusal Tanıtım Fonu Reklam Fonu bedellerine göre %3’lük (ilk yıl %25’i) gelirlerinin karşılaştırma ve hesaplaması için defter kayıtlarında yer alan faturalar üzerinden yapılan incelemeler neticesinde sözleşmeye göre olması gereken Ulusal Tanıtım Fonu Reklam Fonu tutarının 80.721,53 TL olduğunu, davalı defter kayıtlarında faturalandırılan Reklam Fonu tutarının 8.659,67 TL olduğunu, bu durumda davacının kazanç kaybının 72.061,86 TL olduğunu, c) Sözleşme içeriğine uygun çalışılan dönem ile ilgili olarak hesaplanan %6 … gelirleri ile %3 Reklam Fonu gelirlerinin mahsuplaşması sonucunda davacı …. A.Ş. firmasının KDV Dahil (72.061,86 — 62.169,74) – 9.892,12 TL kazanç kaybının olduğunun tespit edildiğini, davalı firma muhasebesi ve avukatından yıllık ciro, yıllık ciroya istinaden faturalandırılması gereken %6’lik Royalti bedelini gösterir liste ve %3’lük Ulusal Tanıtım Fonu bedelini gösterir çalışmalarının olup olmadığı sorulmuş ancak böyle bir çalışmalarının muhasebede olmadığının beyan edildiğini, Davacı …. A.Ş. tarafından dava dilekçesinde talep edilen sözleşmenin 12.1 maddesi gereğince davalının çalıştırdığı her danışman için 200,00 USD + KDV bedel için davalı ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeler sonucunda 23.11.2017 tarih ve … seri numaralı fatura ile 6 kişinin üyelik bedeli olarak toplam 5.606,51 TL’lik faturanın yer aldığı ancak 23.11.2017 tarihinden önceki döneme ilişkin üyelik bedeli faturası tespitinin yapılamadığını, bu tarihten önceki döneme ilişkin üyelik olup olmadığı varsa kaç kişinin üyeliğinin olduğu davalı ticari defter kayıtlarından tespit edilemediğini, Davacı vekilinin sözleşmenin feshedilmeyip ayakta kalması halinde sözleşmeye göre çalışılmayan dönem için elde edeceği kazanç kaybı hesaplamasının; a) Davacının sözleşmenin sona erme tarihine kadar talep edebileceği en az … bedelleri toplamının 186.600 USD olacağı, b) Davacının sözleşmenin sona erme tarihine kadar talep edebileceği en az ulusal tanıtım fonu bedelleri toplamının 88.200 USD olacağı, c) Davacının sözleşmenin sona erme tarihine kadar talep edebileceği uluslararası ofis ücretleri toplamının 25.500 USD olacağı, d) Davacının sözleşmenin sona erme tarihine kadar talep edebileceği teknoloji ücretleri toplamının 15.300 USD olacağı, e) Sonuç olarak sözleşmenin 16.7.2 maddesi gereğince sözleşme sonuna kadar davacının talep edebileceği kazanç kayıpları toplamının (186.600 + 88.200 + 25.500 + 15.300) = 315.600 USD olacağının hesaplandığını, davacı vekilinin 27. sayfasında bulunan 16.7.2 maddesi uyarınca 50.000 USD cezai şart talebinin sözleşmenin 16.7.2 maddesinde yer almakta olup takdirinin Mahkemede olmak üzere davalı tarafından 50.000 USD cezai şartın ödenmesi yönünde karar verilmesi halinde yaklaşık TL karşılığının (50.000 USD * 6,90 TL) – 345.000 TL olacak cezai şartın ödenmesinin davalı şirketin ekonomik mahfına neden olmayacağı kanaatinde olduğunu, davalı şirkete ait 2019 yılı kurumlar vergisi beyannamesinden alınan bilançosuna göre şirketin kuruluş sermayesinin 7 Milyon olduğu ve 31.12.2019 tarihli öz kaynağının 7.004,097,32 TL olduğu, davacı talebi olan çalışılmayan döneme ait muhtemel elde edeceği kazanç kaybı olan 315.600 USD (Yaklaşık 315.600 USD * 6,90 TL/KUR = 2.177.640,00 TL.nin ödenmesi yönünde karar verilmesi halinde davalı firmanın ekonomik mahfına sebep olabileceği kanaatinde olduğunu belirtmiştir.
… 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/220 Talimat sayılı dosyasında bilirkişi … sunduğu 11/03/2022 tarihli ek raporunda; a) Kök rapor ve ek rapor içeriklerinde ayrıntılı açıklandığı üzere davacı talebi olan çalışılmayan dönemlere ait … ve Ulusal Tanıtım Fonu ücretlerinin sözleşmede taraflarca belirlenmiş olan minimum bedeller üzerinden hesaplama yapılmış olup, sözleşmenin sona erme tarihinden sözleşmenin normal koşullarda bitiş tarihine kadar talep edebileceği en az … bedelleri toplamının 186.600 USD olacağı, b) Kök rapor ve ek rapor içeriklerinde ayrıntılı açıklandığı üzere davacı talebi olan çalışılmayan dönemlere ait Ulusal Tanıtım Fonu ücretleri sözleşmede taraflarca belirlenmiş olan minimum bedeller üzerinden hesaplama yapılmış olup, sözleşmenin sona erme tarihinden sözleşmenin normal koşullarda bitiş tarihine kadar talep edebileceği en az ulusal tanıtım fonu bedelleri toplamının 88.200 USD olacağı, c) Davacı itirazında çalışılan döneme ait Uluslararası Ofis Ücretleri ile ilgili dava dosyasına sunulu faturalar tekrar kontrol edilmiş olup sözleşmede belirtildiği üzere aylık 250,00 USD * KDV olarak ilk fatura 15.09.2017 tarihinde kesilmiş olduğu ve faturalandırmanın Ocak 2018 ayı da dahil yapılmış olduğu, Kök rapor ve ek rapor içeriklerinde ayrıntılı açıklandığı üzere davacı talebi olan çalışılmayan dönemlere ait Uluslararası Ofis Ücreti sözleşmede taraflarca belirlenmiş olan bedeller üzerinden hesaplama yapılmış olup, sözleşmenin sona erme tarihinden sözleşmenin normal koşullarda bitiş tarihine kadar talep edebileceği uluslararası ofis ücreti toplamının 25.500 USD olacağını, Davacı itirazında çalışılan döneme ait teknoloji ücretleri ile ilgili yapılan incelemede taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 9.9 maddesinde başlangıç tarihi sözleşmenin imzalandığı tarihi takip eden 6 ayı geçemeyeceğinin belirlendiği dava dosyasına sunulu faturalar tekrar kontrol edilmiş olup ilk faturanın 15.02.2017 tarihinde 150 USD * KDV olarak düzenlendiği ve Ocak 2018 ayı da dahil düzenli olarak her ay bu faturaların düzenlediği, sözleşmede belirlenen sözleşme tarihini takip eden 6 ayın aşılmamış olduğu, Kök rapor ve ek rapor içeriklerinde ayrıntılı açıklandığı üzere davacı talebi olan çalışılmayan dönemlere ait teknoloji ücretleri sözleşmede taraflarca belirlenmiş olan bedeller üzerinden hesaplama yapılmış olup, sözleşmenin sona erme tarihinden sözleşmenin normal koşullarda bitiş tarihine kadar talep edebileceği teknoloji ücreti toplamının 15.300 USD olacağı, sonuç olarak; davacı itirazları değerlendirilmiş ve dava dosyası mevcut belgeler tekrar incelenmiş olup çalışılmayan dönemlere ilişkin hesaplamalarda bir değişiklik olmadığını, Davalı vekilinin bilirkişi raporuna itirazları değerlendirilmiş olup; hazırlanan kök raporda taraflar arasındaki cari ilişki başından itibaren incelenmiş ve rapora aktarıltığını, çalışılan döneme ilişkin incelemeler ve sözleşme şartlarının da göz önüne alınması neticesinde çalışılan dönem ile ilgili hesaplamada 9.892,12 TL kazanç kaybının olduğunun hesaplandığını, bu hesaplama çalışılan döneme ilişkin bir hesaplama olup Takdirin Mahkemeye ait olduğunu, Davalı vekilinin itirazına konu 50.000 USD taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 16.7.2 maddesinde belirlenen bir tutar olup, Mahkeme tarafından cezai şart talebinin uygun bulunması halinde yapılan hesaplamada davalı şirketin öz kaynağının 7.004.097,32 TL olduğu buna karşılık cezai şartın ödenmesi yönünde karar verilmesi halinde yaklaşık TL karşılığının 345.000 TL olacağı, bu bedelin ödenmesinin davalı şirketin ekonomik mahfına neden olmayacağı kanaatine varıldığını, bu konuda takdirin mahkemeye ait olduğunu belirtmiştir.
Bilirkişiler Prof. Dr. …, Prof. Dr. … ve …’ün Mahkememize sundukları 25/10/2021 tarihli raporlarında; Davacı tarafın ilk iddiasının, davalı tarafın ilk olarak 07.11.2017 tarihli ve 38557 numaralı ihtarnamesi ile sözleşmeye aykırı davrandığı yönünde olduğunu, davalı tarafın bu ihtarnamede, ekim ayına ilişkin borcun ihtirazı kayıtla ödendiğini ve sonraki tarihli benzer faturaların ödemeyeceğini ihbar ettiği, taraflar arasındaki sözleşmenin bedel ödeme borcunun 7.1.1. maddesinde düzenlendiğini, … Sözleşmesinde; asli unsurlarından bir tanesinin … alan tarafın almış olduğu lisans ve sistemlere karşılık ücret ödeme borcu olduğunu, uygulamada taraflar çoğu kez bu ücretin nasıl ödeneceğini sözleşmelerde düzenlediklerini, Taraflar arasında işbu düzenlemenin kararlaştırılmış olmasına rağmen, davalı tarafından ihtarname keşide edildiğini, ilgili maddede açıkça belirtildiği üzere, işlem yapılamayan aylarda dahi davalı tarafından minimum … ücreti ve UTF ücretlerinin ödenmesi bir borç olarak davalı tarafından kabul edildiğini, davalı her ne kadar söz konusu ihtarnameyi keşide etmesine müteakip ödeme yapmış olsa da, sonraki aylarda ödeme yapmayacağına ilişkin beyanı sözleşmeye aykırı bir beyan olup taraflar arasındaki güven ilişkisine zarar vereceğinin açık olduğunu, nitekim davacı tarafından bu ihbar üzerine sözleşmeyi fesih haklarının olduğuna ilişkin 13.11.2017 tarihli … nolu ihtarname keşide edildiğini, taraflar arasındaki sonraki tarihli ihtarnameler 09.12.2017 tarihinde …’da gerçekleşmiş olan tartışma, hakaret ve darp olayına bağlı olarak çekildiğini, bu olay hakkında … 18. Asliye Ceza Mahkemesi nezdinde …E. sayılı dosya bulunmakta olduğunu, Davalı tarafından 11.12.2017 tarihinde … numaralı ihtarname çekilerek, 09.12.2017 tarihinden itibaren… sistemini kullanamadıklarını, davacı tarafın sözleşmeden kaynaklanan asli edim yükümlülüğüne aykırı davrandığı, zira bilinçli olarak… sistemini kapattığı ifade edildiğini, davacı tarafından bu ihtarnameye cevap olarak 14.12.2017 tarihli ve … numaralı ihtarname çekildiği ve söz konusu… sisteminin bilinçli olarak kapatıldığını, davalı tarafından sözleşmeye aykırı olarak sosyal medyada yayınlar yapıldığının belirtiltildiğini, ayrıca bu yayınların sözleşmenin ihlali niteliği taşıdığı dolayısıyla sözleşmenin kendilerine tanıdığı yaptırım olanakları arasında söz konusu yaptırımın da olduğunun belirtildiğini, davacı tarafından iddia edilen hususlar ile davalı savunmaları değerlendirildiğinde… sisteminin kapatılmasının haklı olup olmadığı, dolayısıyla davacının sözleşmeye aykırı davranıp davranmadığının tespit edileceğini, taraflar arasındaki sözleşmenin … sözleşmesi olması, bu sözleşmenin taraflar arasında sürekli borç ilişkisi kurması, hem bu özellikleri hem de işlevi, mahiyeti ve ilgili olduğu taraf menfaatleri nedeniyle yoğun bir güven ilişkisine dayanması gözönünde bulundurulduğunda sözleşmede açıkça kararlaştırılmamış olsa bile, her iki tarafın da, genel nitelikte “diğer tarafın çıkarlarını koruma ve sadakat borcu” altında olduğunun söylenebileceğini, bu borcun konusu, genel olarak, “diğer tarafın çıkarlarını zedeleyecek davranışlardan kaçınma ve diğer tarafın çıkarlarını korumak için kendisinden beklenebilecek özeni göstermek” şeklinde ifade edilebileceğini, taraflar bu genel yaklaşımı sözleşmede de düzenlemiş olup sözleşmenin 10.7. ve 10.8. maddesi bununla ilgili olduğunu, taraflar arasında düzenlenen bu maddeler ile birlikte açıklamalarda sıklıkla vurguladığı üzere “… sözleşmesinin özel niteliği” gereği davalının“… alan” olarak söz konusu …& Türkiye markasının itibarını koruması ve standart dışı şekilde internet ortamında kullanmaması gerekmekte olduğunu, davalının sosyal medya paylaşımlarının her ne kadar doğrudan “… Türkiye” markasını hedef almadığı söylenebilecekse de paylaşımlarının söz konusu marka ile ilişkilendirilecek olan sosyal medya hesabı ile yapılması (… facebook hesabı) ve yine bir başka sosyal medya mecrasında yapılan paylaşımda davacının logosunun kullanılmasının (“…” adlı instagram hesabı) davacı tarafın ticari itibarına zarar verdiğinin açık olduğunu, Kaldı ki, söz konusu paylaşım sitelerinde yapılan yayınların bu platformların kullanım amacıyla örtüşmesi de davalı tarafından ileri sürülemeyeceğini, Takdir Mahkemede olmak üzere söz konusu yayınların sözleşmeye aykırı olduğu kanaatine ulaşıldığını,
Davacı tarafından, izah edilen ve sözleşmeye aykırı olduğu kanaatinde oldukları yayınlar neticesinde… sistemini kapattığını, sözleşmenin 16. maddesinin “Sona Erme ve Fesih” başlığını taşıdığını, bu başlık altında sözleşmenin yenilenmesi, feshi ve fesih öncesi seçenek yaptırımlar düzenlendiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 16.2.5. maddesi telafisi mümkün olmayan kusurları düzenlemiş, söz konusu kusurlar halinde sözleşmenin bildirim olmaksızın derhal feshedilebileceğinin belirlendiğini, söz konusu maddenin alt maddelerinden 16.2.5.2. maddesinde; “Markalar ya da Sistem ile ilgili imajı, kimliği, değeri ya da itibarı zedeleyecek davranış ve tutumların” mevcut olması halinde bildirim olmaksızın sözleşmenin derhal feshedilebileceği, 16.3. madde de ise, sözleşme feshedilmeksizin davacı tarafa seçenek yaptırım uygulama imkânı sunan maddelerin düzenlendiğini, bu maddelere göre … alan tarafın sözleşmeden kaynaklı bir borcu ödememesi veya sözleşmenin bir maddesine aykırı davranması halinde sözleşmenin feshedilmesi hakkına ek olarak bu seçenek yaptırımların da uygulanabileceği, ayrıca söz konusu yaptırımların herhangi bir bildirim veya telafi imkânı tanınmadan da kullanılabileceğinin düzenlendiğini, somut olay kapsamındaki… sisteminin kapatılması yaptırımının ise 16.3.3. maddede düzenlendiğini, ilgili maddede: “Tarafinızı porföyden kaldırmak /veya gayrimenkul portföylerimizi web sitemiz ve portföy bilgilerini yönlendireceğimiz üçüncü şahıs web siteleri de dahil olmak üzere her türlü reklam, pazarlama ya da tanıtım materyalinde yayınlamaya son vermek” şeklinde bir yaptırım öngörüldüğünü, davacı tarafından 14.12.2017 tarihli ve … numaralı ihtarname ile işbu seçenek yaptırımın uygulandığı ifade edildiğini, davalı tarafından açıklanan yayınlar neticesinde sözleşmenin ihlal edildiği kanaatine ulaşıldığından takdir Mahkemede olmak üzere davacı tarafın söz konusu… sistemini kapatmasının sözleşmeye uygun olduğunu,
Sürekli borç ilişkisi kuran sözleşmelerin olağanüstü fesih olabilmesi için haklı veya esaslı bir sebebin varlığının aranmadığını, oluşan bu esaslı veya haklı sebep, taraflarca öngörülemeyen olaylar ile ortaya çıkmakta veya taraflardan birinin borçlarını yerine getirememesine sebebiyet vermekte ise ve sözleşmenin devamı dürüstlük kuralına göre haklı olmayacaksa, bu durumda olağanüstü fesihten söz edilebileceğini, yine taraflar arasındaki her türlü uyuşmazlık, sözleşmenin olağanüstü feshi için sebep sayılamayacağını, Ancak taraflar arasındaki aykırılığın güven ilişkisine ağır ve ciddi zarar veren uyuşmazlıklar olması halinde olağanüstü fesih söz konusu olabileceğini, taraflar arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkların olağanüstü fesih yolu ile ortadan kaldırılabilmesi için fesih hakkının kullanılmış olması gerektiğini, fesih hakkının sürekli bir sözleşme ilişkisini ileriye doğru (ex nunc) sona erdiren, bozucu yenilik doğuran bir hak olduğunu, yenilik doğuran bir hak olması itibarıyla fesih hakkının, tek taraflı hukuki işlemle kullanılması gereken bir hak olduğunu, fesih hakkının hukuki sonuç doğurması, karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığını, muhataba varmakla hukuki sonuçlarını meydana getireceğini, taraflar arasındaki güven ilişkisinin davalı tarafın sözleşme ile yükümlü olduğu borcu yerine getirmemesi ve taraf şirket yöneticilerinin arasında 09.12.2017 tarihinde vuku bulan olay neticesinde ortadan kalktığının anlaşıldığını, bunun akabinde davacı tarafça 14.12.2017 tarihli ve … numaralı ihtarname keşide edildiğini, bu ihtarnamede,” hali hazırda Sözleşme’nin ihlali niteliğindeki yayınlarınızı işbu ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 (üç) gün içerisinde kaldırmamanız ve/veya bundan sonra benzer şekilde yeni yayınlar yapmanız halinde, Müvekkilimizce sözleşme feshedilecek ve aleyhinize feshe bağlı haklar kullanılacaktır” şeklindeki ihtar da yer aldığını, bu ihtar davalı tarafça 19.12.2017 tarihinde tebliğ alındığını, tebliğ tarihinden itibaren 3 gün geçmesine rağmen davalı tarafından söz konusu yayınların kaldırılmaması neticesinde sözleşmenin davacı tarafından feshedildiğinin kabulü gerektiğini,
Sözleşmenin davacı tarafından feshedildiğinin tespit edilmesine müteakip söz konusu feshin haklı nedenle olup olmadığının tespiti gerektiğini, buna göre davacı taraf sözleşmenin feshini davalı tarafın söz konusu yayınlarını kaldırmamasına veya yeni yayınlar yapmasına bağladığını, detaylıca ifade edildiği üzere davalı tarafından söz konusu sosyal medya yayınlarının yapılmasının sözleşmeye aykırılık teşkil etmekte olduğunu, davacı tarafından sözleşmeye aykırılık oluşturduğunun ihtar edilmesine rağmen yayınların kaldırılmamasının davacı tarafın sözleşmeyi haklı olarak feshetmesine gerekçe gösterilebileceğini,
Davacı tarafından dava dilekçesinde bilirkişi tarafından hesaplanacak … ücreti ile birlikte 50.000 USD cezai şart talep edildiğini, sözleşme ile kararlaştırılan … ücretinin aylık ciro üzerinden %6 olacak şekilde belirlendiğini, 15.07.2020 tarihli Bilirkişi raporuna göre söz konusu miktarın 186.600 USD olarak tespit edildiğini, Sözleşmenin haklı olarak feshine sebebiyet veren davalının, sözleşmenin kalan süresi bakımından minimum … ücreti ödemesinin yoksun kalınan kar olarak istenebileceğinin açık olduğunu, sözleşmede belirtilen yıllık asgari yıllık … bedelinin 20.733,33 USD olduğunu, sözleşmenin 10 yıl olduğu ve 1 yılın … bedelinin ödendiği nazara alındığında davacının 9 yıllık kar mahrumiyetinin söz konusu olduğunu, bu hale göre 9 yıllık kar kaybı,yıllık asgari … gözönünde tutularak 186.600 USD tuttuğunu, reklamların yapılmadığı nazara alınarak UTF ücreti istenemeyeceği kanaatinde olduklarını, Cezai şart, ifa yerine istenebilecek sözleşme cezası ile ifa ile birlikte istenebilecek sözleşme cezası olmak üzere iki türlü düzenlenebildiğini, Somut uyuşmazlık bakımından sözleşmenin 16.7.2. maddesinde, ilgili cezai şartın diğer taleplerin üzerine eklenerek talep edileceği ifade edildiğini, bu bakımdan söz konusu cezai şartın ifa ile birlikte istenen sözleşme cezası olduğu, dolayısıyla da somut olayda
… ücretine ek olarak istenebileceğinin açık olduğunu, davalı tarafından cezai şart miktarının fazla olması dolayısıyla söz konusu cezai şartın ödenmesinin davalı şirketin mahvına yol açacağı iddia edildiğini, ancak davalı tarafın dilekçesinde de ifade ettiği üzere sözleşmenin tarafları tacirdir ve buna göre davranmaları gerektiğini, ancak davalı tarafın bu iddiası basiretli bir tacirden beklenmeyen bir iddia olduğunu, Zira taraflar sözleşme ile kararlaştırılan bu cezai şartın aşırı olup olmadığını sözleşme kurulurken dikkate almaları gerektiğini, bu minvalde dosya kapsamından elde edilen bilgiler değerlendirildiğinde ve davalının cezai şartı ödemesinin ekonomik olarak mahvına yol açmayacağı kanaatine ulaşıldığını,
Sonuç olarak; davalı tarafın minimum … bedelleri ile Ulusal Tanıtım Ücretlerini ödemeyeceğine ilişkin ihtarının sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğini, davalının yapmış olduğu yayınların sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğini, dolayısıyla davacı tarafından buna karşılık olarak uygulanan… sistemini kapatma yaptırımının sözleşmeye uygun olduğunu, sözleşmenin davacı tarafça haklı sebeple feshedildiğini, haklı sebeple feshe sebebiyet veren davalının, davacının yoksun kalınan kâr olarak talep ettiği minimum … ücreti olan 9 yıllık 186.600 USD ile birlikte 50.000 USD cezai şartı ödemesi gerektiğini belirtmişlerdir.

Bilirkişiler Prof. Dr. …, Prof. Dr. … ve … Mahkememiz sundukları 13/01/2021 tarihli ek raporlarında; tarafların tacir sıfatları gereği, tacir olmayanlara nazaran daha ağır sorumluluk taşıdığı; basiretli bir tacir olan tarafların; aralarında akdetmiş olduğu sözleşmenin getirdiği hak ve yükümlülükleri bilmesinin gerekeceği; UTF ücretinin taraflarca sözleşmenin devamı süresince ortak çıkarları için oluşturulan bir fon olduğu; sözleşmenin feshi ihtimalinde, davalının UTF’nin kullanılmasıyla elde edeceği çıkarlarının ortadan kalkması sebebiyle bu meblağın kazanç kaybı olarak değerlendirilemeyeceği, Davalı ile Gayrimenkul Danışmanları arasında bir istihdam ilişkisinin bulunmadığı, davalı ve Danışmanlar arasındaki sözleşme itibariyle, Danışmanların başka ofislere geçebileceği, bu durumun haksız rekabet teşkil etmeyeceği, dolayısıyla çalışanların ayartılmasının söz konusu olmadığı, … 18. Asliye Ceza Mahkemesinde devam eden …E. numaralı yargılamaya ilişkin olarak, bu yargılamadaki vakıların doğru veya yanlışlığına yönelik bir değerlendirme yapılmasının yerinde olmayacağı kanaatinin korunduğu; … sisteminin davalı yayınları neticesinde kapatılması durumunda sözleşmeye ve hukuka uygun olduğu, ancak yayınlardan önce kapatıldığı ispat edilirse bu durumda davacının sözleşmeye aykırı davrandığı sonucuna ulaşılacağı, somut durum itibariyle, davalının ihtarnamedeki beyanının esas alındığı ve yayınlardan sonra kapatıldığı, dolayısıyla sözleşmeye uygun olduğu, davacı tarafından fesih hakkının kullanılmasının davalının iradesine bağlı kılındığı, davalı tarafından “üç gün içerisine” yayınların kaldırılmamasının bu şarta aykırı olduğu, bu durumun davalı tarafça da ifade edildiği üzere yenilik doğuran hakkın kullanılmasını etkilemeyeceği, ikale sözleşmesini ilişkin ileri sürülen iddia ve itirazların takdirinin mahkemeye ait olduğunu, davalının mevcut kur itibariyle 9 yıllık … bedeli ve cezai şartı ödemesi durumunda, bu durumun ekonomik olarak mahvına yol açıp açamayacağının takdirinin mahkemeye ait olduğunu belirtmişlerdir.
Olaya ve dosyaya uygun, ayrıntılı, yeterli ve gerekçeli bilirkişi rapor ve ek raporuna Mahkememizce itibar edilmiştir.

Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirket ile davalı şirket arasında 26/08/2016 tarihli gayrimenkul … sözleşmesi akdedildiği, davacının … sözleşmesinden kaynaklanan yoksun kalınan kar, cezai şart ve itibar tazminatı talep ettiği, taraflar arasında sözleşmenin hangi tarafça feshedildiği, feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı, davacının yoksun kalınan kar, cezai şart ve itibar tazminatı taleplerinin yerinde olup olmadığı konusunda taraflar arasında ihtilaf olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafından davacıya gönderilen 07.11.2017 tarihli ve …numaralı ihtarnamesinde; ekim ayına ilişkin borcun ihtirazı kayıtla ödendiğini ve sonraki tarihli benzer faturaların ödemeyeceğini ihbar ettiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin bedel ödeme borcunun 7.1.1. maddesinde düzenlendiği, işbu düzenlemenin kararlaştırılmış olmasına rağmen, davalı tarafından ihtarname keşide edildiğini, ilgili maddede açıkça belirtildiği üzere, işlem yapılamayan aylarda dahi davalı tarafından minimum … ücreti ve UTF ücretlerinin ödenmesi bir borç olarak davalı tarafından kabul edildiği, davalı her ne kadar söz konusu ihtarnameyi keşide etmesine müteakip ödeme yapmış olsa da, sonraki aylarda ödeme yapmayacağına ilişkin beyanı sözleşmeye aykırı bir beyan olup taraflar arasındaki güven ilişkisine zarar vereceği, davacı tarafından bu ihbar üzerine sözleşmeyi fesih haklarının olduğuna ilişkin 13.11.2017 tarihli … nolu ihtarname keşide edildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafından 11.12.2017 tarihinde … numaralı ihtarname çekilerek, 09.12.2017 tarihinden itibaren… sistemini kullanamadıklarını, davacı tarafın sözleşmeden kaynaklanan asli edim yükümlülüğüne aykırı davrandığı, zira bilinçli olarak… sistemini kapattığı ifade edildiği, davacı tarafından bu ihtarnameye cevap olarak 14.12.2017 tarihli ve … numaralı ihtarname çekildiği ve söz konusu… sisteminin bilinçli olarak kapatıldığı, davalı tarafından sözleşmeye aykırı olarak sosyal medyada yayınlar yapıldığının belirtiltildiğini, ayrıca bu yayınların sözleşmenin ihlali niteliği taşıdığından sözleşmenin kendilerine tanıdığı yaptırım olanakları arasında söz konusu yaptırımın da olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Sözleşmenin 10.7. maddesinde itibarı zedeleyici davranışlar ve 10.8. maddesinde kurumsal kimliğe uygun davranmak yükümlülüğünün düzenlendiği, davalının … alan olarak söz konusu …& Türkiye markasının itibarını koruması ve standart dışı şekilde internet ortamında kullanmaması gerekmekte olduğu, davalının sosyal medya paylaşımlarının söz konusu marka ile ilişkilendirilecek olan sosyal medya hesabı ile yapılması (… facebook hesabı) ve yine bir başka sosyal medya mecrasında yapılan paylaşımda davacının logosunun kullanılmasının (“…” adlı instagram hesabı) davacı tarafın ticari itibarına zarar verdiği ve söz konusu yayınların sözleşmeye aykırı olduğu sonucuna varılmıştır. Davacı tarafından sözleşmeye aykırı olduğu kanaatinde oldukları yayınlar neticesinde… sistemini kapatılmıştır.
Sözleşmenin sona erme ve fesih hususunun 16. maddesinde düzenlendiği, bu maddede sözleşmenin yenilenmesi, feshi ve fesih öncesi seçenek yaptırımlar düzenlendiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 16.2.5. maddesi telafisi mümkün olmayan kusurların düzenlediği, söz konusu kusurlar halinde sözleşmenin bildirim olmaksızın derhal feshedilebileceğinin belirlendiği, söz konusu maddenin alt maddelerinden 16.2.5.2. maddesinde; “Markalar ya da Sistem ile ilgili imajı, kimliği, değeri ya da itibarı zedeleyecek davranış ve tutumlarınız” olarak düzenlendiği ve bu durumun olması halinde, bildirim olmaksızın sözleşmenin derhal feshedilebileceğinin düzenlendiği, 16.3. maddesinde de, sözleşme feshedilmeksizin davacı tarafa seçenek yaptırım uygulama imkanı sunan hükümlerin düzenlendiğini, bu maddelere göre … alan tarafın sözleşmeden kaynaklı bir borcu ödememesi veya sözleşmenin bir maddesine aykırı davranması halinde sözleşmenin feshedilmesi hakkına ek olarak bu seçenek yaptırımların da uygulanabileceği, ayrıca söz konusu yaptırımların herhangi bir bildirim veya telafi imkanı tanınmadan da kullanılabileceğinin düzenlendiğini, buna göre; … sisteminin kapatılması yaptırımının 16.3.3. maddede düzenlendiği, davacı tarafından 14.12.2017 tarihli ve … numaralı ihtarname ile işbu seçenek yaptırımın uygulandığının ifade edildiği, davalı tarafından açıklanan yayınlar neticesinde sözleşmenin ihlal edildiğinden, davacı tarafın söz konusu… sistemini kapatmasının sözleşmeye uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Davacı tarafından davalıya gönderilen 14.12.2017 tarih ve … numaralı ihtarnamede,”…hali hazırda Sözleşme’nin ihlali niteliğindeki yayınlarınızı işbu ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 (üç) gün içerisinde kaldırmamanız ve/veya bundan sonra benzer şekilde yeni yayınlar yapmanız halinde, Müvekkilimizce sözleşme feshedilecek ve aleyhinize feshe bağlı haklar kullanılacaktır…” şeklindeki ihtar yer aldığı, bu ihtara davalı tarafından 19.12.2017 tarihinde ihtarname ile cevap verildiği, buna göre tebliğ tarihinden itibaren 3 gün geçmesine rağmen davalı tarafından söz konusu yayınların kaldırılmaması neticesinde sözleşmenin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiği Mahkememizce kabul edilmiştir.
Sözleşmenin haklı olarak feshine sebebiyet veren davalının, sözleşmenin kalan süresi bakımından minimum … ücreti ödemesinin yoksun kalınan kar olarak istenebileceği, sözleşmede belirtilen yıllık asgari yıllık … bedelinin 20.733,33 USD olduğu, sözleşmenin 10 yıl olduğu ve 1 yılın … bedelinin ödendiği nazara alındığında davacının 9 yıllık kar mahrumiyetinin söz konusu olduğunu, bu hale göre 9 yıllık kar kaybının, yıllık asgari … gözönünde tutularak 186.600 USD olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı cezai şart alacağı talep etmiştir. Sözleşmenin 16.7.2. maddesinde, 50.000 USD cezai şartın diğer taleplerin üzerine eklenerek talep edileceğinin ifade edildiği, bu bakımdan söz konusu cezai şartın ifa ile birlikte istenen sözleşme cezası olduğu, dolayısıyla da cezai şartın
… ücretine ek olarak istenebileceği, … 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Talimat sayılı dosyasında dava dosyası ve davalının ticari defterleri üzerinde inceleme yapın bilirkişi … sunduğu rapor ve ek raporuna göre davalı şirketin öz kaynağının 7.004.097,32 TL olduğu, buna karşılık cezai şartın ödenmesi yönünde karar verilmesi halinde, bu bedelin ödenmesinin davalı şirketin ekonomik mahfına neden olmayacağı tespit edildiğinden ve taraflar arasındaki sözleşmenin mahiyeti ile cezai şart miktarı göz önüne alındığında her hangi bir indirim yapılmaksızın 50.000 USD cezai şart alacağının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davacı her ne kadar 5.000 TL itibar tazminatı talep etmiş ise de; bu talebine ilişkin iddiasını ispat edemediğinden bu talebinin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile; 186.600 USD yoksun kalınan kar ve 50.000 cezai şart alacağı olmak üzere toplam 236.600 USD alacağın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarınca bir yıl vadeli USD mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre, alınması gereken 76.548,77 TL harçtan peşin alınan 5.077,49 TL ve 54.566 TL tamamlama harcı toplamı olan 59.643,49 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 16.905,28 TL harcın davalıdan tahsiline,

3-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 5.077,49 TL peşin ve 54.566 TL tamamlama harcı toplamı olan 59.679,39 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 137.648,69 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın reddedilen kısmına göre 5.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

6-Davacı tarafından yapılan 3.750 TL bilirkişi ücreti ve 413 TL tebligat-müzekkere masrafları olmak üzere toplam 4.163 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 4.144,51 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 97,25 TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 0,43 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,

Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/11/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır
**Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*