Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/167 E. 2018/114 K. 22.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/167 Esas
KARAR NO : 2018/114
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/02/2018
KARAR TARİHİ : 22/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili 12/03/2009 tarihide davalı … ile imzalamış olduğu Yapı Denetim Sözleşmesi ile davalının …adresinde bulunan 66 pafta, 477 ada, 234 parselde yer alan inşaatında yapılacak yapı denetimi üstlendiğini, sözleşmenin 4.maddesinde müvekkili yerine getireceği yapı denetimi karşılığında 19.815,11 TL ücret alacağının kararlaştırıldığını, müvekkili mevzuat düzenlemelerine uygun olarak 22/07/2015 tarihinde hazırlamış olduğu iş bitirme tutanağın… Belediyesi’ne sunduğunu, Yapı Denetim Dairesi Başkanlığı’nın kurmuş olduğu Ulusal Yapı Denetim sistemi adlı portal sistem üzerinden alınan 09/02/2016 tarihli hakediş listesinde verilen yapı denetim hizmetinden fayda sağlayan davalıların …Bakanlığı tarafından belirlenmiş ödemesi gereken rayiç bedel 52.878,09 TL olduğunu, müvekkile hiçbir şekilde ödenmeye ilgili bedeller nedeniyle İstanbul …İcra Dairesi… e.sayılı dosyası ile davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığını, 10/03/2016 tarihinde borca itiraz edilerek takibin durduğunu, bu nedenlerle borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen %11,5 faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettiği anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … tacir olmadığı gibi dava konusu ilişki kendisi için ticari ilişki niteliğinde olmadığını, kendisi sahibi olduğu bir arsa üzerine ticari olmayan maksatla inşaat yaptırmak istemiş ve inşaat yapımının zorunlu şartı olduğu için dava konusu sözleşmeyi imzaladığını, … tacir olmayıp tüketici konumunda olduğunu, bu nedenlerle tüketici mahkemesi görevli olduğundan dava şartı naksanlığı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacı her iki davalı arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin varlığını ve hükümlerini özellikle inşaata ilişkin tüm masraf ve ödemelerin Yapı Denetim Firması masrafları da dahil davalı şirket tarafın ödeneceğini dolayısıyla davalı …’in dava konusu ihtilaf hakkında husumet ehliyetinin olmadığını bildiğini, bu sebeple davalı … hakkında husumet eksikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davaya dayanak sözleşme 12/03/2009 başlangıç tarihli olup inşaat ruhsatı da 25/03/2009 tarihinde alındığını, inşaat fiilen 2010 yılında bitirilip kullanıma başlandığını, inşaatın seviyesinin 2010 yılında %100 seviyesine ulaştığını, dolayısıyla davacı 2010 yılından sonra inşaatla ilgili hiçbir kontrol denetim vb işlem yapmadığını, 2010 sonrası için tahakkuk ettirilen ücretler karşılıksız ve haksız bedeller olduğunu, davalıların davacıya hiçbir borçlarının olmadığını, davacının dayanak yaptığı sözleşmenin 4.maddesinde sözleşme bedeli 19.815,11 TL olarak göründüğünü, fiilen inşaat 2010 yılında bitirilip kullanılmaya başlandığı halde davacı süresinde bildirim kontrol ve raporları yapmadığı için yapı kullanma izin belgesi alma süreci uzamış davacının zaman lehine işlediği için yıllarca ses çıkarmadığını, iş bitirme belgesinin gecikmesine müvekkilleri değil davacının sebep olduğunu, bu nedenlerle dava şartı yokluğundan reddini, yargılama sonunda davanın esastan reddini, davalılar yararına ayrı ayrı %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davacıdan tahsilini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Emsal nitelikteki Yargıtay… Hukuk Dairesi 22/12/2016 tarih,… E., …K.sayılı ilamında “…dosya kapsamından, arsa sahibi olan davalılar ile dava dışı müteahhit arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi, daacı ile davalılar arasında ise sözkonusu inşaata ilişkin yapı denetim işinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı, 6502 sayılı Kanunun satıcı/sağlayıcı tanımına uymakta ise de, davalıların, kat karşılığı inşaat yaptıran ars asahibi ve bu işi kazanç getirme amacıyla yapıyor olması nedeniyle anılan Kanunun “tüketici” tanımına uymamaktadır. Bu nedenle 6502 sayılıKanun kapsamında değerlendirilemeyeceği gibi davalılar tacir olmayıp, uyuşmazlığı TTK’nın 4.maddesinde düzenlenne hususlardan bulunmamasına göre ticari dava niteliğinde bulunmayan uyuşmazlığın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesined çözümlenmesi gerekmektedir. Bu durumda mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken Asliye Ticaret Mahkemesi ile Tüketici Mahkemesi arasında karşılıklı görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup, Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararları ile davadan çekildikleri ve işin görülmesinin sürüncemede bırakılmaması ve Yargıtayca yargı yeri belirlenmesi gerektiği anlaşılmakla, bu durumda uyuşmazlığında Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden, bu mahkemenin yargı yeri olarak belirlenmesi gerekmiştir…” şeklinde hüküm kurduğu görüldü.
Davacı tarafından davalı … ile birlikte davalı …ŞTİ hakkında mahkememizin 2015/605 E.sayılı dosyasında dava açılmış, bu ¸davada davalı … yönünden ayırma kararı verilerek mahkemenin işbu esasına kayıt edilen dosyada davalı … bakımından yargılamaya devam olunmuştur.
İddia, savunma, emsal nitelikteki yargıtay içtihatı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalılardan … arasında yapı denetim sözleşmesi imzalandığı, davacınında davalı inşaatteki yapı denetim hizmetini üstlendiği, yukarıda açıklanan yargıtay kararında da vurgulandığı üzere, davalı tacir olmadığı gibi yapılan işin ticari işletmesi ile ilgili bulunmadığı dolayısıyla davanın mutlak ve nispi ticari davalardan olmadığı, davaya genel yetkili Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması gerekeceği anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği yönünden aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE HMK 114/1-C VE 115/2 MADDESİ GEREĞİNCE DAVA ŞARTI YOKLUĞU SEBEBİ İLE DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dilekçe verilmesi halinde dosyanın bu davaya bakmakla görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik ve yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde gün içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır