Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/938 E. 2018/42 K. 24.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/938 Esas
KARAR NO : 2018/42
DAVA : Elatmanın Önlenmesi (Banka Teminat Mektubundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2017
KARAR TARİHİ : 24/01/2018
Mahkememizde görülmekte olan Elatmanın Önlenmesi (Banka Teminat Mektubundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … ile müvekkili … Turizm…. Şti.olan kredi borcuna karşılık kredi sözleşmesi akdedildiğini, … şahsi kefil olarak kefalet sözleşmesini imzaladığını, davalı banka asıl borçluya başvurmadan tahsil imkanını kullandığını, sözleşme konusu kredi borcunu davacı şirket hesabından hukuka usule ve kanuna aykırı olarak tahsil edildiğini, müvekilli şirket tarafından ticari işlerinin devam etmesi için birden fazla bankayla çalışmakta olduğunu ve kredi kullandığını, müvekkili şirket kredi notunun düşmesi kredi kuruluşları tarafından kefalet karşılığı verilen kredilerin geri çağrılma riski bulunması ve verilen kredilerin geri çağrılmaya bağşlanması gibi kullanılmamış kredi limitleri sıfırlanmasının önüne geçmek için kredi sözleşmesinden doğan müteselsil kefilliğini yerine getirmek zorunda bırakıldığını, genel kredi sözleşmesine şahsi olarak kefil olan müvekkili …’nun kefalet sözleşmesinde eşinin rızası’nın alınmadığını, davalı banka ile müvekkili şahıs atarafından dava konusu genel kredi sözleşmesine şahsi olarak kefil olması durumunda ise TBK. 584.maddesinde kefaletin geçerlilik hususlarından biri olan eşinin yazılı rızası alınması şartına bağlandığını, bu sebeple müvekkil tarafından genel kredi sözleşmesi imzalandığında evli olması ve eşinin rızası alınmadan kefil olduğundan kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu, bu nedenlerle davalı bankanın asıla başvurmadan doğrudan kefil ya da müteselsil borçlu olan müvekkillerin hesabından yapılan kredi tahsilatlarının tedbiren davalı bankanın kredi taksitlerinin davacı kefillerden tahsilinin dava sonuna kadar durdurulmasını, müvekkil …nun eşinin rızaso bulunmadğından davalı bankaya dava dışı verilen kefaletin hükümsüzlüğünün tespitini ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil bankanın … Şubesi tarafından 29/04/2015 tarihli 7.500.000 TL tutarlı Genel Kredi sözleşmesine bağlı olarak … personel….A.Ş, … ve …’ın müteselsil kefaleti doğrultusunda … Turizm….LTD ŞTİ.lehine 15/05/2015 tarihinde 7.500.000 TL tutarında ticari taksitli kredi kulandırıldığını, kullandırılan 60 ay vadeli taksitli taksitli ticari kredinin ödemelerinde aksama olması nedeniyle borçlulara İstanbul … Noterliği’nin … tarih ve … sayılı hesap kat ihtarnamesi gönderildiğini, davacı borçlular tarafından müvekkil bankaya hitaben … Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi gönderildiğini, davacı taraf dava dilekçesinde TBK 586.maddesinde dava dışı kredi borçlusu … Turizm…LTD ŞTİ.başvurmadan ve hesap kat edilmeden davacı müteselsil kefillerden her ay düzenli olarak kredi borcunun tahsil edilmesinin yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, TBK 586.maddesinin başlığı müteselsil kefalet olup müteselsil kefiller hakkında yapılacak icra takibinin şartlarını içerdiğini, davacı müteselsil kefil …’nun kefalet sözleşmesini imzalarken eşinin rızasının alınmadığı iddiası haksız hukuki ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, TBK 584.maddesi 3.fıkrasına göre ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler için eşin rızası aranmadığını, madde hükmü uyarınca müteselsil kefil …’nun kefalet sözleşmesini imzalarken eşinin rızası alınmadığını, bu nedenlerle açılan davanın reddini ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava dilekçesi ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizde açılan dava; dava tarihi sonrası ödeme tarihi gelecek olan kredi taksitlerinin ödeme günü itibari ile müvekkilleri açısından muaccel hale gelmeyeceği gerekçesi ile taraflar arasındaki muarazanın menine.
Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir. (HMK.m.123)
Uygulamada davacı “davayı atiye bırakıyorum”, demekte mahkeme bunun bazen feragat bazen davanın takip edilmemesi olarak dosyanın işlemden kaldırılması, bazen sulh bazen de davanın geri alınması olarak yorumlamaktadırlar. Hukukumuzda davanın atiye bırakılması diye bir kurum olmadığından Böyle bir durumda, hakim davacıya iradesini açıklaması için süre verilmeli; davanın geri alması niteliğinde ise zımnen muvafakat mümkün olmadığından davalının açık muvafakati aranmalıdır.
Davacının vekilinin davayı geri alabilmesi için özel bir davayı geri alma yetkisi bulunmasına gerek yoktur.
Dava davalının yokluğunda devam ediyorsa, davacının davayı geri almasının imkanı yoktur. (Kuru- Hukuk Muhakemeleri Usulü- II.CİLT sh.1685, 6. Baskı)
Davayı geri alma talebi ve buna muvafakatin mahkemeye karşı yazılmış dilekçe ya da duruşma tutanağı yazdırmak ve taraflara imzalatmak suretiyle yapılması gerekir.
Davanın geri alması durumunda mahkeme karar verilmesi yer olmadığına şeklinde karar verilmesi gerekir.
Davalının rızası ile davanın geri alınması halinde, davalı yararına yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilir. (Yılmaz- Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi. Sh. 809. )
Davalı davacının davayı geri almasına muvafakat etmezse, davaya devam olunur ancak davacı isterse, davayı takip etmeyerek dosyayı işlemden kaldırtır.
Davacı vekili 19/12/2017 havale tarihli dilekçesi ile davanın geri alınmasını talep ettiği, davalı vekili 19/01/2018 tarihli dilekçesi ile “karşı tarafça davanın geri çekilmesine muvafakat ettiğini” bildirmiştir.
Yukarıda da belirtildiği üzere, işbu davamızda HMK.nun 123.maddesinde belirtilen şartlar gerçekleşmiş olup, davanın geri alınması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK.nun 123.maddesi gereğince; davanın geri alınması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA.
2-Harçlar kanununa göre alınması gerekli 35,90 TL harcın davacıdan peşin alındığından 31,40 harçtan bakiye kalan 4,50 TL hacın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına ,
3- Davalı taraf talep etmediğinden lehine avukatlık ücreti verilmesine ve yargılama gideri hükmedilmesine yer olmadığına ,
4- Davacı taraflarca yapılan yargılama giderlerinin, tarafların üzerinde bırakılmasına.
5 – istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır