Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/979 E. 2022/914 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/979 Esas
KARAR NO :2022/914

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:31/10/2017
KARAR TARİHİ:22/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; 04/10/2009 günü, …sevk ve idaresindeki … plakalı aracı, hakimiyeti kaybetmesi sonucu meydana gelen kazada araçta yolcu olan müvekkilinin malul – sakat kaldığını, kazaya ilişkin hazırlık soruşturmasının … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Numaralı dosyası üzerinden yürütüldüğünü, kazaya asli ve tam kusuru ile sebebiyet veren … plakalı aracın, kaza tarihi itibariyle geçerli bir zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi bulunmadığından oluşan zarar davalı sorumluluğunda olduğunu, davalı yanın kaza tarihi itibariyle sorumlu olduğu sakatlanma ve ölüm tazminatının kişi başına 150.000-TL olduğunu,
müvekkilinin kaza neticesi vücudunun çeşitli yerlerinden ağır şekilde yaralanmış olduğunu, hareket kaybına uğramış olduğunu, yapılan tedavilere rağmen eski sağlığına kavuşamadığını, bu nedenle hesaplamaya esas özür oranının tespiti amacıyla Mahkememizce, … Üniversitesi veya Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Başkanlığı’nda rapor alınarak müvekkilinin net özrü – vücut genel çalışma gücünden kaybı, geçici-sürekli iş göremezlik durumun tespit edilmesini talep ettiklerini, 18/01/1992 doğumlu olan müvekkilinin PMF tablosuna göre tahmini yaşam süresinin 48 yıl civarında olduğu, bakiye ömrü boyunca malul bir hayat yaşayacak olan müvekkilinin günlük yaşamını sürdürürken; okul, ev, iş yaşantısında özrü oranında zorlanacağından oluşan mağduriyetin giderilmesi gerektiğini, müvekkilinin, elindeki rapor ve belgelerle maluliyet tazminatının alınması amacıyla davalı … Hesabı Müdürlüğü’ne başvurmuş olduğunu, davalı yanla başvuru aşamasında uzlaşı sağlanamadığını, … hesabından başvuru dosyası getirildiğinde haklılığının anlaşılacağını, sakat kalan- malul olan müvekkili için, fazlaya dair dava ve talep hakları ile HMK 107/1-2 maddeleri uyarınca ilerde dava harcını arttırarak dava değerini yükseltme hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik; 200-TL geçici iş göremezlik ve 3.000-TL daimi iş göremezlik olmak üzere toplam 3.200-TL malullük sakatlık-geçici ve daimi iş göremezlik- tazminatının davalının temerrüt tarihinden işletilecek ticari temerrüt faizi-avans faizi ile birlikte tahsili için iş bu davanın açılma zarureti doğduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; deliller kısmında belirtilen ve getirilmesi gereken belgelerin dosyaya temini için ilgili yerlere, masrafı davanın açılısında yatırılan avanstan karşılanmak üzere müzekkere yazılmasını, davanın kabulü ile: 200-TL geçici iş göremezlik ve 3.000-TL daimi iş göremezlik olmak üzere toplam 3.200-TL malullük sakatlık tazminatının- maddi tazminatın davalıdan tahsili ile taraflarına verilmesini, davalıya başvuru tarihini takip eden 8 iş günü sonrası temerrüt tarihi olduğundan, bu tarihten itibaren ticari temerrüt faizine- avans faize hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının, motorlu araç sürücüsünden şikayetçi olmamış olduğunu, ceza kovuşturma yapılmasını sağladığını, uzamış cezanın zamanaşımı vekil eden kurum aleyhinde kullanılmaması gerektiğini, dava dilekçesinde olay tarihinin 04/10/2009 olarak belirtildiğini, huzurdaki davanın ise 2017 yılında açıldığını, olay tarihinden itibaren 8 yıllık süre geçmiş olduğundan davanın zamanaşımı sebebiyle reddedilmesi gerekeceğini, davaya konu olayın, taksirle yaralama sebebiyle meydana geldiğini, sebeple olayda ceza dava zamanaşımı olan 8 yıllık süre dahi dolduğunu, 5237 sayılı TCK m. 66/2-e gereği dava zamanaşımı sebebiyle davanın reddedilmesi gerektiğini, uzamış ceza zamanaşımı süresi dolduğundan esasa ilişkin bir inceleme yapılmadan davanın reddedilmesini talep ettiklerini, huzurdaki davanın uzamış ceza zamanaşımı vekil eden kurum aleyhine kullanılamayacağını, zira davacı taraf kazaya sebebiyet veren sürücü …’dan şikayetçi olmaması sebebiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar savcılık tarafından verildiğini, … C.Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı … sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda bu husus tespit edildiğini, ortada, suçtan dolayı herhangi bir ceza yargılaması yokken, vekil eden kurum hakkında da uzamış ceza zamanaşımının uygulanmaması gerektiğini, bu sebeple, emsal yargıtay içtihatları gereğince de süresinde açılmayan davanın reddini talep ettiklerini, 6704 sayılı kanun ‘un 5. Maddesi ile 2918 sayılı kanun’un 97. Maddesinde yapılan değişiklik gereği, dava açmadan önce ek tazminat sebebiyle de müvekkili kuruma başvuru koşulu arandığından ve huzurdaki davanın, başvuru şartı gerektiği şekilde yerine getirilmeden açıldığından davanın usulden reddi gerektiğini, davanın kazaya karıştığı belirtilen … plaka sayılı araç sürücüsü ve işletenine ihbar edilmesini talep ettiklerini, geçici iş göremezlik talebinin muhatabının … hesabı olmadığını, söz konusu talebin teminat dışında olduğu yeni düzenleme ile de sabit olduğundan, talebin reddi gerektiğini, vekil eden kurumun sorumluluğunun motorlu araca atfedilen kusur oranı ve kaza tarihindeki teminat limiti ile sınırlı olduğunu, kaza sebebiyle ödenmesi gereken miktar varsa kusur ve sürekli maluliyet oranı gözetilerek uzman bilirkişiler tarafından hesaplanması gerektiğini, olayda hatır taşıması söz konusu olup mevzuat gereği tazminatın buna göre belirlenmesi gerektiğini, davanın açılmasına sebep olmayan vekil eden kurumun herhangi bir kusuru söz konusu olmadığından, faize yönelik taleplerin de kabul edilemeyeceğini, yukarıda açıklanan nedenlerle; davanın zamanaşımı sebebiyle reddini, usule ilişkin itirazlarının değerlendirilerek, 6704 sayılı Kanun’un 5. Maddesi ile 2918 sayılı KTK 97. Maddesinde yapılan değişiklik gereği dava açmadan önce müvekkili kuruma eksik belge ile başvuru yapıldığından davanın reddini, davanın olaya sebebiyet verdiği belirtilen … plakalı araç sürücüsü …ihbarını, zorunlu trafik sigortası genel şartları teminatına dahil olmayan taleplerin reddi ile esas bakımından dahi haksız ve mesnetsiz açılmış bulunan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
… CBS … nolu soruşturma dosyası, hastane kayıtları, sağlık raporları, hasar dosyası, SGK ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm deliller toplanmıştır.
Dava, 6098 sayılı TBK’nın 54.maddesinde düzenlenen bedensel zararların tazmini davasıdır.
Davacı, 04/10/2009 tarihinde, dava dışı sürücü …sevk ve idaresindeki … plakalı araçta yolcu olarak bulunduğunu, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu tek taraflı olarak meydana gelen trafik kazasında, yaralandığını ve bedensel zarara uğradığını, kazaya yol açan aracın zorunlu mesuliyet sigortası bulunmadığından, meydana gelen zarardan davalı … Hesabı’nın sorumlu olduğunu bu nedenle, bedensel zarar miktarının tespiti ile başvuru tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı … Hesabı’ndan tahsilini talep etmiştir.
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davaları, 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu ve 6098 sayılı TBK’nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup, işleten ile sigortalının sorumluluğu paraleldir ve işleten, sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve sigortacı, zarara sebep kazanın ”mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş” olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
Motorlu araç işleteninin 2918 sayılı yasanın 91/1 maddesi kapsamında Karayolları Motorlu Araçlar ZMMS’ni yaptırmadan aracını işletmiş ve işletilme sırasında bir zarara sebep olmuş ise 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14 maddesi gereği zorunlu sigortayı yaptırmadan motorlu aracı işleten kişilerin ve plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araçların sebep oldukları zararları karşılamak amacıyla … Şirketleri bünyesinde … Hesabı oluşturulduğundan kaza tarihinde yürürlükte bulunan sigorta poliçesi için belirlenen limitle sınırlı olmak kaydıyla … Hesabı meydana gelen zarardan sorumludur. Bu manada … Hesabının statüsü ile sigorta şirketinin hukuki statüsü ve sorumluluğu paraleldir.
Buna göre bedensel zararlara ilişkin tazminat TBK 55. Maddesindeki; “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” şeklindeki düzenlemeye göre belirlenecektir.
İhtilaf, tarafların vaki kazadaki tazminata esas kusur oranı, davacının tazminata esas maluliyet oranı ve iyileşme süresi ve yoksun kaldığı kazanç itibariyle bedensel zararının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Kusur oranı, maluliyet oranı ve iyileşme süresi ile zarar miktarının tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirmesi gerekmektedir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından alınan, 06/05/2019 tarihli kusur raporunda ; “…Sürücü …’un, %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğunun…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından alınan, 08/06/2021 tarihli maluliyet raporunda; “…… ve … kızı 18/01/1992 doğumlu …’un 05.10.2009 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında malüliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan sürekli malüliyet tayinine mahal olmadığı,
İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Adli Tıp İkinci Üst Kurulu tarafından alınan 24/02/2022 tarihli raporda; “…… hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler İkinci Üst Kurulca tekrar değerlendirildiğinde;
… ve … kızı, 18/01/1992 doğumlu …’un 05/10/2009 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının:
a-) 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan maluliyet oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu,
b-) İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği,
c-) Özürlülük/Engellilik kavramıyla meslekte kazanma gücü kaybı, çalışma gücü kaybı kavramlarının farklı kavramlar oldukları, farklı tüzük ve yönetmeliklerin farklı bölümlerinde değerlendirildikleri, aralarında bağlantı bulunmadığı, bu nedenle … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin 16/10/2019 tarihli Kararı ile İlgili İhtisas Kurulu ve Üst Kurulumuzun mevcut Kararları arasında çelişkiden bahsedilemeyeceği…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Hesap Uzmanı … tarafından hazırlanan 25/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda; “…
A-Olay: 04.10.2009 günü saat 23:00 sıralarında, Sürücü …sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile … Dağı Milli Parkı istikametinden … … Mahallesi yönüne doğru seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybederek sol taraftan yoldan çıkıp takla attığı dava konusu trafik kazası meydana geldiği,
B-Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu, Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 2019/1185/1477 sayı ve 06.05.2019 tarihli Raporunda;
Olayda;
-Sürücü …’un %100 ( yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı,
C-Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın 2. Üst Kurulu tarafından düzenlenen 2021/143087/3205 sayı, 03.02.2022 tarih ve 410 karar nolu raporunda;
18.01.1992 doğumlu …’un 05.10.2009 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının:
-Maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan maluliyet oranın %0 olduğu,
-İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceğine mütalaa olunduğu,
D-Davacı … kaza tarihinde 17 yaşında, henüz çocuk yaşta ve herhangi bir gelirinin olmaması nedeni ile geçici iş göremezlik zararının olamayacağı,
E-Ancak takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere davacının geçici iş göremezlik zararın hesaplandığı ve
-Davacı …’un 3 aylık geçici iş göremezlik zararının 1.509,45 TL olacağı,
… Hesabı’nın 2009 yılı için kişi başı teminat limiti 150.000,00 TL olduğu,
G-Davacı vekilinin başvuru dilekçesinin teslim edildiği tarihten sonraki 8 iş gününün 12.10.2017 tarih olacağı,
H-Sorumluluk temerrüt tarihi ve faiz türü gibi hukuki olgular konusunda takdir tamamen sayın mahkemeye ait olacağı…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
… Sosyal Güvenlik Merkezi’ne yazılan yazı ile davacıya rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının sorulması neticesinde bildirilen 08/12/2017 tarihli cevapta, “..davacıya geçirdiği kazaya ilişkin rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılmadığı …” bildirilmiştir.
Davacı vekili, 26/07/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini, toplam 4.509,45-TL. olarak ıslah ederek, davalıdan tahsilini talep ettiği anlaşılmış, ıslah harcının ikmal edildiği görülmüştür.
“…..davacı …’ın vücut çalışma gücünü % 3.3 oranında kaybettiği ve 4 ay geçici iş göremezlik süresi bulunduğu belirlenmiş, aktüerya bilirkişi raporunda ise davacının öğrenci olması nedeniyle geçici iş göremezlik hali için zararı bulunmadığı bildirilerek tazminat hesaplaması yapılmamıştır. Kaza tarihinde anılan davacı 17 yaş, 6 aylık olup, öğrencidir. Yalnızca meslek sahipleri ve çalışıp kazanç elde etmekte olanların değil, uğranılan kaza nedeniyle tedavi ve iyileşme sürecinde günlük işlerini yapamayan diğer kişilerin de maddi tazminat talep edebileceğinin kabulü gerekmekte olup, olay sırasında 17 yaşında olan davacının 4 aylık tedavi ve iyileşme sürecinde maddi tazminat isteyebileceği gözetilerek aktüerya bilirkişisinden bu süre için asgari ücret üzerinden tazminat miktarı hesaplattırılıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir..”. (Yargıtay 17. HD 09/03/2016 T., 2015/11410 E.- 2016/2961 K.)
“… davacının iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayacağı, bu dönemde ise %100 malul sayılacağı belirtilmiş, mahkemece davacı küçüğün gelir getirici işte çalıştığının ispat edilemediği gerekçesi ile maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Halbuki beden gücü kaybı nedeniyle 9 aylık geçici iş göremezlik döneminde de daha fazla efor sarf ederek hayatını idame ettirmek durumunda olacak davacının, bu dönem için asgari ücret düzeyinde kazanç kaybı zararının tespit edilip hüküm altına alınması gerekir iken mahkemece, davacının bu kısma ilişkin tazminat talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir…”(Yargıtay 17. HD 11/12/2014 T., 2013/13253 E.- 2014/18409 K.)
Dosya kapsamı, düzenlenen kusur, maluliyet ve aktüer bilirkişi raporları denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görüldüğünden, 2009 yılı için, Hazine Müsteşarlığı tarafından, ölüm/sakatlık için kişi başı teminat limitinin 150.000-TL. olarak belirlendiği, kazaya karışan dava dışı sürücünün kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğu ve davalı … Hesabı’nın meydana gelen zarardan dava dışı sürücünün kusuru oranında teminat limiti kapsamında sorumluluğu bulunduğu, davacının sürekli maluliyet oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, davalıdan sürekli iş göremezlik talebinde bulunamayacağı, bilirkişi tarafından hesaplanan geçici iş göremezlik tazminatını, davalıdan talep hakkı mevcut olduğu, dava tarihinden önce davalıya başvuruda bulunulduğu ve temerrüt tarihi itibariyle faiz işletilmesi gerektiği kanaati oluştuğundan, davacının davasının kısmen kabulü ile, 1.509,45-TL. geçici iş göremezlik tazminatının, 11/10/2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine, karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile, 1.509,45-TL. geçici iş göremezlik tazminatının,11/10/2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre, alınması gereken 103,11-TL. harçtan peşin alınan 31,40-TL. harcın mahsubu ile geriye kalan 71,71-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.509,45-TL. vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.509,45-TL. vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 31,40-TL. başvurma harcı + 31,40-TL. peşin harç + 10-TL. ıslah harcının toplamı olan 72,80-TL.’nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.000-TL. bilirkişi ücreti + 2.670,50-TL. ATK fatura ücreti + 100-TL. adli muayene rapor ücreti + 630,10-TL. tebligat-müzekkere masrafları olmak üzere toplam 4.400,60-TL. yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre 1.473,01-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 55-TL. tebligat-müzekkere masrafı olan yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre 36,58-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.