Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/929 E. 2020/396 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/929 Esas
KARAR NO:2020/396

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:13/08/2013
KARAR TARİHİ:10/09/2020

Taraflar arasında görülen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; müvekkilleri ile davalılardan … ve … arasındaki iş ortaklığının 20/08/2002 tarihli sözleşme ile tasfiye edildiğini, davalıların bu sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerine riayet etmemesi üzerine müvekkili tarafından davalar açıldığını, bu davaların birleştirilerek netice itibariyle ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı kararı ile taleplerinin kısmen kabulüne karar verildiğini, birleşen davalardan ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında, kar kaybının talep edildiğini, söz konusu dosyada talebin dava tarihine kadar hesaplandığını, 2003 ve 2004 yılı için günlük kiralama bedelinin 65-85 TL olarak kabul edildiğini, iş bu davanın 26/02/2004 tarihinden sonraki dönemde uğradıkları kar kaybına ilişkin olduğundan, kiralama bedellerinin esas alınarak zararın belirlenmesi gerektiğini, yukarıda belirtilen kararın kendilerince asıl ve birleşen davalar yönünden temyiz edildiğini, birleşen dava yönünden temyiz sebeplerinin dava konusu araçların oto kiralama faaliyetinde kullanılmakta olduğunu, fiili haciz sonucu bu araçların kiralanması olanağının kalmadığını, bu nedenle araçların fiili haczi nedeniyle taraflarında kar kaybı meydana geldiğini, ancak kar kaybı olduğunu bildirdiği 27 araçtan fiili haczi yapılan 17 adet araç için kar kaybı hesabı yapılarak diğer 10 araç için ise herhangi bir hesaplama yapılmadığını, oysa bu 10 aracın kar kaybı hesaplamasına dahil edilmesini, bu 10 aracın kar kaybı hesaplamasına dahil edilmediğinden ve temyiz sonucuna göre bu davanın yürütülmesi gerektiğinden; davalıların …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptıkları itirazlarının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … ile … ve …. Şti. vekili verdiği cevap dilekçesi ile; davacının taleplerinin dayanağı olan sözleşmenin batıl olduğunu, kar kaybı talebinin zamanaşımına uğradığını, 20/08/2002 tarihli sözleşmenin batıl olması nedeniyle tarafların sözleşmeye göre aldıklarını aynen iade ile yükümlü olduklarını, davacı yanın sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde batıl sözleşmeye göre verdiğini geri isteyebileceğini, buna ilişkin emsal Yargıtay kararları olduğunu, sebepsiz zenginleşme davasının 2 yıllık süreye tabi olduğunu, temyiz incelemesinde olan …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, çünkü bu davanın temyizdeki davanın devamı niteliğinde olduğunu, dava içinde ve dava dışında hacizle bağlanan araçların yerine yeni araçların alındığını ve kiralama faaliyetinin devam ettiğinin beyan edildiğinden, kar mahrumiyeti iddiasının gerçek ve samimi olmadığını, …. Noterliğinden … tarihinde gönderilen … yevmiye numaralı ihtarnamede ve Yargıtay aşamasında olan dava dosyasında yer alan dava dilekçesinde hacizle bağlanan araçların yerine yeni araçların alındığı ve kiralama işine devam edildiğinin açıkça beyan edildiğini, bu sebeple davacı yanın araçların bağlanması nedeniyle kira elde edemediği iddiasının gerçek ve samimi olmadığını, davacı şirketin havalimanında kısa süreli araç kiralama işi yapan bir firma olduğunu, havalimanında araç kiralama şirketlerindeki araçların bakımlı ve yeni araç bulundurmalarının zorunlu olduğunu, dava konusu araçların 2000-2001-2002 model araçlar olduğunun anlaşıldığını, aynı işi yapan tacirin aynı derecede karlılık göstermesinin mümkün olmadığını, davacı şirketin para borcunu ifa etmediğini, davacı …’nun müvekkillerine para borcu olduğunun sabit olduğunu, yerel mahkemenin davacı …’dan 165.377 TL tutarında bir alacağının olduğunu tespit ederek araç bedelinden mahsup edildiğini, davacı ile müvekkillerinin tanışmasının oto kiralama işi nedeniyle olduğunu, davacı ile müvekkillerinin birlikte oto kiralama işine girmiş olduklarını, alınan araçların tamamının da müvekkillerinin parası ile alındığını, bu nedenle araçların trafik kayıtlarının ve ruhsatlarının müvekkilleri adına yapıldığını, ancak davacıların güven sarsan davranışları nedeniyle ortaklığın yürümediğini, ve mevcut ortaklığın sonlandırılması için protokol yapıldığını, oto kiralama işinde kullanılan araçların müvekkillerinin parasıyla alındığı ve davacının parasal katkısı olmadığı için davacı …’nun müvekkillerine borçlu çıktığını, davacı yanın davaya konu araçların parasını ödemediğinin protokolden de anlaşıldığını, Protokolden anlaşılacağı üzere davacı …’nun noter işlemleri sırasında borçlarına karşılık teminat olarak müvekkiline 186.000 TL tutarlı senet vermeyi taahhüt ettiğini, davacının vereceği teminat senedinin icraya konularak araçların kayıtlarına haciz konulacağını, davacı …’nun sözleşmede belirtilen bu teminat senedini vermediği için araçların devrinin de yapılamadığını, noter işlemleri sırasında 186.000 TL senet verileceği belirtildiğinden, bu senet alınmadan devir işlemlerinin yapılmamasında müvekkillerine atfedilecek herhangi bir kusurun olmadığını, müvekkilinin kendi alacağını teminat altına alan 186.000 TL tutarlı senedi teslim almadan devir işlemi yapmadığını, davaya konu araçların müvekkilinin parasıyla alındığını, davacı yan bu maddi gerçeği bildiğinden noter devir işlemleri sırasında 186.000 TL tutarlı senet vermeyi kabul ettiğini ancak senet vermediğini, davacı yanın sözleşmeyi kendisinin ihlal etmiş iken tam tersine müvekkillerini suçlayan beyanlarla davalar açtığını, belirttiği gibi 1.750.000 TL kar mahrumiyetinden kalma iddiasının gerçek dışı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili verdiği cevap dilekçesi ile; davada ileri sürülen taleplerin zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin haksız fiil nedeniyle zarardan sorumlu olduğunun ileri sürüldüğünü, yasal düzenlemeler ve yerleşik yargı kararları uyarınca haksız fiilin işlendiği tarihten itibaren 2 sene içinde davanın açılması gerektiğini, müvekkiline isnat edilen haksız fiilin ise binek otomobillerin haksız haczedilip fiilen bağlanması iddiası olduğunu, delil olarak dayanılan dava dosyaları incelendiğinde, iddia edilen fiillerin üzerinden 10 sene geçtiğini, bu sebeple esasa girilmeden davanın zamanaşımı yönünden reddini talep ettiklerini, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında, müvekkili yönünden husumet nedeniyle davanın reddine karar verdiğini ve kararın müvekkili aleyhine bozulması ihtimaline binaen davacıların, müvekkilini iş bu davada davalı olarak gösterdiğini, husumet yokluğu nedeniyle reddedilen davadaki beyanlarının geçerliliğini koruduğunu, bu nedenle kısaca husumet itirazında bulunduklarını ve davanın husumet nedeniyle müvekkili yönünden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, temyiz incelemesinde olan davanın bekletici sorun olarak ele alınması gerektiğini, haksız fiilde gerçek zarar ilkesinin hakim olduğunu, bu sebeple kar mahrumiyetinin gerçek zarar olarak kabul edilemeyeceğinden haksız fiil sorumluluğuna dahil edilemeyeceğini, 01.06.2011 tarihli … E. … K. sayılı Hukuk Genel Kurulu kararında vurgulandığı üzere zararın kapsamının belirlenmesi için haksız eylem sebebiyle yapılan gerçek masrafların belirlenmesinin gerektiğini, Hukuk Genel Kurulu kararında açıklandığı üzere hukukumuzda gerçek zarar ilkesinin geçerli olduğunu, zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebileceğini, … tarihinde …. Noterliğinden gönderilen … yevmiye numaralı ihtarnamede ve Yargıtay aşamasında olan dava dilekçesinde hacizle bağlanan araçların yerine yeni araçların alındığının ve davacı yanın yeni araçlarla ticaretine devam ettiği hususunun kendi beyanıyla sabit hale geldiğini, bu nedenle davacının araçların bağlanması nedeniyle çalıştıramadığı ve kar elde edemediği iddiasının gerçek ve samimi olmadığını ve beyanlarının tutarsız olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizde yapılan yargılama sonucunda, Mahkememizin … tarih ve … E., … K. sayılı kararı ile,”…Bekletici mesele yapılan ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının celp edilip incelenmesinden; eldeki dosyanın davacıları olan … ile … vekilleri tarafından davalılar … ve … aleyhine alacak ve cezai şartın tahsili davası açıldığı, bu dosya ile birleşen ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında da kar kaybı zararının tahsilinin talep edildiği, mahkemece yapılan yargılama sonunda asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ile birleşen davada, fiili haciz nedeniyle davacı elinden alınan 17 aracın kullanılamamasından dolayı davacının fiili haciz tarihleri ile birleşen dava tarihi arasındaki dönemde maruz kaldığı 94.516 TL kar kaybının faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilerek asıl ve birleşen davada verilen kararların yargıtayca onanarak kesinleştiği görülmüştür. Bu durumda taraflar arasındaki iş ortaklığının tasfiyesinden kaynaklanan, kar kaybı da dahil tüm uyuşmazlıkların kesinleşen mahkeme kararı ile çözümlendiği, kesinleşen karar ile davacının fiili haciz tarihinden dava tarihinde kadarki kar kaybınının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verildiği, eldeki davanın ise yasal dayanağının bulunmadığı kanaatine varılmakla, bu kanaat ışığında davanın reddi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz kararının davacılar vekili ile davacı şirketi temsilen kendi adına asaleten davacı …’nun temyiz etmesi üzerine temyiz incelemesini yapan Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 09/06/2016 tarih ve 2015/13860 E., 2016/6416 K. sayılı ilamı ile ” … Dava, kar kaybının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve inkar tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, işbu davanın ek dava olarak açıldığı, iş bu davada 26/02/2004 tarihinden sonraki dönemde yoksun kalınan kar kaybının talep edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, daha önce taraflar arasında görülüp kesinleşen davada, davacı tarafın kar kaybı araçların fiili haciz tarihinden birleşen dava tarihine (26.02.2004) kadar hesaplanmış ve karara bağlanmış olup, işbu davada ise anılan tarihten sonraki kar kaybı talep edilmektedir. Bu bağlamda mahkemece, kabulün aksine ek olarak daha sonraki döneme ilişkin kar kaybının tahsiline yönelik görülmekte olan davanın dinlenebileceğinin kabulü gerekir.
Bu durumda mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda uyuşmazlığın esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken isabetli görülmeyen yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle mümeyyizler yararına bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle Mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmuş, bilirkişi raporları alınmıştır.
Dava; İİK’nın 67. maddesi gereğince açılmış itirazın iptali davasıdır.
…. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacılar tarafından, davalılar aleyhine 1.750.000 TL asıl alacak için ilamsız icra takibi yapıldığı, davalılar tarafından süresinde itiraz edilmesi neticesinde takibin durduğu ve bu davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
….Asliye Ticaret Mahkemesinin … E., … K. sayılı dosyasının incelenmesinde; asıl davada, davacılar … ve …. Şti. tarafından davalılar … ve … ve ….Ltd.Şti. aleyhine alacak ve cezai şart tazminatının tahsiline ilişkin dava açıldığı, bu dava ile birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında, … ve …. Ltd. Şti. tarafından davalılar … ve ….Ltd.Şti. ve … aleyhine açılan davada; yapılan haksız haciz işleminin haksız fiil olduğunu, bu nedenle uğranılan zararın dıavalılar tarafından ödenmesi gerektiğini, araçlar üzerine fiili haciz konularak bağlanan ve bu şekilde satılan araçların davacılar tarafından bu dönemde kiraya verilmemesi nedeniyle uğranılan kar kaybını 120.975 Euro olduğunu, bu miktardan şimdilik 3.000 Euro’ sunun tahsiline, yeni araç alınması nedeniyle uğranılan zarar için 1.000 Euro, haksız haciz nedeniyle oluşan müşteri kaybından dolayı 2.000 Euro olmak üzere toplam 6.000 Euro maddi tazminatın ve 20.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ettiği, birleşen dava için verilen ıslah dilekçesi ile, kar kaybı taleplerinin 146.575 TL ‘ye yükseltildiği, yapılan yargılama sonucunda, 10/10/2012 tarihli karar ile, “… araçların rayiç değeri 320.500 TL’den davacıların borç miktarı olarak belirlenen 165.377 TL’nin tenzili ile bakiye 155.123 TL miktarındaki alacağın davalılardan alınarak davacılara verilmesine, taraflar arasındaki tasfiye sözleşmesinde karşılıklı ve aynı anda ifa edilmesi gereken edimlerin bulunduğu, ayrıca davacının ödeme yükümlülüğünü tam olarak yerine getirmediği, bu nedenle BK. 81. maddesi kapsamında araçların devrinin yapılmadığı gerekçesi ile, cezai şart isteminde bulunamayacağı kabul edilerek bu istemin reddine, Birleşen davada; davacının kar kaybı talebi bakımından yapılan değerlendirmede, davalı tarafından devri gereken 27 adet aracın devrinin gerçekleşmediği, bu nedenle davalı şirketin borcu nedeniyle icra takiplerinin yapıldığı, takip alacaklısının davalı … olduğu, kesinleşen takiplerden dolayı davalı adına kayıtlı olan ancak taraflar arasındaki Protokol kapsamında davacıya devri gereken 17 adet aracın dosyada mevcut bulunan ve 4. Bilirkişi raporuna ek olarak alınan 2. Ek raporda, bu 17 aracın her birinin hangi icra dosyasında hangi tarihte fiilen haczedildiğinin liste halinde gösterildiği, bu açıklamaların dosya kapsamı ile uyumlu bulunduğu, davacıya trafikte devredilmesi gereken bu devrin yapılmadığı gibi fiili haciz ile bağlanıp davacı elinden alınan 17 adet aracın kullanılmaması nedeniyle davacının zarara uğradığı ve 30/03/2012 tarihli ek raporda fiili haciz tarihleriyle birleşen dava tarihleri arasında olmak üzere tüm işletme giderleri ve masrafları da tenzil edildiğinde, davacının kar kaybının 194.516 TL olduğunun belirtildiği, bu rapordaki açıklamaların gerekçeli ve denetime elverişli olması nedeniyle itibar edildiği ve kar kaybı zararının davalı …den alınarak davacılara verilmesi gerektiği, manevi tazminat koşullarının oluşmadığı, bu nedenle bu istemin reddi gerektiği, her ne kadar takip alacaklısı … adına dava açılmış ise de; ortaklığın tasfiyesine ilişkin esas ve birleşen davaya dayanak olan sözleşmede …’un taraf olmadığı ve alacağın muvazaalı olduğunun da kanıtlanamadığı, dolayısıyla bu davalıya husumetin düşmeyeceği kabul edildiğinden, bu davalı hakkındaki davanın bu nedenle reddi gerektiği …. ” gerekçesi ile, asıl davanın kısmen kabulüne, 155.123 TL araç bedelinin davalılardan tahsiline, cezai şart isteminin reddine, birleşen davada davalı … aleyhine açılmış davanın husumet nedeniyle reddine, davalı şirket hakkında açılan davanın kısmen kabulüne, 94.514 TL kar kaybının davalı şirketten tahsiline, manevi tazminat talebinin reddine karar verildiği, kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 06/03/2014 tarih ve 2013/2157 E., 2014/4252 K. sayılı ilamı ile onandığı görülmüştür.
Bilirkişiler …, … ve … Mahkememize sundukları 23/07/2018 tarihli Bilirkişi raporunda; davacının 26.02.2004-31.07.2013 tarihleri arasındaki kar kaybı alacağının, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin ve Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2015/13860 Esas ve 2016/6416 Karar sayılı ilamlarında davacının araçlarının fiili haciz tarihi ve dava tarihi arasındaki kar kaybına ait 94.516 TL’nin davacı lehine onanmasına karar verildiğini ve 26.02.2004 tarihinden sonraki dönemler içinde kar kaybı hesaplaması yapılması kararı doğrultusunda davacının kar kaybı alacağının 26.02.2004 – 31.07.2013 tarihleri arasında faiz dahil 4.420.733 TL olarak hesaplandığını, ancak davacının talebi ile bağlı olmasından dolayı talep ettiği kar kaybının 1.750.000 TL + işlemiş faiz alacağı 868.875 TL olmak üzere toplam 2.618.875 TL davacının alacağının olduğunu belirtmişlerdir.
Bilirkişiler …, … ve …’den oluşan heyete … de eklenerek alınan 18/01/2019 tarihli Bilirkişi Ek raporunda; davacının 26.02.2004 – 31.07.2013 tarihleri arasındaki kar kaybı alacağının, ….Asliye Ticaret Mahkemesinin ve Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2015/13860 Esas ve 2016/6416 Karar sayılı ilamlarında, davacının araçlarının fiili haciz tarihi ve dava tarihi arasındaki kar kaybına ait 94.516 TL’nın davacı lehine onanmasına karar verdiği ve 26.02.2004 tarihinden sonraki dönemler içinde kar kaybı hesaplaması yapılmasına kararı doğrultusunda davacının kar kaybı alacağının 26.02.2004 – 31.07.2013 tarihleri arasında faiz dahil 7.414.997,54 TL olarak hesaplandığı ancak davacının talebi ile bağlı olmasından dolayı talep ettiği kar kaybı 1.750.000 TL+İşlemiş faiz alacağı 868.875 TL olmak üzere 3.019.975 TL davacı alacağı olduğunu belirtmişlerdir.
Bilirkişiler …, …, … ve … mahkememize suhduğu 13/05/2019 tarihli Bilirkişi 2. Ek raporunda; Davacının …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile başlattığı ilamsız takipte icra takip tarihi itibariyle raporda belirtilen 1. Seçeneğin kabul görmesi halinde 8 yıl 5 ay 19 günlük net kar kaybı talebinin 584.302 TL olduğu, rapordaki 2. Seçeneğin kabul görmesi halinde 2 yıllık net kar kaybı talebinin 157.306 TL olduğu, 3. Seçeneğin kabul görmesi halinde 5 yıllık net kar kaybı talebinin 381.947 TL olduğu, kök ve ek raporda yer alan rakamların aynı olduğunu belirtmişlerdir.
Mahkememizce bilirkişi rapor ve ek raporları hüküm kurmaya yeterli görülmediğinden, yeni bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Bilirkişiler Prof. Dr. …, Prof. Dr. …, Prof. Dr. … ve … Mahkememize sundukları 18/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Yargıtay ilamı ve Mahkeme kararına göre 26/02/2004 tarihinden icra takip tarihi olan 14/08/2012 tarihine kadar davacının talep edebileceği miktarın hesaplanmasında davacı yanca, geçmiş yıl veya sezonda elde edilen genel giderler ve masraflardan arındırılmış net kar miktarının hesaplanması ile ilgili olarak Yargıtay denetiminden geçen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E., … K. sayılı ilamındaki 30/02/2012 tarihli bilirkişi raporunun baz alındığını, araç kiralama işinde, trafiğe yeni çıkan bir aracın trafiğe çıkış tarihinden itibaren en fazla 5 yıllık ömrü olduğu hususunun … sıra nolu Vergi Usul Genel Tebliğinde yer almakta olduğunu, iş bu tebliğin … tarih ve … nolu gazetede yayımlandığını, araç kiralama sektöründe işletme giderlerinin bakım, onarım, kasko, sigorta, yıpranma payları dikkate alınarak, hesaplamanın yapılması gerektiğini, bu gider kalemlerinin özellikle yıllar içinde artarak devam edeceği ve bu nedenle de mevcut oran Mahkeme kararındaki %30’luk bedel baz alınarak bu yüzdenin yıllara göre … Bankasından alınmış olan Tüfe artış oranlarından giderek artacağının hesaplandığını, bilirkişi heyeti olarak iki şekilde hesaplama yapıldığını, 1. hesaplamada, her bir aracın 26/02/2004 tarihinden itibaren Vergi Usul Genel Tebliğinde yer aldığı üzere 5 yıllık ekonomik ömür sürelerini tamamlayacakları tarihe kadar geçen süre için hesaplama yapıldığını, burada aracın ilk tescil tarihlerinden itibaren 5 yıllık ekonomik ömrü ve amortisman süresinin dikkate alındığını, her bir aracın ekonomik ömrü sonuna kadar çalışabileceğinin hesaplanarak araç bazında mahrum kalınan net getirisinin hesaplandığını, 2. hesaplama yönteminde ise, 26/02/2004 dava tarihinden 14/08/2012 icra takip tarihine kadar geçen 8 yıl 5 ay 19 günlük sürenin hesaplandığını, 1. hesaplama yöntemine göre 26/02/2004 tarihinden araçların Vergi Usul Genel Tebliğine binaen trafiğe çıkış tarihlerinden itibaren 5 yıllık ömürleri olduğu varsayılarak kiralanması benimsenmesi halinde 17 araca ilişkin her biri ekonomik ömrünü doldurana kadar mahrum kaldığı kar tutarının 577.782,11 TL olarak hesaplandığını, 2. hesaplama yöntemine göre 26/02/2004 tarihinden başlamak, üzere, 14/08/2012 tarihine kadar kar kaybı hesabının yapıldığını, bilirkişi heyeti olarak araçların ekonomik ömürlerini tamamlamış olacakları tescil tarihinden sonraki 5 yıllık sürenin sonunda kiralama işinde kullanılmayacakları varsayımına bağlı 1. hesaplama benimsendiğini, ancak Mahkemenin davacının talebinin haklı görülmesine binaen 2. hesaplamanın yapıldığını, buna göre 8 yıl 5 ay 19 günlük süre için ve araçların iki yıldan sonra yenileri ile değiştirilerek icra takip tarihine kadar kiralamaya devam edildiği varsayımına göre davacının 17 araç ile ilgili mahrum kaldığı kar tutarının 2.249.901,75 TL olduğunu, bilirkişi heyeti olarak 1. seçenek hesaplanmanın benimsendiğini, 2. seçeneğin de görüş olarak sunulduğunu belirtmişlerdir.
Olaya ve dosyaya uygun bulunan ayrıntılı, gerekçeli ve yeterli bilirkişi raporuna Mahkememizce itibar edilmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı, kar kaybının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ettiği ve iş bu davanın ek dava olarak açıldığı, iş bu davada 26/02/2004 tarihinden sonraki dönemde yoksun kalınan kar kaybının talep edildiği anlaşılmaktadır.
Daha önce taraflar arasında …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E., … K. sayılı dosyası ile birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında, davacılar kar kaybı talebinde bulunmuş, davacı tarafın kar kaybı araçların fiili haciz tarihinden birleşen dava tarihine (26.02.2004) kadar hesaplanmış, karara bağlanmış olup, işbu davada ise anılan tarihten sonraki kar kaybı talep edilmektedir.
Mahkememizin … tarih ve … E., … K. sayılı kararı ile, davacının kar kaybı talebinin reddine karar verilmiş, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 09/06/2016 tarih ve 2015/13860 E., 2016/6416 K. sayılı ilamı ile, ” daha önce taraflar arasında görülüp kesinleşen davada, davacı tarafın kar kaybı araçların fiili haciz tarihinden birleşen dava tarihine (26.02.2004) kadar hesaplanmış karara bağlanmış olup, işbu davada ise anılan tarihten sonraki kar kaybı talep edilmektedir. Bu bağlamda mahkemece, kabulün aksine ek olarak daha sonraki döneme ilişkin kar kaybının tahsiline yönelik görülmekte olan davanın dinlenebileceğinin kabulü gerekir ” gerekçesiyle Mahkememiz kararı bozulmuş, Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyulmuş ve bilirkişi raporları alınmıştır.
Bilirkişiler Prof. Dr. …, Prof. Dr. …, Prof. Dr. … ve … tarafından düzenlenen olaya ve dosyaya uygun bulunan bilirkişi raporuna Mahkememizce itibar edilmiştir.
Bilirkişiler 2 seçenekli olarak hesaplama yapmışlardır. 1. seçenekte; …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E., … K. sayılı kararı ile araçların fiili haciz tarihlerinden 26/02/2004 dava tarihine kadar olan süreç için kar kaybının tahsiline karar verildiği, bu kararın onandığı, davaya konu icra takibinde ise, 26/02/2004 tarihinden takip tarihine kadar olan kar kaybının talep edildiği, davacıların geçmiş yıl veya sezonda elde edilen genel giderler ve masraflardan arındırılmış net kar miktarının hesaplanması ile ilgili olarak Yargıtay denetiminden geçen önceki Mahkeme kararında baz alınan 30/02/2012 tarihli bilirkişi raporunun göz önüne alındığını, … sıra nolu Vergi Usul Genel Tebliğine göre araç kiralama işinde trafiğe yeni çıkan aracın trafiğe çıkış tarihinden itibaren en fazla 5 yıllık ömrü olduğu göz önüne alınmak suretiyle ve işletme giderleri olarak %30’luk oran ve bu oranın yıllara göre … Bankasının TÜFE değerlerine göre yapılan hesaba göre davacıların 26/02/2004 tarihinden itibaren 5 yıllık ekonomik ömür sürelerini tamamlayacakları tarihe kadar geçen süre için yapılan hesaba göre davacıların kar kaybının 17 araç için 577.872,11 TL olduğunu, 2. Seçenek hesaplamada ise, dava tarihinden icra takibine kadar geçen 8 yıl 5 ay 19 günlük süre için ve araçların iki yıldan sonra yenileri ile değiştirilerek icra takip tarihine kadar kiralamaya devam edildiği varsayımına göre yapılan hesap doğrultusunda davacıların 17 araca ilişkin kar kayıplarının 2.249.901,75 TL olduğunu belirtmişlerdir.
Bilirkişilerin 1. seçenekte yaptıkları hesabın, … sıra nolu Vergi Usul Genel Tebliğine, taraflar arasındaki ihtilafın mahiyetine, sektör şartlarına ve hakkaniyete uygun olduğu, bilirkişiler tarafından da 1. seçenekte yapılan hesabın benimsendiği hususu göz önüne alınarak Mahkememizce bilirkişiler tarafından 1. seçenekte yapılan hesabın doğru olduğu kabul edilerek, davacıların davalılar … ve …’den 26/02/2004 tarihinden itibaren 17 araç için talep edilebilecek kar kaybının 577.782,11 TL olduğu sonuç ve kanaatine varılarak, bu davalılar hakkındaki davanın kısmen kabulüne, bu davalıların …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında bu miktar asıl alacak için yaptıkları itirazın iptaline, takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, icra takibine konu alacağın likit olmadığı ve yargılamayı gerektirdiğinden, davacıların icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Davalı … hakkında her ne kadar itirazın iptali davası açılmış ise de; bu davalı ile ilgili açılan ilk davanın …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E., … K. sayılı kararı ile husumet yönünden reddine karar verildiği, ortaklığın tasfiyesine ilişkin sözleşmede davalı …’un taraf olmadığı ve alacağın muvazaalı olduğunun da kanıtlanmadığı anlaşıldığından, bu davalı hakkındaki davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … hakkında açılan davanın HUSUMETTEN REDDİNE,
2-Davalılar … ve … ve ….Ltd.Şti.hakkındaki DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
a)Davalılar … ve … ve ….Ltd.Şti.nin …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 577.782,11 TL asıl alacak için yaptıkları itirazın iptaline, bu alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
b)Davacıların icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 39.468,30 TL harçtan peşin alınan 21.135,65 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 18.332,65 TL harcın davalılar … ve … ve …. Şti.den tahsiline,
4-Davacı tarafından yatırılan başvurma ve peşin harç toplamı 21.159,95 TL’nin davalılar … ve … ve …. Şti.’den alınarak davacılara verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul edilen kısmına göre hesaplanan 45.939,11 TL vekalet ücretinin davalılar … ve … ve …. Şti.’den alınarak davacılara verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın rededilen kısma göre belirlenen 73.827,63 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar … ve … ve …. Şti.’ne verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.400 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak, davalı …’a verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan ve davalı … için yapılan yargılama giderleri hariç 10.846,70 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre 3.581,15 TL’sinin davalılar … ve … ve …. Şti.’den alınarak davacılara verilmesine,
9-Davalı … ve …. Şti. tarafından yapılan 153 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre 102,48 TL’sinin davacılardan alınarak davalı … ve …. Şti’ne verilmesine,
10-Davacı ile davalılar … ve …. Şti. tarafından yatırılan gider avanslarının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Davacı …, Davacılar vekili ve Davalılar … ve … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile YARGITAY yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/09/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır