Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/315 E. 2021/407 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/315 Esas
KARAR NO:2021/407

DAVA:Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ:10/04/2018
KARAR TARİHİ :27/05/2021

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; müvekkili …’ın davalı …Ş.’ de % 46,74 oranında pay sahibi olduğunu, davalı şirketin 2017 mali yılına ilişkin olağan genel kurulunun 04.04.2018 günü saat 11:00’de şirket merkezinde yapılacağının duyurulduğunu ve öncesinde de …. Noterliğinin 22.03.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile TTK.nın 437. maddesi kapsamında bilgi ve belge talep edildiğini, ancak bu taleplerinin kötü niyetli bir şekilde reddedildiğinden …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası ile bilgi ve belge incelemenin talep edildiğini, yargılamanın dava tarihinde devam ettiğini, şirket yönetiminin kötü niyetli yaklaşımının genel kurul esnasında da devam ettirdiğini, müvekkili şirket ortağı ve vekilleri olarak taraflarına yönelik usulsüz işlemler ve engellemeler sonucunda taraf vekili ve müvekkilinin de asil olarak katılımının engellendiği bir genel kurulun yapıldığını ve tescil başvurusunda bulunulduğunu, Genel kurulun yapıldığı şirket merkezinde öncelikli olarak noterde düzenlenen ve geçerli olduğu sabit olan …. Noterliğinin 21.03.2018 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletnamesi ile Av. …’in genel kurulun yapılacağı şirket merkezinde hazır bulunduğunu ve öncelikle toplantının gizli kamera sistemi ile kaydedildiğine yönelik itirazları sonucunda polis ekiplerinin geldiğini, bu durumun şirket merkezi kamera kayıtları ve çevresi mobese sistemi kamera kayıtları ile sabit olduğunu, bunun sonrasında öncelikli olarak müvekkilinin verdiği vekaletnamenin geçersiz olduğunun iddia edildiğini ve bu seferde taraflarınca müvekkili ortağın el yazılı 04.04.2018 tarihli ikinci vekaletnamesinin sunulduğunu, bu ikinci vekaletnamenin de ekinde imza sirküleri bulunmasına karşın kötü niyetli ve haksız bir şekilde itiraza uğradığını, bu itirazın da azınlık pay sahibi olarak taraflarınca genel kurulun bağımsız ve güvenli bir şekilde yürütülmesi için davet edilen bakanlık temsilcisinin değerlendirilmesi sonucunda yetki, genel kurul öncesinden itibaren müvekkiline karşı kötü niyetli bir tutum içinde olan toplantı başkanı ve şirket yönetim kurulu başkanı …’a devredildiğini ve vekaletnamelerin haksız bir şekilde kabul görmediğini, ancak sonradan öğrendikleri üzere ve edindikleri genel kurul tutanağında bu durumun geçirilmediğini, vekaletnamelere ilişkin bu tutum üzerine derhal müvekkilinin bizzat hazır edildiği halde, toplantının diğer ortaklarca şifreli, kilitli odaya alındığını ve müvekkilinin genel kurula katılmasının engellendiğini, kapının açılması için mücadele edildiğini ancak şirket avukatının katılımı engellediğini buna ilişkin tutanak tutulduğunu, genel güvenlik ve tarafsız bir yönetiminden çok uzakta müvekkilin katılımının engellenerek bir genel kurul yapıldığını, … Noterliğinden 05.04.2018 tarih ve … yevmiye numarası ile onaylı Genel Kurul Tutanağı ve Hazır Bulunlar Listesinin tescili için 05.04.2018 tarihinde … Ticaret Sicil Müdürlüğüne teslim edildiğini ve evrakların incelenmesinin devam ettiğini, Genel Kurul öncesi ve sırasında yaşanan tüm bu gelişmelerin de 05.04.2018 tarihli dilekçesi ile ticaret sicil müdürlüğüne işlemdeki usulsüzlüğünün ihbar mahiyetinde bildirildiğini, ayrıca … Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası ile tescil işlemlerinin durdurulması için ihtiyati tedbir talep edildiğini ve Mahkeme aracılığıyla müvekkilinin katılımının engellendiği genel kurul evrakına ulaşıldığını, Genel kurul tutanağının usule ve yasaya aykırı bir şekilde tutulduğunu, TTK.nın 446. maddesi uyarınca müvekkilinin Genel kurula katılımınının kasten ve kötü niyetli bir şekilde engellediğinden alınan kararların iptalinin müvekkili tarafından ileri sürülebileceğini, müvekkilinin katılmaması sonrasında diğer ortakların müvekkilinin temsil, bilgi alma haklarını sınırlayan kararlar aldıklarını, iptal edilebilirlikten öte butlan niteliğindeki genel kurulda alınan kararların tamamının iptali gerektiğini belirterek, davalı şirkette önemli bir oranda paya sahibi olan müvekkilinin genel kurula katılımının kasti ve kötü niyetli eylemler sonucunda engellendiğinin açık olduğundan 04.04.2018 tarihli davalı şirket genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; davacının genel kurul toplantısından önce müvekkili şirketten bilgi ve talep ettiğini ve toplantıda Bakanlık temsilcisinin hazır bulundurulmasını talep ettiğini, davacının talebi doğrultusunda, Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin 32/3 maddesine uygun olarak … Gümrük ve Ticaret İl Müdürlüğüne başvuruda bulunarak genel kurul toplantısı için Bakanlık Temsilcisi görevlendirildiğini, Genel Kurul toplantısının açılışında davacı vekili tarafından sunulan vekaletnamenin, ortağın pay adedi ve itibari kıymetini içermediğinden Genel Kurul Yönetmeliğinin 18/7 ile 21. maddelerinde yer alan şekil şartlarını taşımadığının tespit edildiğini, davacı vekilinin bu defa 04/04/2018 tarihli başka bir vekaletname ibraz ederek vekaletname metninin altına bu defa kendi el yazısıyla, vekaletnameyi düzenleyen asilin imza attığı metinde ver almayan eklemeler yaptığını, sonra bu eklemeleri eli ile üzerini çizerek tekrar kaleme aldığını, Divan heyeti ve Bakanlık Temsilcisi tarafından yapılan incelemede ibraz edilen bu vekaletnamenin de Genel Kurul Yönetmeliğinde yer alan geçerlilik şartlarını taşımadığının görüldüğünü, davacı vekili tarafından sunulan her iki vekaletnamenin de geçersiz olduğunu, itirazlarını da içerecek şekilde toplantı tutanağına geçirildiğini, bunun üzerine davacı vekili toplantının açılmasını engellediğini, Bakanlık Temsilcisinin görevini yapmasına mukavemet ettiğini ve Ticaret İ1 Müdürlüğünün resmi işlem dosyasını, çıkardığı arbededen yararlanarak toplantı salonunun dışına çıkardığını, kolluk kuvvetlerinin müdahalesi üzerine şirket merkezi dışında davacı vekilinin aracında ele geçirilerek toplantı yerine getirildiğini, arbedenin ardından Bakanlık Temsilcisinin geçerli bir vekaletname ibraz etmeyen davacı vekilinin dışarı çıkarılmasını ve genel kurul toplantısının hazır bulunanların katılımıyla açılmasını bildirdiğini ve toplantının, şahsen hazır bulunan şirket hissedarları ve yönetim kurulu üyesinin katılımıyla açılabildiğini, toplantının bu şekilde, 645.666 pay sahibi …’ın ve 12.015 pay sahibi …’ın hazır bulunmasıyla şirketin toplam paylarının %53’ünü oluşturan toplam 657,681 payın katılımıyla gerçekleştirildiğini, davacının ibraz ettiği her iki vekaletnamenin de Bakanlık Temsilcisi tarafından tespit edildiği ve tutanağa geçirildiği üzere geçerlik şartlarını taşımadığını, geçerlilik taşımayan vekaletname ile toplantıya katılamayan davacının bu sebeple, TTK.nın 446. maddesi kapsamında dava açma ehliyetine haiz olmadığını, davacının hazır bulunanlar listesinde asgari ve mevcut toplantı nisabının gerçeğe aykırı olarak yazıldığı iddiasının kötü niyetli olduğunu, davacı yanın tutanağın 3. ve 6. maddelerinde, kullanılan olumlu ve olumsuz oyların mevcut toplantı nisabına aykırı olarak kaleme alındığını ifade ettiğini, gerçekten tutanağın 3. ve 6. maddelerinde sehven yazılmış oy adetlerinin bulunduğunu, bununla birlikte gerek toplantının açılış ve kapanış nisapları, gerekse kararların mevcudun oybirliğiyle alındığının belirtilmiş olması karşısında, söz konusu yanlışlığın esasa etkili olmayan maddi hata niteliğinde olduğunun açık olduğunu, davacı yanın bilgi alma haklarının engellendiği iddiasının bu davanın konusu olmadığı gibi tamamen kötü niyetli olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; TTK’nın 445. ve 446. maddelerine istinaden açılmış davalı şirketin 04/04/2018 tarihinde yapılan olağan genel kurulunda alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
Davacının davalı şirket pay sahibi olduğu, üç aylık süresi içerisinde bu davayı açtığı ve şirket merkezinin bulunduğu yere göre Mahkememizin bu davada yetkili olduğu görülmüştür.
Taraf delilleri toplanmış, davalı şirketin ticari sicil dosya sureti ve genel kurul toplantı tutanağı ile ekleri ve …. Asliye Ticaret Mahkemesinin…Esas sayılı dosyası incelenmiş, tanıklar dinlenmiş ve bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin…Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, bu davanın davalısı … tarafından, … Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhine dava konusu Genel Kurul toplantı tutanağının tescil talebinin reddine dair karara karşı itiraz davası olduğu, davanın reddine karar verildiği, kararın istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 27/02/2020 tarih ve 2018/… E.- 2020/… K. sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmüştür.
Bilirkişiler … ve … Mahkememize sundukları 01/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda; Dava konusu genel kurulda alınan 3 ve 6 nolu kararların, TTK m. 422/I’in ve GKY m. 26/II-III’ün aradığı şartlarını taşıyıp taşımadığı noktasında nihai kanaatin Mahkemede olduğunu, fakat 3 nolu karardaki “584 657.681 olumlu oyla” ibaresinden sonraki “oybirliğiyle” ibaresi ile 6 nolu karardaki yine “oybirliğiyle” ifadesinin toplantıya katılanların oybirliğini, yani 657.681 oyun tamamını kastettiğinin açık bulunduğu, bu sebeple TTK. m. 422 hükmünde amaçlananın, olaydaki bu belirlilik ile sağlandığı, bundan böyle bu belirliliği ortadan kaldırmayacak derecedeki şekli aykırılıkların geçersizliğe (=butlana) yol açmayacağının kabul edilmesi gerektiği, keza amaç gerçekleştikten sonra, aşırı şekilciliğe gitmeden işlemlerin mümkün mertebe ayakta tutulmasına ilişkin ilkenin de bunu gerektirdiğini, Genel kurulda alınan kararlar için iptal edilebilirlik incelemesi yapılması gerekliliği karşısında; Genel kurul toplantısına katılmanın, anonim şirket pay sahiplerinin en temel hakkı olduğu; bu hakkın vekille kullanılması TTK m. 426/1 uyarınca adi yazılı şekle tabi tutulmuşken GKY ile ağırlaştırılmasının normlar hiyerarşisine aykırı olduğu; aynı şekilde kanunda aksi öngörülmedikçe sözleşmelerin ve hukuki işlemlerin şekle tabi olmadığına ilişkin TBK m. 12’ye ve vekâlet sözleşmesinin geçerlilik şekline tabi olmaksızın akdine cevaz veren TBK m. 503’e de aykırılık oluştuğu; kaldı ki davacı vekilinin ibraz ettiği …. Noterliği’nden 21.03.2018 tarihli ve 06322 yevmiye nolu vekaletnamede vekilin genel kurul toplantı tarihi de verilerek katılım ve oy kullanmaya yetkili kılındığı; bu noktada pay adedi ve pay itibari değerlerinin bulunmamasından hareketle vekâletnamenin geçersizliğinden bahsetmenin aşırı şekilcilik olup, davacı vekilinin genel kurul toplantısına alınmamasının kanuna aykırılık oluşturduğunu,
Kararın alınmasında “etkili” ise, genel kurula katılmaya ve oy kullanmaya haksız olarak izin verilmemenin tek başına iptal için yeterli olduğu (TTK. m. 446/I-b), artık kararın TTK m. 445 uyarınca kanuna, esas sözleşmeye veya dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu ispata gerek bulunmayacağı,
Etki prensibinin tetkikinde; nicelik bakımından genel olarak davalı şirkette davacının pay oranının azınlıkta kalması (%46.74) karşısında katılımının engellenmesinin kararın alınmasına etkili olup olmayacağının Mahkemenin takdirinde olduğu; ancak bu oranın bir anonim şirket için oldukça yüksek kabul edilebileceği;
Davacının %46.74 oranında pay sahibi olması sebebiyle TTK m. 420 uyarınca fınansal tablolar ile buna bağlı konular, yani kâr dağıtımı ile yönetim kurulu üyelerinin yeniden seçimi kararlarını erteletme gücüne sahip olduğu; bu sebeple 3, 4 ve 6. maddeler için etki prensibinin gerçekleştiği; yani davacının genel kurula haksız şekilde alınmaması şeklinde tezahür eden aykırılığın kararların alınmasında etkili olduğu (TTK m. 446/I-b) ve bu yönüyle kararların iptalinin gerektiği;
Yönetim kurulu üyelerine şirketle işlem yapma, şirkete borçlanma ve rekabet yasağına ilişkin 8 nolu kararın TTK m. 420 kapsamında fınansal tablolara bağlı konulardan olup olmadığı hususunda Yargıtay’ın çelişkili kararları olduğu, ancak güncel kararlarda Yargıtay’ın bu hususları da fınansal tablolarla bağlı konular kapsamında gördüğü;
Esasen fınansal tablolar ile bağlantılı olan ve ertelemenin kapsamında bulunan 5 nolu kararda yönetim kurulu üyelerinin oydan yoksunluğu (TTK m. 436/11) sebebiyle ibra oylaması yapılmaması, yani karar alınmaması ve yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmemesine ilişkin olumsuz karar alınan 7 nolu karar bakımından da takdirin Mahkememizde olduğunu belirtmişlerdir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı %46,74 oranında pay sahibi olduğu davalı şirketin 04/04/2018 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurulunda alınan kararların Genel Kurula katılımının engellenmesi ve bu hususun genel kurul kararlarının alınmasında etkili olduğu gerekçesiyle kararların iptalini talep ettiği, davalı şirketin ise davacının ibraz ettiği her iki vekaletnamenin bakanlık temsilcisi tarafından tespit edilen ve tutanağa geçirildiği üzere geçerlilik şartı taşımaması nedeniyle genel kurul toplantısına alınmadığını, kararların mevcudun oy birliği ile alındığını belirterek davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili Genel Kurula vekaletname ile katılmasının usulsüz ve kanuna aykırı şekilde engellendiğini, davacı asilin hazır edildikten sonra dahi toplantının şifreli kilitli bir odaya alındığını ve müvekkilinin toplantıya katılmasının engellendiğini iddia ettiği, …. Noterliğinin 21/03/2018 tarihli, … yevmiye nolu vekaletnamesinde davacı vekilinin davacıyı davalı şirketin Genel Kurul toplantısında temsil etmeye yetkisi olduğunun görüldüğü, vekaletnamede pay adedinin ve pay itibari değerlerinin bulunmaması nedeniyle vekaletnamenin geçersiz olduğunun ileri sürülmesinin aşırı şekilcilik olup, TTK’nın 426/1. ve TBK’nın 503. maddeleri göz önüne alındığında, vekaletnamenin geçerli olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın “İptal sebepleri” başlıklı 445. maddesine göre “446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” Aynı kanunun “İptal davası açabilecek kişiler” başlıklı 446/1-b maddesinde ise “Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri…” hükmü mevcuttur.
TTK’nın 446. Maddesindeki “… Genel Kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların Genel Kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri …. ” iptal davası açabilecek kişiler arasında sayıldığı, buna göre davacının haksız olarak Genel Kurula katılımının engellenmesinin, kararların alınmasında etkili olup olmadığı hususunun incelenmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin içtihatları bu yöndedir. Davacı ortağın temsilcilerinin vekaletnamelerdeki eksiklikler gerekçe gösterilerek haksız olarak toplantıya alınmaması davacıya iptal davası açma hakkı verir, Ancak davacıların ortaklık hakkından doğan genel kurula katılma ve oy kullanma haklarının engellendiğinde, tek başına bu aykırılık genel kurul toplantısının iptali sonucunu doğurmayacak olup, 6102 saylı TTK’nın 446/1-b ve 445. maddesinde yer alan koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin irdelenmesi gerekir. (Yargıtay …HD.nin 16.05.2019 tarih ve 2017/… E. 2019/… K.)
Davalı şirketin Genel Kurulunda finansal tabloların onaylanmasına ilişkin 3 nolu karar bununla bağlantılı olan yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin 6 nolu karar ile dönem karın dağıtılmasına ilişkin 4 nolu kararın ve yönetim kurulu üyelerine TTK.nın 395. ve 396. maddeleri uyarınca izin verilmesine ilişkin karar alınmasını, davacının TTK’nın 420. maddesi gereğince toplantının ertelenmesini talep ederek engelleyebileceği, buna göre davacı vekilinin haksız şekilde toplantıya alınmamasının finansal tabloların ve buna ilişkin kararların alınmasına etki ettiği anlaşıldığından, davalı şirketin Genel Kurulunda alınan 3, 4, 6 ve 8 nolu kararların iptaline karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Genel Kurulda 5 nolu kararda, ibra oylaması yapılmadığından, 7 nolu kararda olumsuz karar alındığından, 1 nolu kararda toplantı başkanlığı, katipliği ve oy toplayıcına ilişkin seçim yapıldığından ve 2 nolu kararda ise faaliyet raporu okunup, herhangi bir karar alınmadığından, bu kararların iptaline ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerektiği Mahkememizce kabul edilmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; davalı şirketin 04.04.2018 tarihli 2017 yılına ait olağan Genel Kurulunda alınan 3 nolu, 4 nolu, 6 nolu ve 8 nolu kararlarının iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 23,40 TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Davacı tarafından yatırılan başvurma ve peşin harç toplamı 71,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.080 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.080 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 172,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre 1/2 si olan 86,25 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 2.000 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre 1/2 si olan 1.000 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/05/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır