Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/385 E. 2019/534 K. 10.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/201 Esas
KARAR NO : 2019/527
DAVA : Alacak (Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/03/2018
KARAR TARİHİ: 09/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 01/03/2018 tarihli verdiği dilekçesi özetle;
Müvekkil eşinin murisi olan …’ın 25/01/2017 tarihinde geçirmiş olduğu rahatsızlık sebebiyle vefat ettiğini, veraset ilamında da açıkca belirtildiği üzere geriye müvekkil ve çocuklarının kaldığını, muris …’ın sağlığında …Bankası Uşak Şubesi’nden 20.000,00 TL bedelli kredi çektiğini, vefatından önce 3 adet taksit ödediğini, geriye sadece 1 adet taksitinin kaldığını, kredi kapsamında davalı şirketçe muris adına sigorta yapıldığını, krediye bağlı olarak düzenlenen sigorta kapsamında vefat edenin kredilerinin ve kalan taksitin tahsili için davalı şirkete yazılı ve sözlü olarak başvurulduğu ancak olumsuz yanıt alındığını, bunun üzerine Eskişehir …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası davalı şirket aleyhinde icra takibine girişildiğini, ancak takip alacağına karşı itiraz ettiklerini, yukarıda arz edilen gerekçelerle Sigorta Poliçesi kapsamında bu poliçeden kaynaklı ölüm teminat bedelinin ve …Bankası Banaz-Uşak Şubesi’ne ödenmiş olan 3 adet kredi taksitinin ve geriye kalan ödenmemiş kalan taksit tutarının şimdilik 100,00 TL’sinin ölüm tarihi olan 25/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkile ödenmesini, yargılama gideri gibi vekalet ücretinin davalı taraf üzerinden bırakılmasını talep ve dava etmişleridir.
CEVAP
Davalı vekili 26/05/2018tarihli verdiği dilekçesi özetle;
5684 sayılı kanun uyarınca sigorta şirketlerinin hayat dışı ve hayat alanlarından yalnızca birinde faaliyet ruhsatı alabildiğini ve …Sigorta A.Ş’nin bu bağlamda hayat dışı alanında ruhsat sahibi olduğunu, müvekkil şirketin hayat sigortacılığı alanında faaliyet göstermemekte olduğunu, uygulamada zaman zaman karıştırılan hususun ise hayat alanında ruhsat sahibi olan ve ayrı bir tüzel kişiliği olan … A.Ş ile …Sigorta A.Ş’nin farklı şirketler olduğunu, müvekkili şirketin faaliyet konusunun Hayat Dışı Sigorta (Kasko, Trafik, DASK v.b.) poliçeleri olduğunu, bunun… Odası’ndan alınan güncel faaliyet belgesinde de kayıtlı bulunduğunu, davada müvekkilin …Sigorta A.Ş. taraf olarak gösterilmişse de müvekkil şirketin bu davada taraf sıfatı bulunmayıp davanın husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, çünkü davacılar murisinin diğer davalı bankadan kredi kullandığını, talebi üzerine kendisinden sigorta talep ve sağlık beyanı alınarak hayat sigortasının yapıldığını, vefatı sonrası ise bu sigorta bedelinin ödenmemesi nedeni ile işbu davanın ikame edildiğinin anlaşıldığını, bu sebeple davanın hayat sigortasından kaynaklı olduğunu, müvekkil sigorta şirketi ile ilgisinin hukuken olanaksız olduğunu ve yine davanın kullanılan tüketici kredisi ve bu kredi sonrası yapılan hayat sigortasından kaynaklı tazminat davası olduğunun anlaşıldığını, bu davaların 6502 sayılı yasa kapsamında Tüketici İşlemi olup, tüketici hakem heyetleri ile tüketici mahkemelerinin görev alanına girdiğini, bu sebeple davanın görev yönünden de reddinin gerektiğini, yukarıda arz edilen nedenlerle davanın hayat sigortası alanında faaliyet gösteren ve ayrı bir tüzel kişilik olan şirkete açılmasının gerekmesi nedeniyle müvekkil şirketin işbu davada taraf sıfatı bulunmadığından husumet yokluğu nedeniyle reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmişlerdir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Dava, hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan alacak isteminden ibarettir.
Somut uyuşmazlıkta davacı, murisi olan EŞİ …’ın 25/01/2017 tarihinde vefat ettiğini, murisİn sağlığında …Bankası …Şubesi’nden 20.000,00 TL bedelli kredi çektiğini, kredi kapsamında davalı şirketçe muris adına hayat sigorta yapıldığını beyan ederek, sigorta poliçesi kapsamında alacağın tahsilini talep etmiştir.
28/11/2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalara, tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacının murisi ile yapılan hayat sigorta sözleşmesine aykırılıktır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesi gereğince davanın ticari dava ya da mutlak ticari dava niteliğinde olmaması ve uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklanması nedeniyle(Benzer mahiyette Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 05/11/2018 2015/19091 Esas-2018/10070 Karar sayılı ilamı ) Mahkememizin görevsizliğine, Mahkememiz görevsiz olduğundan dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve yasal süresi içerisinde başvurulduğunda dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakma görev ve yetkisinin İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne ait olması sebebiyle Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE; mahkememiz görevsiz olduğundan dava şartı yokluğu nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve yasal süresi içerisinde başvurulduğunda dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 Sayılı HMK’nın 323 ve 331/2. maddeleri gereğince davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli ve yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına, görevsizlik kararından sonra davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmez ise talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden bu hususların tespitine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır
¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.