Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/397 E. 2021/152 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/397 Esas
KARAR NO:2021/152

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:27/09/2007
KARAR TARİHİ:18/02/2021

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; müvekkili … A.Ş.’nin sigortalısı …. A.Ş.’nin, davalı …’in maliki olduğu, … ili, … ilçesi, … Mah. … Mevkiinde bulunan … parsel nolu, depo niteliğindeki taşınmazın içerisinde yer alan emtialarını endüstriyel yangın sigorta poliçesi ile sigorta teminatı altına aldığını, sigortalının mobilya ve ev aksesuarları satışı üzerine faaliyet gösterdiğini, davalı … .A.Ş. ile depolama ve dağıtım sözleşmesi imzalamak suretiyle davalı … A.Ş. nin, …. A.Ş.’ye ait ürünleri depolama, sevk etme, yükleme ve taşıma gibi … hizmetlerini üstlendiğini, daha sonra davalı …Taş.A.Ş.’ nin 01/09/2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile davalı …’in deposunu kiralayarak depolama ve dağıtım sözleşmesine konu emtialarını bu depoda muhafaza ettiğini, dolayısıyla davalı … … Taş.A.Ş.’nin sigortalının kiracısı konumunda olduğunu, daha sonra kira sözleşmesinin 01/04/2006 tarihinde davalı … A.Ş.’ne devredildiğini, bu şekilde davalı … A.Ş.’nin depolama ve dağıtım sözleşmesindeki sorumlulukları devralarak sigortalının risklerini sigorta ettiren konumuna geldiğini, davalı … AŞ’nin (yeni ünvanı … A.Ş.) ise 1 ve 2 nolu davalıların sigortacısı olduğunu, 4 nolu davalı …’in ise davaya konu emtiaların depolandığı deponunu maliki olduğunu, davalılardan …’in maliki olduğu depoda 05/10/2006 tarihinde vuku bulan yangında müvekkili sigorta şirketinin sigortalısına ait emtiaların tamamen yanarak hasara uğradığını, söz konusu hasar nedeniyle müvekkili sigorta şirketinin sigortalısına 16/10/2006 tarihinde 2.000.000 Euro, 07/12/2006 tarihinde 1.000.000 Euro ve 27/12/2006 tarihinde 674.970,14 Euro olmak üzere toplam 3.674.971,14 Euro hasar bedeli, 13/03/2007 tarihinde 1.862.742 TL KDV olmak üzere toplam 8.739.540,90 TL ödemede bulunduğunu, olaydan sonra alınan tespit raporları ve ibraz edilen belgelerle sabit olduğu üzere yangının meydana geldiği deponun muhtemelen bina ruhsatının bulunmadığını, yasa ve yönetmeliklere aykırı şekilde inşa edilip yapı kullanma izin belgesinin ve iş yeri ruhsatının da olmadığını, 1 ve 2 nolu davalıların kiracı ve sigortalının … hizmetlerini üstlenmesi, 3 nolu davalının sigortacı, 4 nolu davalının ise binanın maliki olması sebebiyle BK ve TTK hükümleri ile sigorta genel şartları gereğince müvekkili şirket tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinden sorumlu olduklarını, müvekkilinin TTK. ve BK.’nın ilgili hükümleri gereğince sigortalının haklarına halef olduğunu, bu nedenle ödenen tazminatın davalılarca müvekkiline ödenmesi gerektiğini belirterek, 8.739.540,90 TL hasar bedelinin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar…A.Ş., … A.Ş. ve … A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesi ile; müvekkillerinin dava konusu zarardan sorumlu tutulamayacağını, zira müvekkillerinin davacı ve davacının selefi olan … ile herhangi bir hukuksal ilişkisinin mevcut olmadığını, davacı şirketin davaya dayanak yaptığı sigorta poliçesinde, sigorta ettirenin 2 nolu davalı … A.Ş. olduğunu ve poliçede … A.Ş.ye rücu edilemeyeceğine ilişkin hüküm yer aldığını, TTK hükümlerine göre sigorta şirketinin 3.kişilere karşı rücu hakkı bulunduğunu, sigorta ettirenin 3.kişi sayılamayacağını, bu nedenle … A.Ş.ye husumet yöneltilemeyeceğini, öte yandan rizikonun sigorta teminatı kapsamında kaldığını ve gerçek zararın tazmin edildiğini davacının ispatlaması gerektiğini, dava konusu malların 2 nolu davalıya depolama ve dağıtım sözleşmesi uyarınca depolanmak üzere emanet olarak verildiğini, davacının düzenlediği poliçede ise bir başkasına emanet olarak verilen malların teminat kapsamında olduğuna ilişkin ek bir anlaşma bulunmadığını, mevcut poliçede sadece sigortalı …’nın depoladığı mallar bakımından teminat verildiğini, bu nedenle yapılan ödemenin sigorta teminatı kapsamında kalmadığını, buna rağmen sigorta şirketi ödeme yapmış ise bu ödemenin hatır ödemesi sayılması gerektiğini ve sigorta şirketine halefiyet hakkı sağlamayacağını, sigortalı … şirketinin davalı … … şirketi ile depolama ve taşıma anlaşması akdettikten sonra depolanan yerin … A.Ş.ye kiralanarak kira sözleşmesinden kaynaklanan tüm hak ve yükümlülükleri ile devredildiğini, davacının selefi sigortalının da bu devre muvafakat ettiğini, öte yandan deponun maliki ile 1 nolu davalı arasında akdedilen kira sözleşmesinin de 01.04.2006 tarihinde … A.Ş.ye devredildiğini, bu nedenle 1 nolu davalıya da husumet yöneltilemeyeceğini, meydana gelen yangına olayında … A.Ş.nin herhangi bir kusurunun da bulunmadığını, gerek yangının çıkışı gerekse sonrasında … A.Ş.ye herhangi bir kusur ve sorumluluk atfedilemeyeceğini, 3 nolu davalı … A.Ş.nin 2 nolu davalının sorumluluk sigortacısı olduğunu, sorumluluğunun ise ancak … A.Ş.nin sorumluluğunun tespit edilmesi halinde söz konusu olabileceğini, oysaki davacının … A.Ş.ye herhangi bir rücu hakkı bulunmadığından … A.Ş.nin de sorumluluğundan söz edilemeyeceğini belirterek müvekkilleri hakkında açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili verdiği cevap dilekçesi ile, müvekkilinin yangın olayının meydana geldiği taşınmazın maliki olduğunu, söz konusu deponun 01/09/2005 tarihinde … … A.Ş.’ye kiralandığını, kira akdinin taraflarının ve devir alan … … A.Ş.’nin rızası ile bu şirkete devredildiğini, şirketin ünvanını bilahare değiştirerek … A.Ş. ünvanını aldığını, müvekkilinin kiraya verdiği gayrimenkulde 05.10.2006 tarihinde meydana gelen yangın olayında müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kira sözleşmesinin hususi şartlar bölümünün 7. maddesinde yangın olayından dolayı meydana gelebilecek zararlara karşı sigorta ettirme yükümlülüğü şartının getirildiğini, kiracının depoya elektrik almadığını, yandaki komşu binadan kaçak elektrik kullandığını, bu konuda müvekkiline de bilgi verilmediğini, kaçak elektriğin bilirkişi raporlarında da belirtildiği şekilde emniyetli olarak kullanılmadığını, dolayısıyla kiracının kusurlu olduğunu, ayrıca kiracının alması gereken bir takım önlemleri almayarak yangının büyümesine neden olduğunu, müvekkilinin olayda herhangi bir kusur ve ihmalinini bulunmadığını belirterek müvekkili hakkındaki davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizde yapılan yargılama sonucunda; Mahkememizin 29.04.2015 tarih ve … Esas, …Karar sayılı kararı ile “… Yapılan yargılama sonucunda; davacı … A.Ş. tarafından … Mah. … Sitesi No:… …/ … adresindeki depoda bulunan emtiaların 11243100 nolu endüstriyel paket yangın sigorta poliçesi ile 08/08/2006-08/08/2007 tarihleri arasında sigortalandığı, sigortalının …Paz. A.Ş. , sigorta ettirenin ise … … A.Ş.(Eski Ünvanı : … … Hiz.A.Ş.) olduğu, sigorta poliçesi ile yangın rizikolarının teminat altına alındığı, sigorta poliçesinin özel şartlar bölümünde “hasar anında sigorta ettiren … A.Ş. firmasına rücu edilemeyeceği” şartının konulduğu, sigorta poliçesinde değişiklik yapan zeyilname ile 12/09/2006 başlangıç-08/08/2007 bitiş tarihleri arasında …Mah. …/… Sok. No:… … Yanı, … … Mah. …Caddesi No:… ve …No:… …/… adresinde bulunan yerlerinde poliçeye dahil edildiği, 05/10/2006 tarihinde sigortalı depoda yangın meydana geldiği, söz konusu deponun emtia hasar poliçesi şartlarında değişiklik yapan 12/09/2006 tarihli zeyilname ile sigorta himayesi kapsamına alındığı, yangının meydana geldiği deponun malikinin davalı … olduğu ve 01/09/2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile deponun davalı … A.Ş.’ne kiralandığı, … … ile sigortalı … Mobilya arasında 02/12/2005 tarihli depolama ve dağıtım sözleşmesi düzenlendiği, iş bu sözleşmenin 01/04/2006 tarihinde 2 nolu davalı … A.Ş.’ne devir ve ciro edildiği, sigortalı …’nın da söz konusu devre muvafakat ettiği, yine aynı devir sözleşmesi ile depo maliki ile … … arasında yapılan kira sözleşmesininde kiracıya ait tüm hak ve yükümlülükler ile birlikte … … A.Ş.’ne devredildiği, uyuşmazlık konusu olan sigorta sözleşmesinin … A.Ş. ile … … Hiz. A.Ş. arasında 08/08/2006 tarihinde yapıldığı, yangın olayından sonra …’nın söz konusu hasar nedeniyle sigortalısına 16/10/2006 tarihinde 2.000.000,00 Euro, 07/12/2006 tarihinde 1.000.000,00 Euro ve 27/12/2006 tarihinde 674.970,14 Euro olmak üzere toplam 3.674.971,14 Euro hasar bedeli, 13/03/2007 tarihinde 1.862.742,00 TL KDV olmak üzere toplam 8.739.540,90 TL ödemede bulunduğu, dosya kapsamına göre belirli olup, davacı sigorta şirketi TTK ve BK hükümlerine göre ödenen sigorta tazminatının olayda sorumluluğu bulunduğu iddia edilen davalılara rücu edilmesini talep etmektedir.
Dosyada çözümlenmesi gereken 1.uyuşmazlık konusu rücunun hangi yasa hükümlerine göre yapılması gerektiği, uyuşmazlığın çözümünde BK hükümlerinin uygulama yerinin olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Davacı tarafından delil olarak dosyaya sunulan ibraname başlıklı mutabakatname ve tazminat makbuzlarında “… A.Ş.’nin ödediği bedel miktarınca ibra ve olaydan kaynaklanan tüm haklarından feragat ettiğimizi üçüncü şahıslara karşı olan takip ve dava haklarımızı ödediği tazminat miktarı kadar … A.Ş.’ne TTK’nın 1301.mad.gereğince temlik ettiğimizi kabul ve beyan ederiz” hükmünün açıkça yer aldığı belirli olup, bu durumda sigorta şirketinin sigortalısına ödemiş olduğu hasar miktarınca TTK’nın 1301.maddesi gereğince sigortalısının haklarına halef olduğu, ibranamede BK hükümlerinden bahsedilmemiş olduğundan BK hükümlerine göre yapılmış bir temlikten söz edilemeyeceği, bu durumda uyuşmazlığın çözümünde TTK hükümlerinin uygulanması gerektiği kabul edilmiştir. Bu kabul şekline göre öncelikle sigorta poliçesi ve TTK hükümlerine göre sigorta şirketinin davalılardan … …’e rücu hakkının olup olmadığı hususu değerlendirildiğinde TTK’nın 1301.maddesinde “sigortacı sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren kimse yerine geçeceği,sigorta ettiren kimsenin vaki zarardan dolayı 3.şahıslara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal edeceği” hükmü düzenlenmiş olduğundan, söz konusu yasa maddesine göre sigorta şirketinin ödediği zarar nispetince 3.şahıslara karşı rücu davası açma hakkını kazandığı, davalı … …’in “sigorta ettiren” olması sebebiyle 3.kişi sayılamayacağı kanaatine varılmıştır. Öte yandan sigorta poliçesinde “hasarın … A.Ş.’ne rücu edilemeyeceğine” ilişkin özel şartında konulmuş olması sebebiyle gerek mülga 6762 sayılı TTK.nın 1301. maddesi gerekse sözkonusu sözleşme maddesine göre …’nın ödediği hasar tazminatını davalı … …’e rücu etmesinin söz konusu olamayacağı kabul edilmiştir.
Öte yandan 1 nolu davalı …, … ile yapmış olduğu depolama ve dağıtım sözleşmesi ile kira sözleşmesini tüm hak ve yükümlülükleri ile birlikte yangın tarihinden önce … … AŞ’ne devretmiş olduğundan bu şirketin taraf sıfatının ortadan kalkmış olması sebebiyle oluşan hasardan dolayı sorumluluğuna gidilmesi sözkonusu değildir.
Davalı … AŞ sigorta ettiren-kiracı … … ile 1 nolu davalı … sorumluluk sigortacısı olup bu iki şirketin sorumluluğunun doğması halinde sorumluluk sigortacısı olarak zarar göreninin zararını karşılamakla yükümlü bulunmaktadır. Yukarıda açıklandığı şekilde …’nın ödemiş olduğu hasar bedelinden dolayı gerek … … gerekse … Lojistiğin sorumluluğuna gidilemeyeceğinden davacının ödediği hasar bedelinin her iki şirketin sorumluluk sigortacısı olan … A.Ş.’ye rücu edilemeyeceği kabul edilmiştir.
4 nolu davalı … yangın olayının meydana geldiği deponun maliki olması sebebiyle davacı …’nın TTK’nın 1301.maddesi gereğince kendisine karşı dava açma hakkı bulunmakla birlikte malikin sorumluluğu ancak yangının meydana gelmesinde kusurlu olması ve kusur oranına bağlı olarak doğmaktadır. ….ATM’nin kesinleşen … Esas ve … Karar sayılı kararında yangının meydana gelmesinde kiracı … … tam kusurlu kabul edilerek tespit edilen gerçek bina zararının davalı … …’ten tahsili ile davacı malik …’e ödenmesine karar verilmiş olup, söz konusu kesinleşmiş mahkeme kararı eldeki dosya açısından kesin delil niteliği taşımaktadır. Bu durumda ….ATM’nin kesinleşmiş kararı ile söz konusu yangın olayında davalı malik …’in kusursuz olduğu kabul edilmiş olduğundan eldeki davada da malikin sorumluluğuna gidilemeyeceği kanaatine ulaşılmıştır.
Açıklanan tüm bu nedenlerle; davacının sigorta poliçesi kapsamında sigortalısına ödemiş olduğu hasar bedelinden dolayı 6762 sayılı TTK’nın 1301.maddesi gereğince davalıların sorumluluğuna gidilemeyeceği kanaatine varılmış olduğundan bu kanaat ışığında tüm davalılar hakkında açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz kararının davacı vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi sonucunda, temyiz incelemesini yapan Yargıtay 11.H.D.nin 21.04.2016 tarih ve 2015/8704 Esas, 2016/4495 Karar ile “… 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve dava konusu zeyilnameler sigorta bedeli artışı ve oran değişimine ilişkin olup zeyilnamelerde dava konusu endüstriyel yangın sigorta poliçesindeki “sigorta ettirene rücu edilemeyeceğine” dair özel şartı kaldıran bir hüküm olmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, endüstriyel yangın sigorta poliçesine dayalı rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Davalı …’e ait deponun davacının sigortalısı …. A.Ş. ile davalı … A.Ş. arasında imzalanan depolama ve dağıtım sözleşmesi uyarınca sigortalı … A.Ş.’ye ait emtiaların depolanması amacıyla davalı … A.Ş. tarafından kiralandığı, daha sonra kira sözleşmesinin kiraya veren davalı …’in de muvafakatı ile davalı … A.Ş.’ye devredildiği ve dava konusu depoda 05/10/2006 tarihinde çıkan yangında davacı nezdinde sigorta örtüsü altına alınan emtiaların yanarak hasara uğradığı uyuşmalık konusu değildir.
Davacı vekili dava dilekçesinde davalı … yönünden bina malikinin sorumluluğuna dayanmıştır. Olay ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nun 58. maddesi hükme göre, bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazasındaki kusurundan dolayı sorumlu olacaktır. Bu sorumluluk, kusur esasına dayanmayan objektif sorumluluk niteliğinde olup, bina veya imal olunan şeydeki bozukluğun veya eksikliğin malikten kaynaklanmasına gerek yoktur. Başka bir anlatımla, malike kusur isnadı gerekli değildir. Ancak, böyle bir davada öncelikle zarar gören davacı, zarar gördüğünü ve bu zararının bina veya yapı eserinin yapılışındaki bozukluk veya bakımında eksikliğinden kaynaklandığını ispat etmesi zorunludur. İspat yükünü yerine getirdiği takdirde kural olarak bina veya imal olunan şeyin malikinin sorumluluğu söz konusu olacaktır. Malik, mücbir sebep, zarar görenin veya üçüncü kişinin kusuru nedeniyle illiyet bağının kesildiğini kanıtlar ise sorumluluktan kurtulabilecektir.
Mahkemece, davalı … yönünden yapılan değerlendirmede “bina malikinin sorumluluğunun ancak yangının meydana gelmesinde kusurlu olması ve kusur oranına bağlı olarak doğacağı, ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kesinleşen … Esas ve … Karar sayılı kararında yangının meydana gelmesinde kiracı … … A.Ş. tam kusurlu kabul edilerek tespit edilen bina zararının davalı … … A.Ş’den tahsili ile davacı malik …’e ödenmesine karar verildiği, söz konusu kesinleşmiş mahkeme kararının işbu dava açısından kesin delil niteliği taşıdığı, ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kesinleşmiş kararı ile söz konusu yangın olayında davalı malik …’in kusursuz olduğu kabul edildiğinden işbu davada da malikin sorumluluğuna gidilemeyeceği” gerekçesiyle davalı … yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de; mahkemece kesin hüküm oluşturduğu kabul edilen ve işbu davanın davacısı
… A.Ş’nin taraf olmadığı, davacısı kiraya veren sıfatıyla …, davalısı kiracı sıfatıyla … … A.Ş. olan ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı ilamında ve anılan mahkemece hükme esas alınan 14.10.2011 tarihli bilirkişi raporunda … yönünden bina malikin sorumluluğu bakımından BK’nun 58. maddesi uyarınca yapılmış bir hukuki değerlendirme bulunmamaktadır.
Bu durum karşısında mahkemece, davacının davalı … yönünden mülga 818 sayılı BK’nın 58. maddesine dayalı olarak rucuan tazminat davası açtığı gözetilerek davalı …’in malik olarak BK’nın 58. maddesi uyarınca sorumluluğu bulunup bulunmadığının tesbiti ile oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davalı … yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuştur.
Yargıtay 11.H.D.nin 22.03.2018 tarih ve 2016/9662 Esas, 2018/2239 Karar ile davacı vekili ve davalı … vekilinin karar düzeltme istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmuş, taraf delilleri toplanmış bilirkişi rapor ve ek raporları alınmıştır.
Bozmadan önce alınan, bilirkişiler …, …ve … tarafından düzenlenen 26/01/2011 tarihli raporda; davalı … … Taşımacılık A.Ş. (Eski Unvanı: … …. Şti.) yangından önce 01.04.2006 tarihinde yapılan devir sözleşmesi ile depoyu … … … A.Ş.’ye devrettiğinden, olayda herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davalı … A.Ş.nin %60 oranında kusurlu olduğu, Davalı … A.Ş.’nin olayla ilgili olarak herhangi bir sorumluluğunu kanıtlayacak bir belgenin dosyada yer almadığı, davalı Bina sahibi …’in; %20 oranında kusurlu olduğu, … binanın inşaatının tamamlanmasına göz yuman ilgili belediyenin %20 oranında kusurlu olduğunu belirtmişlerdir.
Bilirkişiler … ve …’nin Mahkememize sundukları 02/02/2011 tarihli Ayrık bilirkişi raporlarında; Yangının kira süresi içinde ve kiracının kullanımında iken meydana geldiği göz önüne alındığında; 13 aydır depo işletmecisinin kullanımında bulunan binada önceden mevcut bir ayıp sebebi ile yangının başlamasının mümkün olamayacağı, sigortalı emtianın yanması suretiyle ortaya çıkan zararın kaynağını teşkil eden yangının kiracının kullanımından dolayı çıktığının açık olduğu ve yangından kiracının kusurlu olduğu; davalı … A.Ş. (Eski Unvanı: … … … A.Ş.) nin %100 kusurlu olduğunu belirtmişlerdir.
Bilirkişiler …, …, …, … ve … tarafından düzenlenen 22/11/2011 tarihli raporda; dava konusu yangın olayının elektrik kontağından çıkmış olabileceği, yapı ruhsatı almamış olması sebebiyle kiraya verenden tazminat talep edilemeyeceği, binayı yangın söndürme, algılama ve tahliye projesine aykırı olarak teslim etmesi ve sözleşmede yer alan sigorta yapma yükümlülüğüne aykırı davranması sebebiyle kiraya verenin sorumlu olduğu, binayı teslim almasının ardından geçen 13 aylık sürede depolanan emtianın türü sebebiyle gerekli önlemleri almayan veya sözleşmeye göre bu önlemlerin alınması için kiraya verene karşı sahip olduğu hukuki imkanlara başvurmayan kiracının da kusursuz olduğunun söylenemeyeceği üstelik kiracının telefonların kilitli olması sebebiyle yangının zamanında haber verilememesi ve dolayısıyla zararın büyümesinden sorumlu olduğu, her ne kadar yangının çıkış sebebi tam olarak belirlenemiyorsa da yangının kiracının kullanımı sırasında çıkmış olması sebebiyle kiracının yangın sebebiyle meydana gelen zarardan dolayı sorumlu olmadığının söylenemeyeceğini belirtmişlerdir.
Bozmadan sonra bilirkişiler …, … ve … Mahkememize sundukları 25/06/2019 tarihli bilirkişi raporlarında; yangının meydana gelmesinde bina sahibinin müştereken ve müteselsilen % 50 oranında kusurlu olduğunu, Yargıtay kararına göre; 4 nolu davalı …’in yanan deponun malik olarak BK’nın 58.maddesi uyarınca kusursuz sorumluluğu bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerektiğini, Yargıtay kararında da açıklandığı üzere; olay ve dava tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı eski BK’nın 58.maddesi hükmüne göre, bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki (bina veya yapı maliki), o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazısındaki dolayı sorumlu olduğunu, bu sorumluluk, kusur esasına dayanmayan objektif (kusursuz) sorumluluk niteliğinde olup, bina veya imal olunan şeydeki (yapıdaki) bozukluğun veya eksikliğin malikin kusurundan kaynaklanmasına gerek bulunmadığını, böyle bir davada öncelikle zarar gören davacı, zarar gördüğünü ve bu zararın bina veya yapı eserinin (yapının) yapılışındaki bozukluk veya bakımındaki eksiklikten (bakım eksikliğinden) kaynaklandığını ispat etmek zorunda olduğunu, ispat yükünü yerine getirdiği takdirde, kural olarak bina veya imal olunan şeyin malikinin sorumluluğu (kusuru bulunsun bulunmasın) söz konusu olacağını, davalı malik, mücbir sebep, zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusuru nedeniyle illiyet bağının kesildiğini kanıtlar ise sorumluluktan kurtulacağını, Raporun Teknik kısmında yapılmış olan tespitlere göre; dava konusu depoda (binada) ortaya çıkan yangının hemen kontrol altına alınmayıp büyümesi ve dolayısıyla da depoda bulunan sigortalı … Şirketine ait malların hasar görmesi binanın yapılışındaki ve/veya bakımındaki eksiklikten (yangın söndürme terdibatındaki bozukluk ve/veya eksiklikten) kaynaklandığını, işbu teknik tespitler karşısında, 4 nolu davalı …’in, meydana gelen zarardan eski BK.md.58 (yeni TBK.md.69) uyarınca kusursuz sorumluluğu bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği, 4 nolu davalı …’in, eski BK.md.58 uyarınca kusursuz sorumluluğunun bulunduğu kabul edildiğinde, bu davalının zararın tamamından sorumlu olduğu kabul edilmesi gerektiğini, Davalının sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğundan, sorumlu olduğu tutardan, kusur oranından kaynaklanan indirim yapılmasına da gerek olmadığının kabul edilmesi gerektiğini, Kaldı ki, zarar görenin uğradığı zarardan birden fazla kişinin farklı hukuki sebeplerle müteselsilen sorumlu olduğu hallerde dahi, %50 kusuruyla zarara yol açmış olan sorumlu dahi, zarar görenin uğramış olduğu zararın tamamından, diğer sorumlularla birlikte müteselsilen sorumlu olduğunu, işbu %50 kusur oranı ise, diğer sorumlulara karşı açacağı rücu davasında rol oynadığını, kendi kusur oranından fazla olarak ödediği kısım olan %50’lik kısmın tahsilini diğer müteselsil sorumlulardan talep etme hakkına sahip olacağını, sonuç itibariyle, davacının sigortalısına ödemiş olduğu zararın tamamını, zarardan eski BK.md.58 uyarınca kusursuz sorumluluğu bulunduğu raporun teknik kısmında tespit edilmiş olan 4 nolu davalı …’den ödeme tarihlerinden itibaren işletilecek olan temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talebe hak kazandığının kabul edilmesi gerektiğini belirtmişlerdir.
Bilirkişiler …, …, … ve … Mahkememize sundukları 05/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı sigorta şirketinin dava konusu olayda Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmeliğin (5).maddesinde düzenlenen “Kontrol Görevini” ifa etmemiş olmakla TBK.m.115 (eBK.m.99) mucibi kusurlu ve sorumlu olduğu, Yapı eserinin bakımında bozukluk veya bakımında noksanlık olsa bile, zararlı sonuca (yangına), üçüncü bir kişinin (2 nolu davalı kiracı … A.Ş.nin) ağır kusuruyla yol açması durumunda, TBK’nın 69.maddesi hükmüne göre yapı maliki 4 nolu davalı …’in sorumluluğunun söz konusu olmayacağı, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29.02.2012 gün ve … E., … K. sayılı kararıyla, yangının meydana gelmesinde davalı kiracı … A.Ş.nin tam kusurlu bulunduğu ve binada meydana gelen zararı tazmine mahkum edildiği, dosya üzerinden yapılan teknik incelemede de davalı kiracı … A.Ş.nin tam kusurlu olarak kabul edilmiş olmakla yapı maliki …’in sorumluluğunun söz konusu olmayacağını belirtmişlerdir.
Bilirkişi … Mahkememize sunduğu 14.12.2019 tarihli ayrık raporunda; Mahkemece bozma ilamına uyulmuş olmakla, davalı … dışındaki diğer davalılar yönünden verilen red kararının usuli bir müktesep hak niteliğini aldığı dolayısıyla da olayın sadece davalı … yönünden ve yine yapı malikinin sorumluluğu ile sınırlı olarak değerlendirilmesi gerektiği, aynı şekilde bozma ilamında yer alan ” mahkemece kesin hüküm oluşturduğu kabul edilen ve işbu davanın davacısı … A.Ş.nin taraf olmadığı, davacısı: kiraya veren sıfatıyla …, davalısı: kiracı sıfatıyla … … A.Ş. olan ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı ilamında ve anılan mahkemece hükme esas alınan 14.10.2011 tarihli bilirkişi raporunda … yönünden bina malikinin sorumluluğu bakımından BK’nun 58.maddesi uyarınca yapılmış bir hukuki değerlendirme bulunmamaktadır ” yönündeki bozma gerekçesi dikkate alındığında da, Mahkemenin bozma ilamına uymuş olması nedeniyle, artık ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı ilamının işbu dava açısından kesin hüküm ve delil olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, Bu bakımdan çoğunluğun varmış olduğu ” ….Asliye Ticaret Mahkemesinin 29.02.2012 gün ve … E., … K. sayılı kararıyla, yangının meydana gelmesinde davalı kiracı … A.Ş.nin tam kusurlu bulunduğu ve binada meydana gelen zararı tazmine mahkum edildiği” yönündeki görüşün ve yine aynı görüş doğrultusunda hazırlanan hukuki mütalaaların, Yargıtay’ın bozma ilmanın yukarıda anılan bozma gerekçesine uygun düşmediğini, dosyaya sunulan bilirkişi raporlarında yer alan; binanın yangın söndürme tertibatındaki bozukluk ve/veya eksikliklerin bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa bu bozukluk ve/veya eksiklerin neden yapı malikinin sorumluluğunu gerektirmediği yönünde teknik inceleme yapılması gerektiği, Yapı kullanma izninin olup olmadığı, otomatik sulu söndürme sisteminin kurulup kurulmadığı, otomatik duman algılama, yangın alarm ve duman tahliye sistemlerinin olup olmadığı, bu eksikliklerin bulunması durumunda yapı malikinin sorumluluğunun bulunup bulunmadığı yönünde teknik inceleme yapılması gerektiği, binanın yapı kullanma izninin bulunmaması, yan binanın süzme saat kullanılmak suretiyle elektrik hattının çekilmesi gibi hususların varlığı halinde, yapı malikinin kusurunun ve sorumluluğunun olması gerektiği, daha önce hazırlanan bilirkişi raporunda “davalı … A.Ş.nin ise ilgili yönetmeliklere göre ruhsatı ve yapı kullanma izni alınmamış olan binayı depo olarak kullanması, deponun elektrik ihtiyacını bitişikte bulunan başka bir taşınmazdan usulsüz olarak sağlaması, yangının başlangıç safhasında ve söndürülmesi aşamasında gerekli müdahalelerin yapıldığı ispatlanamadığından olayda %60 oranında kusurlu olduğu, bina sahibi davalı ile … binanın inşaatının tamamlanmasına göz yuman belediyenin ise %20’şer oranında kusurlu oldukları” değerlendirmelerin teknik açıdan değerlendirilmesi gerektiği, yine bilirkişi raporlarında yer alan “binayı yangın söndürme, algılama ve tahliye projesine aykırı olarak teslim etmesi ve sözleşmede yer alan sigorta yapma yükümlülüğüne aykırı davranması sebebiyle kiraya veren davalı malik …’in sorumlu olduğu” yönündeki tespitin değerlendirmeye muhtaç olduğunu belirtmiştir.
Bilirkişiler …, …, … ve … Mahkememize sundukları bilirkişi ek raporlarında; Mimarlar, Mühendisler tarafından planlanan, tasarlanan, projelendirilen, inşa edilen ve denetlenen yapılar, bilimin ve tekniğin standartlarına göre yapılmakta olup, projesi onaylanmayan, ruhsatlanmayan, denetlenmeyen yapılarda sorun çıkmasının kaçınılmaz olduğunu ve kusurlu yapılar olduklarını, dava konusu deponun onaylı Mimari, Statik, Elektrik ve Mekanik projelerin olmadığını, “Yapı Ruhsatı”nın alınmadığını, Mimari ve ekli projelerinin onaylanmadığını, yapımına izin verilmediğini, Yapı Denetim sürecinin sağlanmadığı, denetimsiz inşaa edildiği, imalat aşamalarının denetlenmediği, malzeme kalitesi, sağlamlığı, yangına karşı dayanıklılığı, ısı iletkenliği gibi denetimlerin yapılmadığı, Ruhsatsız ve denetimsiz olarak inşaa edilen depoya yapı kullanım İskan belgesinin verilmediği, elektrik, su gibi temel ihtiyaçlarının kaçak olarak temin edildiği, Tekniğe, Fenne, Mimarlık ve Mühendislik Standartlarına ve Yönetmeliklerine uymayarak Ruhsatsız ve Denetimsiz yapılan deponun kusurlu olduğu, kusurlu yapıyı inşaa eden mal sahibinin sorumlu ve kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, Davalı … A.Ş. nin ruhsatsız ve yapı kullanım izni alınmamış binayı depo olarak kullandığı ve deponun enerji ihtiyacını bitişikte bulunan … A.Ş.’den usulsüz olarak sağladığı, kira sözleşmesinde “mevcut yapı kullanma izin belgesinin alınması koşuluna bağlı olarak işyeri ruhsat alma sorumluluğu kiracınındır” denilmiş olmasına rağmen davalı kiracının bina sahibinden iskan ruhsatı talep etmiş olduğuna ilişkin bir yazılı belgenin dosyada bulunmadığı, kiracının su, elektrik sözleşmelerini yapmamış olması nedeniyle kusurlu olduğu kanaatine varıldığını belirtmişlerdir.
Bilirkişi … Mahkememize sunduğu 05/01/2021 tarihli ayrık bilirkişi Ek raporunda; sorumlu tutulan yapı maliki ile … şirketinin kusur oranlarının tartışılması gerektiğini belirtmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, sigorta şirketi tarafından açılan yangın sigorta poliçesine dayalı rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Davalı …’e ait deponun davacının sigortalısı …. A.Ş. ile davalı … A.Ş. arasında imzalanan depolama ve dağıtım sözleşmesi uyarınca sigortalı …. A.Ş.ye ait emtiaların depolanması amacıyla davalı … A.Ş. tarafından kiralandığı, daha sonra kira sözleşmesinin kiraya veren davalı …’in de muvafakatı ile davalı … A.Ş.ye devredildiği ve dava konusu depoda 05/10/2006 tarihinde çıkan yangında davacı nezdinde sigortalı olan emtiaların yanarak hasara uğradığı anlaşılmıştır.
Bozmadan önceki Mahkememiz kararında; davalı … A.Ş.nin “sigorta ettiren” olması sebebiyle 3.kişi sayılamayacağı, öte yandan sigorta poliçesinde “hasarın … A.Ş.’ye rücu edilemeyeceğine” ilişkin özel şartında konulmuş olması sebebiyle gerek mülga 6762 sayılı TTK.nın 1301. maddesi gerekse sözkonusu sözleşme maddesine göre davacı … A.Ş.nin ödediği hasar tazminatını davalı … A.Ş.den rücu etmesinin söz konusu olamayacağı, davalı … A.Ş. nin, … şirketi ile yapmış olduğu depolama ve dağıtım sözleşmesi ile kira sözleşmesini tüm hak ve yükümlülükleri ile birlikte yangın tarihinden önce … A.Ş.ye devretmiş olduğundan bu şirketin taraf sıfatının ortadan kalkmış olması sebebiyle oluşan hasardan dolayı sorumluluğuna gidilmesinin sözkonusu olmayacağı, davalı … A.Ş. sigorta ettiren-kiracı … A.Ş. ile davalı … A.Ş.nin sorumluluk sigortacısı olup bu iki şirketin sorumluluğunun doğması halinde sorumluluk sigortacısı olarak zarar göreninin zararını karşılamakla yükümlü olmadığı bu nedenlerle davacı … A.Ş.nin ödemiş olduğu hasar bedelinden dolayı gerek … A.Ş. gerekse … A.Ş.nin sorumluluğuna gidilemeyeceğinden davacının ödediği hasar bedelinin her iki şirketin sorumluluk sigortacısı olan … A.Ş.’ye rücu edilemeyeceği gerekçesi ile; davalılar … A.Ş., … A.Ş. ve davalı … A.Ş.(yeni ünvanı … A.Ş.) hakkındaki davanın reddine karar verilmiş, Yargıtay 11. H.D. tarafından bu davalılara yönelik temyiz itirazları ret edilmiş olmakla, bu davalılar hakkında açılan davanın aynı gerekçelerle reddine karar verilmiştir.
Bina maliki olan davalı yönünden yapılan incelemede; davacı bu davalı yönünden bina malikinin sorumluluğuna dayanmıştır. Davada uygulanması gereken olay ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK.nın 58. maddesi hükme göre, bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazasındaki kusurundan dolayı sorumlu olacaktır. 6098 sayılı TBK.nın 69.maddesinde de aynı yönde hüküm bulunmaktadır.
Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere; bina malikinin sorumluluğu, kusur esasına dayanmayan objektif sorumluluk niteliğinde olup, bina veya imal olunan şeydeki bozukluğun veya eksikliğin malikten kaynaklanmasına gerek yoktur. Malike kusur isnadı gerekli değildir. Bu tür davada öncelikle zarar gören davacı, zarar gördüğünü ve bu zararının bina veya yapı eserinin yapılışındaki bozukluk veya bakımında eksikliğinden kaynaklandığını ispat etmesi zorunludur. İspat yükünü yerine getirdiği takdirde kural olarak bina veya imal olunan şeyin malikinin sorumluluğu söz konusu olacaktır. Malik, mücbir sebep, zarar görenin veya üçüncü kişinin kusuru nedeniyle illiyet bağının kesildiğini kanıtlar ise sorumluluktan kurtulabilecektir.
Davacı … A.Ş’nin taraf olmadığı, davacısı kiraya veren sıfatıyla …, davalısı kiracı sıfatıyla … A.Ş. olan ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı ilamında ve anılan mahkemece hükme esas alınan 14.10.2011 tarihli bilirkişi raporunda … yönünden bina malikin sorumluluğu bakımından BK’.nın 58. maddesi uyarınca yapılmış bir hukuki değerlendirme bulunmadığından bu kararın, Mahkememizin bu dosyası için kesin hüküm teşkil etmediği kabul edilmiştir.
Bozmadan önce alınan bilirkişiler …, … ve … tarafından düzenlenen 26/01/2011 tarihli raporda; davalı Bina sahibi …’in; %20 oranında kusurlu olduğu, Bilirkişiler …, …, …, … ve … tarafından düzenlenen 22/11/2011 tarihli raporda; binayı yangın söndürme, algılama ve tahliye projesine aykırı olarak teslim etmesi ve sözleşmede yer alan sigorta yapma yükümlülüğüne aykırı davranması sebebiyle kiraya verenin sorumlu olduğu, Bozmadan sonra Bilirkişiler…, … ve … Mahkememize sundukları 25/06/2019 tarihli bilirkişi raporlarında; Yangının meydana gelmesinde bina sahibinin müştereken ve müteselsilen % 50 oranında kusurlu olduğunu, Raporun Teknik kısmında yapılmış olan tespitlere göre; dava konusu depoda (binada) ortaya çıkan yangının hemen kontrol altına alınmayıp büyümesi ve dolayısıyla da depoda bulunan sigortalı … Şirketi’ne ait malların hasar görmesi binanın yapılışındaki veya bakımındaki eksiklikten (yangın söndürme terdibatındaki bozukluk veya eksiklikten) kaynaklandığını, Bilirkişiler …, …, … ve … Mahkememize sundukları bilirkişi ek raporlarında; dava konusu deponun onaylı Mimari, Statik, Elektrik ve Mekanik projelerin olmadığını, “Yapı Ruhsatı”nın alınmadığını, Mimari ve ekli projelerinin onaylanmadığını, yapımına izin verilmediğini, Yapı Denetim sürecinin sağlanmadığı, denetimsiz inşaa edildiğini, imalat aşamalarının denetlenmediğini, malzeme kalitesi, sağlamlığı, yangına karşı dayanıklılığı, ısı iletkenliği gibi denetimlerin yapılmadığını, Ruhsatsız ve denetimsiz olarak inşaa edilen depoya yapı kullanım İskan belgesinin verilmediğini, elektrik, su gibi temel ihtiyaçlarının kaçak olarak temin edildiğini, Tekniğe, Fenne, Mimarlık ve Mühendislik Standartlarına ve Yönetmeliklerine uymayarak Ruhsatsız ve Denetimsiz yapılan deponun kusurlu olduğunu, kusurlu yapıyı inşaa eden mal sahibinin sorumlu ve kusurlu olduğunu, Davalı … A.Ş.nin ruhsatsız ve yapı kullanım izni alınmamış binayı depo olarak kullandığını ve deponun enerji ihtiyacını bitişikte bulunan … A.Ş.’den usulsüz olarak sağladığını, kira sözleşmesinde “mevcut yapı kullanma izin belgesinin alınması koşuluna bağlı olarak işyeri ruhsat alma sorumluluğu kiracınındır” denilmiş olmasına rağmen davalı kiracının bina sahibinden iskan ruhsatı talep etmiş olduğuna ilişkin bir yazılı belgenin dosyada bulunmadığını, kiracının su, elektrik sözleşmelerini yapmamış olması nedeniyle kusurlu olduğu belirttikleri görülmüştür.
Olay ve dava tarihinde yürürlükte bulunan ve uygulanması gereken 818 sayılı BK.’nın 58. maddesi hükme göre, bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazasındaki kusurundan dolayı sorumlu olacaktır. Bu sorumluluk, kusur esasına dayanmayan objektif sorumluluk niteliğinde olup, bina veya imal olunan şeydeki bozukluğun veya eksikliğin malikten kaynaklanmasına gerek yoktur. Malike kusur isnadı gerekli değildir. Kaldı ki; yukarıda belirtilen bilirkişi raporları ve dosya kapsamına göre dava konusu depoda (binada) ortaya çıkan yangının hemen kontrol altına alınmayıp büyümesi ve dolayısıyla da depoda bulunan sigortalı … Şirketi’ne ait malların hasar görmesinin, binanın yapılışındaki ve bakımındaki eksiklikten kaynaklandığı, buna göre bina maliki davalı …’in olayda kusurunun bulunduğu anlaşılmıştır. Bilirkişi … Mahkememize sunduğu 05/01/2021 tarihli ayrık bilirkişi Ek raporunda sorumlu tutulan yapı maliki ile … A.Ş.nin kusur oranlarının tartışılması gerektiğini belirtmiş ise de; davalı …’in, meydana gelen zarardan eski BK.md.58 (yeni TBK.md.69) uyarınca kusursuz sorumluluğu bulunduğu ve zararın tamamından sorumlu olduğu, davalının sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğundan, sorumlu olduğu tutardan, kusur oranından kaynaklanan indirim yapılmasına da gerek olmadığı, Kaldı ki, zarar görenin uğradığı zarardan birden fazla kişinin farklı hukuki sebeplerle müteselsilen sorumlu olduğu hallerde dahi, zarar görenin uğramış olduğu zararın tamamından, diğer sorumlularla birlikte müteselsilen sorumlu olduğu, kusur oranın diğer sorumlulara karşı açılacak rücu davasında rol oynadığı kabul edildiğinden son bilirkişi heyetinden kusur oranlarının tespiti için ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
Sonuç olarak, davacı sigorta şirketi, zarar gördüğünü ve bu zararının binanın (deponun) yapılışındaki bozukluk ve bakım eksikliğinden kaynaklandığını ispat ettiği ve bu nedenle binanın maliki davalı …’in bu zarardan sorumlu olduğu, Davalı malik …’in sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, kaldı ki; bu davalının olayın meydana gelmesinde kusuru bulunduğu, mücbir sebep, zarar görenin veya üçüncü kişinin kusuru nedeniyle illiyet bağının kesildiğini kanıtlayamadığı, bu nedenlerle meydana gelen zarardan dolayı davacı sigorta şirketinin davalı malik …’e zararın tazmini için rücu edebileceği sonuç ve kanaatine varılarak, bina maliki davalı … hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar … A.Ş., … A.Ş. ve … A.Ş.(Eski ünvan:… A.Ş.) hakkındaki davanın reddine,
2-Davalı … hakkındaki davanın kabulü ile, 8.739.540,90 TL nin (3.699.800 TL sinin 16.10.2006 tarihinden, 1.909.000 TL sinin 07.12.2006 tarihinden, 1.267.998,90 TL sinin 27.12.2006 tarihinden ve 1.862.742 TL sinin 13.03.2007 tarihinden itibaren) hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 596.998,04 TL harçtan peşin alınan 117.983,90 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 479.014,14 TL harcın davalı …’den tahsiline,
4-Davacı tarafından yatırılan başvurma ve peşin harç toplamı 117.997 TL’nin davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 176.020,41 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 176.020,41 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılar … A.Ş., … A.Ş. ve … A.Ş.(Eski ünvan:… A.Ş.) ye verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 17.512,48 TL yargılama giderinin … A.Ş., … A.Ş. ve … A.Ş.(Eski ünvan:… A.Ş. için yapılan 200,50 TL yargılama gideri düşüldükten sonra kalan 17.311,98 TL’nin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9-Davalılar … A.Ş., … A.Ş. ve … A.Ş.(Eski ünvan:… A.Ş.) tarafından yapılan 200,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak, bu davalılara verilmesine,
10-Davacı ile davalılar tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/02/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır