Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/291 E. 2021/660 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2018/291 Esas
KARAR NO:2021/660

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:02/04/2018
KARAR TARİHİ:20/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili mahkememize verdiği 02/04/2018 havale tarihli dilekçesinde özetle; Olay günü 02.07.2017 tarihinde, müvekkilinin babasına ait motosiklet ile … … Mahalesi … metrobüs durağının yanındaki yolda seyir halinde iken, arkasından gelen ve plakasını alamadığı minibüs müvekkilimin motosikletine arkadan çarpmış ve müvekkilim motosikletten düşmüş, çarpma sonucunda yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, araç çarptıktan sonra müvekkilim motosikletiyle … … Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil bölümüne başvurmuş, minibüs şöförü de arkasından gelmiş ve tedavisi yapıldıktan sonra şöför yanından ayrılmış, bundan dolayı kaza tespit tutanağı oluşturulamadığını, müvekkilinin söz konusu kaza dolayısıyla yaralandığı, …. Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi altına alınmış ve kendisine lomber omurga ve pelvis kırığı tanısı konduğunu, kazaya ve müvekkili davacının sakatlanmasına sebep olan minibüsün plakası ve sürücüsü tespit edilemediğinden dolayı meydana gelen zarardan … Hesabının sorumlu olduğunu, meçhul şüpheli hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı’nca … Soruşturma Numarası ile Taksirle Yaralama suçundan soruşturma başlatıldığını, kaza nedeniyle meydana gelen sakatlanma neticesinde oluşan maddi zararın Davalı … Hesabı’ndan karşılanması amacıyla doğrudan doğruya davalı … Hesabı’na 20.11.2017 tarihinde başvurulmuş ve ödeme yapılması için tüm evraklar davalı kuruma teslim edilmiştir. Başvuru dilekçemizde 15 gün içinde cevap verilmemesi veya verilen cevabın talebi karşılamaması halinde dava yoluna gidileceği ihtaren bildirildiğini, müvekkilinin 01.01.1982 doğumlu olup kaza tarihi itibariyle 35 yaşındadır ve tezgahtar olarak çalıştığını, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 3.400,00-TL. daimi maluliyet (sakatlık) tazminatı ve 100,00-TL. geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 3.500,00-TL. tazminatın davalı … Hesabı’na başvuru tarihi olan 20.11.2017 tarihinden itibaren
işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tazmini ile ödenmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 10/03/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile; … için 143.059,95 TL’nin; temerrüt tarihi olan 20/11/2017’den itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça, işbu davanın açılmasından önce müvekkili kuruma başvuru yapılmış; açılan 143993 sayılı hasar dosyası kapsamında soruşturma dosyası incelenmiştir. İlgili belgelerin incelenmesi sonucu 02.07.2017 tarihinde meydana geldiği iddia olunan kaza ile ilgili olarak kaza gününde herhangi bir tutanak düzenlenmediği ve hiçbir mercie müracaatta bulunulmadığı anlaşıldığını, kazadan yaklaşık 3 ay sonra T.C…. Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan müracaatta 02.07.2017 günü …’e bir aracın çarptığı ve olay yerinden kaçtığı gerekçesi ile şikayetçi olunduğu, bu ifade dışında, kazaya plakası tespit edilemeyen bir aracın sebep olduğu hususunda herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığını, davaya konu iddia tamamen davacının soyut beyanlarına dayanmakta; müvekkili kurumun sorumluluğuna sebep olacak başkaca delil bulunmadığını, bu nedenle, davacının soyut iddialarına dayanarak müvekkili kurumdan tazminat talep etme hakkı bulunmadığından, davanın reddine karar verilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 6098 sayılı TBK’nın 54.maddesinde düzenlenen bedensel zararlara ilişkin maddi tazminatın tahsili davasıdır.
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davaları, 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu ve 6098 sayılı TBK’nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup, işleten ile sigortalının sorumluluğu paraleldir ve işleten, sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve sigortacı, zarara sebep kazanın ”mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş” olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
Motorlu araç işleteninin 2918 sayılı yasanın 91/1 maddesi kapsamında Karayolları Motorlu Araçlar ZMMS’ni yaptırmadan aracını işletmiş ve işletilme sırasında bir zarara sebep olmuş ise 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14 maddesi gereği zorunlu sigortayı yaptırmadan motorlu aracı işleten kişilerin ve plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araçların sebep oldukları zararları karşılamak amacıyla … Şirketleri bünyesinde … Hesabı oluşturulduğundan kaza tarihinde yürürlükte bulunan sigorta poliçesi için belirlenen limitle sınırlı olmak kaydıyla … Hesabı meydana gelen zarardan sorumludur. Bu manada … Hesabının statüsü ile sigorta şirketinin hukuki statüsü ve sorumluluğu paraleldir.
Buna göre bedensel zararlara ilişkin tazminat TBK 55. Maddesindeki; “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” şeklindeki düzenlemeye göre belirlenecektir.
İhtilaf, tarafların vaki kazadaki tazminata esas kusur oranı, davacının tazminata esas maluliyet oranı ve iyileşme süresi ve yoksun kaldığı kazanç itibariyle bedensel zararının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Kusur oranı, maluliyet oranı ve iyileşme süresi ile zarar miktarının tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirmesi gerekmektedir.
Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’nun 16.10.2020 tarih ve 13201 karar numaralı raporu incelendiğinde;
Davacı … ‘in tüm vücut engellilik oranının %13 (YüzdeOnÜç) olduğu,
İyileşme (geçici iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 6 (Altı) Aya kadar uzayabileceği, mütalaa
olunmuştur.
Trafik ve Aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen 08/02/2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda, 17.07.2020 tarihli Anayasa Mahkemesi kararı ve Karayolları Trafik Kanun’undaki değişiklik uyarınca ve de
… BAM 3. Hukuk Dairesinin İstinaf Kararı da dikkate alınarak kurumlar arasında ortak görüş ve uyum
sağlanıncaya, “ulusal mortalite tablosu” oluşturuluncaya ve ilgili kurumlarca görüş değişikliği yapılıncaya
kadar yaşam tablosu olarak PMF-1931 tablosu kullanılarak Progresif Rant Yönetmine göre hesap yapıldığı, davalı … Hesabı ya da SGK tarafından davacı …‘e herhangi bir ödeme yapılmadığı,
davacı … ‘in talep edebileceği Geçici İş Göremezlik zararının 8.484,43 TL olduğu,
davacı …‘in talep edebileceği Sürekli İş Göremezlik zararının 134.575,52 TL olduğu, davacının atfı kabul kusuru olmadığı, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen minibüs sürücüsünün asli kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili, 10/03/2021 tarihli dilekçe ile 3.500 TL maddi tazminat talebini ıslah ile arttırarak, toplam 143.059,95 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş ve ıslah harcını 20/10/2021 tarihinde tamamlamış olduğu anlaşılmıştır.
İstanbul Bam 40. Hukuk Dairesinin 2019/3020 E., 2021/1053 K.sayılı ilamında “….. trafik mevzuatına göre kask takma zorunluluğu var ise de, motosiklet sürücülerinin diğer koruyucu ekipmanları kullanma zorunluluklarının bulunmadığı, dolayısıyla sağ dizinden yaralanıp malul kalan davacı için hesaplanan zarardan müterafik kusur indirimi yapılmamış olmasında da usul ve yasaya aykırılık olmadığı anlaşılmaktadır. ” denilerek kask dışında diğer koruyucu ekipmanları takma zorunluluğunun olmadığı ve dizden yaralanmanın müterafik kusur indirimi yapılmasını gerektiren bir durum olmadığı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, yapılan yargılama, savcılık soruşturma dosyası, maluliyet raporu, kusur ve aktüerya raporları gözönüne alındığında; 02.07.2017 tarihinde … plakalı motosiklet sürücüsü davacının motosikleti ile, plakası ve sürücüsü belirlenemeyen minibüsün çarpışması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, davacının maddi zararının karşılanması için eldeki davayı açtığı, davalı … Hesabının meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, alınan kusur raporu ile davacının kusurunun olmadığının anlaşıldığı, ATK’dan alınan raporla davacının maluliyetinin olduğunun anlaşıldığı, kaza tarihi itibariyle usulüne uygun olarak PMF tablosuna göre hazırlanan rapordaki değerlendirmeler sonucunda davacının toplam zararının 143.059,95 TL olduğunun tespit edildiği, 2918 sayılı KTK’nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2.2.1 maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde davalının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunduğu, bu sürenin sonunda ödememe nedeniyle temerrüdün gerçekleştiği, davacının davalıya 20.11.2017 tarihinde müracaat ettiği ve davalının temerrüt tarihinin 01/12/2017 olduğu ve ıslah harcının tamamlandığı tarihin 20/10/2021 olduğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmiş, davacının kask dışında başka bir koruyucu ekipman takmak zorunda olmaması, kaza kaynaklı yaralanmanın lomber omurga ve pelvis kırığına ilişkin olduğu, bu hususun kask takmamayla ilişkilendirilemeyeceği ve maluliyet durumunu değiştirmeyeceği gözetilerek müterafik kusur indirimi yapılmamış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın kabulü ile, 143.059,95 TL. Maddi tazminatın 3.500 TL.sinin 01/12/2017 tarihinden 139.559,95 TL.sine 20/10/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-)Alınması gereken 9.772,42-TL. harçtan peşin harç ve tamamlama harçlarının toplamı olan 2.927,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 6.844,52-TL karar harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3-) Davacı tarafından yatırılan başvuru harcı, peşin harç ve tamamlama harçlarının toplamı olan 2.963,80-TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-) Davacı tarafça yargılamanın yürütülmesi nedeniyle yapılan 2.243,50 TL masraf ve 562,00 TL Adli Tıp raporu ücretinin toplamı olan 2.805,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-) Davacı taraf kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 17.540,70-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-)Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı; davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
20/10/2021

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*