Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/345 E. 2021/491 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/345 Esas
KARAR NO:2021/491

DAVA: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:31/05/2016
KARAR TARİHİ:22/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; … plaka nolu araç, davalı … tarafından yapılan …-…-… nolu … Sigorta Poliçesi ile sigortalı iken; 21.05.2012 tarihinde gerçekleşen riziko sonucu tam hasarlı (part-total) olduğu, kaza tarihindeki araç bedeli 107.122,94.-TL. olup, kaza sonrasında davalı şirket tarafından hasar bedelinin %24,02’lik kısmına denk gelen 25.739,11.-TL.ödeme yapıldığı, bakiye Hasar bedelinin tüm uyarılara rağmen ödenmemesi üzerine, ….Asliye Hukuk Mahkemesinin … E.sayılı dosyasından açılan dava neticesinde, mahkemece dava kabul edilmiş; 81.383,83.-TL.’nın 11.07.2012 tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar verildiği, bu karar gereğince, davalıdan tahsil edilen ana para ve faiz tutarının toplamı 118.956,13.-TL.’sına tekabül ettiği, davalıdan tahsil edilen tutarın fiili ödeme tarihindeki aynı nitelikte sıfır km. aracın anahtar teslim satış fiyatı 174.200,00.-TL.’din. Bu tutardan,peşin olarak ödenen 25.739,11.-TL.(%24,02’si) tenzil edildikten sonra; bakiye zarar tutarı 132.357,16.-TL.’sına tekabül etmekte olduğu, bu da, kaza tarihindeki araç bedelinin %75,98’lik kısmı olduğu, davada mahkemece verilen kararın icra takibi neticesinde, davalıdan ana para+faiz tutarı olarak toplam 118.956,13.-TL olduğu, buna göre, şirketin faizle karşılanamayan munzam zararı 13.401,03.-TL olduğu, toplam 13.401,03.-TL.munzam zarar tutarının dava tarihinden itibaren hesaplanacak olan avans faiz oranına göre faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemi ile dava açılması zorunlu olduğu, ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … E…. K.sayılı dosyasından verilen karar gereğince, davalıdan tahsil edilen ana para ve faiz toplamından, karşılanamayan munzam zarar tutarı olan 13.401,03.-TL. zarar miktarının, dava tarihinden itibaren hesaplanacak avans faiz oranına göre faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, yargılama gider ve vekil ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacıya ait…plakalı araç müvekkil şirket nezdinde 27.12.2011-27.12.2012 vadeli, …-…-… numaralı maksi kasko poliçesi ile sigortalı olduğunu. sigortalı araç 21.05.2012 tarihinde hasarlandığı, zamanaşımı itirazı olduğu, davacının talepleri zamanaşımına uğradığı, 6102 sayılı türk ticaret kanunu’ nun 1420. maddesi uyarınca, sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl içinde zamanaşımına uğradığı, müvekkil sigorta şirketi iyiniyetlidir ve kusursuz olduğunu, ispat yükü davacı tarafta olduğu, açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/03/2017 tarih ve …/… Esas, …/… Karar sayılı ilamında; “…Mahkememizin 07/12/2016 tarihli ara kararı gereğince ” HMK 120 md gereğince davacı vekilince takdiren 500,00 TL ek gider avansının dosyada yazılması muhtemel müzekkere masrafı ve 700,00 x 2 = 1.400,00 TL bilirkişi ücreti, 2 bilirkişi tebligat gideri 2 x 11 =22,00 TL, bilirkişi raporunun tebliğ ücreti (en az iki kişi olduğu düşünülür ise) 2 x 11 = 22,00 TL diğer masraflara binaen 2 hafta kesin süre içinde mahkeme veznesine yatırılmasının sağlanmasına, verilen sürenin kesin olduğunun ihtarına, kesin sürenin sonuçları anlatıldı yasal ihtarat yapıldı. Aksi takdirde HMK 115/2 maddesi gereğince davacının davasının dava şartı yokluğundan usulden reddedileceğinin ihtarına, ” yapıldığı davacı vekilinin bu ara kararı yerine getirmediği anlaşıldığından kesin süre gereği HMK 115/2 maddesi gereğince davacının davasının dava şartı yokluğundan usulden reddine…” karar verildiği;
Kararın, davacı vekili tarafından temyiz edildiği, İstanbul BAM … Hukuk Dairesi’nin 22/03/2018 tarih, 2017/… Esas ve 2018/… Karar sayılı ilamında; “…olayda dilekçelerin teati aşamasının bitirilip, tahkikat aşamasına geçilmiş bulunduğu gözetilerek, bu aşamada, mahkemece kurulan ara kararın HMK’nin 324. maddesi uyarınca delil avansının tamamlanması niteliğinde olup, delil ikamesi avansının verilen kesin süre içinde yatırılmaması davanın dava şartı yokluğu ile reddine neden teşkil etmez. Taraf belirtilen sürede delil avansı giderini yatırmazsa dayandığı o delilden vazgeçmiş sayılır. Bu nedenle mahkeme kararı hatalı olup, kararın HMK’nın 353/1-a/4. ve 6. maddesi gereğince kaldırılarak, dosyanın yargılamanın devamı için mahkemesine gönderilmesi gerekmiş… İstinaf istemine konu …ilk derece mahkemesi kararının HMK.353/1-a/4. ve 6. Maddesi gereğince kaldırılmasına…. ” karar verilmiştir.
İstinaf mahkemesinin, kaldırma kararından sonrası dosyanın mahkememize gelerek, 2018/345 Esas sayıya kaydı yapılarak yargılamaya devam olunduğu anlaşıldı.
….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, … E. sayılı dosyası,…Sulh Hukuk Mahkemesi’nin, … D.İş sayılı tespit dosyası, ….İcra Müd….E. sayılı dosyası, sigorta poliçesi, hasar dosyası, ödeme belgeleri, mutabakat belgesi, ihtarname,yazışmalar, trafik kayıtları ile dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, meydana gelen trafik kazasından kaynaklı olarak, davalı tarafça ödenen hasar bedelinden, faizle karşılanamayan munzam zarar tazminatının davalıdan tahsiline ilişkindir.
İhtilaf, davacının, davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti konularından kaynaklanmakta olup, alacak miktarının tespiti için dayanak belgelerin incelenmesi, hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususların bilirkişiye tespit ettirilmesi mümkündür.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, Bankacılık ve Sigortacılık İktisat Fakültesi Hukuk Öğr. Üyesi Doç. Dr. … tarafından hazırlanan 28/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda, “…davacının, mevcut dosya kapsamına göre aşkın zararının tazminini talep edebilmesi için davalı sigortacının kusurunun arandığı anlaşılmaktadır. Davalı … şirketinin, sigorta uygulamasına göre ödeme için gerekli işlem ve belgeleri talep ederek aydınlatma ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiği, ödemede gecikmenin, davacının üstüne düşen işlemleri yapmaması sebebiyle oluştuğu ve davalı şirketin kusurunun bulunmadığı kanaati oluşmaktadır. Mahkemeniz takdirlerine göre davalının yaptığı işlemlerin yetersiz görülmesi ve kusurlu kabul edilmesi halinde ise davacının aşkın zararının talep etmesi mümkün olabilecektir. Ancak, davacının aşkın zararı aynı aracın yeni, kullanılmamış piyasa değerine göre değil, aynı marka ve modeldeki aracın sigorta tazminatının fiili ödeme tarihindeki değerine göre belirlenecek ve fiili ödeme ile araç değeri arasındaki fark aşkın zararı oluşturacaktır. Tazminat talebinin kabulü halinde, tazminat konusu aracın değeri, ilgili Yargıtay kararında da belirtildiği gibi, döviz kurlarına göre denkleştirme veya kıyas yoluyla değil, aracın özellikleri de belirtilerek satışını yapan şirket ve temsilcisinden ödeme yapıldığı tarihteki piyasa değerinin sorulması ve konusunda uzman Makine Mühendisi bilirkişiyi yoluyla fiili ödeme tarihindeki değerinin belirlenmesi şeklinde tespit edilebilecektir. Bu konu uzmanlık alanıma girmediğinden mühendis bilirkişinin heyete dahil edilmesini Mahkemeniz takdirlerindedir…” sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
Bilirkişi Makine Mühendisi …tarafından hazırlanan 04/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda, “…davacının tazminat talebinin kabulü halinde, dava konusu … model aracın fiil ödeme (16/03/2016) tarihindeki “0 KM” emsal anahtar teslim değeri üretici firmadan ve Türkiye temsilcisinden araştırılmış ancak aradan geçen uzun zaman nedeniyle bu mümkün olmamıştır. Dava konusu … model … otomobilin aynı özellikteki araçlar artık üretilmemektedir. Dava konusu aracın fiili ödeme tarihindeki değeri döviz bilgisi üzerinden denkleştirmek suretiyle 162.222,05-TL olarak belirlenmiştir. Döviz değeri olarak 02/12/019 tarihindeki merkez bankası efektif satış kuruna göre 1 Euro = 6,3384-TL ve fiili ödeme (16/03/2016) tarihinde 1 euro = 3,2426-TL esas alınarak hesaplama yapılmıştır. Davacının tazminat talebinin kabulü halinde alacak tazminatı 4.332,62-TL olarak hesaplanmıştır…” sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
Davacı ve davalı vekilleri tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi sunulmuş, davacı ve davalı vekillerinin itirazlarını değerlendirir ek rapor alınmasına karar verilmiş bilirkişi tarafından hazırlanan 23/06/2020 tarihli ek raporda sonuç olarak: “…davaya ilişkin görüş ve kanaatimizi değiştirecek ilave yeni bilgi ve belge mevcut olmadığından kök raporumuzda bir değişiklik olmamıştır…” sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
Davacı vekili tarafından ek bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi sunulmuş, davacı vekilinin itirazlarını değerlendirir yeni bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş bilirkişi Yıldız Teknik Üniversitesi Otomotiv Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Doç. Dr. … tarafından hazırlanan 10/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda, “…16/03/2016 fiili ödeme tarihinde dava konusu araca emsal aynı teknik özelliklerdeki aracın “0 KM” satış bedelinin 143.058,30-TL olarak belirlendiği, davacı taraf munzam zarar olarak, satış bedelinin 75,98%’lik oranının geç ödenmesini gerekçe gösterdiğinden, fiili ödeme tarihinde bu orana karşılık gelen bedelin 108.439,04-TL olduğu, fiili ödeme tarihinde davacı tarafın 118.956,13-TL tahsil etmiş olduğu göz önünde bulundurulduğunda, geç ödeme nedeniyle davacı tarafın zarara uğramış olduğundan bahsedilemeyeceği…” sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi sunulmuş, davacı vekilinin itirazlarını değerlendirir ek rapor alınmasına karar verilmiş bilirkişi tarafından hazırlanan 14/04/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda, “…kök raporda varılmış sonuç görüş ve kanaatin korunduğu…” sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin,03/02/2015 tarih, … E.-… K. sayılı dosyası celp edilip incelendiğinde, davacısının …. Ltd.Şti. (Yeni Ünvanı: … Tic.Ltd.Şti.), davalısının … A.Ş, davanın, meydana gelen trafik kazası nedeni ile davaya konu … plaka sayılı aracın sigorta tazminatının davalıdan tahsiline ilişkin olduğu, davanın kabulüne karar verildiği ve 07/03/2016 tarihinde kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
….İcra Müd…. E. sayılı dosyası celp edilip incelendiğinde, takip konusunun, ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin,03/02/2015 tarih, … E.-… K. sayılı ilamı olduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekilince, her ne kadar zamanaşımı, def’inde bulunulmuş ise de, munzam zarar tazmin yükümlülüğü asıl borç ve temerrüt faizi ödeme yükümlülüğünden farklı, temerrüt ile oluşmaya başlayan, asıl borcun ifasına kadar zaman içinde artarak devam eden, asıl borçtan tamamen bağımsız yeni bir borçtur ve munzam zararın hukuki sebebi asıl alacağın temerrüde uğraması, borcun hiç ödenmemesi veya zamanında ödenmemesi gibi hukuka aykırılık olup, kanundan doğan bir alacak hakkı olduğundan, TBK 146. maddede düzenlenen 10 yıllık genel zamanaşımı süresine tabi olup, davalının zamanaşımı def’inin reddine karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK.’nın, Aşkın zarar başlıklı,
“MADDE 122- Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür….” hükmüne havidir.
TBK. 122. Madde gereği, aşkın zararın talep edilebilmesinin şartlarının, bir para borcunun bulunması, para borçlusunun temerrüde düşmesi, alacaklının temerrüt faiziyle karşılanamayan bir zararının bulunması, borçlunun kusursuzluğunu kanıtlayamamış olması ve munzam zarar ile borçlunun temerrüdü arasında illiyet bağının bulunması olduğu açıktır.
Dosyaya sunulan tüm deliller incelendiğinde, davacının, “…21/05/2012 tarihli kaza nedeniyle, aracın uğradığı tam hasara ilişkin, 93.000-TL. üzerinden ödeme bedelini kabul ettiğini…..ve aracın satışı için gerekli olan tüm belgeleri…..hasar ödemesinin yapılabilmesi için en az beş gün öncesinde teslim etmeyi kabul ettiğini…” bildiren mutabakat belgesini davalıya, 22/06/2012 tarihinde faks çektiği; davalı yanca 04/07/2012 tarihinde, 25.739,11-TL. hasar ödemesinin davacı hesabına gönderildiği; davacının, ….Noterliği’nin, 16/07/2012 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesi ile, “…hesabına ödenen, 25.739,11-TL.’nin tenzilinden sonra bakiye tutarın 24 saat içerisinde ödenmesi…” için çektiği ihtarnamenin davalıya 18/07/2012 tarihinde tebliğ edildiği; davalı yanca, 23/07/2012 tarih, … referans numarası ile ihtarnameye , “…… plaka sayılı aracın geçirmiş olduğu kazada ağır hasarlanması nedeni ile yazılı mutabakatınız gereği, 93.000-TL. araç bedeli üzerinden,…. kalan bakiyenin…ödenebilmesi için, tam ziya işlemi yapılan aracın dosyasında bulunması gereken evrakların tamamlanması gerektiği… söz konusu evrakların (araç üzerindeki haciz ve rehinlerin kaldırıldığına dair belge, aracın trafikten çekme tescil belgesi vb.) …. şirkete ulaşmasını müteakip tazminat bedelinin ödeneceğine…” dair cevap verildiği; davacı yanca, talep edilen evrakların, zamanında davalıya teslim edildiğine ilişkin dosyaya belge sunulmadığı; davaya konu aracın 27/05/2014 tarihli trafikten çekilme tescil belgesinin ise ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile verilen 25/02/2014 tarihli celse ara kararı gereği, 30/05/2014 tarihli dilekçe ekinde davacı tarafından dosyaya sunulduğu görüldü.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; mahkeme ve icra dosyası, mutabakat belgesi, ihtarname, sigorta poliçesi, ödeme belgesi, yazışmalar, trafik kayıtları ile tüm dosya kapsamına göre alınan kök ve ek bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğundan, mahkememizde de, davalı yanca, davacıya ait … plakalı aracın … Sigorta poliçesi ile sigortalandığı, sigortalı aracın, 21/05/2012 tarihinde gerçekleşen risk sonucu tam hasara uğradığı, davalı yanca, tazminat tutarının bir kısmının 04/07/2012 tarihinde, bir kısmının ise ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E.sayılı kararına istinaden 16/03/2016 tarihinde ödendiği, davacının, hasar bedelinin tüm uyarılara rağmen ödenmemesi nedeniyle, faizle karşılanamayan munzam zarar tazminatının davalıdan tahsilini talep ettiği, davalı … şirketinin, gerekli işlem ve belgelerin teslim edilmesi halinde, davacının talep ettiği tazminat tutarının ödemesinin yapılacağı hususunda, 23/04/2012 tarihinde, davacıya açıkça bildirimde bulunduğu, davacı yanca, talep edilen evrakların, zamanında davalıya teslim edildiğine ilişkin dosyaya belge sunulmadığı, tazminat tutarının ödenmesinin gecikmesinin, davacı sigortalının üzerine düşen, (aracı trafikten çekme, devir vb.) işlemleri zamanında yapmaması sebebiyle oluştuğu ve davalı … şirketine bir kusur yüklenemeyeceği anlaşıldığından davacının, TBK.122. Madde gereğince, davalıdan aşkın zararı talep edemeyeceği, kaldı ki, teknik makine mühendisi bilirkişi tarafından yapılan inceleme ile, 16/03/2016 fiili ödeme tarihindeki, dava konusu araca emsal aynı özelliklere sahip “0” km aracın belirlenen satış bedeli üzerinden, yapılan hesaplama ile de davacının aşkın zararının bulunmadığının tespit edildiği anlaşıldığından, davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 59,30-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 228,86-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 169,56-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.080-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır