Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/974 E. 2018/226 K. 27.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/974 Esas
KARAR NO : 2018/226
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/04/2013
KARAR TARİHİ : 27/03/2018
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24.05.2011 günü saat 2:40 sıralarında sürücü… yönetimindeki … plakalı kamyonetle görüş mesafesinin açık, araç trafiğinin yoğun, yaya trafiğinin normal olduğu şehirlerarası meskun mahal içerisindeki yolda yol çalışması nedeniyle tek yönlü yolun iki yönlü olarak trafiğe açıldığını, bu yol üzerinde yolun ilerisini kontrolden uzak tutup, trafik işaret levhalarını göz önüne almadan, yaya geçidi olmasına rağmen yaya geçidi geçişine göre sağa direksiyon tedbiri alması gerekirken yayanın geçiş istikametine doğru direksiyon tedbiri alması gerekirken yayanın geçiş istikametine doğru direksiyon tedbiri aldığını, hızını azaltması gerekirken 85 km hızla seyrederek seyrine göre yolun sağından yaya geçidi üzerinden karşıdan karşıya geçmekte olan ve yolun yarısını bitirmiş olan 6 yaşındaki …’e çarparak ölümüne neden olduğunu, Burdur Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas nolu dosyasına verilen 12/02/2012 tarihli bilirkişi raporunda … plakalı kamyonet sürücüsü …’ın 3/8 nispetinde ilgili kurum ve kuruluş kazanın oluşumunda gerekli trafik tedbirlerini ve işaretlemeleri almadığından kazada 3/8 nispetinde kusurlu olduğu sonucuna varıldığını, davalı tarafa ait … plakalı aracın 26/08/2010 ve 26/08/2011 tarihleri arasında geçerli … nolu poliçe ile davalı … Sigorta şirketine Trafik Sigortalı olup bakiye zararın Sigorta Şirketine tahsiline karar verilmesini talep ettiğini, açıklanan hususlar gözetilmek suretiyle 24.05.2011 tarihinde meydana gelen ölümlü trafik kazası nedeniyle, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 6100 sayılı Yasanın 107.maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak toplanacak delillere göre destekten yoksun kalma tazminat tutarları belirlenerek olay tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalılara ödetilmesine, sorumluluğun derecesine ve maddi zararın kapsamına göre 50.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek faizi ile Karayolları Genel Müdürlüğünden tansiline, yetersiz ödemeye ilişkin ibranamenin iptali ile bakiye maddi tazminatın Sigorta Şirketinden tahsiline, faizin işleten sürücü ve Karayolları Genel Müdürlüğü yönünden olay tarahinden, sigortacı yönünden temerrüt tarihinden itibaren işletilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin sorumluluklarla orantılı olarak davalılardan ortaklaşa ve zincirleme tahsiline, işleten ve sürücünün taşınır ve taşınmaz malları ile bankalardaki ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı … Sigorta vekilinin vermiş olduğu 17/05/2014 havale tarihli cevap dilekçesi ile, davadan önce davacılar tarafından müvekkili şirkete vaki başvurusu üzerine … nolu hasar dosyası açıldığını ve iş bu hasar dosyası kapsamında ,aktüerler siciline kayıtlı aktüerden alınan rapor doğrultusunda belirlenen … adına 05.08.2011 de 5.082-TL ibraname kaşlığında davacılara ödendiğini, bu meyanda davaya konu talepler bakımından davacılar başvurusuna müteakip davacılar tarafından kayıtsız ve şartsız ibra edilmiş olan müvekkili şirket açısından davanın reddinin gerektiğinin, müvekkili şirketin sigortalısının kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğunun ispat edilmesi halinde sigortalısı araç sürücüsünün kusuru oranında müvekkili şirketin sorumluluğunun söz konusu olacağını, davanın açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkili şirket aleyhine yargılama giderlerine faize ve vekalet ücretine hükmolunmamasını , müvekkili şirmekin sigortacı olarak faiz yükümlülüğünün ancak Karayolları Trafik Kanununun 99.maddesi gereğince temerrüt tarihinden 8 iş günü sonrasından itibaren söz konusu olabileceğini , dava konusu somut olayda ise davacı tarafın müvekkili şirkete dava öncesinde hiçbir müracaatı bulunmadığını, bu sebeple müvekilli şirketten olay tarihinden itibaren faiz talep edilmesinin tamamen yersiz ve haksız olup , ancak dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini, bu sebeple haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davacının mükerrer taleplerinin reddine, müvekkili şirketin dava açılmasına sebep olmadığından tüm yargılama giderlerinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı …Şti.ile … vekilinin vekilinin vermiş olduğu 10/06/2013 havale tarihli cevap dilekçesi ile,davalı müvekkilinin davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacının dayanağının Burdur Asliye Ceza Mahkemesine sunulan bilirkişi raporunda müteveffa …’in ışıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığını , geçitlerde ve kavşaklarda yaklaşan aracın uzaklığını ve hızını göz önüne almadan uygun zamanda geçmemek kuralını ihlal etmesi sebebi ile 2/8 oranında kusurlu olduğunu belirttiğini, davaya konu kazanın meydana gelmesinde davalı müvekkillerinin kusur ve sorumluluklarının bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekilinin 21/05/2014 havale tarihli cevap dilekçesi ile,açılan davanın görevli ve yargı yerinde açılmadığını ve bu sebepten reddini talep ettiklerini, dava konusu kazanın meydana geldiği tarihte bölünmüş yol yapım çalışmalarının devam etmekte olduğunu ve yol yapım çalışmalarına ilişkin işaretlemelerin eksiksiz olarak yapıldığının 11.06.2011 tarihli tutanak ile sabit olduğunu, açılan davanın müvekkili kuruma yöneltilmesinin mesnetsiz olduğunu bu nedenle yersiz açılan davanın öncelikle görev ve yetki nedeniyle esastan reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava dilekçesi, cevap layihası ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Davalı sigorta şirketi tarafından 05.08.2011 tarihinde davacıya 5.082TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Davaya konu poliçenin … Sigorta tarafından düzenlendiği ve 26.08.2010 ve 2011 vadeli olup 200.000TL limitli olduğu anlaşılmıştır.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş, taraf vekilleri duruşmada beyanlarını tekrar etmiştir.
Mahkememizde açılan dava;ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminata ilişkindir.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN TOPLANAN DELİLLERDEN:
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, dosya rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi Hesap Bilirkişisi … tarafından tanzim edilen 16/01/2014 havale tarihli bilirkişi raporunda; tarafların iddiaları özetlenmiş, davalı …’ın yönetimindeki … plakalı araçla 24.05.2011 günü seyir halinde iken olay yerinde yaya geçidinden karşıya geçmekte olan davacının kızı…’ya aracın sol ön tampon, far ön köşe kesimleri hizasında çarpması sonucunda ölümle sonuçlanan trafik kazasının meydana geldiğini, ceza yargılamasında davalı sürücü …’e 3/8, yol bakım ve yapımı ile sorumlu olan kuruluşun 3/8 ve muris …’nın 2/8 oranında olaya etkili olduğunun mütalaa edildiğini, ancak Burdur Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı ceza yargılamasında Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 24.07.2012 tarih ve 3260 sayılı raporuna göre sanık sürücü Mehmet ile yoldaki işaretlemelerden sorumlu kuruluş yetkililerin eş değer kusurlu olduğunu, müteveffa muris …’nın kusursuz olduğunun mütalaa edildiğini, buna göre davalılar açısından müteselsil sorumluluk cari olmakla, 818 sayılı BKnun 142/1 fıkra hükmü ve 44/1 fıkra hükmü dikkate alınarak 2/8 oranında indirim yapıldığını, takdirin mahkemeye ait olduğunu, kazaya sebebiyet veren araca ilişkin 26.08.2010-2011 vade tarihli ve … no ile araç işletenin sorumluluğunu karşılamak için mecburi mali mesuliyet sigorta poliçesi tanzim edildiğini, olay tarihinde azami limitin 200.000TL ile cari olduğunu, bu sigortanın zarar sigortası olduğundan, sigortacının limit ile tayin edilen miktar değil, gerçekleşen zararı limit dahilinde ödemekle yükümlü olduğunu,Rabia’nın ölümü sebebi ile maddi zararlarının hesaplanması noktasında ölüm tarihinde 6 yaşında olup, babasının muhtemelen 20 yıl destekten yoksun kalacağının, annesinin ise 26 yıl destekten yoksun kalacağının hesaplandığını, 2014 yılı için bilinen en son asgari brüt ücret üzerinden hesaplama yapılarak kazançların netleştirilmesi, destek gelirinin paylaştırılması ve destekten yoksun kalma zararının hesaplanması yöntemleri ile davacı annenin müteveffanın 2/8 kusurlu olmasına binaen 18.008,32TL, müteveffanın kusursuz olmasına binaen 25.923,97TL karşılanmamış zararının bulunduğunu, davalı … Sigortanın yetersiz ödemesinin yasal faiz de güncellenerek indirilmesi sonucunda davacı annenin karşılanmamış destekten yoksun kalma zararının hesaplandığını, tüm zararların poliçe limiti dahilinde kaldığı ve şirketlerin faizden sorumluluğunun mevcut olup, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten 8 iş günü sonra temerrüt için ilk iş günü olduğunun, delillerin takdir ve münakaşası ile hukuki değerlendirmenin mahkemeye ait olduğuna dair görüş ve kanaate vardığı görülmüştür.
Tarafların tüm delilleri dosya içine celp edilmiş, ekonomik ve sosyal durumları araştırılmış, olaya yönelik bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Dava konusu olayda yapılan ceza yargılamasında Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Daire Başkanlığının 24.07.2012 tarih ve 3260 sayılı raporuyla müteveffa küçük yaya …’in kusursuz olduğu, sanık sürücü …’ın eş değer kusurlu olduğu, yoldaki işaretlemeden sorumlu kuruluşun yetkilisinin eşdeğer kusurlu olduğu yönünde rapor düzenlendiği anlaşılmakla, müteveffanın olayda kusursuz olduğu yönündeki rapora itibar edilmiştir.
Davalı Karayolları Genel Müdürlüğüne dava yöneltilmiş ise de, idarenin hizmet kusuruna dayalı davaların Adli Yargı Mahkemelerinin görev alanına girmediği ve davanın İdare Mahkemelerinde açılması gerektiği anlaşılmakla, davacının davalı Karayolları Genel Müdürlüğü bakımından açtığı davanın görev yönünden reddine karar verilmesi görüş ve kanaatine varılmıştır.
Diğer davalılar yönünden davacının açtığı davanın zarar sigortalarından olan ve Karayolları Trafik Kanunun 85/1 f maddesinden kaynaklanan işletenin sorumluluğunu karşılamak için aynı yasanın 91/1f maddesi gereğince mecburi mali mesuliyet sigorta poliçesi ve bu poliçenin genel şartları ve KTK 93 hükmü uyarınca işletenin sorumluluğu açısından kaza tarihindeki poliçe azami limiti ile gerçekleşen zararı davalıların ödemekle yükümlü oldukları değerlendirilmekle, usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu ile hesaplandığı üzere davalılardan … Sigortanın 05.08.2011de 5.082,00TL davacıya ödeme yapmasının gerçek zararı karşılamadığı, ödenen miktar ile bilirkişi raporunda hesaplanan 31.662,59 TL. toplam zarar arasında açık ve faiş farkın bulunduğu, yetersiz ödeme nedeni ile davacının destekten yoksun kalma zararının poliçe limitleri dahilinde ve davalıların sorumluluğunda olduğu, yapılan ödemeler çıktıktan sonra davacının 25.923,97 TL. destekten yoksun kalma tazminatının talep edebileceğinin hesaplandığı, davalı sigorta şirketinin 05.08.2011 de ödeme yapmakla, davacının belgeleri tam ve eksiksiz verdiği ve bu tarih itibariyle davalı sigorta şirketinin temerrüdünün başlayacağı, diğer davalıların ise işleten olmakla ve eylemi gerçekleştirmekle, kaza tarihinden itibaren hesaplanan zararın yasal faizinden sorumlu olacakları, bilirkişinin murisin destek olma durumunun tartışılması, destek süresi, kazanç ve kazançların netleştirilmesi, destek gelirinin paylaştırılması ve destekten yoksun kalma zararının hesaplanmasında izlenen yöntem ile maddi zarar hesabı, bakım ve yetiştirme giderlerinin tenzili esaslarında yaptığı hesaplamaların oluşa ve yasaya uygun olduğu, böylelikle davacının 25.923,97 TL. destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine yönelik, mahkememize yasal ve vicdani kanaat gelmiştir.
Davacı annenin manevi tazminatına yönelik taleplerinin ölümlü trafik kazası nedeni ile davacının büyük elem ve üzüntü duymasının açık olduğu ve olay nedeni ile evladını kaybetmesinden dolayı sarsıntı geçirip manevi açıdan zarar göreceğinin açık olduğu, bu durumda maddi zararın kapsamına ve manevi zararın kişiyi zengin edecek şekilde ve karşı tarafı yoksulluğa düşürecek şekilde takdir edilemeyeceği ilkesine dayalı olarak tarafların şahsi ve mali durumları da dikkate alınarak, takdiren 5.000TL olarak tayinine karar verilmesi yolunda mahkememize yasal ve vicdani kanaat gelerek anlatılan bütün bu nedenlerle tarafların talep ve itirazları ve dosyadaki belge ve bilgiler birlikte değerlendirilerek, dava konusu talepler hakkında davalı … yönünden açılan davanın hizmet kusuruna dayanması nedeniyle yargı yolu caiz olmadığından usulden reddine; davacının davasının diğer davalılar yönünden kısmen kabulü ile 25.923,97-TL tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden 05/08/2011 tarihinden itibaren diğer davalılar yönünden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine; davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile takdiren 5.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte işleten ve sürücüden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılar … Şti. ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
T.C.YARGITAY …Hukuk Dairesi ESAS NO: … KARAR NO:… 02.02.2017 tarihli ilamı ile Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, B.K.’nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda, kaza tarihi, kusur durumu, murisin yaşı ve tarafların sosyal ve ekonomik durumularına ilişkin hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacı için takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve manevi tazminat miktarı bir miktar artırılmak suretiyle hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.Dosya mahkememize gelerek… Esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Yargıtay …. Hukuk Dairesinin … … sayılı kararında Manevi tazminatın tahsiline dair karar manevi tazminat zenginleşme aracı olmamak ile beraber bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebi ile duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlandığı ve bu sebeple tanıkların sosyal ve ekonomik durumları ile 6098 sayılı BK 56.maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve mesafet kuralları çerçevesi bir sonuca varılmadığı, Zira M.K. 4.maddesinde kanunun takdir ettiği hallerde hakimin hak ve mesafete göre hükmedeceği öngürölmüştür. Buna göre davacı için takdir olunun manevi tazminatın kaza tarihi, kusur durumu ve oluşa göre uygun olmadığı görülmüş hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere davacı yararında bozulmuş olup,Yine yargıtay …Hukuk Dairesinin 07/12/2015 tarih … … sayılı kararında dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Sigorta şirketi hükmedilen gerçek zarar miktarından ve ferilerinden kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumludur. Davacı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinden %30 oranında kusurlu olduğu belirtilmesine rağmen kusur indirimi yapılmadan sigortanın sorumluluğuna hükmedilmesi isabetli değildir. 2918 sayılı K.T.K. 99/1 ZMSS genel şartlarının B maddesi uyarınca sigorta şirketinin tazminatı ödeme yükümlülüğü kendisine riziko ihbarı yapıldıktan itibaren 8 iş günü sonunda başlar sigortacıya başvurmadan dava açılması veya icra takibi yapılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir. Davacı tarafın davalı sigorta şirketine tazminat için başvurmamış ise dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekeceği,Keza Yargıtay …Hukuk Dairesi 14/10/2015 tarihli … sayılı kararının 6098 T.B.K 56. maddesine göre hakimin özel hallerde manevi zarar adı altında hak sahibine verilmesi ve karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat zarara uğrayana ile manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonuda olan özgün bir nitelik taşır manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi muhakemeler hukukuna ilişkin zararın karşılanmasında amaç edilmememiştir. Zarar görenin zenginleşmememiş zarar sorumlusununda fakirleşmemesi gerekir.
Takdir edilecek miktarın mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan olmalıdır. 22/06/1976 günlü ve 7/7 içt.bir. K. Gerekçesinde ve takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkiyelecek özel hal ve şartlarda açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konudaki takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleride karar yerinde objektif ölçülerine göre isabetli bir şekilde göstermelidir. O halde mahkemece meydana gelen trafik kazası sonucu yolcunun ölüme nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen olsa giderilmesi amacı ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları olayın meydana gelişi şekli davalıların sorumluluğunun niteliği vefat edenin yolcu olması davalıların kusur oranlarıda göz önünde bulunudurulduğunda olay tarihindeki paranın davacıları için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha düşük makul tazminata hükmedilmesi gerekeceğinden kararın bozulmuş olduğu, yine Yargıtay …Hukuk Dairesinin 02/03/2016 tarih … sayılı kararında trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminata ilişkin davada murisin kusur oranı tenzil edilmeden bulunan rakamlara hükmedilmesi doğru olmadığı belirtilmiştir.Bu miktar üzerinden Davanın kabulü cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM;Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Mahkememizin 09/05/2014 tarih … esas sayılı … sayılı kararının 1 ve 2 nolu bentlerinin kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına, 20.000,00 TL. manevi tazminatın 24/05/2011 tarihinden itibaren davalılar … ŞTİ …dan yasal faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine,
2-Bakiye isteminin reddine,
3-Mahkememizin 09/05/2014 tarih…esas sayılı 2014/147 sayılı kararının 1 ve 2 nolu bendlerinin kesinleşmiş olması ve bu miktarlardan 5.000,00 TL manevi tazminata teşekkül eden 341,55 TL bakiye karar ve ilam harcı da peşin alınan harçdan mahsup edilmiş ve bu miktarın davalılardan tahsili amacıyla Harç Tahsil Müzekkeresi yazılmış olması sebebiyle;
-20.000,00-5.000,00 TL=15.000,00 TL.Üzerinden 492 sayılı Harçlar Kanununun 15.maddesi gereğince,… oran üzerinden hesaplanan 1.024,65 TL. nispi karar ve ilam harcının davalılar Üçler…LTD.ŞTİ ve …’dan tahsiline, Hazine adına İRAD KAYDEDİLMESİNE.
4-Davacı tarafından bozmadan sonra yapılan 204.00 TL. yargılama giderlerinin kabul-red oranına göre hesaplanan 81,60 TL.nin davalılar …ŞTİ ve …’dan alınmasına, davacıya verilmesine, geriye kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına.
5-Davalılar …Şti ve …’dan tarafından yargılama gideri yapılmadığından, kabul-red oranlamasına göre, davalılar yararına yargılama gideri taktirine yer olmadığına.
6-Davacı davasını vekille takip ettiğinden, Av.Asg.Üc.Tarifesinin 13/1.maddesi gereğince, III.kısımda belirtilen oranlar üzerinden hesaplanan 2.400,00 TL. nispi vekalet ücretinin davalıdan alınmasına, davacıya verilmesine.
7-Davalılar davasını vekille takip ettiğinden, Av.Asg.Üc.Tarifesinin 10/2.maddesi gereğince, 2.400,00 TL. nispi vekalet ücreti davacıdan alınmasına, davalılar …Şti ve …’a verilmesine.
8-HMK.nun 333.maddesi gereğince artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde taraflara iadesine.
Dair kararın Yargıtay yolu açık olmak üzere davacı vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır