Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/108 E. 2022/162 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/108 Esas
KARAR NO:2022/162

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:02/02/2018
KARAR TARİHİ:08/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete ait … … Kurumları markasının müvekkili tarafından “süresiz” kullanılmasını öngören 23/09/2016 tarihli Franchise Sözleşmesine göre davalı tarafından hukuki dayanaktan yoksun, keyfi ve soyut birtakım asılsız nedenlerle, haksız şekilde sözleşme süresi sona ermeden feshedilmiş olduğunu, Franchise Alan statüsündeki müvekkilinin markayı geliştirmesine ve yönetici olduğu çevrede oldukça saygın bir tanınırlığa erişmesine tanıklık eden davalı marka sahibinin 22/12/2016 tarihli ihtarnameyi ve sonrasında ise 19/01/2017 tarihli tek taraflı fesih beyanı göndererek, tamamen sözleşmeye uygun şekilde ve başarıyla yürütülmekte olan eğitim-öğretim faaliyetini Sözleşmeye aykırı şekilde sonlandırmış olduğunu, fesih sürecine yol açtığı iddia edilen sebepler ise tamamen dedikodudan oluşan keyfi gerekçeler olduğunu, hukuki dayanaktan yoksun bu sebepler ile yıpratıcı hal ve hareketler sonucunda gerçekleşen feshin haksız olduğunun tespiti ve de davacı müvekkilinin haksız fesihten kaynaklı tüm zararlarının faiziyle beraber karşılanması için dava açma zorunluluğu doğmuş olduğunu, Franchise Sözleşmesi haklı sebep olmaksızın Davalı tarafından keyfi şekilde feshedilmiş olduğunu, müvekkilinin … Eğitim Kurumları … Şubesi’nde Mart 2015 tarihinde Fransızca Eğitmeni olarak göreve başlamış olduğunu, bu görevini başarıyla yerine getiren müvekkilinin, 1 Eylül 2015 – 1 Haziran 2016 tarih aralığında ise bizzat davalı tarafından … Şube Koordinatörlüğü görevine getirilmiş olduğunu, şubedeki başarılı eğitim-öğretim faaliyetini ve koordinatörlüğü yakından takip eden davalı şirket kurucusu…’ın müvekkiline bu şubeyi Franchise Sözleşmesi kapsamında devralarak işletmesi teklifinde bulunmuş olduğunu, bu teklifi kabul eden müvekkili ile davalı şirket arasında 23/09/2016 tarihinde iş bu dava konusunu teşkil eden “süresiz” Franchise Sözleşmesi’nin imzalanmış olduğunu, taraflar arasında ciddi bir “güven ilişkisi” gerektiren Franchise Sözleşmesi’nin bu temel özelliğini dikkate alan müvekkilinin, bu sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini hassasiyetle, eksiksiz şekilde yerine getirmiş olduğunu, müvekkilinin söz konusu markanın medya hesabını yönetmek, ders içeriğini hazırlamak, … gibi prestijli projeleri yönetmek, birçok kaliteli eğitmeni işe almak, marka değerini artırmak gibi özverili çalışmalarda bulunarak … markasını daha da ileriye götürme amacına … hizmet etmiş olduğunu, “…” isimli projenin ortaya çıkarılmasında müvekkilinin doğrudan etkisi olup, projenin tasarımında yer alan tüm çizimler de yine müvekkiline ait olduğunu, müvekkili ile davalıların anlaşmasına göre … isimli proje sonucunda …. Eğitim Kurumları’na gelen her bir öğrenci başına müvekkilinin belirli bir ücret almakta olduğunu, söz konusu projenin davalı tarafından hala kullanıldığını, davalı tarafın resmi kurumsal web sitesi olan … adresinde açık bir şekilde görülmekte olduğunu, davalının müvekkilinin hazırlamış olduğu projeden Türk Ticaret Kanunu m. 55/1-c bağlamında yetkisiz bir şekilde yararlanarak halen kârlar elde etmekte olup, fakat sözleşmenin haksız feshi ile birlikte müvekkilinin bu kârlardan mahrum bırakmakta olduğunu, müvekkilinin öğrenciler-veliler ile eğitmenler tarafından takdir gören bu özverili çalışmalarına rağmen davalının “karşılıklı güven” ile bağdaşmayacak şekilde anlaşılması zor yıpratıcı hal ve hareketlerde bulunmuş olduğunu, davalının öncelikle; … 22. Noterliği 22/12/2016 tarih ve … Yevmiye numaralı İhtarnameyi yollayarak Fransızca eğitmenlerinden birisinin işten çıkartılması için müvekkiline baskı yapmış olduğunu ve ayrıca, … şubesinde çalışanlar dahil tüm eğitmenlerden özür dilenmesi gibi kabulünün zor ve rencide edici şartlar ileri sürmüş olduğunu, bununla yetinmeyen davalı tarafın görevinin başında olan müvekkiline haberi olmaksızın “yeni yer açmakla” itham etmiş ve gıyabında veliler ile öğrencilere mesajlar attığını, ayrıca Franchise Sözleşmesi’ne aykırı şekilde; fesih beyanı göndermeksizin ve davacının bilgisi dışında alelacele müvekkilinin … sayfa yöneticiliğinin kaldırılmış olduğunu, kurumsal e-mailinin iptal edilmiş ve veliler ile öğrencilerin olduğu Whatsapp grubu üyeliğinden müvekkilinin çıkarılmış olduğunu, davalının ayrıca; … Şubesi’nin tüm veli ve öğrencilerine müvekkilinden gizlice “derslere ara verildiği” ve “yeni bir yere taşınılacağı” yönünde e-mailler de atılmış olduğunu, ortada henüz fesih ihtarı dahi yokken yani hala Franchise Sözleşmesi her iki taraf için de yürürlükte olmasına rağmen; davalının bu yıpratıcı ve sözleşmenin lafzı ve amacıyla bağdaşmayan hal ve hareketleri hukuki ve ahlaki gerekçeden yoksun olduğunu, sözleşme henüz sona ermemesine rağmen davalı taraf; eğitimleri devam eden öğrencilerin yaşayabilecekleri muhtemel mağduriyetleri de tamamen göz ardı ederek, Franchise Sözleşmesi gereği Şube’ye bırakılmış sınıf takımı gibi zaruri eşyaları derhal teslim almakta ısrar etmiş olduğunu, müvekkilinin her ne kadar Franchise dönemi ortasında ve daha ortada fesih ihtarı bile yokken bu tür bir alelacele taşınmanın eğitim-öğretim faaliyetine zarar vereceğini vurgulamışsa da davalının ısrarcı olduğunu, talebi kabul etmekten başka şansı kalmayan müvekkilinin hiç olmazsa teslim tutanağı karşılığı ile eşyaları teslim edebileceğini belirtmişse de davalının tutanağı imzalamaktan imtina ettiğinden durum müvekkili tarafından güvenlik güçlerine bildirildiği gibi, Teslim Tutanağı’nda “feshe rızasının ve feshe dair bilgisinin olmadığını” da belirtmiş olduğunu, Franchise Sözleşmesi madde 5’e göre; “Franchise Veren, sebepsiz şekilde tek taraflı fesih hakkına sahip değildir.” Üstelik Franchise Sözleşmesi’nin devam edip etmeyeceği konusunda; tarafların her yıl Nisan ayının ilk haftası içerisinde toplantı yaparak ortak karar verecekleri de düzenlenmiş olduğunu, aksi taraflarca belirtilmediği sürece ise, Franchise Sözleşmesi’nin bir sonraki sene için de devam edeceği yani “süresiz” sözleşme yapıldığı da açıkça anlaşılmakta olduğunu, feshe ilişkin usulü açıklayan madde 5’e göre ayrıca; taraflardan birinin sözleşmeye aykırılığını tespit ederse öncelikle ihlalde bulunan tarafa “aykırılığın giderilmesi” için “yazılı” ihtarda bulunacağını, eğer 15 gün içinde bu aykırılık giderilmez ise; ihtarda bulunan taraf “yazılı fesih bildirimi” yoluyla Franchise Sözleşmesi’ni “derhal ve tazminatsız” olarak feshedebilecek olduğunu, ancak dava konusu olayda sözleşmenin bu şartı kesinlikle uygulanmamış olduğunu, yukarıda belirtildiği üzere davalı tarafın haksız ve sebepsiz feshe giden süreçte sergilediği yıpratıcı hal ve hareketlerin ne madde 5’te karşılıklı mutabakatla öngörülen fesih usulü ne de Franchise Sözleşmesi’nin temelinin oluşturan iyi niyet ve karşılıklı güven ilkeleri ile bağdaşmakta olduğunu, asılsız olan ve davalının ispatını gerektiren çoğunlukla dedikodu boyutunda kalan iddiaların yer aldığı 22/12/2016 tarihli İhtarnamenin hiçbir suretle Fesih İhtarnamesi yerine geçemeyeceği gibi, bu soyut iddialarla süslenmiş ihtarnameye cevap vermemenin de başlı başına fesih için “haklı neden” teşkil etmediğini, Sözleşmede öngörülen usule uyulmamasını, Yargıtay kararlarında da vurgulandığı üzere feshi haksız ve geçersiz kılmakta olduğunu, Franchise Sözleşmesi’nin daha ilk 3 ayını doldurmaktayken; Franchise veren davalı tarafından alelacele yapılan ve yıpratıcılığı hedefleyen hal ve hareketlerden dolayı müvekkilinin maddi ve manevi zararlara uğramış olduğunu, ortada feshi gerektiren bir haklı neden olmadığı gibi, madde 5’te öngörülen usule uygun şekilde işletilmediğinden ötürü; müvekkilinin gerek bu tür eylemler nedeniyle gerekse haksız fesih nedeniyle uğramış olduğu tüm zararların karşılanmasının bir zorunluluk olup, hakkaniyetin de bunu gerektirmekte olduğunu, şubenin kirası ile diğer masrafların Franchise Sözleşmesi kapsamında yürütülen eğitim faaliyetlerinden karşılanmakta olduğunu, İlk senesi Eylül 2017’de dolması beklenen Franchise Sözleşmesi’nin davalı tarafından 19/01/2017 tarihinde haksız ve geçersiz bir usulle erken bir zoraki fesih sürecine sokulmasından ötürü ekonomik durumu sarsılan kiracı müvekkilinin sözleşme süresi ortasında yani Şubat 2017’de daireden çıkmak zorunda kalmış olduğunu, Eğitim-öğretim faaliyetini durduran gizli e-mailler nedeniyle, müvekkilinin Şubat ayında da herhangi bir gelir elde edemediği gibi Şubat 2017 kira bedeli olan 4.300-TL tutarını da önce ödeyememiş devamında ise mal sahibi … tarafından bu durum karşısında müvekkiline … 15. Noterliği 09/02/2017 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamenin keşide edilmiş olduğunu, bunun üzerine de müvekkilinin … 20. Noterliği 13/02/2017 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarname ile franchise’ını almış bulunduğu marka ile arasında yaşanan olumsuzluklar nedeniyle kiralananı tahliye etmek zorunda kaldığını belirterek Şubat ayı kirasını da kendi cebinden ödemiş olduğunu, sürecin devamında da kiraya veren taraf olan … tarafından ….İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyası ile 21.500-TL tutarında kira sözleşmesinin süresinden önce feshi nedeniyle kiralanan yerin boş kaldığı sürelere ilişkin olarak doğan alacağın tahsili amacıyla müvekkilinin aleyhine icra takibi başlatılmış olduğunu, borca karşı süresinde yapılan itiraz neticesinde takip işlemleri durdurulmasına karşılık, alacaklı tarafça İstanbul …. …. Sulh Hukuk Mahkemesi 2017… E. Sayılı dosyasıyla “İtirazın İptali” davası ikame edilmiş olduğunu, işbu iptal davası da halihazırda derdest olup, müvekkilinin henüz somut olmayan asıl alacak, faizler, yargılama gideri vs. gibi başkaca zararlarının da doğması muhtemel olduğunu, haksız ve erken fesih ile madde 5 başta olmak üzere Franchise Sözleşmesi maddelerine aykırılık dolayısıyla, müvekkilinin uğradığı maddi zararlar elbette bu kira bedeli ile sınırlı olmadığını, fesih bilindiği üzere ileriye doğru etkili olduğundan, Şube faaliyetinin fiilen ve zoraki durdurulduğu 19/01/2016 ile 01/09/2016 tarihleri arasında müvekkilinin elde ettiği aylık karı temel alınarak tespit edilen mahrum kaldığı toplam kar tutarının da maddi zarar olarak karşılanmasının elzem olduğunu, mahrum kalınan karın hesabında dikkate alınması amacıyla müvekkilinin fiili olarak faaliyette olduğu döneme ilişkin kestiği faturaların da dilekçeleri ekinde sunulmuş olduğunu, 03/09/2016 – 31/12/2016 tarihleri arasında düzenlenen fatura toplamı ise 54.915-TL tutarında olduğunu, aylık kira gideri 4.300-TL, aylık franchise bedeli 2.000-TL, bu süreçte çalışanlar için yaklaşık 5.820-TL, fatura ve diğer giderler için de toplamda 1.200-TL ödeme yapılmış olduğunu tüm bu kalemler mahsup edildiğinde müvekkili ortalama olarak aylık 5.500-TL Kâr elde etmekte olduğunu, sözleşme davalı tarafından haksız şekilde ve erkenden olarak feshedilmese idi 01/09/2017 tarihine kadar yaklaşık sekiz ay daha aylık ortalama 5.000-TL gelir elde edileceğini, dolayısıyla 8×5.000=TL= 40.000-TL mahrum kalınan kâr söz konusu olduğunu, bu gelirden mahrum kalmasının yanında sözleşmenin haksız ve geçersiz şekilde davalı tarafından feshedilmesi nedeniyle 2.660-TL (2.160+500) tutarında miktarı da müşterilerine iade etmek zorunda kalmış olduğunu, bu maddi tazminat kalemlerine ek olarak, müvekkilinin manevi zarara uğradığının da yadsınamaz bir gerçek olduğunu, müvekkili aleyhinde; haberi olmaksızın rencide edici, onur kırıcı e-mailler atılmış ve gerek veli gerek öğrencilerle durum paylaşılarak hakaretin kamusal alanda yayılmasına da bilinçli şekilde müsaade edilmiş olduğunu, veliler ile öğrenciler nezdinde müvekkiline “başka kuruma öğrenci nakletme”, “kurumu küçük düşürücü beyanlarda bulunma”, “yeni yer açma” gibi tamamen asılsız ve dedikodu boyutunu geçmeyecek iddialarla kişilik haklarına da saldırıda bulunan davalılar aleyhine de Manevi Tazminata hükmedilmesi hak ve hakkaniyete uygun olacağını, ayrıca davalı ile müvekkili arasında yapılan görüşmelerin dava dışı kişilere izinleri ve bilgileri dışında gönderildiği yönünde taraflarınca duyumlar alınılmış olunduğunu, müvekkilinin haksız fesih sonrası maddi sarsıntının yanında asılsız iddialar nedeniyle manevi çöküntü de yaşamış olduğunu, manevi sıkıntıları sebebiyle de tıbbi destek almış, sağlık durumunun elvermemesi nedeniyle de lisansüstü eğitimine raporla ara vermiş olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK 107. maddesi kapsamında alacak miktarının bu aşamada belirlenebilir olmaması nedeni ile taleplerinin ileriki aşamalarda belirlenebilir hale gelmesi halinde artırılabileceği kaydıyla; Franchise Sözleşmesi’nin haksız feshedildiğinin tespitini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla beraber, temerrüt faizi ile karşılanamayacak munzam zararlarına ilişkin talep haklarının da saklı tutarak belirlenebilir hale geldiğinde artırılmak üzere 1.000-TL tutarında maddi tazminatın üzerine ticari temerrüt faizi eklenmek suretiyle ödenmesini, davalı tarafından kasıtlı ve haber vermeksizin yapılan kişilik hakkı saldırıları dolayısıyla, davacı müvekkil’e 10.000-TL tutarında manevi tazminatın davalı(lar) tarafından ödenmesini, sözleşmenin haksız feshi ile yetkisiz bir şekilde yararlanılan … projesi sonucu elde edilen kârın bilirkişiler marifetiyle tespit ettirilerek davacı ile davalı arasında taksim edilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmilini, karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı T… Ltd Şti vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının maddi tazminat talebi yönünden belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı olmadığını, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının olup olmadığının sayın mahkeme tarafından ilk ve öncelikli mesele olarak incelenmesi gerektiğini ve neticeten hmk’nın 115/2 hükmü uyarınca huzurdaki davanın, dava şartı noksanlığından usulden reddedilmesi gerektiğini, taraflar arasındaki franchıse sözleşmesinin haklı nedenlerle feshedilmiş olduğundan davacının maddi veya manevi tazminat talep hakkı olmadığını, işletmesi davacının kontrol ve yönetiminde olan ve fakat müvekkilinin markasının kullanıldığı işyerinde yaşanan olayların müvekkilinin markasına, ticari itibarına ve faaliyetlerine zarar vermiş olduğunu, tüm yaşananlar ve davacının bu yaşananlar karşısında sergilediği hal ve tavırların, sözleşme’nin yürürlükte kalması halinde markanın daha da fazla zarar görme tehlikesi altında olduğunu göstermiş olduğunu, müvekkilinin tüm uyarılarına rağmen süreklilik arz eden hukuk, ahlak ve sözleşme ihlalleri nedeniyle müvekkilinin son çare olarak sözleşme’nin feshi yolunu seçmek zorunda kalmış olduğunu, davacının fesihten sonra da hasmane tavrını sürdürmüş olduğunu ve hatta haksız rekabet ve sözleşmesel rekabet yasağına aykırı fiil ve davranışlarla müvekkilinin ticari itibarına zarar vermeye devam etmiş olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; müvekkilinin haklarını ihlal niteliğindeki tüm fiillerine ve uğranılan/uğranılacak her türlü maddi ve manevi zararların tazmini dâhil tüm talep, şikayet ve dava hakları saklı tutulmak kaydıyla; belirsiz alacak davası olarak açılamayacak nitelikteki davanın evleviyetle hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddini, Franchise Sözleşmesi’nin davacının sözleşmesel ve yasal yükümlülüklerini ihlalleri nedeniyle haklı nedenle feshedildiğinin tespiti ile davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında şahsi ya da arkadaşlık olarak adlandırılabilecek bir ilişki olup huzurda müvekkiline husumet yöneltilemez olduğunu, müvekkilinin tacir sıfatına haiz olmadığı gibi davacı ile ilişkisinin de ticari iş olduğundan söz edilemez olduğunu, bu halde ticaret mahkemesinin görev alanı dışında kalan uyuşmazlığın mahkememizin re’sen gözeteceği bu sebeple de reddi gerekmekte olduğunu, müvekkilinin diğer davalının yönetici, temsilci ve imza yetkilisi olup bu davalı tarafından yapılan usule ve esasa dair tüm savunma ve usuli itirazlara iştirak etmekte olduğunu, bu doğrultuda diğer davalı tarafça gösterilen usule ve esasa dair sebeplerle de huzurdaki davanın reddinin gerekmekte olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle, müvekkilinin haklarını ihlal niteliğindeki tüm fiillerine ve uğranılan/uğranılacak her türlü maddi ve manevi zararların tazmini dâhil tüm talep, şikayet ve dava hakları saklı tutulmak kaydıyla; yalnızca şahsi nitelikte bir arkadaşlık ilişkisi içinde olunan davacı tarafından müvekkiline karşı ticari iş ve dava niteliği taşımayan bir konuda hatalı ve haksız şekilde ticaret mahkemesi nezdinde dayanaksız ve kötü niyetli şekilde dava ikame edilmiş olduğundan öncelikle sermaye şirketi niteliğindeki diğer davalının ticari işine dair davasının işbu dosyadan tefriki ile yeni esasa kaydını; bu suretle huzurdaki bu dosyada müvekkili …’a karşı yöneltilen davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddini, tacir sıfatını taşımayan ve TTK uyarınca doğrudan sorumluluğu söz konusu edilemeyecek müvekkiline karşı ikame edilen davanın sıfat (pasif husumet) yokluğu nedeniyle reddini, belirsiz alacak davası olarak açılamayacak nitelikteki davanın evleviyetle hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddini, franchise sözleşmesi’nin davacının sözleşmesel ve yasal yükümlülüklerini ihlalleri nedeniyle haklı nedenle feshedildiğinin tespiti ile davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
23/09/2016 tarihli Franchise Sözleşmesi, … … 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… E. Sayılı dosyası, … … 14.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …/… E. Sayılı dosyası, e-posta yazışmaları, ihtarnameler, tanık beyanları, ticari defter ve belgeler dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yapılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, davacı ile davalı şirket arasında akdedilen, Franchise Sözleşmesi’nin, davalılarca haksız olarak feshedildiği iddiası ile davalılardan, haksız fesih nedeniyle, maddi, manevi tazminat ve yetkisiz bir şekilde yararlanıldığı iddia edilen Medievalkids projesi sonucu elde edilen kârın tespiti ile davalılardan tahsili taleplerini içeren alacak davasıdır.
Davacı ile davalı şirket arasında 23/09/2016 tarihli Franchise Sözleşmesi’nin, imzalandığı konusunda ihtilaf bulunmamakta olup, ihtilaf, sözleşmenin haksız fesih edilip edilmediği, davacının davalılardan tazminat ve kâr alacağı tazminatını talep edip edemeyeceği, edebilecek ise tazminat ve kâr bedelinin miktarlarının tespiti noktalarında toplanmakta olup, dayanak belgelerin incelenmesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususların bilirkişiye tespit ettirilmesi mümkündür.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Mali Müşavir Prof. Dr. … ve Sözleşme Uzmanı Borçlar Hukuku Öğretim üyesi Dr. … tarafından hazırlanan 28/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “…
(1)Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden dava konusu Franchise Sözleşmesinin feshine ilişkin bir değil, üç adet fesih beyanının mevcut olduğunun anlaşıldığı;
(2)Söz konusu fesih beyanlarından ilkinin davacı tarafça davalıya gönderilen 20.12.2016 tarih ve 18:26 saatli whatsapp mesajında yer aldığı ve davalıya değil, davacıya ait bir fesih beyanı olduğu; bu fesih beyanımın davacıya Sözleşmenin 5. maddesinde taninan olağan (sebepsiz) fesih hakkının kullanılması niteliğinde bulunduğu ve Sözleşme m. 5 hükmünde olağan fesih için öngörülen iki aylık fesih öneline bahsi geçen beyanda uyulduğu;
(3)Taraflar arasındaki franchise sözleşmesi zaten davacı tarafın kendi fesih beyanından sonra iki ay süreyle geçerli kalacağı için, bu ilk fesih beyanını takiben davalı tarafça yapılan olağanüstü (derhal etki gösteren ve haklı sebebe dayanması gereken) fesih beyanlarının haksız fesih olduğu kabul edilse dahi davacının alabileceği tazminat tutarının kalan tüm sözleşme süresi değil, ancak iki aylık süre dikkate alınarak hesaplanabileceği;
(4)Bahsi geçen (davacıya ait) ilk fesih beyanından sonra, henüz 2 aylık süre (davacının olağan fesih öneli) dolmadan, bu kez davalı franchise verence iki defa fesih beyanında bulunulmuş olduğu; bu beyanlardan ilkinin, davalı tarafça davacıya gönderilen … 22. Noterliği 22.12.2016 tarih ve … yev. no.lu ihtarnameyi takiben taraflarca imzalanan 13.01.2017 tarihli ve “TESLİM TESELLÜM TUTANAĞI” başlıklı belgede, ikincisinin ise yine davalı tarafça davacıya gönderilen …. Noterliği 19.01.2017 tarih ve … yevmiye no.-lu fesih ihbarnamesinde yer aldığı;
(5)Bahsi geçen bu son iki fesih beyanının olağanüstü (derhal etkili olan ve haklı sebebe dayanması gereken) fesih niteliği taşıdıkları; olağanüstü (haklı sebeple) fesih beyanında bulunan tarafın uyuşmazlık halinde feshin dayandığı sebeplerin haklılığını ispatlaması gerektiği; aksi takdirde, olağanüstü fesih hakkının yokluğu nedeniyle, sözleşme ilişkisinin olağanüstü fesih beyanıyla sonlanmış kabul edilemeyeceği;
(6)Nihai takdiri elbette Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, dosyaya davalı tarafça sunulmuş olan delillerin …. Noterliği 19.01.2017 tarih ve … yevmiye no.lu fesih ihbarnamesinde belirtilen haklı fesih sebeplerinden “davacının katılması gereken toplantıya katılmaması” haricindeki sebeplerinin haklılığını ispatlamaya yeterli görülmediği:
(7)“davacının katılması gereken toplantıya katılmaması” olarak belirtilen ve hem 13.01.2017 tarihli fesih beyanında hem de …. Noterliği 19.01.2017 tarih ve … yevmiye nollu fesih ihbarnamesinde haklı fesih sebebi olarak beyan edilen vakıanın ise dosya kapsamındaki delillerle sabit görüldüğü;
(8)Davacı franchise alanın davalı franchise veren tarafça çağrıldığı toplantıya katılmamasının, keza davalı franchise veren ile iletişim kurmamama ve müzakerede bulunmama yönündeki açık iradesini 20.12.2016 tarihli whatsapp mesajlarında açıkça ortaya koymasının Franchise Sözleşmesinin 3. maddesinde yer alan: “Taraflar şikayet, tasa ve anlaşmazlıklarını samimi olarak, iyi niyetle, dürüst bir biçimde yüz yüze iletişim ve müzakere yoluyla çözmekle yükümlüdürler. Sorunların çözümünde; telefon, mail, whatsapp vb yazılı ve/veya dijital yolların kullanılması geçersiz ve yasaktır” hükmünü ihlal eden bir davranış olduğu;
(9)Davacının söz konusu davranışı davalı tarafça kendisine gönderilen … 22. Noterliği 22.12.2016 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamedeki toplantı davetine ve ihtara rağmen sürdürmüş olmasının, davalı franchise verene, sözleşmeyi Sözleşme m. 5 uyarınca haklı sebeple feshetme hakkı verdiği; bu nedenle, taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafın 13.01.2017 tarihli fesih beyanıyla, haklı sebeple (olağanüstü) fesih neticesinde sona ermiş olduğu ve davacı tarafın herhangi bir tazminat talep etme hakkını haiz bulunmadığı…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilerek, ek rapor alınmasına ilişkin karar verilmiş, 27/12/2021 tarihli Bilirkişi ek raporunda; ” …bilirkişi kök raporumuzda belirtilen kanaatlerimizde değişiklik gerektirecek bir hususun tespit edilmediği…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Franchise sözleşmesi, sözleşmenin taraflarını, sözleşme veya kanundan doğan yükümlülükleri yapmak ile sorumlu tutmakta olup, belirli sebeplerin varlığı halinde taraflarca haklı nedenle feshedilebilir.Franchise sözleşmesi, belirlenen sürenin sona ermesiyle olağan yoldan sona ereceği gibi, taraflardan birinin ölmesi, iflası veya ehliyetini kaybetmesi hallerinde de sona erebilir. Bunların dışında franchise sözleşmesinin olağanüstü nedenle de “haklı nedenle sona erme” sona erebilir. Olağanüstü fesih halinde, sürekli bir borç ilişkisi doğuran franchise sözleşmesi, belirli veya belirsiz süreli sözleşme ayrımı olmaksızın, feshin karşı tarafa ulaşma anından itibaren ileriye etkili olarak sona erer. Olağanüstü fesih olabilmesi için haklı veya esaslı bir sebebin varlığı aranmaktadır.
Davacı ile davalı şirket arasında imzalanan Franchise Sözleşmesinin;
“Tarafların Hak ve Yükümlülükleri” başlıklı 3. Maddesinde; “….Franchise verenin talep ettiği durumlarda (kriz anlarında) Franchise alanın en geç 24 saat içerisinde toplantıya katılım yükümlülüğü vardır. Aynı şekilde Franchise alanın talep ettiği durumlarda (kriz anlarında) Franchise verenin en geç 24 saat içinde toplantıya katılım yükümlülüğü vardır. Aksi taktirde bir taraf, diğerinin kararlarını kabul etmiş sayılır…” ve “…Franchise veren ve alan birbirleriyle olan iletişim ve ilişkilerini saygı, dürüstlük ve iyi niyet çerçevesinde yürütmekle yükümlüdürler. Olası kriz durumlarında ve sözleşme maddelerinin ihlalinde taraflar öncelikle birbirlerini nazikçe ikaz etmeli ve kusurun giderilmesi için birbirlerine makul süre tanımalıdırlar. Taraflar şikayet, tasa ve anlaşmazlıklarını samimi olarak, iyi niyetle, dürüst bir biçimde yüz yüze iletişim ve müzakere yoluyla çözmekle yükümlüdürler. Sorunların çözümünde; telefon, mail, whatsapp vb yazılı ve/veya dijital yolların kullanılması geçersiz ve yasaktır…” hükümleri,
“Fesih” başlıklı 5. Maddesi,”…Taraflardan biri iş bu sözleşme hükümlerine aykırılığı durumunda diğer taraf yükümlülüklerine aykırı davranan tarafa bu aykırılığı gidermesi yönündeki talebini yazılı olarak iletecek, on beş (15) gün içinde aykırılık giderilmemiş olursa yazılı fesih bildirimi yoluyla sözleşmeyi derhal ve tazminatsız olarak feshedecektir.” hükmü ile de olağanüstü fesih hakkı düzenlenmiştir.
Tarafların, çıkabilecek sorunların çözümü için yüz yüze görüşme yapmak üzere toplantı yapma yükümlülükleri sözleşmenin 3.maddesinde belirtilmiş olup, sözleşme maddesi, taraflarından her birine karşı tarafça çağrılı olduğu toplantıya 24 saat içinde katılma yükümü yüklemekte ve bu yüküme aykırı davranışın yaptırımını da neticesiz kalan toplantı çağrısını yapmış olan tarafın tek taraflı alacağı karara uyma zorunluluğu olarak öngörmektedir. Yine sözleşmenin 3. maddesi, yüz yüze iletişimden ve müzakereden kaçınmamayı taraflara genel bir yükümlülük olarak yüklemekte ve telefon, whatsapp, e-posta vb. uzaktan iletişim yöntemlerinin yüz yüze iletişim yerine geçecek şekilde kullanılmasını açıkça yasaklamaktadır.
Somut olayda, davalı franchise veren …. Dan.Ltd.Şti. tarafından, davacıya, … 22.Noterliği’nin 22/12/2016 tarih ve … yevmiye nolu “..Franchise Sözleşmesi’ne aykırı fiillerin 15 gün içerisinde giderilmemesi durumunda sözleşmenin fesih edileceği…” ihtar edilmiş, davacı ile davalı şirket arasında, 22/12/2016 tarihli ihtarnameye cevap verilmemesi fesih sebebi olarak belirtilerek 13/01/2017 tarihli Teslim Tesellüm Tutanağı imzalanmış, davalı şirket tarafından davacıya ….Noterliği’nin 19/01/2017 tarihin ve … yevmiye nolu “…Franchise Sözleşmesinin feshi…” konulu fesih ihtarı gönderilmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, tüm dosya kapsamına göre alınan kök ve ek bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğundan, mahkememizde de, davacı tarafın, eğitmenlerin bina içinde sigara içmeleri ve bunun velilerce şikâyete konu edilmesi sorununu davalı franchise veren ile yüz yüze görüşmeyle değil, 12/12/2016 tarihli whatsapp mesajında davalıdan eğitmenleri e-postayla bizzat uyarmasını isteyerek çözmeye çalışması, 20/12/2016 tarihli whatsapp mesajlaşması ile davacının, davalı şirket ile yüz yüze görüşme yapmama iradesini açıkça ortaya koymasının başlı başına bir sözleşmeye aykırılık hali teşkil ettiği, 22/12/2016 tarihli ihtarnameye cevap vermediği ve iş bu ihtarnamede açıkça yer almasına rağmen çağrılı olduğu toplantılara mazeretsiz olarak katılmaması, yaşanmakta olan sorunları 14/01/2017 tarihli ve “Açık Mektuptur” konulu e-postayla üçüncü şahıs müşterilerle paylaşmasının davacının sözleşmenin 3. maddesinde belirtilen hükümlerini ihlal ettiği, 22/12/2016 tarihli ihtarname ile verilen 15 günlük süre içerisinde sözleşmeden kaynaklanan aykırılıkların davacı yanca giderilmemesinin, sözleşmenin 5. Maddesi uyarınca davalı franchise verene, sözleşmeyi derhal (olağanüstü) feshi için haklı sebep oluşturduğu, davacının sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebiyle davalı şirketin sözleşmeyi fesihte haklı olduğu, haklı fesih nedeniyle davacının davalı şirketten maddi ve manevi tazminat talep edemeyeceği, davalı şirket tarafından yetkisiz bir şekilde yararlanıldığı iddia edilen Medievalkids projesine ilişkin davacının adı geçen projeye katkılarına ilişkin delil sunulamadığı anlaşıldığından davacının, davasının, davalı … Ltd.Şti. yönünden reddine, davaya konu sözleşmeyi imzalayan tarafların davacı ile davalı şirket olduğu, davalı …’ın davalı şirket yetkilisi olarak sözleşmeyi şirketi temsilen imzaladığı iş bu davalıya husumet yöneltilemeyeceği kanaati oluştuğundan, davacının, davasının, davalı … yönünden, pasif husumet nedeniyle reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının, davasının, davalı … yönünden, pasif husumet nedeniyle reddine,
2-Davacının, davasının, davalı … Ltd.Şti. yönünden reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 80,70-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 187,85-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 107,15-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.000-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Ltd.Şti.’ne verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.000-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Ltd.Şti.’ne verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
8-Davalı … Ltd.Şti’nin yapmış olduğu 58-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … Ltd.Şti’ne verilmesine,
9-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
10-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır