Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/445 E. 2020/205 K. 04.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/445 Esas
KARAR NO : 2020/205

DAVA : Manevi Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/05/2018
KARAR TARİHİ : 04/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Manevi Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili mahkememize verdiği 21/05/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … A.Ş.’nin Türkiye çapında … markası 518 restoranı aracılığıyla faaliyet gösterdiğini, franchise sözleşmesi ile farklı tüzel kişiliği olan bağımsız şubelerin kendi nam ve hesaplarına çalıştıklarını, bu şekilde müvekkili şirketin …. A.Ş. (“…”) ile imzaladığı alt franchise anlaşması ile… adresindeki dükkanın işletmesini bağımsız bir şirket olan …’ya devrettiğini, kurye …’in…’daki şubede çalıştığını, 27.03.2018 tarihi itibariyle yazılı basında da yer alan haberlere konu olayın 24.12.2017 tarihinde gerçekleştiğini, … şubesinde kurye olarak çalışan …’in, …’ün sipariş verdiği ve teslim etmekle yükümlü olduğu pizzaya doğru eğildiği ve tükürür gibi göründüğü hatta bu esnada kendisini telefonuyla kameraya aldığını, …’nın işletmecisi …’nın, yaşanan bu olay sonrasında siparişi veren müşterinin kendisinden şantajla 1.000.000,00 TL talep ettiği ve olaya karışan şüpheli kuryenin de müşteri ile birlikte hareket ettiği iddiaları ile Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’na … soruşturma numarası ile suç duyurusunda bulunduğunu, müvekkili şirketin de olaya karışan kurye ile bir ilgisi ya da yaşanan olaydan sorumluluğu bulunmasa da, kamu sağlığının tehlikeye düşürülmesi, markaya olan güvenin kötüye kullanılması ve haksız rekabete neden olunması nedenleriyle kuryeye karşı Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde… soruşturma nolu dosyası ile soruşturma başlatıldığını, olaydan zarar gören müşteri…’de Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde… soruşturma no’lu dosya ile şikayette bulunduğunu, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, iki soruşturma dosyasının birleştirilmesine ve … soruşturma no’lu evrak üzerinden soruşturmaya devam olunmasına karar verildiğini, müşteri…’ün …’ya ve kurye …’e yönelttiği manevi tazminat talepli davayı olayla hiçbir ilgisi olmayan ve sorumluluk yükletilemeyecek müvekkil şirkete de yönelttiğini, davanın Eskişehir Tüketici Mahkemesi nezdinde … Esas sayılı dosyası ile görülmekte olduğunu, davalı şirkete ait internet sayfasında https://www…..com/detay/… adresli sayfasında, “…pizzayı tükürüp satıyorlar”, “… çıktı”, “iğrenç olayın ardından … yetkilileri açıklama yaptı”, “… pizzası” şeklinde müvekkili şirketin kişilik haklarını ihlal eder nitelikte açıklamalara yer verildiğini, söz konusu içeriklere ilişkin e-tespitin, … Noterliği’nin 2 Nisan 2018 tarihli … yevmiye numaralı e-tespit tutanağı ile yapıldığını, “… pizzanın sahibi dominos çıktı” “… satıyorlar” ve “… pizzası” ifadeleri ile müvekkil şirket’in hiçbir şekilde kusuru olmadığı, müvekkili şirketten bağımsız bir işletmenin çalışanının karıştığı, hatta şantaj iddialarının bulunduğu bu olayın genelleştirilmekte, sanki müvekkili şirket bu şekilde faaliyette bulunuyor izlenimi yaratılmakta olduğunu ve müvekkil şirketin kişilik haklarına saldırı olduğunu, müvekkili şirketin satışını yaptığı pizzaların tümünün tükürüklü olduğunun iddia edildiği açıklamaların yer alması, tamamen rating ve popülerlik elde etme amacıyla yapıldığını ve müvekkil şirketin ticari itibarını zedeleyerek kişilik haklarına da saldırı meydana getirdiğini, “… Pizzayı tükürüp satıyorlar” “… yeni tükürüklü pizzası” şeklindeki ifadelerle lanse edilmesinin kesinlikle bilgi edinme/verme amacı taşımadığı, bir karalama politikası olduğunu,İstanbul … Sulh Ceza Hakimliği’nin vermiş olduğu bu karar ile davalı şirket’in ilgili URL adresinde yer alan haberlerin hukuka aykırı olduğu sabit hale geldiğini, davalı şirkete ait internet sitesinde yer alan yazıların haber olmak niteliğinden uzaklaşıp şirketin kişilik haklarına saldırı boyutuna ulaştığını, açıklanan nedenlerle müvekkili şirketin kişilik haklarına yapılan ağır saldırı nedeniyle ve haksız rekabet meydana getiren fiiller nedeniyle, 100.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten alınmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili mahkememize verdiği 14/06/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davada Ticaret Mahkemesinin görevli mahkeme olmadığını, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre de; şirketlerin de manevi şahsiyetlerinin bulunması nedeniyle MK 24 ve devamı maddeleri gereğince kişilik haklarının ihlali durumunda bunun önlenmesi ve ortaya çıkan maddi ve manevi zararın tazmini konularının Hukuk mahkemelerinin görevine girdiğini, haberin tüm hukuka uygunluk kriterlerini haiz olduğunu, dava konusu haberin gerçek olduğunu ve bunun davacı tarafça açıkca ikrar edildiğini, haberde kamu yararı olduğunu, …’de fastfood sektöründe büyük bir zincir olduğu ve günlük hayatlarımızda tükettiğimiz, çocuklarımızın yediği bir pizza olduğunu, toplumun tümünün tükettiği bir besinin hijyene aykırı olmasının, toplumsal bir olgu olup bu konunun haber yapılmasının kamu yararı taşıdığını, haberde toplumsal ilgi olduğunu,toplumun merak duygusunu gidermenin de toplumsal yarar taşıdığını, haberin güncel olduğunu, haberde konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık yani özle biçim arasında denge olduğunu, müvekkili şirketin haberin çıkış noktası olmadığını, haberin müvekkili şirketçe Türkiye’de ki en büyük ve güvenilir…larından biri olan …’ından alındığını, müvekkili şirket haberi yapmadan önce haberin internet ortamında, sosyal medyada binlerce haber sitesinde ve haber kanalında haber yapıldığını, davacının gerçek olduğunu kendisinin dahi kabul ettiği bir olayın haber yapılmasının kişilik haklarına saldırı olduğunu iddia etmesi ve sayın mahkemenin de bu talebi kabul etmesi halinde ülkedeki tüm gerçek ve doğru haberlerin dahi yapılmasının imkansız hale geleceğini, böyle bir durum hayatın olağan akışına uymayacağı gibi habercilik sektörünün bitmesi anlamına geleceğini, bu davanın tarafının tarafsız ve bağımsız basın görevini yapan müvekkili şirketin değil , haksız fiili yapan kişi ve sorumlular olduğunu, davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, talep edilen 100.000,00 TL manevi tazminat miktarının da amacını aşan nitelikte olduğunu, basının “basın özgürlüğü” olduğu gibi, toplumun “haber alma özgürlüğü” olduğunu, açıklanan nedenlerle haksız ve kötü niyetle açılmış bulunan işbu davanın reddine, tüm yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava davacı tarafça davalı aleyhine açılan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememiz 06/11/2019 tarihli celsesinde ki tanık beyanlarında;
Davacı Tanığı … beyanında: Ben davacı şirketin avukatıyım. Haberin çıkması şirketimizi ciddi anlamda sarsmıştır. Şirketin imajı sarsıldı ve satışlarımız ciddi anlamda düştü. Sitenin daha çok tıklanması adına bu videoyu bu sayfaya yerleştirmişlerdir. Ayrıcı aynı sayfada şirket avukatının kendilerini tehdit ettiğine dair haberler de çıktı. Şirketin avukatı benim, bu yalan haberdir. Ben kimse ile görüşmemiştim. Bahsedilen yer franchising şubesidir. Ancak … logosu bulunduğu için … imajı sarsıldı. beyanında bulunduğu görülmüştür.
Davacı Tanığı … beyanında: Ben davacı şirketin franchising operasyon birim müdürüyüm. Dava konusu olay yaza giriş aylarında oldu. Bu aylar satış beklediğimiz aylar olup, tüm Türkiye’de %35 oranında satış artışı beklerken bu olayın internet sitesinde yayılması nedeniyle artış ancak %7 oranında kaldı. Yaptığımız reklam kampanyası bu şekilde heba oldu. Şirket zarar etti. Davacı şirketin marka değeri çok yüksek olduğu için en ufacık bir olay çok büyük zararlara yol açmaktadır. Beyanında bulunduğu görülmüştür.
Eskişehir Tüketici Mahkemesi …Esas sayılı dosyasının incelenmesinde;… tarafından … A.Ş., … A.Ş. ve … aleyhine 238.585,00 TL. Manevi tazminat davası açıldığı görülmüştür.
Basın özgürlüğü, Anayasa’nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 1. ve 3.maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasa’nın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu’nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; haberin güncel ve kamu yararına ilişkin konularla alakalı olduğu, kamunun haber alma özgürlüğü kapsamında yayınlanan bir haber niteliğinde olduğu, kamera kayıtları ve davalı tarafın bu yöndeki ikrarı dikkate alındığında haberin görünür gerçeğe uygun olduğu ve basın özgürlüğü kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenle; davalı internet sitesinde yayınlanan haberin gerçek olması, toplum sağlığını ilgilendirmesi nedeniyle haberde kamu yararı bulunması, toplumsal ilgi bulunması, güncel olması nedenleriyle yayınlanan görüntü ve yazıların davacının kişilik haklarına saldırı amacı taşımayıp haber niteliğini haiz olduğu anlaşıldığından davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Davacı vekili 04/03/2020 tarihli duruşmada her ne kadar sözlü yargılama için süre talebinde bulunmuş ise de; 28.2.2018 tarih ve 7101 S.K./61. Maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK. m. 4/2 ile ticari davalarda da miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda 6100 sayılı TTK.nun 316. v.d. maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulünün uygulanacağı öngörüldüğünden ve basit yargılama usulünde sözlü yargılama için ayrı bir gün tayini gerekmediğinden aynı celsede nihai karar verilmiştir.

KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın reddine,
2-)Davacı tarafça yatırılan peşin harçtan maktu 54,40-TL karar harcının mahsubu ile fazla yatırılan 1.653,35-TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-)Davacı tarafça yargılama sırasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-)Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 3.400-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-)Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip
e-imza*

Hakim
e-imza*

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.