Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/439 E. 2019/409 K. 20.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/439 Esas
KARAR NO : 2019/409
DAVA : Alacak (Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/05/2018
KARAR TARİHİ: 20/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 18/05/2018 tarihli verdiği dilekçesi özetle;
Müvekkilinin … Sistesi Yönetmeliğinin yetkilendirilmiş yöneticisi olduğunu, siteye ilişkin işlemler kendisi tarafından yönetildiğini, müvekkilinin ikamet ettiği ve daire sahibi olduğu Çorlu ilçesinde davalı yan tarafından inşaa edilen … Sitesi yapım aşamasında yapılan sunumlar ve oluşturulan reklam çalışmaları incelendiğinde 2. Kısım olarak anılan bölgede bulunan sosyal tesisler ve park, bahçe gibi alanlar siteye ait olmak kaydı ile satıldığını, müvekkilinin site yönetimi ve önceki yönetimler iş bu bölümlerin temizlenmesi ve bakımı amacıyla uzun yıllardır masraflar yatığını, buradaki hem bakım hemde güvenlik hizmetlerini yönetmekle yönlendirildiğini, davalı … tarafından yapılan satış aşamalarında, 2.kısım için toplam 12 blok 696 adet daire olmak kaydı ile toplam alan 80.650 M2 gösterilerek satış işlemleri gerçekleştirildiğini, daire satın alan kişilerde bu durumu göz önünde bulundurarak daire satın aldıklarını, sitedeki tüm iskan ve ruhsat işlemleri ve tapulamalar yine davalı yan üzerinden gerçekleştirildiğini, müvekkili site yönetimine daha sonra … Müdürlüğünce …cezası kesilince müvekkili yönetim ve malikler bu bölümün kendilerine ait olmadığı iddiası ile karşılaştıklarını, gerek … Belediyesi gerekse de… Müdürlüğü ile yapılan görüşmelerden herhangi bir sonuç çıkmadığını, davalı yan tarafından reklam çalışmalarında aldatıcı olarak yapılan satışlar sonucu zarara uğrayan ve bu yeşil alanların, park ve bahçelerin kendilerine ait olduğu düşüncesi ile daireleri satın alan kişilerin bu bölümlere site yönetimi aracılığı ile yapmış oldukları masrafların eklenecek dökümleri sonrası aldırılacak bir bilirkişi raporu ile taraflarına ödenmesini talep ettiklerini, iş bu davanın kabulüne karar verilmesini, tüm yargılama gider ve masraflarının ayrıca avukatlık ücretlerinin davalı yan üzerine bırakılmasını talep ila dava açtıkları görülmüştür.
CEVAP
Davalı vekili 11/03/2019 tarihli verdiği cevap dilekçesi özetle;
Davacı açmış olduğu davada alacak miktarını belirleyebilecek durumda olmasına rağmen belirsiz alacak davası açmış olduğunu, iş bu davanın re’sen dikkate alınarak reddi gerektiğini, davacı dava dilekçesi ile söz konusu sitenin kullanmış olduğu park ve bahçeler nedeniyle…Müdürlüğünce Ecrimisil Cezası kesilidiği iddiası ile bu ceza miktarı ve söz konusu park ve bahçelerin site maliklerine ait olmamasının ayıplı mal olduğu iddiası ile tazminat istedikleri anlaşılmakta olduğunu, davacı site yönetimi tarafından ödendiği iddia olunan ecrimisil cezası ve site yönetiminin yapmış olduğunu iddia ettiği başkacak masraflar kesin olarak bilinir olduğu ddikate alındığında huzurda açılan belirsiz alacak davasının reddi gerektiğini, belirsiz alacak davası açmakta hukuki yarar yokluğu nedeniyle ve ayrıca site yöneteminin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddini, aksi halde esastan reddini ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep ile davaya cevap verdikleri görülmüştür.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, tüketiciye yapılan taşınmaz satışından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlıkta davacı, taşınmazın satışı için yapılan reklam çalışmalarında davalı tarafından aldatıcı hareketlerde bulunulduğunu, bunun sonucunda zarara uğradığını ve daireleri satın alan kişilerin site yönetimi aracılığı ile yapmış oldukları masrafların tazminini talep etmiştir.
28/11/2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalara, tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesi gereğince davanın ticari dava ya da mutlak ticari dava niteliğinde olmaması ve uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklanması nedeniyle Mahkememizin görevsizliğine, Mahkememiz görevsiz olduğundan dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve yasal süresi içerisinde başvurulduğunda dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakma görev ve yetkisinin İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne ait olması sebebiyle Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE; mahkememiz görevsiz olduğundan dava şartı yokluğu nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve yasal süresi içerisinde başvurulduğunda dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 Sayılı HMK’nın 323 ve 331/2. maddeleri gereğince davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli ve yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına, görevsizlik kararından sonra davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmez ise talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden bu hususların tespitine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır
¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.