Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/217 E. 2022/785 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/217 Esas
KARAR NO :2022/785

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:08/03/2018
KARAR TARİHİ:27/10/2022

Taraflar arasında görülen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; müvekkili … 1 … … A.Ş. ile davalı … … …Anonim Şirketi arasında borç finansmanı, sermaye finansmanı ve sermaye benzeri kredi sağlanması amacıyla, müvekkili şirketin 1 yıl süreyle tek yetkili mali danışman olduğu …Danışmanlık Sözleşmesinin 3 Kasım 2016 tarihinde imzalandığını, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında yapılan görüşmeler neticesinde davalı şirket için “100 milyon ABD Doları tutarında” finansman temini sağlanmasına karar verildiğini, işbu finansman temininin sağlanması amacıyla müvekkili şirketin, davalı şirketin mali ve finansal raporlarını temin ettiğini, davalı şirketin menkul ve gayrimenkul mallarının değerleme raporlarının tespitini gerçekleştirdiğini, derlediği bilgi ve belgeleri kredi sağlayan kurumlara sunmak suretiyle finansman temini çalışmalarını yürütmeye başladığını, finansman temini çalışmalarının yürütülmesi esnasında sözleşmenin, davalı şirket tarafından haksız nedenle feshedildiğini, finansal danışmanlık sözleşmesinin “Hüküm ve Şartlar” başlıklı 1. maddesinde tanımlandığı üzere; müvekkili şirketin “Borç finansmanı, sermaye finansmanı (hisse satışı ve/veya sermaye artırımı), sermaye benzeri kredi (mezzanine finansmanı) sağlanması hizmetini vermeyi taahhüt ettiğini, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında yapılan görüşmeler neticesinde davalı şirket için “100 milyon ABD Doları tutarında” finansman temini sağlanmasına karar verildiğini, söz konusu finansman temini tutarının kapsamını sağlanmaya çalışılan finansmanın vadesi minimum 7 yıl olacak şekilde; … Bankasının yatırım kredilerinin ve spot kredilerinin kapatılması (44.000.000-ABD Doları), …’da kurulmakta olan yeni fabrika yatırımı (11.000.000-Euro), … fabrikası kapasite artışı yatırımı (6.000.000- ABD Doları), Spot ve rotatif kredilerinin kapatılması (29.000.000-ABD Doları) (… Bankası 7.000.000-ABD Doları, … 16.000.000- ABD Doları, … Bankası 6.000.000-ABD Doları), İşletme sermayesi finansmanı (10.000.000- ABD Doları) olduğunu, davalı şirketin konsolide banka kredileri toplamı 601.000.000-ABD Doları seviyesinde olduğunu, banka kredilerinin yaklaşık olarak %82’sinin uzun vadeli Amerikan doları yatırım kredilerinden oluşmakta olduğunu, en büyük iki kredinin ise; … …’nun %100 hissesinin satın alınmasında …’tan 2015 yılında kullanılan 275.000.000-ABD Doları tutarında 10 yıl vadeli kredi (2 yıl geri ödemesiz + 8 yıl), … …’nun %55 hissesinin satın alınmasında …’tan 2016 yılında kullanılan 165.000.000-ABD Doları tutarında 10 yıl vadeli kredi ( 3 yıl geri ödemesiz + 7 yıl), geriye kalan %45 hisse için ise 3 yıl içerisinde (2017-2019) eşit bir biçimde 135.000.000-ABD Dolarına satın alınacağını, …’ın 3 yılda her yıl 45.000.000-ABD doları olmak üzere toplam 135.000.000-ABD doları kredinin kullandırılması için kredi limiti verdiğini, vadenin 10 yıl olduğunu, 3 yıl geri ödemesiz + 7 yıl olacağını, davalı şirketin banka ve finans kuruluşları nezdindeki limiti ve performans bilgilerinden oluşan kredi notunu içerir risk raporu, geliri gibi hususların müvekkili şirketin kredibilitesini etkilemekte olduğunu, … … ve … …’nun hisse alınması sebebiyle davalı şirketin ciddi nitelikte kredi borcu altında olduğunu, davalı şirketin 2016 Kasım ayı itibariyle net satış hasılatının 297.000.000-ABD Doları olmasına rağmen dönem net karının 19.000.000-ABD dolarında kaldığını, davalı şirketin finansman giderlerinin şirketi mali yönden zayıflattığının ortada olduğunu, bu durumla bağlantılı olarak davalı şirket lehine 100.000.000-ABD doları tutarında kredi sağlanmasının ciddi çalışma gerektiren bir süreç olduğunu, müvekkili şirketin finansal danışmanlık sözleşmesi kapsamındaki bütün yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalı şirketin haklı bir neden olmaksızın müvekkili şirketin aracılık ettiği bankalar ile kredi sözleşmesini imzalamaktan imtina ettiğini ve sözleşmedeki münhasırlık maddesine aykırı olarak kendi imkanları ile temin ettiği kaynaklar vasıtasıyla finansman temini sağladığını, müvekkili şirketin tüm gayreti ve çalışmaları sonucunda müvekkili şirketin olumlu sonuca ulaşmış olduğunu, … bankası tarafından sağlanan tekliflerin davalı şirkete 1 Mart 2017 tarihinde sunulduğunu, davalı şirketin daha önceden herhangi bir bildirimde bulunmadan, sürecin yürütülmesi esnasında 30 Mayıs 2017 tarihinde göndermiş olduğu e-posta ile bir “Fesih Protokolü” taslağı gönderdiğini, protokolün karşılıklı imzalanmasını talep ettiğini, fesih protokolünün müvekkili şirket tarafından imzalanmaması üzerine, davalı şirketin 31 Mayıs 2017 tarihinde “03/11/2016 tarihli Finansal Danışmanlık Sözleşmesi kapsamındaki projelerimiz tamamlandığından şu an itibari ile Kredi ihtiyacımızın olmadığını bildiririz.” şeklinde ifade etmek suretiyle müvekkili şirkete göndermiş olduğu e-posta ile haklı bir nedeni olmadan kendisine sunulan kredi sözleşmesini imzalamaktan imtina ettiğini, söz konusu e-posta üzerine; müvekkili şirket tarafından … 18. Noterliğinden gönderilen 1 Haziran 2017 tarihli ve 12003 yevmiye numaralı ihtarname ile; “Sözleşmenin imzalanmasını müteakip Finansman Temininin gerçekleştirilmesi için yoğun çalışmalara başlanıldığı ve ilgili finansman tutarlarının temin edilmesi konusunda kredi kurumları ile yapılan görüşmelerde olumlu sonuçlara ulaşıldığı, ancak 30 Mayıs 2017 tarihli e-posta ile kredi ihtiyaçlarının olmadığının ifade edilmesi suretiyle içeriği müvekkili şirket tarafından kabul edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin sözleşmenin başlangıcından itibaren sarf ettiği tüm emeklerin boşa gitmesine ve ilgili kredi kurumları nezdinde itibar kaybetmesine ve bu kurumlarda diğer müşterileri adına finansman temini çalışmaları yapmasının zorlaşmasına yol açtığı” hususunun davalı şirkete bildirildiğini, davalı şirketin … Noteriğince … yevmiye numarası ile gönderilen 21 Haziran 2017 tarihli ihtarnamesinde öncelikle sözleşmenin … Bankası refinansmanı için imzalandığını, daha sonra ise kredi taleplerinden bir kısmının … yatırımının olduğunu ifade etmek suretiyle beyanlarında çelişki bulunmakta olduğunu, Sözleşmenin davalı şirketin ihtarnamelerinde iddia ettiği şekilde sadece … Bankası refinansmanı ve … … yatırımı için imzalanmamış olduğunu, öncelikle sözleşme kapsamında finansman temininin hangi projeler için sağlanılacağının açıkça belirlenmemiş olduğunu, sözleşmede sadece “borç finansmanı, sermaye finansmanı ve sermaye benzeri kredi” sağlanması amacı ile imzalandığının yer aldığını, sözleşme akdedildikten sonra davalı şirketin, … Bankasının yatırım kredilerinin ve spot kredilerinin kapatılması (44.000.000- ABD Doları), …’da kurulmakta olan yeni fabrika yatırımına (11.000.000-Euro) ek olarak … Fabrikası kapasite artışı yatırımı (6.000.000- ABD Doları), spot ve rotatif kredilerinin kapatılması (29.000.000 -ABD Doları) (… Bankası 7.000.000-ABD Doları, … 16.000.000- ABD Doları, … Bankası 6.000.000-ABD Doları) ve işletme sermayesi finansmanı (10.000.000- ABD Doları) kredilerine ihtiyacı olduğunu bildirdiğini, davalı şirektin ihtarnamede ileri sürdüğü şekilde … Bankası refinansmanı için bu kredinin faizinden daha düşük bir faizle yurt içinden veya yurt dışından kredi teminini kapsadığı ifadesinin doğruyu yansıtmadığını, sözleşmede veya mutabık kalınan herhangi bir dokümanda taraflar arasında … Bankası kredisinin faizinden daha düşük bir faizle kredi temin edileceğinin kararlaştırılmamış olduğunu, mali açıdan zor durumda olan ve birçok büyük banka tarafından kendisine kredi verilmeyen davalı şirket için zor dönemde yüksek tutarlı bir finansman temini için çok düşük faizli kredi bulmanın söz konusu olmadığını, davalı şirketin finansman temini amacıyla akdettiği sözleşme kapsamında bu durumu öngörmesinin basiretli bir tacir olması gereğinden kaynaklanmakta olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirketin sağlamış olduğu finansman temini üzerinden başarı primine hak kazandığını, davalı şirketin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalı şirketin dürüstlük kurallarına aykırı şekilde müvekkili şirketin simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan ücret hakkının doğmasına engel olduğunu, davalı şirketin finansman temini sağlamamış olması halinde finansal danışmanlık sözleşmesini uygun olmayan zamanda sona erdirmesi sebebiyle müvekkili şirketin sona ermeden kaynaklanan zararın tazmininin gerekmekte olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında akdedilen finansal danışmanlık sözleşmesinin niteliği itibariyle simsarlık sözleşmesi olduğunu, TBK.nın 520. maddesine göre simsarlık sözleşmesinden doğan ücret, aracılık edilen sözleşmenin kurulmasıyla doğduğunu, her ne kadar davalı şirketin müvekkili şirketin aracılık etmiş olduğu banka ile kredi sözleşmesini imzalamaktan imtina etmiş olsa da; finanssal danışmanlık sözleşmesi kapsamında yer alan münhasırlık maddesi sebebiyle müvekkilinin tek yetkili mali danışman olarak belirlendiğini, finansal danışmanlık sözleşmesinin 7.maddesinde münhasırlık durumunun düzenlendiğini, bu madde gereğince müvekkilinin davalı şirketin tek yetkili mali danışmanı olarak finansman sağlayıcı, sadece müvekkili şirket ile çalışacağı ve müvekkili şirket dışında finansman temin edilmesi halinde dahi müvekkili şirketin başarı primine hak kazanacağının düzenlendiğini, müvekkili şirketin hak kazandığı ücretin belirlenmesi hususunun finansal danışmanlık sözleşmesinin 8.maddesinde düzenlendiğini, davalı şirketin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, dürüstlük kuralına aykırı olarak müvekkili şirketin simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan ücret hakkının doğmasına engel olduğunu, davalı şirketin finansman temini sağlamamış olması halinde, finansal danışmanlık sözleşmesini uygun olmayan zamanda sona erdirmesi sebebiyle müvekkili şirketin sözleşmenin sona ermesinden kaynaklanan zararını tazmin etmesi gerektiğini belirterek, 03 Kasım 2016 tarihli Finansal Danışmanlık Sözleşmesi kapsamında davalı … … …Anonim Şirketi tarafından sağlanan finansman temininin tespitinin yapılması ve sözleşme uyarınca müvekkili şirket lehine tahakkuk eden başarı priminin tespit edilmesini, finansman temininin sağlanmamış olması halinde ise haksız nedenle gerçekleştirilen fesih sebebiyle uygun olmayan zamanda sözleşmeyi sona erdiren davalı şirketten müvekkili şirketin işbu fesihten doğan zararının tespit edilmek suretiyle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL’sinin söz konusu finansal danışmanlık sözleşmesi uyarınca davacının ücrete hak kazandığı tarihten itibaren işletilecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin 29/06/2021 tarihli talep artırım dilekçesi ile; bilirkişi incelemesi ile belirli hale gelen 5.000 TL alacak taleplerinin 1.030.050 TL arttırarak 1.035.050 TL başarı priminin dayanağını oluşturan kredinin kullandırıldığı 02/05/2017 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş ve tamamlama harcını yatırmıştır.
Davalı vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; müvekkili şirketin davacı şirketin düşük maliyetli refinansman kredisi bulacağı intibaı ile simsarlık sözleşmesi imzaladığını, sözleşmeye göre davacı tarafın müvekkili şirketin yeni girişmiş olduğu bir yatırım finansmanı ve diğer kredilerinin bir bölümünü düşük maliyetle refinanse edebilecek krediler bulunacağını ancak davacı tarafın maillerinden anlaşılacağı üzere davacının maliyet bakımından uygun olmayan kredi tekliflerini müvekkiline ilettiğini, müvekkili şirketin sözleşme döneminden önce kullanmış olduğu kredilerin tamamının davacının sunmuş olduğu tekliflerden ekonomik anlamda daha uygun olduğunu, süreç içerisinde ekonomik anlamda uygun bir teklif getiremeyen davacının, müvekkili şirketin kredi temin ihtiyacını karşılayamayarak şirketin yatırımlarının akıbetini tehlikeye soktuğunu, bunun üzerine müvekkili şirketin kendi imkanlarını ve öz sermayesini kullanarak yatırımını tamamladığını ve kredi ihtiyacını sona erdirdiğini, müvekkili şirketin sözleşme döneminde kendi imkanları ile kredi bulmuş olduğu varsayımında davacının herhangi bir prime hak kazanamayacağı, zira davacı tarafın imzalamış olduğu sözleşme ile kendi tarafına düşen edimini yerine getirmediği için müvekkili şirketin mecburen kredi kullanmak zorunda kaldığını, müvekkili şirketin davacı ile sözleşme ilişkisi olduğu dönemde devlet teşviki anlamı teşkil eden … fonunun kullanılmasını davacı şirketle yapılan sözleşmenin kapsamına girmediğini, ayrıca müvekkili şirketin davacı ile sözleşme ilişkisi içerisine girdikten sonra hiçbir yeni kredi sözleşmesi imzalamadığını, müvekkilinin bu dönemde finansman temin etmiş ise de; bu finansmanı yeni sözleşme ile değil, eski dönemlere ait sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin ifasına ilişkin olduğunu, müvekkili şirketin 21/06/2017 tarihinde davacının başarı primine hak kazanamadığına yönelik olarak, … Noterliği aracılığıyla ihtarname gönderdiğini ve konusuz kalan sözleşmeyi feshettiğini, ihtarnamede özetle; davacının sunduğu ve … Bankasına ait teklifin … Bankasından alınmış olan kredinin refinansmanını sağlayamayacağı ve bu teklifin kabulü halinde daha fazla kredi maliyetiyle karşılaşılacağı; finansal danışmanlık sözleşmesinin imzalandığı 03/11/2016 tarihinden itibaren 7,5 ay geçmiş olmasına rağmen, davacının finansman teminine yönelik kabul edilebilir bir teklif getirmediğini, … mevkiinde yaptırılan Öğütme ve Paketleme Tesisinin yatırımı bakımından finansman temini için davacının ancak 09/05/2017 tarihinde Türkiye Sınai Kalkınma Bankasına ait bir teklifi sunabildiği ve zaten tesisin 06/05/2017 tarihinde tamamlanmış olduğunu ve bu sebeple kredinin kullanılmasının anlamsız olduğunu, Finansal danışmanlık sözleşmesinin imzalandığı tarih olan 03/11/2016 tarihinden itibaren … …’nun imzaladığı yine bir kredi sözleşmesi olmadığı için finansal danışmanlık sözleşmesinin 8. maddesine göre davacı lehine ücret tahakkuk etmediğini, … … aleyhine 03/11/2016 tarihli finansal danışmanlık sözleşmesi kapsamında eda davası açıldığını, finansal danışmanlık sözleşmesinin akdedilmesi amacının sona erdiğini ve sözleşmenin akdedildiği 03/11/2016 tarihinden itibaren … …’nun ihtiyaçlarını karşılayacak bir finansman temini teklifi getirilememiş olduğunu, bu sebeple … … tarafından finansal danışmanlık sözleşmesinin feshinin haksız olmadığını, başarı primine hak edildiğinin kabulü için 03/11/2016 tarihli finansal danışmanlık sözleşmesi 7. maddesinde öngörülmüş olan münhasırlık kaydının dava dilekçesinde yanlış şekilde değerlendirildiğini, davacı şirketin finansal danışmanlık sözleşmesinin 8. maddesine göre başarı pirimine hak kazanamamış olduğunu, simsarlık sözleşmesine göre simsarın bir yükümlülüğü olan ve ücrete hak kazanılması için şart olan müvekkilin menfaatini gözetme yükümlülüğünün Simsar davacı tarafından ihlal edildiğini, dolayısıyla müvekkilinin gönderdiği 30/05/2017 tarihli fesih beyanının haklı sebebe dayanmakta olduğunu, finansal danışmanlık sözleşmesi imzaladıktan sonra davacının finansman temini için ciddi ölçüde bir gecikme ile teklif toplamaya başladığını, ilk olarak müvekkilinin zaten aktif kredi hesabı bulunan … bankasından teklif almaya çalışarak gereksiz bir çabaya girdiğini, Halkbankasından teklif alınması için yapılan yazışmada ise; … ve … fabrikaları bakımından ekspertiz çalışmalarının gönderilmesinin ihmal edildiğini, ilk teklifin ancak 01/03/2017 tarihinde … bankasından alınabildiğini, çok geç bir tarihte gelen bu teklifin refinansman işlemine haiz olmadığı için müvekkili tarafından haklı olarak reddedildiği, 09/05/2017 tarihinde müvekkiline sunulan son teklifin ise; … bankasına ait olduğu ve 06/05/2017 tarihinde müvekkilinin ilgili tesisinin tamamlanmasından sonra ulaştığını, davacının sözleşmenin akdedildiği 03/11/2016 tarihinden 06/05/2017 tarihine kadar müvekkiline yalnızca iki adet teklif getirebildiğini, oysa bu kadar uzun bir müddet için daha fazla teklifin sunulması ve simsarlık sözleşmesine göre … sahibi olan müvekkilinin menfaatlerine en uygun teklifin bulunması için çaba sarf edilmesi gerektiğini, sözleşmenin 1-b maddesinde açıkça davacının yurt içi ve yurt dışı finans kurumlarıyla görüşmeler ve pazarlıklar yapacağının düzenlendiğini, ancak davacı tarafından yurt dışındaki herhangi bir finans kuruluşuna başvurulmadığının açık olduğunu, bu nedenle davacının TBK’nın 506/2. maddesinde öngörülen … sahibinin menfaatini gözetme yükümlülüğünü ihlal ettiğini, davacının müvekkilinin menfaatini yeterince gözetmediğinin açık olduğunu, müvekkili tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, tekliflerin kabul edilmemesi ve sözleşmenin feshi nedeniyle kredi kurumları nezdinde itibar kaybettiğinin davacı tarafından iddia edildiğini, oysaki simsarlık sözleşmesinin tesadüfe bağlı bir sözleşme olduğunu, simsarın faaliyeti sonucunda bir sözleşme yapılmasının mutlaka gerçekleşecek bir durum olmadığını, müvekkilinin finansman teminine yönelik tekliflerin çok geç bir süre içerisinde sunulması, sözleşme akdedildikten sonra iki adet teklif getirilebilmesi, … sahibi müvekkilinin menfaatini gözetmek yerine sırf ücrete hak kazanma çabasına girilmesi bir simsar olarak davacının müvekkiline gerekli bilgi vermemesi, BSMV muafiyetiyle finansman temin edebilecek kuruluşların tekliflerinin en sona bırakılması, hem davacının müvekkilinden hem de finans kuruluşlarından ücret alma ihtimalinin varlığı gözetildiğinde müvekkilinin 21/06/2017 tarihli fesih bildiriminin haklı sebebe dayandığını ve davacının başarı primi kazanmayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, sözleşmeden kaynaklanan başarı primi ve zarar tazminine ilişkindir. Davacı şirket davalı şirket ile aralarındaki 03/11/2016 tarihli finansal danışmanlık sözleşmesi kapsamında terditli olarak açtığı davada başarı primi veya sözleşmenin haksız fesih nedeniyle uğradığı zararın tazminini talep etmiş, davalı davanın reddini talep etmiş ve Mahkememizde yapılan yargılamada taraf delilleri toplanmış, bankalara müzekkereler yazılmış, taraflar arasındaki finansal danışmanlık sözleşmesi ve deliller incelenmiş, bilirkişi raporları alınmıştır.
Taraflar arasındaki 03/11/2016 tarihli finansal danışmanlık sözleşmesinin incelenmesinde; sözleşmenin 1.maddesinde; davacı şirketin, davalı şirkete borç finansmanı, sermaye finansmanı, sermaye benzeri kredi sağlaması amacıyla tek yetkili (münhasır) mali danışman olarak hareket edeceği ve bu sıfatla sözleşmede belirlenen hususlarda en iyi gayret esasına göre hizmet vereceğinin düzenlendiği, sözleşmenin 6. maddesinde; sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 12 ay boyunca yürürlükte kalacağının düzenlendiği, sözleşmenin münhasırlık başlığı taşıyan 7. maddesinde ; “… …, bu Sözleşme ile Madde 1 (bir)’de sözü edilen tüm Finansman Temini çalışmalarına ilişkin olarak N+1 …’nın tek yetkili danışman olarak finansman sağlayacağını ve bu amaçla N+1 … dışında herhangi bir şekilde Finansman temini çalışması yapmayacağını, bu Sözleşme süresince sadece N+1 … ile çalışacağını, bu amaçla N+1 … dışında doğrudan kendi imkanları ile ve/veya doğrudan ya da dolaylı olarak temin edeceği kaynaklar vasıtasıyla elde edeceği Madde 1 kapsamındaki tüm finansman kaynakları içinde aşağıda 8 (sekiz)’de tanımlanan Başarı Primlerini ödeyeceğini beyan ve taahhüt eder.” sözleşmenin Mali Haklar ve Yükümlülükler başlıklı 8. maddesinde; “… … işbu Sözleşme’yi konu alan Finansman Temini ile ilgili N+1 …’nın tek yetkili danışman olarak hareket etmesini ve bu çerçevede N+1 … farafından verilecek hizmetlerin karşılığında N+1 …’ya aşağıda yer alan oranlarda belirtilen (Danışmanlık Ücreti ve başarı primlerini nakden ve peşinen ödemeyi beyan, kabul ve taahhüt eder.” (i) madde 1 (i) ‘de bahsedilen Her türlü Borç Finansmanı dahilinde elde edilen finansman tutarının net % 1,5’u (yüzdebirbuçuk) + KDV tutarında Borç Finansman Başarı Primi, söz konusu başarı primi kendi sözleşmesinin imzalamasını takiben ilk 5 gün içinde … … tarafından N+1 Darumaya nakden ve peşinen ödenecektir. (ii) madde 1 (iv)’de bahsedilen Sermaye Benzeri Kredi dahilinde elde edilen finansman tutarının net ” %2,5’u (yüzdeikibuçuk) + KDV (sermaye benzeri – Mezzanine Finansmanı Başarı Primi, ) söz konusu başarı primi kendi sözleşmesinin imzalamasını takiben ilk 5 gün içinde … … tarafından N+1 Darumaya nakden ve peşinen ödenecektir. (iii)madde 1 (ii)’de bahsedilen sermaye dahilinde elde edilen Sermaye Finansmanı (hisse satışı ve/veya sermaye artırımı ve/veya ortak girişimine konulacak sermaye miktarı) tutarının net %3’ü (yüzdeüç) + KDV ( Sermaye Finansmanı Başarı Primi), söz konusu başarı primi kendi sözleşmesinin imzalamasını takiben ilk 5 gün içinde … … tarafından N+1 Darumaya nakden ve peşinen ödenecektir.” sözleşmenin 9. maddesinde; “… …, işbu Sözleşme süresince ve Sözleşme’nin akdedildiği tarih ile Sözleşme’nin sona ermesini takip eden (12) on iki ay içerisinde Finansman Temini’ni N+1 … aracılığı ile sağlanmış kaynaklardan elde ederse, Madde 8 (sekiz)’de bahsedilen ücretler geçerliliğini koruyacaktır.” hükümlerinin yer aldığı anlaşılmıştır.
Davalı şirket tarafından davacı şirkete gönderilen … Noterliğinin 21/06/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile taraflar arasındaki 03/11/2016 tarihli finansal danışmanlık sözleşmesinin feshedildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi … … Asliye Hukuk Mahkemesinin … talimat numaralı dosyasına sunduğu 18/01/2021 tarihli raporunda; Davacı ile Davalı … … San. … A.Ş. arasında Finansal Danışmanlık Sözleşmesinin 03.11.2016 tarihinde imzalanmış olduğunu, imzalanan Finansal Danışmanlık sözleşmesi akdedilen tarihten önce ve sonrasında dava dışı bankalarca, davalı … … San. … A.Ş. lehine onaylanan ve detaylarına yer verilen tablo halinde ve muhasebe defter kayıtlarına göre incelendiğinde, önceki bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi … Bankası … tarafından (… 1 … … A.Ş.) ile Davalının imzalamış olduğu finansal danışmanlık sözleşmesinden önce mevcut olan toplam 1.321.820.889-TL kredi limitinin sözleşmeden sonra 1.542.756.455-TL sine yükseltildiği banka tarafından tahsis edilen kredi limit içerikleri incelendiğinde döviz cinsinden tahsis edilen kredi limit tutarlarının, ( … 1 … … A.Ş ile sözleşme tarihinden sonra) düşürüldüğü banka kredi kayıtları üzerinden tespitle değerlendirildiğini, … Bankası … tarafından 20.04.2017 tarihinde onaylanan ve aynı tutarda kullandırılan, Muhasebe defter kayıtlarında da var olan 58.500.000 -TL tutarlı … A.Ş.’nin (Hazine Garantili) kefaleti ile kullandırılan kredi olduğu tespitle değerlendirildiğini, Bakanlar Kurulu’nun 10.09.2012 tarih ve … sayılı Kararı ile değiştirilen 2005/9617 sayılı “Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin tanımı, nitelikleri ve sınıflandırılması hakkında yönetmelik” hükümlerinde tanımlanan küçük ve orta büyüklükteki işletmelere (KOBİ) uygun maliyetli finansman desteği sağlamak amacı ile, Hazine destekli … kefaleti ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ve 6361 sayılı finansal kiralama, faktöring ve finansman şirketleri kanunu kapsamında, bankalar ve finansal kiralama şirketleri aracılığı ile krediler kullandırıldığını, … A.Ş. unvanı ile faaliyette bulunan kurum ile bankalar ve finansal kiralama şirketleri arasında imzalan protokol kapsamında, … A.Ş. kendisine başvuruda bulunan ve Kobi olarak tanımlanan şirketlerin kredibilitesini tespiti amacı ile finansal tablolarını ve diğer verilerini değerlendirmek suretiyle, başvuruda bulunan şirketler lehine kefalet limiti oluşturulduğunu, söz konusu kefalet limitine istinaden bankalar gerek kendi öz kaynaklarından gerekse hazine kaynağından, lehine … kefaleti oluşturulan şirketlere kredi kullandırdığını, Davalı şirketin davacı ile sözleşme öncesi … kredisi kullandığı, davalı şirketin, davacı şirket ile 03.11.2016 tarihli sözleşme ilişkisi içerisinde olduğu dönemde devlet teşviki olarak …, hazine destekli kullanılan kredinin, Dava konusu sözleşmeye dayalı finansman kredisi kapsamında değerlendirilmesinin söz konusu olamayacağı kanaatinin oluştuğunu, Davacının 03.11.2016 tarihli sözleşmenin 8. maddesine göre başarı primi talebine dayalı işlem safahatları dosya kapsamında ve karşılıklı sözleşme feshine dayalı e-posta ortamında düzenlenen yazışmalar ile Noter kanalı ile yapılan ihtarların değerlendirilmesi sonucu sözleşmeye dayalı … 1 … Finansal Danışmalık Hizmetleri A.Ş.’nin … … …A.Ş. lehine fayda doğuracak finansal hizmet imkânı sunmadığı ilgili belgeler üzerinden tespitle değerlendirildiğini, dava dosyası kapsamında davacı tarafın iddia ettiği dava layihası ekinde yer alan e-posta yolu ile yazışma muhteviyatı bilgilerinden de anlaşıldığı gibi davacı … Bankası A.Ş., Yapı Kredi Bankası A.Ş., Sınai Kalkınma Bankası’ndan kredi teklifi alındığı ve davalı şirkete sunulduğu sözleşmenin davalı tarafından fesih edildiği tarih ile Aralık 2017 tarihi arasında davalı şirket lehine herhangi bir kredi limit artışının söz konusu olmadığı. … …. ve … Bankası, … Bankası … tarafından yapılan limit tahsisi artışlarının davacı … 1 … … A.Ş. aracılığı ile sağlanmış olduğuna dair dosya kapsamında bilgi ve belgeye rastlanılmamış olduğunu, bu krediler kapsamında finansal danışmanlık sözleşmesinin 9. maddesi uyarınca başarı priminin davacı şirkete tahakkukunun mümkün olamayacağını belirtmiştir.
Bilirkişiler … Mahkememize sundukları 25/03/2020 tarihli raporlarında; Finansal Danışmanlık Sözleşmesinin imzalandığı 03.11.2016 tarihi ile sözleşmenin davalı … … A.Ş. tarafından feshedildiği 21.06.2017 tarihi arasında, sadece … A.Ş.’nin kefaleti ile … Bankası’ndan 02.05.2017 tarihinde, 58.500.000 TL’lık … (Hazine Destekli) Kredisi tahsisi ve kullandırımının yapıldığının anlaşıldığını, taraflar arasında imzalanan Finansal Danışmanlık Sözleşmesi kapsamında, davacı tarafından gerek … Bankası gerekse … A.Ş. ile finansman teminine yönelik herhangi bir çalışma ve kredi teklifi davalıya sunulmamakla birlikte, sözleşmenin 7. maddesinde yer alan “… N+1 … dışında doğrudan kendi imkanları ile ve/veya doğrudan ya da dolaylı olarak temin edeceği kaynaklar vasıtasıyla elde edeceği Madde 1 kapsamındaki tüm finansman kaynakları için de aşağıda Madde 8 (sekiz)’de tanımlanan Başarı Primlerini ödeyeceğini beyan ve taahhüt eder.” hükmü uyarınca, … kefaleti ile kullanılan 58.500.000-TL’lık krediden dolayı, Sözleşmenin 8 (i) maddesi gereği bu tutarın ” 1,5’u + KDV tutarında (58.500.000 x % 1,5 = 877.500-TL + KDV) Borç Finansman Başarı Primi’nden davalının sorumlu tutulabileceğini, Finansal Danışmanlık Sözleşmesinin, davalı tarafından feshedildiği tarih ile Aralık 2017 tarihi arasında davalı şirket lehine herhangi bir kredi limit artışının söz konusu olmadığı, Aralık 2017 tarihinden sonra ise limit artışı yaptığı tespit edilen … …., T.C. … Bankası ve T. … Bankası tarafından yapılan limit artışlarının, davacı N+1 … aracılığıyla sağlanmış olunduğuna dair dava dosyasında bir delil bulunmadığından, bu kredilerle ilgili olarak Finansal Danışmanlık Sözleşmesinin 9. maddesi uyarınca Başarı Prim talebinin söz konusu olamayacağını, Mahkeme tarafından, 877.500- TL + KDV tutarında Borç Finansmanı Başarı Primi’nden davalının sorumlu tutulabileceği görüşünün benimsenmesi halinde, davacı tarafından, Başarı Priminin dayanağını oluşturan kredinin kullandırıldığı 02.05.2017 tarihinden itibaren 877.500 TL + KDV tutarının avans faizi ile birlikte davalıdan talep edilebileceğini belirtmişlerdir.
Bilirkişiler … ve Prof. Dr. … Mahkememize sundukları 16/02/2022 tarihli raporlarında; taraflar arasında 03.11.2016 tarihinde akdedilen Finansal Danışmalık Sözleşmesinin geçerli bir şekilde feshedildiğini, sözleşmenin feshi ile davacı tarafın sözleşmenin uygun olmayan zamanda feshedilmesinden doğan zararı talep edilebilir olmasına rağmen dosyada bu yönde bir zararını ispatlamaya yeterli bilgi ve belgelerin dosyada yer almadığını, sözleşmenin yürürlükte kaldığı süre içerisinde davacının aracılığıyla davalıya bir finansman sağlanmadığı ve bu yönden davacının başarı priminin doğmadığı, sözleşmenin sona erdiği tarihi takip eden on iki ay içerisinde davalının finansman sağlanmış olmasına rağmen bu finansmanların davalının Sözleşme öncesindeki hukuki ilişkilerine dayanması sebebiyle bu finansmanların Sözleşmenin 9. maddesi anlamında davacının aracılığı ile sağlandığının kabul edilemeyeceği ve bu finansmanların davacının başarı primini doğurmadığını, sözleşmenin yürürlükte kaldığı süre içerisinde davalının kendi sağladığı 58.500.000 TL’lik … teminatlı ilave limit artışı sağlayan kredinin kullanmasının Sözleşmenin 7. maddesi uyarınca davacının 877.500-TL + KDV tutarında başarı primi alacağının doğduğunu belirtmişlerdir.
Bilirkişiler Dr. Öğr. Üyesi … Mahkememize sundukları 25/08/2022 tarihli raporlarında; taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 7.maddesi hükmü uyarınca, … kefaleti ile kullanılan 58.500.000-TL’lik krediden dolayı, sözleşmenin 8 (i) maddesi gereği bu tutarın % 1,5’u + KDV tutarında (58.500.000 x 1,5 = 877.500 TL + KDV) Borç finansman başarı piriminden sorumlu tutulabileceğini, 58.500.000-TL’lik kredinin 02/05/2017 tarihinde kullandırıldığı anlaşılmakla birlikte sözleşmenin 8. maddesi hükmü gereği 5 gün sonrası olan 07/05/2017 hafta sonu tatili olduğundan 08/05/2017 tarihinde temerrüdün gerçekleştiği, 3095 sayılı kanuni faiz ve temerrüt faizine ilişkin kanunun 2/2 maddesine göre uygulanması gereken faiz oranının %9,75 olup dava tarihi itibarı ile işlemiş faizin 71.257,81-TL hesaplandığını, Aralık 2017 tarihinden sonra ise limit artışı yaptığı tespit edilen … …. T.C. … bankası ve T. … bankası tarafından yapılan limit artışlarının, davacı N+1 … aracılığıyla sağlanmış olduğuna dair dava dosyasında bir delil bulunmadığından, bu kredilerle ilgili olarak Finansal danışmanlık sözleşmesinin 9. maddesi uyarınca Başarı prim talebinin söz konusu olamayacağının tespit edilmekte olduğunu belirtmişlerdir.
Bilirkişi Prof. Dr. … Mahkememize sunduğu 26/08/2022 tarihli ayrık bilirkişi raporunda; önceki bilirkişi kök/ek raporları ile dosyaya bilahare intikal eden uzman görüşünde, … kaynaklı 58.500.000 TL tutarındaki kredinin, sözleşmenin feshedildiği 21 Haziran 2017 tarihinden önce, 2 Mayıs 2017 tarihinde kullanılması hasebiyle ve sözleşmenin 7.maddesinde geçen “doğrudan veya dolaylı kaynak temini” ifadesine istinaden davacı danışman şirketin (58.500.000 x %1,5) 877.500 TL başarı primini hak ettiği yönünde olduğunu, raporunun 1A ve 1B maddelerinde yaptığı, tasvib ve takdiri tamamen Mahkemenize ait olan, değerlendirmeler ve TBK. 521. maddesinin ilk fıkrası (Simsar, ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır) çerçevesinde; davacı danışman şirketin başarı primine hak kazanabilmesi için, kredinin kendi faaliyeti/desteği sonucunda temin edildiğini ispatla yükümlü olduğu görüşünde olduğunu, Mahkemenin 2a başlığı altında açıklanan görüşe paralel bir hüküm tesis etmesi durumunda davacı danışman şirketin 877.500 TL alacağı, sözleşmenin (8ii) maddesi uyarınca, 6 Mayıs 2017 tarihinden itibaren muaccel hale gelmiş olacağı, davacı danışman şirketin bu tarihten itibaren ödemenin yapılacağı tarihe kadar ticari temerrüt faizi talep edebileceğini, Mahkemenin 2b başlığı altında açıklanan görüşe paralel bir hüküm tesis etmesi durumunda, davacı danışman şirketin ispat yükümlülüğünü yerine getirmesini müteakiben 877.500 TL alacağı, sözleşmenin (8ii) maddesi uyarınca, 6 Mayıs 2017 tarihinden itibaren muaccel hale gelmiş olacağını, davacı danışman şirket bu tarihten itibaren ödemenin yapılacağı tarihe kadar ticari temerrüt faizi talep edebileceğini, davacı danışman şirketin, sözleşme süresi zarfında temin sürecine katkı sağladığını iddia etiği söz konusu krediden başka krediler de varsa bunlar için de ispat yükümlülüğünü yerine getirmesi kaydi şartıyla başarı primi söz konusu olacağını, sözleşme süresi zarfında temin edilme süreçlerine katkı sağladığını ispat ettiği kredilerin mevcudiyeti durumunda, başarı primine hak kazanacak olan davacı danışman şirket aynı zamanda haksız fesih iddiasını da ispatlamış olacağını, ispata yönelik delillerin nitelik ve niceliklerini değerlendirmesinin Mahkemenin takdirinde olduğunu belirtmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında 03/11/2016 tarihli finansal danışmanlık sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmenin davalı tarafından davacıya gönderilen … Noterliğinin 21/06/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile feshedildiği, davacı şirketin davalı şirket ile aralarındaki 03/11/2016 tarihli finansal danışmanlık sözleşmesi kapsamında terditli olarak açtığı davada; başarı primi veya sözleşmenin haksız fesih nedeniyle uğradığı zararın tazminini talep ettiği, davalının ise davacının edimlerini yerine getirmediğini, sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini, başarı primine davacının hak kazanmadığını ve sözleşmenin feshinden dolayı tazminat talep edemeyeceğini belirterek davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki 03/11/2016 tarihli finansal danışmanlık sözleşmesinin TBK.nın 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen simsarlık sözleşmesi olduğu anlaşılmıştır.
Simsarlık sözleşmesini düzenleyen TBK.nın 520.maddesinde; “Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir. Simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekâlete ilişkin hükümler uygulanır. Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz.”
TBK’nın 521.maddesinde; “Simsar, ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır. Simsarın faaliyeti sonucunda kurulan sözleşme geciktirici koşula bağlanmışsa ücret, koşulun gerçekleşmesi hâlinde ödenir. Simsarlık sözleşmesinde simsarın yapacağı giderlerin kendisine ödeneceği kararlaştırılmışsa, simsarın faaliyeti sözleşmenin kurulmasıyla sonuçlanmamış olsa bile giderleri ödenir.”
TBK’nın 522.maddesinde; “Ücret, belirlenmemişse tarifeye, tarife yoksa teamüle göre ödenir.”
TBK’nın 523.maddesinde; “Simsar, üstlendiği borcuna aykırı davranarak diğer tarafın menfaatine hareket eder veya dürüstlük kurallarına aykırı olarak diğer taraftan ücret sözü alırsa, ücrete ve yaptığı giderlere ilişkin haklarını kaybeder.” hükümleri mevcuttur.
Taraflar arasındaki 03/11/2016 tarihli finansal danışmanlık sözleşmesinin 1. maddesinde davacı şirketin davalı şirkete borç finansmanı, sermaye finansmanı, sermaye benzeri kredi sağlaması amacıyla tek yetkili (münhasır) mali danışman olarak hareket edeceği ve bu sıfatla sözleşmede belirlenen hususlarda en iyi gayret esasına göre hizmet vereceğinin düzenlendiği, sözleşmenin 6.maddesinde sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 12 ay boyunca yürürlükte kalacağının düzenlendiği, sözleşmenin 7.maddesinde münhasırlık durumunun düzenlendiği, 8.maddesinde mali haklar ve yükümlülükler düzenlendiği ve bu maddede başarı priminin ne şekilde hesaplanacağının belirlendiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki 03/11/2016 tarihli finansal danışmanlık sözleşmesi, bilirkişi raporları, ilgili bankalardan gelen yazı cevapları ve tüm dosya kapsamına göre bankalar tarafından verilen cevabi yazılarda belirtilen kredi limitleri, gerekse davalı şirket ile kredi ilişkisi olan dava dışı banka ve finans kuruluşlarının muhasebe sisteminden, bilgisayar ortamında TBB Risk Merkezine aktarılan kayıtlara göre,Finansal Danışmanlık Sözleşmesinin imzalandığı 03.11.2016 tarihi ile sözleşmenin davalı tarafından feshedildiği 21.06.2017 tarihi arasında, sadece … A.Ş.’nin kefaleti ile … Bankasından 02.05.2017 tarihinde, 58.500.000 TL’lık … (Hazine Destekli) Kredisi tahsisi ve kullandırımının yapıldığı anlaşılmaktadır. Bunun dışında Sözleşmenin yürürlükte kaldığı süre içerisinde davacının aracılığıyla davalıya bir finansman sağlanmadığı ve bu yönden davacının başarı priminin doğmadığı, sözleşmenin sona erdiği tarihi takip eden 12 ay içerisinde davalının finansman sağlanmış olmasına rağmen bu finansmanların davalının Sözleşme öncesindeki hukuki ilişkilerine dayanması sebebiyle bu finansmanların Sözleşmenin 9. maddesi anlamında davacının aracılığı ile sağlandığının kabul edilemeyeceği ve bu finansmanların davacının başarı primini doğurmadığını anlaşılmıştır.
Sözleşmenin yürürlükte kaldığı süre içerisinde davalının kendi sağladığı 58.500.000 TL’lik … teminatlı ilave limit artışı sağlayan kredinin kullanmasının ile ilgili yapılan değerlendirmede; sözleşmenin münhasırlık başlığı taşıyan 7. maddesinde ; “… …, bu Sözleşme ile Madde 1 (bir)’de sözü edilen tüm Finansman Temini çalışmalarına ilişkin olarak N+1 …’nın tek yetkili danışman olarak finansman sağlayacağını ve bu amaçla N+1 … dışında herhangi bir şekilde Finansman temini çalışması yapmayacağını, bu Sözleşme süresince sadece N+1 … ile çalışacağını, bu amaçla N+1 … dışında doğrudan kendi imkanları ile ve/veya doğrudan ya da dolaylı olarak temin edeceği kaynaklar vasıtasıyla elde edeceği Madde 1 kapsamındaki tüm finansman kaynakları içinde aşağıda 8 (sekiz)’de tanımlanan Başarı Primlerini ödeyeceğini beyan ve taahhüt eder.” hükmü uyarınca, … kefaleti ile kullanılan 58.500.000 TL’lik krediden dolayı, sözleşmenin 8 (i) maddesi gereği bu tutarın %1,5’u + KDV tutarında (58.500.000 x %1,5 = 877.500 TL + KDV) başarı primine hak kazandığı, 877.500 TL nin %18 KDV’sinin 157.950 TL olduğu, 877.500 + 157.950 = 1.035.450 TL olduğu, davacının talep artırım dilekçesi sonucunda 1.035.050 TL talep ettiği anlaşıldığından, davacının terditli taleplerinden başarı primine ilişkin davasının kabulüne, 1.035.000 TL başarı priminin, sözleşmenin 8. maddesi hükmü gereği sözleşmenin imzalanmasını takip eden 5 gün sonrası olan 08/05/2017 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının terditli taleplerinden başarı primine ilişkin davasının KABULÜ İLE; 1.035.050 TL başarı priminin 08/05/2017 tarihinden itibaren hesaplanacak ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 70.704,27 TL harçtan peşin alınan 85,39 TL ve tamamlama harcı 17.700 TL toplamı olan 17.785,39 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 52.918,88 TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 130.804 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 85,39 TL peşin harç, 17.700 TL tamamlama harcı, 463,40 TL tebligat-müzekkere ve 6.500 bilirkişi giderleri olmak üzere toplam 24.784,69 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/10/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır