Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/303 E. 2021/303 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/109 Esas
KARAR NO:2021/304

DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİH:28/11/2014
KARAR TARİH:07/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili mahkememize verdiği 28/11/2014 havale tarihli dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketten faturadan kaynaklanan 298.324,55 TL alacağı olduğunu, borçlunun söz konusu faturalardan doğan borcunu ödemediğini, bu sebeple ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun 02/06/2014 tarihinde borca, faize ve tüm ferilerine itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, davalının itirazlarının haksız ve dayanaksız olduğunu, faturaların davalı şirketçe teslim alındığını ve faturalara itiraz etmeyerek faturaları kabul etmiş olduğunu, davalı şirket reklamlarının müvekkil şirketin medya hizmet sağlayıcısı olduğu müvekkil yayın grubuna ait kanallarda yayınlanması için görüşmeler yaptığı, bu anlaşmaya istinaden davalının reklamları çeşitli tarihlerde geniş kitleyici izleyici kitlesine sahip ulusal boyuttaki televizyonlarda yayınlandığını,davalı açısından takip talebinde belirtilen alacak miktarına yapılan itirazın iptaline, dava konusu alacak faturaya dayandığından belirli ve likit olduğunu bu nedenle alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalı taraf davaya cevap vermeyerek ve duruşmalara katılmayarak davayı reddetmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine İİK. 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
… İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı şirket davacı tarafından davalı aleyhine 294.157,98 TL asıl alacak, 4.166,57 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 298.324,55 TL alacağın tahsili için faturaya dayalı olarak genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafından yasal 7 günlük süre içinde borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişiler…, Prof. Dr. … ve …tarafından verilen 14/09/2015 havale tarihli raporda; teknik olarak reklamların tümünün yayınlanıp yayınlanmadığının dosyadaki delillerle mümkün olmadığını, yayınlanıp tümünün yapıldığının kabulü durumunda alacak talebinin isabetli kabul edilebileceği belirtilerek davacının defter ve kayıtlarına göre 298.324,55 TL alacağının olduğunu raporda bildirmişlerdir.
Bilirkişiler…, Prof. Dr. … ve …tarafından verilen EK raporda; kök rapordaki mütalanın geçerli olduğu görüşüne yer verilmiştir.
Mahkememiz 23/02/2016 tarihli celsesinde “Davanın REDDİNE,” kararı verilmiş, kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay …Hukuk Dairesi’nin 08/12/2020 tarih ve …/… Esas …/… Karar sayılı ilamıyla “davacı tarafından yerine getirildiği iddia edilen hizmete ilişkin faturaların usulünce düzenlenmiş, davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, hizmet faturalarının davalı tarafa usulünce tebliğ edildiği, süresinde davalının faturalara yönelik herhangi bir itirazının bulunmadığı, bu yönde bir iddianın da davalı tarafça ileri sürülmediği anlaşılmaktadır. Defter tutma zorunluluğu bulunan davalı tarafın ihtara rağmen ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmemesi, davalı aleyhine delil teşkil etmesine göre, HMK’nın 220/son maddesi uyarınca davacı tarafça sunulan defter ve kayıtlar gözetilerek oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece usulüne uygun tutulmuş davalı defterleri aleyhine bir delil ibraz edilip isbat edilmemesi, çıkartılan ihtara rağmen davalı defterlerinin ibraz edilmemesine herhangi bir sonuç bağlanmadan davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.” gerekçesiyle BOZULMAKLA, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmış, usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve yargılamaya devam edilmiştir.
Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı HMK’nın 222. Maddesinde “Mahkeme ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter ve kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır” düzenlemesi yer almaktadır.
Dava konusu alacağın varlığı ve miktarı konusunda dosya bilirkişiye tevdi edilmiş; davacı tarafın sunduğu ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve kendisi lehine delil teşkil edeceği tespit edilmiş, buna karşılık davalı taraf verilen kesin süre içerisinde ticari defterlerini ibraz etmemiştir. Bu durumda davacı taraf dosyada alınan 14/09/2015 tarihli bilirkişi raporu ile iddiasını ispat etmiştir. Neticede denetime açık, karar vermeye elverişli ve oluşa uygun bilirkişi raporu dikkate alınarak davanın kabulü ile davalının itirazının iptaline, alacak faturaya dayalı cari hesaptan kaynaklandığından ve likit olduğu anlaşıldığından davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın kabulüne; davalının ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin DEVAMINA, 294.157,98TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren %11,75 ve değişen oranlarda ticari temerrüt faizi uygulanmasına,
2-)Kabul edilen alacağın %20’si olan 59.664,80TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-)Davacı tarafça yatırılan peşin harcın alınması gereken 20.378,55-TL karar harcından mahsubu ile bakiye 16.775,50-TL karar harcının davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4-)Davacı tarafça yargılama sırasında yatırılan 3.628,25-TL. ilk harç giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafça yargılama sırasında yapılan 1.809,00-TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-)Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-)Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 29.333,00 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine dair,
Davacı vekilinin yüzüne karşı; davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/04/2021

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*