Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/356 E. 2020/690 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/356 Esas
KARAR NO:2020/690

DAVA:Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ:24/04/2018
KARAR TARİHİ:05/11/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; davacı …’in, Davalı …nin küçük ortağı olduğunu, davalı şirketin 2002 ve 2003 yıllarına ilişkin ortaklar kurulu toplantısını 17.05.2004 tarihinde yaptığını, bu toplantıda hukuka aykırı bir biçimde, şirket sermayesinin rüçhan hakları kısıtlanmak suretiyle 800.000 TL’den 800.125 TL’ye artırıldığını ve şirkete yeni ortaklar alındığını, ayrıca davacının ihracına ilişkin de karar alındığını, söz konusu kararların iptali için dava açıldığını, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2004/935 E. sayılı davasında sermaye artırımının iptaline karar verildiğini, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 06.04.2010 tarih ve 2008/8424 E.- 2010/3843 K. sayılı kararı ile temyiz eden davalı şirketin sermaye arttırımının iptaline yönelik itirazının ret edildiğini, şirketin ihracına ilişkin kararında iptal edilmesi gerektiğini belirterek kararı bozduğunu, bozma kararı üzerine …. Asliye Ticaret Mahkemesi … E. sayılı dosyasında; davacının ihracına ilişkin ortaklar kurulu kararının da iptaline karar verdiğini, bu kararın kesinleştiğini, …. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdindeki dava sürmekte iken davalı şirketin 19.07.2007 tarihinde 2004, 2005 ve 2006 yıllarına ilişkin ortaklar kurulu toplantısını gerçekleştirdiğini, toplantıda alınan kararların iptali için açılan dava neticesinde …. Asliye Ticaret Mahkemesinin kar dağıtmama, müdürün kendini ibrası ve davacının şirketten ihracına ilişkin kararın iptaline karar verdiğini, kararın yalnızca vekalet ücreti yönünden bozulduğunu, diğer bakımlardan kesinleştiğini, davalı şirketin 22.12.2008 tarihinde, 2007 yılına ilişkin ortaklar kurulu toplantısını gerçekleştirdiğini, toplantıda alınan kararların iptali için açılan dava neticesinde …. Asliye Ticaret Mahkemesince müdürün kendini ibrasına ilişkin kararının iptaline karar verdiğini, kararın davacı tarafından temyiz edildiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2014/7604 E. 2014/14243 K. sayılı kararı ile ortaklar kurulu toplantısında alınan kar dağıtmama kararının da iptali gerektiği belirtilerek kararın bozulduğunu, davalı şirketin 09.03.2012 tarihinde 2008, 2009, 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin olarak ortaklar kurulu toplantısını gerçekleştirdiğini, bu toplantıda alınan kararların iptali için açtıkları davanın …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasıyla reddolduğunu, kararın davacı tarafından temyiz edildiğini, dosyanın halen Yargıtay’da olduğunu, davalı şirketin 18.06.2013 tarihinde 2012 yıllına ilişkin olarak genel kurul toplantısı yaptığını, bu toplantıda alınan kararların iptali için …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında açtıkları davanın 08.03.2018 tarihli oturumunda ‘kar dağıtımının yapılmamasına ilişkin kararın,”şirket müdürünün ibrasına ilişkin” kararın ve “ana sözleşme değişikliğine” ilişkin genel kurul kararının bir kısmının iptal edildiğini, davalı şirketin 15.04.2014 tarihinde 2013 yılına ilişkin olarak genel kurul toplantısı yaptığını,bu ortaklar kurulu toplantısında alınan kararların iptali için …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında dava açtıklarını, dosyanın halen derdest olduğunu, davalı şirket tarafından 05.03.2015 tarihinde 2014 yıllına ilişkin olarak genel kurul toplantısının yapıldığını, alınan kararların iptali için açılan …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasının halen derdest olduğunu, şirketin 22.01.2018 tarihinde 2015-2016-2017 yıllarına ilişkin genel kurul toplantısı yaptığını, bu toplantıda da ortaklara şirketin mali durumu ile ilgili hiçbir bilgi verilmeden hukuka aykırı kararlar alındığını ve gerçek dışı sebeplerle ve aksi yöndeki mahkeme kararlarına rağmen yeniden davacının ihracına karar verildiğini, davacının genel kurul toplantısına katılarak hukuka aykırı kararlara karşı muhalefet şerhlerini tutanağa geçirttiğini, bu güne değin yapılan hiçbir genel kurul toplantısında davacıya hiçbir bilgi ve belge sunulmadığını, kendisine şirket hesaplarını inceleme hakkı tanınmadığını, iptale konu kararların alındığı 22.01.2018 tarihli toplantıda da bilanço ve gelir tablosu genel kurula sunulmadığını ve görüşülmediğini, genel kurul toplantısının 4 nolu maddesinde davalı şirketin kar dağıtımı yapması hususunun görüşüldüğünü ve oy çokluğu ile karın dağıtılmayarak yedek akçe olarak ayrılmasına karar verildiğini, davacının bu karara muhalif kaldığını, hiç bir gerekçe olmaksızın yalnızca küçük ortağın kar payı almasının engellenmesi için kar dağılımı yapılmamasının iyi niyetli bir davranış olmadığını, genel kurul toplantısının 5 nolu maddesinde davalı Şirket müdürünün ibra edilmesinin görüşüldüğünü ve müdürün kendi oyları ile ibrasına karar verildiğini ve davacının bu karara muhalif kaldığını, Şirket müdürü …’in kendisinin ibrasına ilişkin kararda oy kullandığını, kurulun 5 nolu kararının bu bakımdan hukuka aykırı olduğunu, genel kurul toplantısının 6 nolu maddesinde …’in 3 yıl süreyle görev yapmak üzere oy çokluğu ile yeniden şirket müdürü olarak seçildiğini, bu karar davacının muhalif kaldığını, genel kurul toplantısının 7 nolu maddesinde oy çokluğu ile davacının şirketten çıkarılması için Mahkemeye müracaat edilmesine karar verildiğini, davacının bu karara muhalif kaldığını belirterek davalı … Ltd. Şti.nin 22.01.2018 tarihli genel kurul toplantısında alınan, yasaya, ana sözleşmeye ve özellikle afaki iyi niyet kaidelerine aykırı 3, 4, 5, 6 ve 7 sayılı kararların iptallerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; dava konusu genel kurulun 22.01.2018 tarihinde olduğunu, dava konusu genel kurul toplantısından önce davacıya genel kurul davetiyesi usulüne göre tebliğ edildiğini, buna rağmen davacının şirketin genel kuruluna yönelik hazırlanmış ve tetkike amade bilgi ve belgeleri tetkik etmek üzere Şirket Merkezine giderek inceleme yapma imkanını kullanmadığını, genel kurul davetine ilişkin APS posta gönderi evrakını, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ve tirajlı gazetede yapılan ilanlara ilişkin belgeleri ekte sunduklarını, davacı taraf 2004 yılından bu yana davalı şirketçe yapılan tüm ortaklar kurulu ve genel kurullarda alınan kararların iptali için davalar açtığını, davaların hiçbirinde, bilançonun iptaline karar verilmediğini, şirkete zarar verici faaliyetleri ve açtığı iptal davaları ile şirketin işleyişini kilitleyenin davacı olduğunu, 22.01.2018 tarihli genel kurul toplantısında 4 nolu kararda oy çokluğu ile; kar dağıtımı yapılmamasına, karın yedek akçe olarak ayrılmasına karar verildiğini, bu kararın tamamen şirket bilanço ve gelir tablosuna uygun olarak alındığını, şirketin iktisadi menfaatleri doğrultusunda alınmış doğru bir karar olduğunu, davacının ortaklar kurulu toplantısında oy çokluğu ile ibra edilen şirket müdürü …’in ibrasının geçersiz olduğunu iddia ettiğini, bu iddialarına gerekçe olarak müdür …’in usulsüz iş ve işlemler gerçekleştirdiğini, şirketi zarara soktuğunu gösterdiğini, bu iddiaların yersiz ve mesnetsiz olduğunu, müdür …’in müvekkili şirkette toplam 800.000 TL’lik sermayenin 799.325 TL’lik kısmına sahip olarak hakim hissedar olduğunu, yani karar yeter sayısına ulaşmak için, hakim hissedar …’in ortaklar kurulunda oy kullanması gerektiğini, davacı tarafın, müvekkili şirket hakim hissedarı …’in şirket müdürü sıfatı ile kendi ibrası yönündeki kararın oylamasına katılmasının mümkün olmadığı yolundaki iddialarının geçersiz olduğunu, ibra kararının iptal edilmesinin, diğer bir ifade ile ibra edilmemenin müeyyidesi %10 oranında paya sahip ortakların şahsi sorumluluk davası açabilmelerine imkan tanınması olduğunu, davacının % 1 oranında dahi payı olmadığını, davalı şirketin iki kişilik olduğunu, sadece ibra edilen ve kendi ibrası lehinde oy kullanan müdür …’in %10’dan fazla oranda payı olduğunu ve onun da kendi aleyhine dava açması düşünülemeyeceğinden bu kararın iptalinin de uygulamada herhangi bir sonuç doğurmayacağını, davacının genel kurul toplantısında 6 nolu kararla şirket müdürü …’in yeniden müdür seçilmesinin geçersiz olduğunu iddia ettiğini, bu iddialarına da gerekçe olarak müdür …’in bilgi alma hakkının kullanılmasını engellediğini, şirketi zarara soktuğunu, vergi cezasına uğrattığı şeklinde gerekçeler gösterildiğini, davacının şirket müdürü … hakkındaki iddialarının yersiz ve mesnetsiz olduğunu, bilançonun hukuka uygun ve sağlıklı olduğunu, davacının davalı şirketteki şu andaki görünen payının 675 TL olduğunu ve bu miktarın şirketin 800.000 TL olan toplam sermayesi içinde % 0,084 ‘lük bir orana denk geldiğini, sonuç olarak davacının davada ileri sürdüğü genel kurul kararlarına ilişkin iptal taleplerinin hukuka aykırı, haksız, mesnetsiz, iyiniyetten uzak olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; Davalı şirketin 22.01.2018 tarihli genel kurulunda alınan 3, 4, 5, 6 ve 7 sayılı kararlarının iptali istemine ilişkindir.
Davalı şirketin ticaret sicil dosya sureti, genel kurul toplantı tutanağı ve ekleri celp edilmiş, taraf delilleri toplanmış ve bilirkişi rapor ve ek raporu alınmıştır.
Davanın; TTK.nın 445. maddesi hükmüne göre kararın alınmasından itibaren üç aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizdeki yargılama devam ederken davacının, davalı şirketteki hisselerinin tamamının ….İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında açık arttırma ile … isimli kişiye satıldığı ve ihalenin 22.10.2020 tarihinde kesinleştiği ve bunun Türkiye Ticaret Sicil gazetesinin 04.11.2020 tarihli 10195 sayılı nüshasında ilan edildiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki ihtilafta; davalı şirketin limited şirket olması nedeniyle TTK.nın 622. maddesinin göndermesi ile TTK.nın 445 ve 446. maddelerinin uygulanması gerektiği, bu hükümlere göre ortaklık sıfatının, ortağın açacağı genel kurul iptal davasının dinlenebilmesi koşulu olduğu, Genel kurul kararının iptali davasını ancak ortak sıfatına sahip kişiler açabileceği ve ortaklık sıfatının kararın kesinleşmesine kadar devam etmesi gerektiğinden ve davacının ortaklık sıfatı yargılama devam ederken sona erdiğinden davanın aktif husumet yönünden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın aktif husumet nedeniyle REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınmasına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 3.400 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/11/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır