Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/440 E. 2019/540 K. 10.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/440
KARAR NO : 2019/540
DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/05/2018
KARAR TARİHİ: 10/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği 18/05/2018 havale tarihli dilekçesinde özetle; Davadışı …’ın davalı bankanın… şubesi çalışanı olduğunu, davacının arkadaşı dava dışı …’a güvenerek banka şubesinde … müşteri nosu ile hesap açtığını, dava dışı …’ın davacının hesaplarından bankacılık işlemleri, para transferleri yaptığını, kredi çektiğini ve davacının zararının tespit edilemediğini, zararının ancak 100.000,00 TL.sinin tespit edildiğini, bankanın sorumlu olduğu 50.000,00 TL. Zararı ödemesi gerektiğini, dava dışı şahısın nitelikli dolandırıcılık yaptığını, davacının maddi ve manevi olarak yıprandığını, davalı banka çalışanının usulsüz işlemleri sonucu müvekkil adına çekilen … nolu hesaptan çekilen 30.000,00 TL. Tüketici kredisinin iptaline, kredi ödemelerinin durdurulmasına karar verilmesine, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 50.000,00 TL. Maddi tazminatın işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 50.000,00 TL. manevi tazminatın işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği 15/10/2018 havale tarihli dilekçesinde özetle; Huzurdaki davada davacının dolandırıcılık eylemi ile karşı karşıya kaldığını iddia ettiğinden, davanın bu eylemi yapan kişi veya kişiler ile hesabına para aktarılan kişi veya kişilere yöneltilmesi gerektiğini, davacıya ait işlemin sadece kendisinin bilgisinde olan şifrenin girilmesi neticesinde gerçekleştirildiği anlaşıldığından bankanın kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, şifrelerin, banka sisteminden temin edilmediğini, söz konusu kişisel bilgi ve şifreleri bu şekilde kendi eli ile dolandırıcılara verdiğini, dolandırıcıların bu şekilde elde ettikleri bilgileri kullanarak resmi internet sitesine girdiğini ve davaya konu işlemleri gerçekleştirdiklerini, bu durumda şifrelerin, davacının egemenlik alanında iken kötü niyetli kişilerin eline geçmiş olduğunu, haksız ve mesnetsiz davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine, davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: …bankası… şubesinde bulunan numaralı … vadesiz hesaba ait hesap hareketleri ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava davacı alacaklı tarafından davalı banka aleyhine banka hesabındaki paranın hesap bilgileri haksız şekilde ele geçirilmek suretiyle başka hesaba aktarılmasından dolayı uğradığı zararın davalı bankadan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı taraf davalı banka hesabındaki paranın dava dışı banka çalışanı …’ın hesaplarından bankacılık işlemleri, para transferleri yaptığını, kredi çektiğini ve davacının zararının tespit edilemediğini, zararının ödenmesi gerektiğini, çekilen tüketici kredisinin iptaline, doğan maddi zarara ilişkin alacağının davalı bankadan tahsilini ve manevi zararının giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka husumet itirazında bulunarak davanın söz konusu işlemi yapan kişilere yöneltilmesi gerektiğini, davacının şifresini başkalarıyla paylaştığını, bu nedenle bankanın sorumluluğu bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Görev hususundaki ihtilafın çözümü için, mülga 4077 sayılı Kanunla 5464, 6102 ve 6502 sayılı kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
01.03.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 44. maddesinin birinci fıkrasında, “tüketici olan kart hamili” tarafından açılacak davalarda 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22 ve 23. maddelerinin uygulanacağını ve dolayısı ile tüketici mahkemelerinin görevli olacağı, İkinci fıkrasında ise “kart çıkaran kuruluşlar” tarafından kart hamili aleyhine açılacak davalar yönünden 1086 sayılı HUMK’nın (6100 sayılı HMK’nın 447/2. maddesinde, başka kanunların HUMK’ya yaptığı atıfların HMK’ya yapılmış sayılacağı belirtildiğinden 01.10.2011 tarihinden itibaren bu atıf HMK olarak anlaşılmalıdır) görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanacağı belirtilmektedir. Aynı Kanunun 43. maddesinde ise, “tacirlere verilen kurumsal kredi kartları hakkında” 44. madde hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilerek ana kurala istisna getirilmiştir.
Ancak, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun Geçici-1/1. maddesinde ise “bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan” davaların “açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam” edeceği belirtildiğinden, 28.05.2014 tarihinden önce açılmış davalar yönünden 5464 sayılı Kanunun 44. maddesindeki görev hükümleri geçerli olmaya devam edecektir. 6502 sayılı Kanun, kart hamili ya da kartı veren kuruluş gibi bir ayrıma gitmeksizin bütün bankacılık işlemlerini (m. 3/1-k kapsamına girmeyen tacirler hariç olmak üzere) kanun kapsamına aldığı ve 83/2. maddesi hükmü karşısında diğer kanunlardaki görev kuralları bu kanun kapsamına giren uyuşmazlıklarda uygulanmayacağı için, 6502 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır. Yargıtay 20. Hukuk Dairesi,10/12/2018 tarih, 2018/5871 E.-2018/8050 K. Ve Yargıtay 20. Hukuk Dairesi, 21/01/2019 tarih, 2018/5936 E.-2019/306 K. Sayılı içtihatları da bu yöndedir.
Dava konusu olayda uyuşmazlık, bankacılık sözleşmesinden kaynaklanmakta olup; dosya kapsamı itibariyle banka hesabındaki paranın aktarılması olayının tarafların ticari faaliyetlerine ilişkin olmaması, davacı tarafın beyanında bankadaki mevduatın ticari faaliyetinden kaynaklı olduğuna ilişkin bir beyan ve iddiasının bulunmaması aksine tüketici kredisinin iptalinin talep edildiği, davacının tacir olmaması nedeniyle söz konusu banka hesabındaki paranın davacının şahsi birikimi olması nedeniyle taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari nitelikte olmadığı anlaşılmış ve eldeki davanın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra 18/05/2018 tarihinde açılmıştır. Davalı, tacir olmayıp 6502 sayılı Kanunun 3/1-k maddesi uyarınca tüketicidir. Bu haliyle uyuşmazlığın, anılan Kanunun 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca, tüketici mahkemesi tarafından çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde, TTK 5. Maddesi ve 6502 sayılı yasanın ilgili maddeleri gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Tüketici Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK 20/1 maddesi gereğince, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere İstanbul Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3- Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip
e-imza*
Hakim
e-imza*
* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.