Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/277 E. 2022/485 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/277 Esas
KARAR NO:2022/485

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:27/03/2018
KARAR TARİHİ:22/06/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04/03/2010 günü sürücü…’ın sevk ve idaresindeki … palakalı aracı ile … istikametinden … istikametine seyir sırasında … yol kavşağına geldiğinde sola … … istikametine kontrolsüz bir şekilde geçmek istediğinde …’dan … tarafına seyretmekte olan sürücü …’ın kullandığı … plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza neticesinde yolcu konumundaki müvekkilinin yaralandığını, kaza sonucunda müvekkilinin … … Devlet Hastanesinde tedavi gördüğünü, söz konusu kaza nedeniyle … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından … soruşturma numaralı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, kaza sonrasında düzenlenen kaza tespit tutanağında … plaka sayılı aracın sürücüsü… ve … plaka sayılı aracın sürücüsü konumundaki … kusurlu bulunduğunu, … plaka sayılı aracın davalı … Sigorta A.Ş de, … plaka sayılı aracın davalı … Sigorta A.Ş de kaza tarihini kapsar ZMMS poliçeleri olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hak ve alacaklarının saklı kalmak kaydı ile 50,00-TL kalıcı iş göremezlik tazminatı ve 50,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere 200,00-TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketlerinden tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; Zamanaşımı sebebiyle davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafından müvekkiline yazılı başvuruda bulunulmadığından davanın reddinin gerektiğini, 04/03/2010 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … plaka sayılı müvekkili nezdinde … numaralı 26/05/2009 – 26/05/2010 vadeli zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, mezkur poliçede sürekli sakatlık tazminatı teminat limitinin 175.000,00 TL olduğunu belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap dilekçesi sunduğu görüldü.
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu trafik kazası 04/03/2010 tarihinde meydana geldiğini, davanın 27/03/2018 tarihinde ikame edildiğini, dava ceza zamanaşımı süresi dolduktan sonra ikame edildiğini, davanın zamanaşımı sebebiyle reddinin gerektiğini, müvekkilinin Karayolları Trafik Kanununun 91.maddesi ve zorunlu mali mesuliyet sigortası uyarınca sigortalısının kusuru ile 3. Şahıslara verdiği zararı poliçe teminat limiti ile sınırlı olmaz üzere tazmin etmekle mükellef olduğunu, kusur oranlarının tespiti için hem adli tıp trafik ihtisas dairesinden hem de karayolları genel müdürlüğü fen heyetinden rapor alınmasını talep ettiklerini, davacı tarafından dosyaya sunulan maluliyet oranlarını gösterdiği ileri sürülen raporların yargılama neticesinde müvekkili şirket aleyhine verilecek olası bir hükme esas teşkil etmesi hukuken mümkün olmadığını, bu nedenle maluliyet oranının adli tıp kurumu 3.ihtisas kurulu marifetiyle tespit edilmesi gerektiğini, haksız eylem sonucu yaralanma ve maluliyet sebebiyle alacak maddi tazminat davalarında tazminatın denkleştirilmesi kuralı gereğince olay sebebiyle lede edilen kazanımların tazminat tutarından indirilmesi ile haksız eylem sonucu gerçekleşen gerçek zararın belirlenmesi ve ona göre tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava; trafik kazası nedeniyle 6098 sayılı TBK’nın 54.maddesinde düzenlenen bedensel zararların tazminine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, dava zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı, tazminata esas kusur oranı, maluliyet oranı, iyileşme sürelerinin tespiti ve zararının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Maluliyetetin tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi hallerden olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği ATK’dan rapor ve itirazlar üzerine yeniden raporlar alınmıştır.
Mahkememizce alınan ATK raporunda sonuç olarlak; … oğlu, 07.06.1981 doğumlu …’in 04.03.2010 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin 3 (üç) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa edildiği anlaşıldı.
Mahkememizce alınan ATK raporunda sonuç olarak; … ve … oğlu 07.06.1981 doğumlu …’in 04.03.2010 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında malüliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan sürekli malüliyet tayinine mahal olmadığı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa edildiği anlaşıldı.
Mahkememizce alınan ATK raporunda sonuç olarak; … hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler İkinci Üst Kurulca tekrar değerlendirildiğinde; … ve … oğlu, 07/06/1981 doğumlu …’in 04/03/2010 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı,İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa edildiği anlaşıldı.
Dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Kaza tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 41. maddesinde (6098 sayılı TBK’nun 49. md) haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de (TBK’nun değişik 72. md) haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davaların zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine (TBK’nun 72. maddesinde 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri öngörülmüştür) tabi olduğu belirtilmiştir.
2918 sayılı KTK’nun 109/1. maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin taleplerin zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımana uğrayacağı düzenlenmiştir. 109/2 de davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması halinde uzamış ceza zamanaşımının uygulanacağını kabul etmiştir. BK’nun 60 ve 2918 sayılı KTK’nun 109/2. maddesindeki düzenlemeler, zamanaşımı süresinin başlangıcı yönünden birbirine paraleldir. Aralarındaki tek fark, zamanaşımı süresinin trafik kazalarından doğan tazminat talepleri bakımından 1 yıl yerine, 2 yıl olarak öngörülmesidir. (TBK’nun 72. maddesi ile bu konuda da paralellik sağlanmıştır).
Haksız fiile dayanan tazminat isteminde zamanaşımının işlemeye başlayacağı tarih, zararın ve zarar sorumlusunun öğrenildiği andır. Zararın öğrenilmesi kavramıyla kastedilen ise, haksız fiil nedeniyle oluşan bedensel zararın kapsamının öğrenilmesi olup, bu bedensel zararın sebep olacağı maluliyet oranının belirlendiği tarihin, zararın öğrenilmesi kavramına bir etkisi yoktur. Bedensel zararın (yaralanmanın) gerçekleşmesi ve bu yaralanmayla ilgili tedavinin tamamlanması ile zararın kapsamının belli olduğu kabul edilmelidir.
Açılamalar ışığında somut davaya bakıldığında; davacı kaza sonucu yaralanmıştır. Kaza tarihinde yürürlükte olan 5237 sayılı TCK’ya göre zamanaşımı süresi 8 yıldır. Davaya konu trafik kazası 04.03.2010 tarihinde meydana gelmiş, dava ise 27.03.2018 tarihinde açılmıştır. Davalılar davanın zamanaşımına uğradığını ileri sürmüşlerdir. Dosyada mevcut … Devlet Hastanesi Epikriz formunda davacının Hariciye servisinden şifa ile taburcu edildiğinin yazıldığı, Mahkememizce alınan ATK raporlarında davacının kalıcı maluliyetinin olmadığı dolaysıyla süreç içerisinde maluliyette bir artıştan da söz edilemeyeceği anlaşılmakla 2 ve 8 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolmasından sonra açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 80,70-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 44,8‬0-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre belirlenen 200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/06/2022

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır