Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/176 E. 2020/911 K. 29.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/176 Esas
KARAR NO:2020/911

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:21/02/2018
KARAR TARİHİ:29/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; 06/12/2013 tarihinde müvekkili …’a yaya olarak seyir halinde iken plakası alınamayan bir aracın çarptığını ve kaza sonucunda yaralandığını, kazanın oluşumunda müvekkiline çarparak olay yerini terk edip kaçan kimliği tespit edilemeyen araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, olayın kimliği meçhul faili hakkında şikayet yokluğu nedeniyle … CBS’nin … Soruşturma, … Karar nolu dosyası ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, Sigortacılık Kanunu ve … yönetmeliği gereğince, sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen araçların sebep olduğu cismani zararlarda davalı kurumdan tazminat talep etme hakkı bulunduğunu, davaya konu meydana gelen kaza sebebiyle müvekkili adına davalı kuruma 30/11/2017 tarihinde başvuru yapılmasına rağmen çeşitli nedenlerle dava tarihine kadar taraflarına ödeme yapılmadığını beyan ederek, şimdilik 100-TL geçici iş göremezlik tazminatının ve 100-TL maluliyet tazminatının davalıdan başvuru tarihiden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkili kuruma başvuruda bulunarak kaza neticesinde oluşan zarara ilişkin hesaplanacak tazminat tutarının kendilerine ödenmesini talep ettiğini, hasar servisince yapılan incelemeler neticesinde davacı tarafın başvurusunda birtakım eksik belgeler olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle müvekkili kurumun … sayılı cevap yazısı ile işbu eksik belgelerin temin edilerek gönderilmesinin talep edildiğini, davacı vekilinin eksik belgeler ile müvekkili kuruma başvuru yaptığını ve belgeler talep edildiğinde ise bu belgelerin taraflarına ibraz edilmeyerek dava yoluna başvurulduğunu, müvekkili kurumun geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu bulunmadığını, zararın bilirkişi marifetiyle tespit edilmesi gerektiğini, kusur oranlarının tespiti amacıyla dosyadan kusur raporu alınması gerektiğini, davacının maluliyet ile ilgili tazminat talebinde bulunabilmesi için davacının maluliyet oranını ve malul kaldığını tam teşekküllü hastane raporları ile belgelendirmesi gerekmekte olduğunu, müvekkili kurumun sorumluluğunun teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, müvekkili kurumun temerrüte düşmediğini, muaccel bir alacağın olmadığını, davacı tarafın başvurunun değerlendirilebilmesi için temin edilmesi gereken evrakları temin etmemiş olduğunu ve bu nedenle müvekkili kurumun başvuruyu değerlendirebilmesi için dosyanın tekemmül etmemiş olduğunu, müvekkili kurumun tacir niteliği taşımadığı gibi ticari işletme de olmadığını, davacı tarafın avans faizi talep etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla, davanın reddine, aksi durumda kusur ve tazminat yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
… CBS … E. sayılı dosyası, trafik kayıtları, hastane kayıtları, kaza raporları, sağlık raporları, sigorta kayıtları, hasar dosyası ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan keşif ve inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, 6098 sayılı TBK’nın 54.maddesinde düzenlenen bedensel zararların tazmini davasıdır.
Davacı; 06/12/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde, sürücüsü ve plakası belirlenemeyen bir aracın çapması sonucu yaralandığını ve bedensel zarara uğradığını, kazaya yol açan aracın sürücüsü ve plakası bilinmediğinden, meydana gelen zarardan davalı …’nın sorumlu olduğunu bu nedenle, bedensel zarar miktarının tespiti ile başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’ndan tahsilini talep etmiştir.
Trafik kazalarından kaynaklanan bedensel zararın tazmini davalarında, işleten ile sigortacının sorumluluğu paralel olup 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu, sürücünün sorumluluğu ise 6098 sayılı TBK’nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup, işleten, sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve sigortacı, zarara sebep kazanın ”mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş” olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü işleten ve sigortacıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
Motorlu araç işleteninin 2918 sayılı yasanın 91/1 maddesi kapsamında Karayolları Motorlu Araçlar ZMMS’ni yaptırmadan aracını işletmiş ve işletilme sırasında bir zarara sebep olmuş ise 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14 maddesi gereği zorunlu sigortayı yaptırmadan motorlu aracı işleten kişilerin ve plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araçların sebep oldukları zararları karşılamak amacıyla Türkiye Sigorta Ve Reasürans Şirketleri bünyesinde … oluşturulduğundan kaza tarihinde yürürlükte bulunan sigorta poliçesi için belirlenen limitle sınırlı olmak kaydıyla … meydana gelen zarardan sorumludur. Bu manada …nın statüsü ile sigorta şirketinin hukuki statüsü ve sorumluluğu paraleldir.
Buna göre bedensel zararlara ilişkin tazminat TBK 55. Maddesindeki; “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” şeklindeki düzenlemeye göre belirlenecektir.
İhtilaf, tarafların vaki kazadaki tazminata esas kusur oranı, davacının tazminata esas maluliyet oranı ve iyileşme süresi ve yoksun kaldığı kazanç itibariyle bedensel zararının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Kusur oranı, maluliyet oranı ve iyileşme süresi ile zarar miktarının tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirmesi gerekmektedir.
… Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından hazırlanan 23/05/2019 tarihli raporda “…. oğlu 03/02/1969 doğumlu …’un (TC:…) 06/12/2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu oluşan arızasının; tıbbı iyileşme ve rehabilitasyon süresi dikkate alındığında 180 gün süre ile geçici iş göremezliğe neden olduğu, 11 Ekim 2008 tarihinde yayınlanan … sayılı “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerinden faydalanmak suretiyle kazanma gücünde azalma oranı (maluliyet oranı) hesaplandığında, bu oranın %7.2 olduğu…” sonuç ve mütalaa ettikleri görüldü.
… Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 25/06/2019 tarih ve … karar nolu raporunda sonuç olarak;
“…A)Kimliği belirsiz sürücünün kusursuz olduğu,
B)Davacı yaya … ’un %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu…” sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettikleri anlaşıldı.
Davacı vekilinin itirazları doğrultusunda kaza yerinde keşif yaptırılmak suretiyle talimat yazılarak …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … talimat sayılı dosyasından Trafik Bilirkişisi …tarafından hazırlanan 27/01/2020 tarihli raporda “…Yaya …, kazanın meydana geldiği alt geçit girişinden ve yaya geçidinin bulunmadığı mahalden taşıt yolunun karşısına geçmek için aniden taşıt yoluna girdiği esnada taşıt yolu üzerinden seyreden plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın sadmesine maruz kaldığı anlaşılmaktadır. Yaya …, yaya girişinin trafik işaret levhası ile yasaklandığı kazanın meydana geldiği alt geçit girişinden yolun karşısına gerçekten yola ve trafiğe gereken dikkat ve önemi vermediği, kendi can güvenliği açısından gerekli olan yol ve trafik kontrolünü yapmadığı, taşıt yolu üzerinde seyreden araçların uzaklık ve hızlarını göz önünde bulundurmadığı, dikkatsiz, kontrolsüz, tedbirsiz ve dalgın davrandığı, taşıt yoluna aniden giriş yaptığı, ayrıca yaya geçidinin bulunmadığı mahalde karşıya geçerken taşıt yolu üzerinde seyreden araca ilk geçiş önceliği vermeyerek kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır. Plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araç sürücüsü ise sevk ve idaresinde bulunan aracı ile … Caddesi üzerinde çevre yolu istikametine seyir halinde iken alt geçit girişi olan noktada yolun sağından aniden taşıt yoluna giren yayaya çarptığı anlaşılmaktadır. Plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araç sürücüsü, alt geçit girişinden aniden taşıt yoluna girerek taşıt yoluna bir adım atan yayaya karşı mesafenin çok kısa neredeyse olmaması ayrıca yayanın taşıt yoluna çıkma eyleminin aniden gerçekleşmesi sebebiyle kazayı önleyecek herhangi bir tedbir uygulamayacağı anlaşılmaktadır. Buna göre; Yaya …’un yaya girişinin trafik levhası ile yasaklandığı alt geçit girişinden yolun karşısına geçmek için taşıt yoluna girerken kendi can güvenliği ve trafik güvenliği için gerekli olan yol kontrolünü yapmadığından dolayı, kontrolsüz bir şekilde birden bire taşıt yoluna girmesinden dolayı ayrıca Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 138/b maddesinde belirtilen “Taşıt Yolunun Karşı tarafına geçmek isteyen yayalar, taşıt yolunu yaya ve okul geçidiyle kavşak giriş ve çıkışlarından geçmek zorundadırlar. Ancak 100 metre kadar mesafede yaya geçidi, okul geçidi veya kavşak bulunmayan yerlerde yayalar, taşıt trafiği için bir zorluk veya engel yaratmamak şartıyla ve yoldan gelen taşıtların uzaklık ve hızını kontrol ederek kendi güvenliklerini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda taşıt yoluna geçebilirler. Yollarda güvenli geçiş, önce sola sonra sağa bakılarak sakınca yoksa taşıt yoluna girmek, geçiş sırasında sola ve sağa bakılarak yürüyüşe devam etmek, taşıt yoluna girmeden güvenle durmayacak kadar yaklaşmış taşıtlar varsa ilk geçiş hakkını onlara verip geçişlerini beklemek suretiyle yapılır.” kuralını ihlalinden dolayı kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğu, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araç sürücüsünün ise yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun veya kural ihlalinin bulunmadığı…” sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, tüm dosya kapsamına göre alınan, 25/06/2019 tarihli … ATK kusur bilirkişi raporu ve ….Asliye Hukuk Mah. … Tal. sayılı dosyasından keşif ile birlikte alınan 27/01/2020 tarihli kusur bilirkişi raporları denetime ve hüküm kurmaya elverişli görüldüğünden, mahkememizde de davacının meydana gelen trafik kazasında %100 kusurlu olduğu, dava dışı sürücüsü ve plakası belirlenemeyen aracın kusurunun bulunmadığı, bu haliyle davacının, meydana gelen kaza sebebiyle davalı şirketten tazminat talep hakkının mevcut olmadığı sonuç ve kanaati oluştuğundan, davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 54,40-TL harçtan peşin alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile eksik alınan 18,50-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T’ye gereğince taktir olunan 200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın, karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/12/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır