Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/412 E. 2021/418 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/412 Esas
KARAR NO:2021/418

DAVA :Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/05/2018
KARAR TARİHİ:01/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … alan adlı elektronik ticaret (e-ticaret) sitesinin tüzel kişi sahibi olduğunu, müvekkili şirketin bu internet sitesi üzerinden çeşitli e-ticaret faaliyetleri yürüttüğünü, müvekkili şirketin sahibi bulunduğu internet sitesi üzerinden gerçekleştirdiği e-ticaret faaliyetleri kapsamında tüketicilere satıcı sıfatıyla doğrudan kendisinin ürün ve hizmet satışı yaptığı gibi aynı zamanda aracı hizmet sağlayıcı sıfatı ile diğer üçüncü kişi tacirlere de ürünlerini tüketicilere satmaları için gerekli alt yapı ve platformu sağlamakta olduğunu, böylece üçüncü kişi tacirlere de … adlı internet sitesi üzerinden tüketicilerle bir araya gelmeleri adına hizmet verildiğini, … isimli internet sitesinin tedarikçi ağı, üye adedi, teknolojik, depolama ve lojistik yatırımı ve cirosu açısından ülkemizin en büyük e-ticaret sitesi olarak faaliyet gösterdiğini, davalı …’ün, müvekkili şirket ile akdetmiş olduğu İş Sözleşmesi ile çalışmaya başladığı 10.10.2016 tarihinden, İş Sözleşmesi’nin istifa ile son bulduğu 01.02.2018 tarihine kadar müvekkili şirkette Pazaryeri Operasyon Müdürü sıfatıyla çalışmış bulunduğunu, davalının istifa tarihi itibarıyla aylık net ücret tutarı 12.000-TL olduğunu, davalının İş Sözleşmesi’nin 9. maddesinin e bendi ile kararlaştırılan “Rekabet Yasağı” hükmü uyarınca İş Sözleşmesi’nin sona ermesinden itibaren 12 (on iki) ay süre boyunca …Danışmanlık bünyesinde çalışmayacağını açıkça taahhüt etmiş olmasına karşın, ilgili madde hükmüne aykırı davranmak suretiyle, müvekkili şirkette Pazaryeri Operasyon Müdürü sıfatıyla çalışmışken söz konusu firmada Pazaryeri Operasyon Direktörü sıfatıyla çalışmaya başlamış olduğundan, İş Sözleşmesi’nin Personelin Sorumlulukları Başlıklı 9. maddesinin e ve f bentleri uyarınca cezai şart tutarının tahsili talebiyle işbu davayı ikame etme gereği hasıl olduğunu beyan ederek, davanın kabulü ile, fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000-TL’nin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkili şirkete ödemesine ve falaya it haklarının saklı tutulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalandığı belirtilen rekabet yasağı sözleşmesi madde hükümleri iş sözleşmesinin içeriğinde ve iş sözleşmesinin akdedildiği gün müvekkiline imzalatıldığını, hal böyle olunca, sözleşmenin gerek müvekkilinin işe başladığı gün imzalatılması ve gerekse BK m. 20: “Genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir. Bu koşulların, sözleşme metninde veya ekinde yer alması, kapsamı, yazı türü ve şekli, nitelendirmede önem taşımaz.” şeklindeki hükmü gereğince, sözleşmenin genel işlem şartlarına aykırı olması sebebiyle geçersiz olduğunu, bir an için rekabet yasağı sözleşmesinin usulüne uygun olduğu kabul edilse bile; müvekkili hakkında hüküm doğurmayacağını, zira, müvekkilinin iş akdinin, davacı tarafça eylemli olarak ve hiçbir sebep gösterilmeksizin feshedilmiş olduğunu, bu hususun …. Noterliği’nce davacıya keşide edilen 06.02.2018 tarihli ve … sayılı ihtarname ile ‘…müvekkil ile aranızdaki iş sözleşmesinin tarafınızca haksız olarak feshedildiği, akabinde şirket ile müvekkilimin ilişiğinin kesildiği, müvekkil üzerine zimmetli eşyaların tarafınıza teslim edildiği, aynı zamanda müvekkile tüm haklar ödeneceği belirtilerek kendisinden ibraname alındığı, bu ibranamenin de 01.02.2018 tarihinde imzalatılmasına rağmen tarihinin 01.03.2018 olarak tanzim edilmesinin de düşündürücü olduğu’ şeklinde ifade edilerek davacıya bildirildiğini, öte yandan müvekkilinin kıdem ve diğer işçilik haklarının ödenmesi talebiyle …. İş Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile alacak davası açılmış olup yargılamanın devam ettiğini beyan ederek, öncelikle hukuki yarar olmaması sebebiyle davanın usulden reddine, sayın mahkemece aksi kanaatte olunması halinde davanın esastan reddine, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, taraflar arasında mevcut iş sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle, sözleşmede yer alan rekabet yasağına ilişkin hükümlerin ihlal edildiğinden bahisle cezai şart alacağının davalıdan tahsiline ilişkindir.
TTK 4. maddesinde; “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda; Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun mal varlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır”denilmektedir.
Anılan maddede, tek tek belirtilen davaların, mutlak ticari dava niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca, mutlak ticari davadan başka, nispi ticari davaların da tanımı yapılmış ve bir davanın nispi ticari dava olarak kabul edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve aynı zamanda uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerektiği ifade edilmiştir.
TTK hükümlerine göre, nisbi ticari davanın varlığından söz edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerekir.Bu iki koşuldan birinin olmaması halinde ortada bir ticari davanın varlığından bahsedilemez. Başka bir deyişle yasada ifade edilen iki koşulun aynı anda gerçekleşmesi zorunludur.Taraflardan birinin tacir olması durumunda ticari işten bahsedilebilirse de, ticari davanın mevcut olduğundan söz edilemez.
TTK.5/1. Maddesinde;” Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” denilmektedir.
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ise, 25.10.2017 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Bu kanunun 5. maddesinde; “İş mahkemeleri;
a)5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemi adamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına, ilişkin dava ve işlere bakar.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda, dava konusu; taraflar arasında mevcut olan ve 01/02/2018 tarihinde sona eren iş sözleşmesi nedeniyle, sözleşmede yer alan rekabet yasağına ilişkin hükümlerin ihlal edildiğinden bahisle cezai şart alacağından kaynaklanmakta olup, davanın yasal dayanağı 6098 sayılı TBK’nın 444-447.maddeleri kapsamında yer almaktadır ve rekabet yasağına aykırılığın iş akdinin devamı veya feshinden sonra olup olmadığına bakılmaksızın görevli mahkeme, 25.10.2017 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu gereği, İş Mahkemeleri’dir. (… BAM …. H.D. 25/03/2021 tarih, 2021/… E.-2021/… K.)
Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. TTK 4. Ve 5.maddesi gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5. Maddesi gereğince davacı tarafça açılan davanın İstanbul İş Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
2-Kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli … NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği taktirde RESEN, HMK’nun 20.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına
4-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına
Dair davacı vekilinin ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, miktara göre kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır