Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/933 E. 2019/271 K. 26.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/933 Esas
KARAR NO : 2019/271
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 20/10/2017
KARAR TARİHİ: 26/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat
davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 20/10/2017 tarihli verdiği dilekçesi özetle;
06/09/2015 tarihinde sürücü Hakkı Manaroğlu sevk ve idaresindeki … plakalı aracın … Mahalle istikametinden geldiğini ve Giresun Merkez istikametine doğru seyir halinde olduğu sırada Çaldağ Karayoluna 370 m. mesafesinde bulunan Y tipi kavşağa aşırı hızlı ve dikkatsizce girmesi ile aracın kontrolden çıktığını ve gidiş istikametine göre yolun sağından 8 m. derinlikte bulunan Şepe Deresine devrildiğini ve tek taraflı yaralanmalı, maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, söz konusu kazada yolcu olarak bulunan müvekkilinin ağır derecede yaralandığını ve … Devlet Hastanesi, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ile … Devlet Hastanesi’nde tedavi gördüğünü, kaza sonrasında düzenlenen kaza tespit tutanağında … plaka sayılı aracın sürücüsü Hakkı Manaroğlu’nun asli ve tam kusurlu olarak bulunduğunu, aracın sigorta şirketince kaza tarihini kapsayacak şekilde ZMMS poliçesi olduğunu ve 14/04/2016 tarihinde kabul edilen 6704 sayılı yasanın madde 5- 2918 sayılı Kanunun 97. maddesindese “..zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiğini, sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurulabileceği” şeklinde değiştirildiği ve davalı … şirketine 06/10/2017 tarihinde yazılı başvuruda bulunulduğunu, 15 günlük yasal süre içerisinde verilen cevapta bir takım eksik evrak bildiriminde bulunulduğunu ve bu evrakların içerisinde sağlık kurulu raporuna da yer verildiğini, ancak Bölge Adliye Mahkemesi 11.HD’nin 04/05/2017 tarih 2017/645 E. 2017/464 K.sayılı kararı ile “..belirtilen eksik belgelerden kesin ve sürekli maluliyet oranına ilişkin sağlık kurulu raporunun davacı tarafça kısa sürede tamamlanabilecek bir husus olmadığı, bu durumda davalı … şirketinin isteminin davacının haklarının sürüncemede kalmasına yol açacak nitelikte olduğundan başvurunun sonuçsuz kaldığının kabulü ile anılan maddede düzenlenen dava şartı gerçekleştiğinden uyuşmazlığın esasına girilerek delillerin toplanması gerekirken mahkemece KTK’nun 97. Maddesindeki başvuru şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmadığı” kararı verildiğini, görüleceği üzere sağlık kurulu raporunun eksik evrak olarak değerlendirilerek müvekkilinden talep edilmesi halinde müvekkilinin hakkının sürüncemede kalacağını, işbu gerekçelerle fazlaya ilişkin hak ve alacaklarının saklı kalması ile 100,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden kusuru oranında tahsili ile taraflarına ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana bırakılmasını talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP
Davalı vekili 26/12/2017 tarihli verdiği dilekçesi özetle;
Kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olduğunu, ancak müvekkili sigorta şirketinin poliçeden kaynaklanan maddi tazminat talebinden doğan sorumluluğunun ise bedeni zararlar halinde şahıs başına azami poliçe teminat limiti dahilinde 290.000 TL ile sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sınırlı olduğunu, öyle ki poliçede azami teminat limitinin yazılı olmasının bu miktarın herhalükarda ödeneceğinin anlamına gelmediğini, çünkü KTK Mecburi Mali Mesuliyet sigorta poliçelerinin “Meblağ Sigortası” niteliğinde olmayıp “Zarar Sigortası” niteliğinde olduğunu, davacı yanın herhangi bir bedel, ücret ödemeksizin kaza sırasında … plakalı araçta hatır yolcusu olarak bulunduğunu ve seyahat ettiğini, dolayısıyla sürücünün sorumluluğunu üstlenmeleri sebebiyle uygulanacak hatır indirimi müvekkili şirket için de geçerli olmasının gerektiğini, iş bu nedenlerle aleyhlerine tazminata hükmedilecek bile olsa, olayda hatır taşıması söz konusu olması sebebiyle, hesaplanacak tazminatın hatır taşıması sebebiyle asgari %25 indirim yapılması gerektiği ile KTK 99/1 maddesi gereğince “..sigortacı, zarar görenin tazminat ödemeyi gerektiren belgeleri tam ve eksiksiz bir şekilde kendisine teslim etmesinden itibaren 8 iş günü içinde ödemeyi yapmadığı takdirde temerrüde düşmüş olacağını ve zarar görenin faiz hakkı temerrüd tarihinden itibaren doğacaktır” hükmünün bulunduğunu, davacının ise işbu davasından önce taraflarına başvuruda bulunduğunu ve ödemeyi gerektiren belgeleri tam ve eksiksiz bir şekilde müvekkiline ilettiğini, bu sebeple müvekkili şirketin temerrüdünden bahsedilemeyeceğini, ayrıca dava konusu talep bir haksız fiil olan trafik kazasından kaynaklanmakta olduğunu, ticari iş olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, dolayısıyla avans faiz talebinin yasal bir dayanağı bulunmamasından hukuken kabulünün mümkün olmadığını, arz edilen yukarıdaki gerekçeleri ile davanın reddine, sorumluluğun azami poliçe teminatı ile sorumlu tutulmasına, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı yana bırakılmasını talep etmişlerdir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Dava, trafik kazası neticesinde uğranılan sürekli iş göremezlik sebebiyle tazminat isteminden ibarettir. Ancak davacı davadan feragat etmiştir.
Davadan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir ve mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir beyan ile ya da dilekçeyle olur. Kanunda yazan özel haller dışında ve tarafların serbestçe tasarrufta bulunabileceği durumlarda feragat beyanının geçerliliği için karşı tarafın ya da mahkemenin muvafakati gerekmez. 6100 sayılı HMK’nın 307 ve devamı maddelerine göre usulüne uygun yapılan feragat beyanı ile kesin hükmün sonuçları oluşur.
Açıklanan gerekçelerle davacı vekilinin 25/02/2019 tarihli dilekçe ile davadan feragat etmesi ve vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin de bulunması nedeniyle davanın feragat nedeni ile reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli 29,60 TL harcın peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1,80 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalı yargılama gideri talep etmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı vekalet ücreti talep etmediğinden bu yönde hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır
¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.