Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/913 E. 2019/1645 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/913
KARAR NO : 2019/1645

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 16/10/2017
KARAR TARİHİ : 26/12/2019

Taraflar arasında görülen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; Müvekkili davacıların davalı şirkette %31.85 oranında pay sahibi olduklarını, Esas sözleşmesel pay gruplaşmasının yanı sıra fiili bir pay gruplaşmasının da bulunduğu davalı … Enerji’nin kalan yaklaşık 2/3’lük paylarının ise iki gruptan oluşan (… ve … Grupları) ve müvekkillere karşı birlikte hareket eden yöneten hâkim hissedarlara ait olduğunu, Yöneten diğer iki pay grubunun birlikte hareket etmesi nedeni ile müvekkillerin söz konusu iki hissedar grubu karşısında yalnız ve azınlıkta kalmış olduklarını, davalı şirketin 2016 yılı Genel Kurul Toplantısının 30/03/2017 tarihinde toplandığını, herhangi bir karar alınmadan toplantının oy birliği ile 14/06/2017 tarihine ertelendiğini, 14/06/2017 tarihinde yapılan ertelenen toplantıda bu defa finansal tablolar ve bağlı konular nedeniyle 17/07/2017 tarihine ertelendiğini, 17/07/2017 tarihinde yapılan ertelenen Genel Kurul toplantısında alınan bir kısım kararların kanuna, esas sözleşmeye ve özellikle dürüstlük kurallarına aykırı olduğundan bu davanın açıldığını, Genel Kurul toplantısının dürüstlük kuralına aykırı olarak şirket merkezi dışında yapılmış olduğunu, davalı şirketin merkezinin… olduğunu, Genel Kurul Toplantısının ise, aynı plazada kat. 19’da yapıldığını, bu durumun TTK.’nın 409/3 ve şirket sermayesi sözleşmesinin 10/e bendine aykırı olduğunu, toplantının yapıldığı 19. kattaki taşınmazın eski şirket merkezi olduğunu, şirket merkezinin başka bir yere taşınması hususunda onlarca kez müracaatta bulunulduğunu ve müvekkilleri tarafından açılan davalarda da bu hususun dile getirildiğini, zira 19. katta bulunan taşınmazı yöneten pay sahiplerinin doğrudan ve dolaylı olarak ortak olduğu ve şirket menfaatleriyle bu şirketlerin menfaatlerinin çatıştığı onlarca şirket tarafından merkez adres olarak kullanıldığını, yirminin üzerinde şirketin 19. katta bulunan bu taşınmazı merkez olarak kullandıklarını, şirket merkezinin bulunduğu 11. katın tadilatından sonra davalı şirketin merkezinin 11. kata taşındığını, buna rağmen Genel Kurulun 19. katta yapılmaya devam edilmesinin davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin kötü niyetinin göstergesi olduğunu, Genel Kurul Toplantısının 11. katta yapılmasının gerektiğine ilişkin müvekkillerinin taleplerinin reddedildiğini, bu durumun kanuna, esas sözleşmeye ve objektif iyi niyet kurallarına açıkça aykırı olduğunu ve Genel Kurul kararının tamamıyla yok hükmünde olduğunu, gerek toplantı öncesinde, gerekse dava konusu toplantı sırasında müvekkili pay sahiplerinin bilgi edinme ve inceleme haklarının ihlal edildiğini, ertelenen 30/03/2017 tarihli ve 14/06/2017 tarihli Genel Kurul toplantılarında 15 günden az süre kalmasına karşın davacı pay sahiplerine vekaleten şirket merkezine gidildiğini, bilgi edinme ve inceleme hakkının kullandırılmak istendiğini, ancak her iki toplantıdan önce de bilgi edinme ve inceleme haklarının kullandırılmadığını, söz konusu durumun tutanak altına alındığını, 3 nolu gündem maddesiyle bağımsız denetçi raporunun okunması maddesinde 2 sayfalık matbu görüş yazısının okunduğunu, oysa bağımsız denetim raporunun toplamda 55 sayfadan oluştuğunu, bağımsız denetim raporunun toplantı öncesinde müvekkillerine verilmediği gibi gündem maddesine aykırı olarak raporun tamamının da Genel Kurul toplantısında okunmadığını, buna ilişkin muhalefet beyanının toplantı tutanağına yazdırıldığını, dava konusu 17/07/2017 tarihli Genel Kurul Toplantısında toplantı öncesinde bilgi edinme ve inceleme hakkının kullandırılmadığı hususunun tutanağa yazılmasının sağlandığını, ayrıca bilgi edinme ve inceleme hakkının kullandırılmasına ilişkin soruların tutanağa yazdırıldığını, bu sorulara karşı Genel Kurulda cevap verilmesi gerekirken yapılan oylama sonucunda 30 gün içinde yönetim kurulu tarafından sorulara cevap vermesi şeklinde karar alındığını, ancak yönetim kurulunun buna riayet etmeyerek 30 gün içinde cevap vermediğini, bu nedenle İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasıyla bilgi edinme davası açıldığını, dava açılmadan önce davalı şirket tarafından soruların çoğuna cevap verilmediğini, bir kısmına ise göstermelik yanıt verildiğini, ayrıca TTK ve Genel Kurul Toplantılarının usul ve esaslarına ilişkin yönetmeliğin toplantıda hazır bulundurulacak belgeler başlıklı 15. maddesi gereğince toplantı esnasında hazır bulundurulacak ve pay sahiplerinin bilgisine sunulacak belgeleri toplantı esnasında hazır bulundurulmadığını, davalı şirketin TTK’nın 195. maddesinde düzenlenen şirketler topluluğu hukuku hükümlerine tabi olduğunu, bu nedenle bağlı ve hakim şirketlerin konsolüde finansal tabloların ve bu topluluk şirketlerine ilişkin defter ve kayıtların da pay sahiplerinin incelenmesine sunulmasının zaruri olduğunu, ancak toplantı esnasında ve öncesinde bu evrakların hazır edilmediğini ve pay sahiplerinin bilgisine sunulmadığını, pay sahiplerinin bilgi edinme ve inceleme haklarını sınırlandıran Genel Kurul kararlarının batıl olduğunu, hakim ve yöneten pay sahipleri payları üzerine rehin ve intifa hakkı tesis ettiklerini, TTK’nın 432/2. maddesi uyarınca oy kullanma hakkının intifa hakkı sahibi bankada olmasına karşın yöneten pay sahiplerinin hukuka aykırı olarak toplantıya katıldıklarını ve oy kullandıklarını, toplantıda oy hakkından yoksun olan kişiler tarafından oy kullanması nedeniyle anılan kararların tümünün yok hükmünde olduğunu, yöneten pay sahiplerinin (… A.Ş. , …A.Ş.) …bank … adlı merkezi Viyana’da bulunan … Bankası ve …bank A.Ş. ile yaptıkları kredi sözleşmesi uyarınca payları üzerine rehin ve intifa hakkı tesis ettiklerinin açıkça anlaşılacağını, TTK.’nın 432/2. maddesi, Anonim şirketlerin Genel Kurul toplantıları hakkında yönetmeliğin 18/5. maddesine göre Genel Kurula katılma ve oy kullanma hakkının intifa hakkı sahibinde olduğunu, bu hususun Genel Kurul toplantısında müteaddit defalarca dile getirildiğini, Genel Kurulda yönetim kurulu üyesi …’ün rehin alınan bankalar tarafından keşide edilen muvafakatnameyi sunduğunu, ancak bu belgenin incelenmesinde yetkili kişiler tarafından tanzim edilmediğini ve bu yetkiyi verme, devretme, belge tanzim etme veya muvafakat verme gibi bir yetkilerinin bulunmadığının anlaşıldığını, … A.Ş.’nin … A.Ş. ve … A.Ş. nin pay devri yapmasına karşın bu durumun tescil ve ilanının yapılmadığının farkedildiğini, TTK’nın 198 ve Ticaret Sicil Yönetmeliğinin 107/1 maddesi uyarınca paylarının donduğunu ve oy kullanmalarının kanunen mümkün olmadığının belirtildiği ve keyfiyetin toplantı tutanağına yazdırıldığını ancak bu itirazın toplantı başkanı tarafından ciddiye alınmayarak toplantıya devam edildiğini, müvekkili davacıların davalı şirkette toplam %31,85 oranında pay sahibi olduğunu, geriye kalan %63,85 oranındaki payların ise … ve … Grubuna ait olduğunu, … ve … Gruplarının şirket çoğunluğunu oluşturdukları gibi son 5 yıldaki tüm toplantılarda da aynı yönde blok oy kullandıklarını, buna göre şirketin yönetimi de bahse konu pay grupları olan anılan pay gruplarının ayrı ayrı ve birlikte TTK’nın 195. maddesi uyarınca hakim şirket, davalı şirketin ise bağlı ortaklık olduğunu, buna göre davalı şirketin hakim pay sahipleri … A.Ş.’nin %37,6 oranındaki payı ile, …A.Ş.’nin %2 oranındaki payı ve … A.Ş.’nin %28 oranındaki paylarının donduğu ve söz konusu pay sahiplerinin toplantıda kullandığı oyların nisaplara dahil edilmemesi gerektiğini, buna göre TTK’nın 198. maddesi uyarınca donan pay oranının %67,6 olduğunu, bu pay miktarının dava konusu kararlara ilişkin nisaplardan çıkarıldığında geriye kalan dağılımın müspet oyların toplamı %0,55, menfi oyların toplamı %31,85 TL olduğunu, buna göre dava konusu Genel Kurul kararlarının hiç birisinin oy çokluğuyla alınamadığını gösterdiğini ve dava konusu kararların reddedildiği sonucuna varıldığını, bu nedenle alınan kararlarda yeterli karar hesabı bulunamadığından kararların yok hükmünde olduğunu, davalı şirket tarafından müvekkillerini bilgi edinme ve inceleme hakları ihlal edildiğinden davacılar tarafından bilanço ile ilgili gündem maddelerinin ikinci kez ertelenmelerinin talep edildiğini, ancak yöneten pay sahiplerinin oy çokluğu ile taleplerinin reddedildiğini, bilançolarının ikinci kez ertelenmesinin hukuka aykırı olarak reddedilmesi sebebiyle alınan tüm kararların iptalinin gerektiğini, toplantı başkanlığının hukuka aykırı olarak teşekkül ettiğini, 2016 yılına ait finansal tabloların müzakeresi ve tasdikinin dava konusu Genel Kurul toplantısının 2 nolu gündemi olduğunu, ancak toplantı esnasında finansal tabloların müzakere edilmediğini, bu nedenle müzakere edilmeden alınan kararların iptali gerektiğini, tüm bilanço kalemlerine esas teşkil eden faturaların içerik denetimlerinin yapılması gerektiğini ancak bu şekilde bilançoların gerçeği yansıtıp yansıtmadığını, yaptırılacak inceleme sonucunda faaliyet raporları ve finansal tabloların TTK’da düzenlenen bilanço ilkelerine, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunun anlaşılacağını, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmeleri başlıklı Genel Kurulun 3. maddesinin kanun, esas sözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, ibra kararlarının TTK’nın 436. maddesi hükmüne aykırı olduğunu, alınan tüm kararların yasaklı oylarla alındığını, oysa yasaklı oyların çıkarılması durumunda etki prensibi uyarınca ibra kararları için gerekli nisapların sağlanamadığının görüleceğini, bu nedenle bu kararın iptali gerektiğini, yönetim kurulu üyeleri aleyhine halen derdest 4 adet sorumluluk davası bulunduğunu, yönetim kurulu üyelerinin kendi faaliyet alanında bulundurdukları şirketlerle yapmış oldukları hukuka aykırı ve pay sahipleriyle şirketi zarara uğratan iş ve işlemlerin bu davaların konusunu oluşturduklarını, 2016 yılına ait karın kullanım şeklinin, dağıtılacak kar ve kazanç pay oranlarının belirlenmesi başlıklı 4. Gündem maddesinin kanun, esas sözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, bu gündem maddesiyle 2016 yılına ait dağıtılabilir kardan ödenmiş sermayenin %5’ine denk gelen brüt 650.000 TL’sinin dağıtımına karar verdiğini, bu kararın hukuka aykırı olduğunu, keyfi olduğunu, zira dağıtılabilir karın tümünün dağıtılmaması için hiçbir objektif ya da subjektif gerekçenin bulunmadığını, dağıtılabilir karın tümünün dağıtılmaması genel kurul kararının yetkilerinin kötüye kullandığını ve kararın dürüstlük ilkesine aykırı olduğunu gösterdiğini, 2017 yılı için bağımsız denetim şirketinin seçilmesi görev süresinin ve ücretinin belirlenmesi başlıklı gündemin 5 nolu kararının kanun, esas sözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, seçilen denetim şirketi, … A.Ş.’nin seçilmesine ilişkin hiçbir objektif neden bulunmayıp, subjektif nedenlerden kaynaklandığını, yönetim kurulu üyelerine TTK’nın 395 ve 396. maddeleri uyarınca yetki verilmesi başlıklı gündemin 6 nolu kararın kanun, esas sözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, TTK’nın 395 ve 396. maddeleri yönetim kurulu üyelerine geniş yetkiler verdiğini ve azınlık pay sahiplerinin şirketten beklediği menfaatleri en aza indirgediğini, genel kurulun yönetim kuruluna bu yönde izin verme hakkı olsa da bu hakkı dürüstlük kurallarına aykırı olması ve şirket menfaatlerine hizmet etmesinin gerektiği, aksi takdirde genel kurulun verdiği iznin hukuka aykırı olduğunu belirterek davalı … A.Ş.’nin 17.07.2076 tarihli toplantısında alınan 2,3,4,5 ve 6 nolu gündem maddelerine konu kararların reddedildiğinin/yeterli çoğunlukla karar alınmadığının tespitine, bu kararların yoklukla veya mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine veya iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; Davacının, müvekkili şirkete ya da grup şirketlerine veyahut da yönetim kurulu üyelerine yöneltmiş olduğu 40’a yakın dava bulunduğunu, davacılar tarafından açılan birçok davanın da reddedildiğini, davacıların kanunun azınlık pay sahiplerine tanıdığı hakları kötüye kullanarak ortaklığa zarar vermekte olduğunu, davacıların şirkette fiili pay gruplaşması olduğu iddiasının gerçek dışı olup tamamıyla farazi olduğunu, şirket ya da dava dışı şirketlerde davacıların dışlanmasına yönelik hiçbir faaliyette bulunulmadığını, hatta davacı Hüseyin Yazıcı’nın müvekkili şirkette yönetim kurulu üyeliği de yaptığını, müvekkili şirketin tüm genel kurul kararlarının kanuna uygun şekilde alındığını, genel kurul iradesi neticesinde davacının yönetim kurulu üyeliğine seçilmemiş olmasının davacının yönetimden uzaklaştırmak anlamına gelmediğini, davacıların müvekkili şirket ve diğer şirketlerdeki alınan her genel kurul kararının haksız yere iptalini talep etmesinin davacıların kötüniyetli olduğunun göstergesi olduğunu, bu ve benzeri davaların açılmasının asıl amacının bir şekilde şirketlere kayyum atanmasını sağlayarak büyük projelere ve kredileri bünyesinde bulunduran şirketlerin zor duruma düşmesini sağlamak, büyük projeler yapmakta olan banka ve finans kuruluşları ile şahsi kefaletlerini de vermek suretiyle krediler temin etmiş olan çoğunluk hisse sahiplerinin panik olmasını sağlayarak davacı ve ailesine ait azınlık hisselerinin değerinin çok ama çok üstünde satın almaya mecbur bırakmak, şirketleri işlemsiz hale getirmek olduğunu, bu nedenle TTK’nın 448/3. maddesi gereğince davacıların teminat göstermesini talep ettiklerini, genel kurul toplantısının usulüne uygun şekilde teşekkül ettiğini ve yapıldığını, şirket ana sözleşmesinin 4. maddesi uyarınca şirket merkezinin ”… ” olduğunu, toplantının da ana sözleşmede gösterilen şirket merkezinde yapıldığını, toplantının yapıldığı yer şirket merkezi ile aynı yerde olduğunu, ortaklara ulaşım kolaylığını sağlandığını, dolayısıyla TTK’nın 409/3. maddesine uygun şekilde toplantı yapıldığını, şirketteki tüm pay sahiplerinin inceleme ve bilgi edinme haklarının korunduğunu, davacıların bilgi edinme ve inceleme haklarının ihlal edildiği iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, pay sahibinin genel kurulda şirketin işleyişi ile ilgili soruların cevaplandırıldığını, davacıların genel kurul toplantısında yöneltmiş oldukları 235 adet sorunun cevaplarının gönderilen ihtarname ile ayrıntılı olarak cevaplandırıldığını, soruların içerisinde yer alan şıklarla birlikte soru adedinin 426’ya ulaştığını, bu sorların her birine cevap verildiğini, genel kurul toplantısında bulundurulması gereken belgelerin en az 15 gün önce şirket merkezinde pay sahiplerinin incelemesine sunulduğunu, bilgi notunda verilen yanıtların hepsinin teknik bilgiler içeren gerekçeli yanıtlar olduğunu, kesinlikle göstermelik yanıtlar olmadığını, ayırca davacıların bilgi alma ve inceleme hakkını elde edemediği gerekçesiyle açtıkları İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı davanın derdest olduğunu, bu sebeple alınan kararların geçersizliğinin ileri sürülmesinde hukuki menfaatlerinin bulunmadığını, genel kurul toplantısında kullanılan oyların TTK’nın 432. maddesine göre uygun olarak kullanıldığını, toplantıda oy kullananların hepsinin oy hakkının bulunduğunu, …bank A.Ş. ile müvekkili şirket pay sahipleri arasında yapılan genel kredi sözleşmesinde oy hakkının payın malikinde kalmasının kararlaştırıldığını, pay sahiplerinin TTK 198. maddesi uyarınca oy haklarının donmuş olması durumunun söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin pay sahipleri incelendiğinde müvekkili şirkete hakimiyet kuran bir pay sahibi olmadığının görüleceğini, müvekkili şirket pay sahiplerinden hiçbirisinin ister gerçek kişi ister tüzel kişi pay sahibi olsun müvekkili şirkette %50 ve üzerinde pay sahibi olmadığını, şirkette en çok oranda paya sahip olan …A.Ş.’nin pay oranının %37,6 olduğunu, müvekkili şirkette pay sahiplerinden hiçbirisinin tek başına karar almakta pay sahibi olmadığını, pay sahiplerinden hiçbirisinin şirket sözleşmeleri uyarınca yönetim organında karar alabilecek çoğunluğu oluşturan sayıda üyenin seçimini sağlayabilme hakkına sahip olmadığını, imtiyazlı paylara sahip olmadığını, aynı şekilde şirket pay sahipleri arasında belirli bir yönde oy kullanmayı amaçlayan bir sözleşmenin mevcut olmadığını, davacıların 2014 yılına kadar şirket yönetiminde bulunduklarını, şirket yönetiminin daima parçalı yapıdan oluştuğunu, şirket ana sözleşmesinde önemli işler için payların 3/4’ü ile karar alınması hükmünün bulunduğunu, dolayısıyla çoğunluğun şirkete hükmetmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, oy haklarının donması için gerekli olan pay iktisaplarının söz konusu olmadığını, bildirim yükümlülüğünün doğması için söz konusu şirketlerin müvekkili şirkette TTK’nın 198. maddesinde belirtilen oranlara ulaşan pay iktisap etmesi veya sahip oldukları TTK’nın 198. maddesinde belirtilen oranların altına düşmesi gerektiğini, davacıların müvekkili şirkette pay sahipleri olan şirketlerin oy haklarının donduğu yönündeki iddiasının kabul edilemez olduğunu, bilançoyla ilgili konuların ertelenmesinin düşünülmesinin bir kez kabul edildiğini, bilançoyla ilgili konuların 2. kez ertelenmesinin hukuka uygun olarak reddedildiğini, 14/06/2017 tarihinde yapılan toplantıdaki finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konuların azınlığın talebiyle 17/07/2017 tarihinde ertelendiğini, TTK’nın 420/2. maddesine göre finansal tabloların müzakeresinin bir kez daha ertelenmesi için finansal tabloların itiraza uğrayan ve tutanağa geçmiş bulunan noktaları hakkında ilgililer hakkında dürüst hesap verme ilkeleri uyarınca cevap verilmesi şartına bağlı olduğunu, davacıların iddiasının aksine 2. kez erteleme için gerekli olan bu şartın gerçekleşmemiş olduğunu, davacıların tüm sorularının hukuka uygun olarak yanıtlandığını, davacıların daha önceden de müvekkili şirkete özel denetçi atanmalarını talep ettiklerini, bu davanın reddedildiğini, toplantı başkanlığının hukuka uygun olarak teşekkül ettiğini, genel kurul toplantısında oy kullanan tüm pay sahiplerinin oy hakkına haiz olduğunu, 2016 yılına ait Finansal Tabloların müzakeresi ve tasdiki gündem maddesi 2. nolu GK Kararının Kanun, Anasözleşme ve Dürüstlük Kuralına uygun olduğunu, TTK. uyarınca şirketin finansal durumu gerçeğe uygun olarak faaliyet raporunda belirtildiğini, faaliyet raporunda yer alması gereken tüm bilgilerin yer almakta olduğunu, Bilançonun gerçek olmadığı veya gerçekleri yansıtmadığı, eksiklik, yanlışlık veya bir kasıt olduğu gibi iddiaların tamamen mesnetsiz ve haksız iddialar olduğunu, YK üyelerinin ibra edilmeleri başlıklı gündem maddesi 3 nolu Genel Kurul kararının kanun, anasözleşme ve dürüstlük kuralına uygun olduğunu, 17.07.2017 tarihinde yapılan ertelenen Genel Kurul toplantısında, YK üyeleri …, …, …,… …, … ve … hukuka uygun olarak yapılmış geçerli oylamalarla ibra edilmiş olduklarını, 2016 yılına ait kar, kanun, ana sözleşme ve dürüstlük kuralına uygun olarak dağıtıldığını, şirket ana sözleşmesinde kar payı dağıtım ile ilgili hüküm bulunduğunu, kar dağıtımına genel kurulun karar verebileceğini, genel kurulun kanunun öngördüğü asgari %5 kar dağıtılması yönünde iradesini açıkladığını, söz konusu kararın genel kurulun iradesi olduğunu, 2017 yılı için bağımsız denetim şirketinin seçilmesi, görev süresinin ve ücretinin belirlenmesi başlıklı gündem maddesinde alınan kararın, kanun, anasözleşme ve dürüstlük kuralına uygun olduğunu, seçilen denetim şirketinin denetçi seçilmesi için gerekli yeter sayılarla seçilmiş, geçerli bir denetim şirketi olduğunu, davacıların buna ilişkin iddialarını kabul etmediklerini, Yönetim kurulu üyelerine TTK m. 395 ve 396 hükümleri uyarınca verilen izinlerin hukuka uygun olduğunu belirterek müvekkili şirketin 17.07.2017 tarihli toplantısında alınan toplantı başkanlığının oluşturulması ve 2,3,4,5 ve 6 nolu gündem maddelerine konu kararların TTK.’na uygun geçerli çoğunlukla alınmış olması sebebiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; davalı şiketin 17/07/2017 tarihinde yapılan 2016 yılına ait genel kurul toplantısında alınan 2,3,4,5 ve 6 nolu kararların yeterli çoğunlukla alınmadığının tespiti ve bu kararların mutlak batıl olduğunun tespiti veya iptaline ilişkindir.
Davalı şirketin ticaret sicil dosya sureti, 2016 yılına ait olağan genel kurul toplantı tutanağı ve ekleri celp edilmiş, taraf delilleri toplanmış, bilirkişi raporları alınmıştır.
Davanın TTK’nın 445. maddesi hükmüne göre Genel Kurul Kararlarının alınmasından itibaren üç aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı şirketin 17/07/2017 günü yapılan 2016 yılı olağan genel kurul toplantısında iptali talep edilen;
2 nolu gündem maddesiyle; finansal tabloların müzakeresinin yapıldığı oy çokluğu ile finansal tabloların tasdik edildiği,
3 nolu gündem maddesiyle; Yönetim Kurulu üyelerinin oy çokluğuyla ibralarına karar verildiği,
4 nolu gündem maddesiyle; 2016 yılına ait dağıtılabilir kardan karşılanmak üzere ödenmiş sermayenin %5’ine denk gelen brüt toplam 650.000 TL’nin şirket pay sahiplerine pay oranında dağıtılmasına, dağıtım sonrası kalan karın olağanüstü yedeklerine ayrılmasına, dağıtım ile ilgili işlemlerin şirket yönetim kurulunun yerine getirilmesi için şirket yönetim kurulu üyelerinin yetkili kılınmasına oy çokluğu ile karar verildiği,
5 nolu gündem maddesiyle; … A.Ş.’nin 2017 yılı için şirketin bağımsız denetimi konusunda yetkilendirilmesine oy çokluğu ile karar verildiği,
6 nolu gündem maddesiyle; Yönetim kurulu üyelerine TTK’nın 395 ve 396. maddeleri uyarınca izin verilmesinin oy çokluğu ile karar verildiği,
Davacılar temsilerinin bu kararlara karşı oy kullandığı ve muhalefet şerhi verdikleri görülmüştür.
Mahkememizce bilirkişi raporu ve ek raporları alınmıştır.
Bilirkişiler Prof. Dr. … ile… sundukları 19/12/2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda; Genel Kurul maddelerinin iptal edilmesi ile ilgili herhangi bir tespitin yapılamadığını belirtmişlerdir.
Davacılar vekilinin yeni rapor alınması talebi yerinde görülerek bilirkişi heyetine Prof. Dr. … eklenmesi suretiyle bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır.
Bilirkişiler Prof. Dr. …, …ile Prof. Dr. …sundukları 09/09/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda;
“Davalı şirketin 2016 yılına ait ertelenen 17/07/2017 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısı Hazurun Cetveline göre;
… A.Ş.’nin 488.800
…A.Ş.’nin 260.000
…A.Ş.’nin 408.200
…ün 3.900
…’nın 3.250
…’nın 2.600
…’ün 1.950
…’ün 1.300 adet olmak üzere toplam pay adedinin 1.300.000 adet pay olarak belirlidir.
“Tutanak” başlıklı 20.03.2017 tarihli belge, “30.03.2017 tarihinde yapılacak … A.Ş. genel kuruluna ait gelir tablosu ve … A.Ş., … …vekillerine teslim ettim” (davalı şirket tarafından iki imza ile teslim edildiği yazılıdır) ibaresi mevcut olup davacılar vekillerinin şerh yazısında “TTK m.437 uyarınca hazır edilmesi gereken evraklardan yıllık faaliyet raporu, denetleme raporu yönetim kumlunun kar dağıtım önerisi konsolide finansal tablolar şirket merkezinde hazır edilmediği gibi gider tarafımızdan karşılanmak kaydıyla birer örnekleri de tarafımıza verilmeyerek kanun hükmü ihlal edilmiş ve bilgi alması hakkı genel kurul öncesi kullanmıştır. Tüm dava ve şikâyet ile her türlü haklarımızı saklı tutuyorum” ibaresi mevcuttur.
07.06.2017 Tarihli “Tutanak” başlıklı belgede 14.06.2017 yapılacak … A.Ş. genel kurulu için hazır edilen belgelerden Gelir tablosu ve …A.Ş., … … adına vekilleri Av…., Av.M….’e teslim edildiği yazılı olduğu, bu vekiller tarafından TTK m.437 uyarınca hazır edilmesi gereken evraklardan yıllık faaliyet raporu, denetim raporu, bağımsız denetim raporu, YK’nın kar dağıtım önerisi konsolide finansal tabloları işbu tutanak tarihinde incelenmek üzere hazır edilmediği gibi ücreti tarafımızdan karşılanmak kaydıyla birer örnekleri de tarafımıza verilmeyerek kanun hükmü ihlal edilmiş, bilgi alma hakkı genel kurul öncesi kullanmıştır. Tüm dava ve şikayetler her türlü haklarımızı saklı tutarız” ibaresi görülmektedir.
… Ticaret Sicil Müdürlüğümün Mahkemeye hitaben 24.11.2017 tarihli yazısı eki CD’nin incelenmesi ile davalı şirketin 06.04.2007 tarihinde tescil edildiği 12.04.2007 tarih 6786 sayılı T. Tic. Sic. Gazetesinde ilan edildiği, davalı şirketin adresinin “…” olduğu (ana söz. m. Ana Sözleşme m.10/e bendine göre “genel kurullar şirketin yönetim merkezi binasında veya yönetim merkezinin bulunduğu şehrin elverişli bir yerinde toplanır’’ ibaresinin yer aldığı belirlidir.
TTK m.409/3’e göre “aksine esas sözleşmede hüküm bulunmadığı takdirde genel kurul şirket merkezinin bulunduğu yerde toplanır. “Davalı şirketin ihtilaf konusu 14.06.2017 tarihli genel kurul toplantısının …adresinde yapılması şirket ana sözleşmesinde merkezin 19. Katta gösterilmesi ve genel kurulların şirketin yönetim merkezi binasında (kat no’su yer almaktadır) yapılmasının öngörülmesi karşısında yine TK m.409/3 uyarınca esas sözleşmede hüküm bulunması nedeniyle kanuna ve esas sözleşmeye aykırılık taşımamaktadır, şirket merkezinin kapı numarasının esas sözleşmede No: 14 gösterilmesi ancak diğer adres bilgileri aynı olduğundan mezkur genel kurul toplantısında kapı No:73 olarak görünmesinde Kapı no’larının değişikliğe uğratıldığı düşünülmekledir.
Bu halde, davalı şirketin 17.07.2017 tarihli genel kurul toplantısında toplantının şirket merkezinde yapıldığı kabulü Mahkemenin takdirindedir.
TTK m.437 hükmü, pay sahiplerinin bilgi alma haklarını düzenlemekledir. Davacılar, davalı şirketin 14.06.2017 ve 07.07.2017 tarihli olağan genel kurul toplantıları ile ilgili olarak 20.03.2017 ve 07.06.2017 tarihli tutanaklarda yer aldığı üzere davalı şirketten talep etlikleri belgelerin teslim edilmediği belirlidir.
Ancak davacıların mezkur genel kurulda cevaplanmayan sorularının 23.08.2017 tarihli bilgilendirme notu ile sunulduğu ve TK m.437/3 uyarınca, şirket sırları veya şirketin menfaatleri doğrultusunda pay sahiplerinin bazı belgeleri incelemek üzere bizzat bulunması gereği anılan açıklamalarda (m.2) yer almış, davacılar İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin… E. sayılı dosyası ile bilgi edinme davası açtıklarını dilekçelerinde belirtmişlerdir.
Dolayısıyla, davacıların genel kurulda sormuş oldukları soruların davalı şirketçe bilgi notu ile cevaplandırılmış olduğu TTK m.420 uyarınca davacıların 2. kez erteleme talebinin reddinin iptali gerekmediği Mahkemenin takdirindedir.
Rehin veren davalı … A.Ş. ile …bank …bank A.Ş. arasındaki Rehin Sözleşmesine göre %14.1 garame payı almak üzere l. derece 1. sıradan ticari işletme rehini tesis edilmiştir.
…bank A.Ş. ve …bank … Noterinin 13.07.2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı şirkete 13.10.2015 tarihli Hisse Rehin ve İntifa Sözleşmesinin genel kurula katılma ve oy hakkının kullanılmasını düzenleyen m.4.3 gereği 17.07.2017 tarihli ertelenen genel kurul toplantısına rehin verenler … A.Ş., . A.Ş., … A.Ş.’nin oy haklarının pay sahipleri olarak kullanacaklarını bildirmiştir.
Mezkur sözleşme dosyaya görülmemiş ve … Sicil Müdürlüğünün dosyaya göndermiş olduğu CD içerisinde de tespit edilememiştir.
Anılan muvafakatnamenin usulüne uygun olduğunun ispatlanması halinde anılan genel kurul toplantısına pay sahiplerinin katılmasının geçerli olduğu sonucuna ulaşılacaktır. Aksi halde TTK m.432/2 uyarınca, anılan genel kurul toplantısına oy hakkından yoksun olan pay sahiplerinin katılmış olduğu kabulüyle 17.07.2017 tarihli genel kurul toplantısının oydan yoksun olan pay sahiplerinin toplantıya katılmış olması nedeniyle iptali gerektiği açıktır.
TTK. m.195’de ticaret şirketlerinin diğer bir ticaret şirketinin doğrudan veya dolaylı olarak oy haklarının yahut yönetim kurulu üyelerinin seçiminde çoğunluk paylara sahip olması dolayısıyla hakim ve bağlı şirket durumunun ortaya çıkması düzenlenmiş TTK m. 198 hükmünde bildirim, tescil ve ilan yükümlülüğünün yerine getirilmesi bildirim ile tescil ve ilan yükümünün yerine getirilmediği sürece hakların donacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda 17.07.2017 tarihli olağan genel kurul toplantısı hazurun cetveline göre;
… A.Ş.’nin 488.800 adet
…A.Ş.’nin 408.200 adet
… A.Ş.’nin 260.000 adet
… A.Ş.’nin 130.000 adet
A.K….’ün 3.900 adet
H.Yazıcı’nın 3.250 adet
B.Yazıcı’nın 2.600 adet
A….’ün 1.950 adet
M….’ün 1.300 adet pay sahibi olduğu görülmektedir.
Toplam pay adedi 1.300.000’dir.Pay sahiplerinin oy oranı en fazla %37,6 ile … A.Ş. olup diğer pay sahiplerinin oy oranı bu tutarın altında kalmaktadır.
Dosyadan TTK m. 198, TSY m. 107/5 anlamında devir işleminin tamamlandığından 10 gün içinde bildirim, tescil ve ilanı gerektirecek hakim / bağlı ortak hakkının varlığı tespit edilememiştir.
TTK m.436/2 gereğince, yönetim kurulu üyeleri ile yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu ibrasında kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamazlar. Oydan yoksunluk ilgili üye için geçerli olup yönetim kurulu üyesinin diğer yönetim kurulu üyelerinin ibrasında oy kullanmasını engelletmemektedir. Dolayısıyla TTK m.436/2 anlamında ibra kararının geçerli olduğu Mahkemenin takdirindedir.
Mezkur genel kurul toplantısında gündem m.4 ile dağıtılabilir kardan ödenmiş sermayenin %5’ine denk gelen brüt 650.000 TL’nin dağıtılmasına karar verilmesinde genel kurulun Kanuni sınırlar içerisinde kar dağıtımına karar vermiş olduğu görülmekle iptali gerektirecek bir hususun bulunmadığı Mahkemenin takdirindedir.
Gündem m.5 ile denetim şirketinin seçilmesi, süresi ücretinin belirlenmesi, gündem m.6 ile yönetim kurulu üyelerine TK m.395 ve 396 yetkilerinin verilmesinde anılan maddelerin iptalini gerektirecek bir husus bulunmadığı dava dilekçesinde işaret edildiği üzere YK üyelerine açılan sorumluluk davalarının mevcudiyetinin TTK m.395 ve 396 yetkilerinin verilmesinde genel kurul kararının iptalini gerektirmeyeceği Mahkemenin takdirindedir.
Sonuç olarak; açıklanan nedenlerle davalı şirketin 17.07.2017 tarihli ertelenen olağan genel kurul toplantısında alınan kararların 13.10.2015 tarihli Hisse Rehin ve İntifa Sözleşmesi’nin sunulması ile pay sahiplerinin mezkur genel kurulda oylarını kullanacaklarının belirlenmesi halinde anılan genel kurulda alınan kararların iptalini/ butlanını gerektirecek bir husus bulunmadığı, aksi halde anılan genel kurul toplantısında alınan kararların yok hükmünde olduğu, yine TTK m. 198 uyarınca hakim/bağlı şirket ilişkisinin tespit edilemediği, anılan toplantının şirket merkezinde yapılmış olduğu, gündemin diğer maddelerinin iptalini gerektirecek bir husus olmadığı kabulünün Mahkemenin takdirinde bulunduğu sonucuna varıldığını” belirtmişlerdir.
Davalı şirket tarafından sunulan yedieminli hisse rehin sözleşmesinin incelenmesinde; … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş. ve … A.Ş. ‘nin rehin verenler, …bank A.G. ve …bank A.Ş.’nin rehin alanlar olduğu, sözleşmenin 4/3. maddesinde; “rehin alanlar rehin verenleri GKS’de tanımlandığı şekilde herhangi bir temerrüt durumu olmadıkça, rehinli hisselerle ilgili her şekil ve suretteki genel kurula katılma ve oy hakkını ve bu hakları ile ilgili sair haklarını TTK’nın 432/2. madde çerçevesinde kullandırılmaya yetkilendirilmiştir.” hükmünün bulunduğu görülmüştür.
… Noterliğinin 13/07/2017 tarih ve … yevmiye nolu … A.Ş. Olağan Genel Kurul Toplantısı toplantı başkanlığına hitaben verilen yazıda; ” hisse rehin ve intifa sözleşmesinin 4/3.maddesi gereğince 17/07/2017 tarihinde yapılacak … A.Ş.’nin 2016 yılına ait ertelenen Olağan Genel Kurul Toplantısında oy haklarının rehin verenler olarak pay sahiplerince kullanılacağının bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalı şirketin 06/04/2017 tarihinde kurulduğu, sermayesinin 13.000.000 TL olduğu, şirkette Hazurun cetveline göre; … A.Ş.’nin 488.800 adet, … A.Ş.’nin 408.200 adet, … A.Ş. ’nin 260.000 adet, … A.Ş.’nin 130.000 adet, …’ün 3.900 adet , …’nın 3.250 adet, …’nın 2.600 adet, …’ün 1.950 adet ve …’ün 1.300 adet pay sahibi olduğu, davalı şirketin 14/06/2017 tarihinde yapılan 2016 yılına ait Olağan Genel Kurul Toplantısında ertelenen gündem maddelerine ilişkin olarak 17/07/2017 tarihinde saat 11,00’de ” … ” adresinde yapıldığı,şirketin toplam 13.000.000 TL sermayesine tekabül eden 1.300.000 adet paydan 265.200 adet payın asaleten 1.034.800 adet payın vekaleten olmak üzere toplam 1.300.000 adet payın toplantıda temsil edildiği ve oy çokluğu ile … vekili …’un toplantı başkanlığına seçildiği görülmüştür.
Davalı şirketin ana sözleşmesi, genel kurul toplantı tutanağı ve bilirkişi raporlarına göre 14/06/2017 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul Toplantısında ertelenen gündem maddelerine ilişkin olarak 17/07/2017 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısının şirket adresinde yapıldığı, Genel Kurulda cevaplanmayan soruların 23/08/2017 tarihli … Noterliğinin ihtarnamesine ekli bilgi notuyla 235 soru başlığı altında cevaplandırıldığı, davacıların İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasıyla bilgi edinme davası açtıklarını bildirdiği, hisse rehin sözleşmesinin 4.3 maddesi ve rehin alanlar …bank A.Ş. ve…bank A.G.’nin … Noterliğinin 13/07/2017 tarih ve …yevmiye nolu ihtarnamesi göz önüne alındığında Genel Kurulda oy hakkının rehin veren … A.Ş.,…A.Ş. ve … A.Ş.’ye ait olduğu, buna göre Genel Kurul toplantısının genel merkez adresinde yapıldığı, rehin veren şirketlerin oy hakkının bulunduğu ve genel kurul toplantsının ikinci kez ertelenmesine ilişkin talebin reddi kararının yerinde olduğu anlaşıldığından davacıların bunlara ilişkin iddialarının yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davalı şirketin pay sahiplerinin oy oranının en fazla %37,6 … A.Ş. olduğu, diğer pay sahiplerinin oy oranının bu tutarın altında kaldığı, buna göre TTK’nın 198. maddesine göre devir işleminin tamamlandığından 10 gün içinde tescil ve ilanını gerektirir Hakim/bağlı ortak hakkının varlığı bulunmadığı, bildirim yükümlülüğünün doğması için söz konusu şirketlerin davalı şirkette TTK’nın 198. maddesinde belirtilen oranlara ulaşan pay iktisap etmesi veya sahip oldukları payların TTK’nın 198. maddesinde belirtilen oranların altına düşmesi gerektiği,oy haklarının donması için gerekli olan pay iktisaplarının söz konusu olmadığı bu nedenle davacı tarafın buna ilişkin iddialarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
TTK’nın 436/2. maddesine göre yönetim kurulu üyeleri ile yönetimde görevli imza yetkisine haiz kişiler yönetim kurulu üyelerini ibrasında kendilerine ait paylardan doğan oy hakkını kullanamazlar. Oydan yoksunluk ilgili üye için geçerli olup yönetim kurulu üyesinin diğer yönetim kurulu üyesinin ibrasında oy kullanmasını engellememektedir.Buna göre Genel Kurulda 3 nolu gündem maddesiyle yönetim kurulu üyelerinin tek tek ibralarında bu kanun maddesine aykırı olacak şekilde oy kullanılmadığı anlaşıldığından davacıların buna yönelik iptal taleplerinin yerinde olmadığı kabul edilmiştir.
Genel Kurul toplantısının 4 nolu gündem maddesiyle dağıtılabilir kardan ödenmiş sermayenin %5’ine denk gelen brüt 650.000 TL’nin dağıtılmasına karar verildiği, bu kararın Genel Kurulun takdirinde bulunduğu ve iptalini gerektirir bir hususun bulunmadığı anlaşılmıştır.
Genel Kurul toplantısının 5 nolu gündem maddesiyle denetim şirketinin seçilmesi ve 6 nolu gündem maddesiyle yönetim kurulu üyelerine TTK’nın 395 ve 396. maddeleri gereğince izin verilmesine oy çokluğu ile karar verildiği, bu kararların Genel Kurulun takdirinde olup, iptalini gerektirir bir hususun bulunmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle dava konusu Genel Kurul kararlarının geçerli olduğu anlaşıldığından ve mutlak batıl olduğuna veya iptaline dair her hangi bir durumun bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.

H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 13 TL harcın davacılardan tahsiline,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 2.725 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan 1 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak, davalıya verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacılar tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Taraf vekilleri ile İhbar olunan …bank A.Ş. vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır

**Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*