Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/852 E. 2020/125 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/852 Esas
KARAR NO : 2020/125

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2017
KARAR TARİHİ : 12/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili mahkememize verdiği 26/09/2017 havale tarihli dilekçesinde özetle; müvekkilinin …’de eczacı olduğunu, 2002 yılından bu yana davalı bankanın pos cihazını kullandığını, davadan kısa süre önce bankadan geçmiş yıllara ait hesap ekstresi talep ettiğini, ekstreler incelendiğinde 2008 yılından öncesine ilişkin herhangi bir sorun olmamasına rağmen 2008 yılından itibaren davalı banka tarafından açıklamalar ile ve benzeri adlar altında birçok haksız kesintilerin yapıldığının tespit edildiğini,dava konusu edilen tüm bu kesintiler ve komisyonların müvekkilin tamamen bilgisi ve rızası dışında gerçekleştiğini, haksız, yersiz olduğunu, iadesinin gerektiğini, tüm bu haksız kesintilerin bilirkişi aracılığı ile tespit edilerek müvekkile iadesini talep ettiklerini, davalı banka ile imzalanan pos cihazı kullanılmasına ve kullanım haklarına ilişkin sözleşmede veya daha sonraki herhangi bir talimatta, müşterilerin kredi kartı ve banka kartıyla yaptıkları ödemelerde, komisyon kesintisi yapılarak paranın derhal ödenmesi talebinde bulunmadığını, komisyon ödemeksizin bekletme seçeneğine göre parasının tamamını almak istediği, komisyon karşılığı parasının derhal ödenmesi yönünde hiçbir sözleşme veya müvekkilin talimatı olmadığı halde Davalı Banka tarafından, ilk zamanlarda pos cihazından yapılan tahsilatları bir ay kadar bloke ettikten sonra tamamını müvekkile aktardığını, ancak 2008 yılında belirli bir zamandan sonra yukarıda belirtilen şekilde değişik adlarla ve açıklamalarla kesintiler yapılarak müvekkilin banka nezdindeki hesabına ödemelerin eksik olarak aktarıldığını, dava konusu ile benzerlik gösteren Yargıtay kararları örnek gösterilerek kesintilerin haksız ve yasaya aykırı olduğunu, davacının hiçbir hakkı olmadığı halde, tek taraflı olarak, müvekkilinin rızası olmadan her ay düzenli olarak yukarıda belirtilen açıklamalar ile kesintiler yaptığını, bu haksız kesintilerin müvekkile iadesinin gerektiğini, haksız kesintilerin sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğinden ve sözleşmelere ilişkin zamanaşımı süresi 10 yıl olduğundan 2008 yılı ve sonrasında yapılan, belirtilen komisyonların iadesinin gerektiğini, müvekkili bu durumun düzeltilmesi ve kesintilerin iadesi için 14.06.2016 tarihinde davalı bankaya başvurduğu ise de sonuç alamadığını, davalının 2008 yılı sonrasında yukarıda sayılan ve açıklanan haksız komisyon ve kesintilerin tamamının HMK. M. 107 gereği tespiti ile ortaya çıkacak rakamın müvekkile ödenmesi için işbu davayı açma zorunluluğunun doğduğunu, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile, davalının haksız yere tahsil ettiği komisyon ve kesintilerin tamamının HMK. Mad. 107 gereği tespiti ile şimdilik 8.000 TL’sinin davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize verdiği 20/11/2017 havale tarihli dilekçesinde özetle; davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı ile müvekkili banka arasında akdedilen sözleşme/ön bilgi formu hükümleri çerçevesinde olup tamamen hukuka uygun olduğunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.18/2 uyarınca, “Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.” kuralı ile tacirlere basiretli davranma yükümlülüğü getirdiğini, bu sebeple davacının anılan sözleşme hükümlerini incelediğinin kabulü gerektiği, sözleşme hükümlerinin davacının müvekkil banka hizmetlerini kullanması sebebi ile kesinti yapabileceğinin davacı ile müvekkil banka arasında akdedilen sözleşme hükümleri ile sabit olduğunu, davacının basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğüne uymadığının ve kötü niyetli olduğunun kabulü gerektiğini, bankalar ve finans kuruluşlarının, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (”TTK”) m. 16 anlamında tacir sayıldığını, bu nedenle yaptıkları işlemlerden veya verdikleri hizmetlerden dolayı müşterilerinden ücret talep hakkına sahip olduğunu, asıl amacı gelir elde etmek olan banka ve fınans kuruluşlarının verdikleri hizmetler ve müşterileri ile yaptıkları kredi sözleşmeleri nedeni ile yaptıkları masrafları talep edebildiklerini, TTK m. 20 “Tacir olan veya olmayan bir kişiye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir, uygun bir ücret isteyebilir. Ayrıca, tacir, verdiği avanslar ve yaptığı giderler için, ödeme tarihinden itibaren hak kazanır.” hükmü, belirtilerek, Yargıtay Kararlarından örnekler sunulmuş ve müvekkil bankanın tacir sıfatına haiz olması nedeni ile yapmış olduğu hizmetlere karşılık ücret talep edebilme hakkı bulunduğunu, davacı ile müvekkili banka arasında akdedilen sözleşme kapsamında müvekkil bankanın sair bedelleri talep etme hakkı bulunduğunu, davacı müvekkili bankanın birtakım adlar altında haksız kesinti yaptığını iddia etmekte olduğunu, anılan ücretlendirmelerin davacı ile müvekkili banka arasında akdedilen üye işyeri sözleşmesi/ön bilgi formunda yer aldığını, satış işlemlerinden üye işyeri ve bankanın anlaşmış olduğu oranlar üzerinden kesilen ve sonrasında kredi kartı sahibinin de satış işleminden kazandığı puan olarak kendi kartına yüklenen satışa konu puan ücreti olduğunu, World özellikli POS cihazı kullandığı halde yapmış olduğu satış işlemlerinde bankaya ait olan kartların farklı banka pos cihazında kullanılması ile yansıtılan ücret bilgisi olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun 117. Maddesi kaynak gösterilerek, temerrüt için “borcun muaccel olması” ve “bildirim (ihtar)” şartlarının oluşması gerektiğini, açıklanan sebeplerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın reddine, dava masraf ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava davacı tarafça davalı aleyhine haksız kesintilerden dolayı davacı şirketin uğradığı zararın tazminat istemine ilişkindir.
Bankacı Bilirkişi … tarafından düzenlenen 15/03/2019 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacı… Eczanesi Ecz. … ile davalı banka … Banaksı A.Ş. arasında düzenlen Üye İşyeri Başvuru Formu ve Sözleşmesi kapsamından davacı üye işyerinin 2002 yılından beri davalı bankanın POS cihazını kullandığı, davacı üye İşyeri … Eczanesi …’nun 14.06.2016 tarihli düzenlemiş oldukları dilekçe ile davalı bankadan 11.02.2008 tarihinden 14.06.2016 tarihine kadar peşin satış ve World puan kesintilerinin toplamını yasal faizi ile talep ettiği, sonuç alınmadığı, dava dilekçesi konusu Üye İşyeri Başvuru Formu ve Sözleşmesinde yapılan inceleme sonucu, Üye İşyeri bölümünün tam okunaklı olduğu ve komisyon, bloke süresi ve katkı paylarının bu bölümde belirlendiği, Sözleşme bölümünün 2 sayfasının eksik olduğu, son sayfasının okunaklı olmadığı, bu nedenle bu sözleşmeye eş boş sözleşme üzerinden inceleme yapıldığı, davacı üye işyerinin davalı banka İle POS İşlemlerinde, tüm kart tiplerinde (Kredi Kartı+ Banka Kartı) blokeli çalışılacak ve taksitli satış kullanım komisyonu (%2) dışında komisyon ödenmeyecek şeklinde anlaştığı, davacı Üye işyerinin satmış olduğu ürün bedelini komisyon ödeyerek beklemeksizin tahsil etmeyi değil komisyon ödemeden bloke süresince bekledikten sonra tahsil etmeyi tercih ettiği, dava dilekçesi konusu 2008-2016 yılları arasında haksız kesintilerin yapıldığı iddia edilen döneme ait davacı Üye İşyerinin, Davalı Banka nezdinde bulunan hesap hareketleri incelendiğinde anılan dönemde hesaba 13.372,83 TL borç kaydının geçildiği, borç kaydının 2.222,68 TL’lik kısmının satıştan iade ve Üye işyeri Başvuru Formu ve Sözleşmesinde belirlenmiş komisyon bedeli olması nedeniyle davalı bankaca tahsil edilmesi gerekli meblağ olduğu, borç kaydının 11.150,15 TL’lik kısmının İse Üye İşyeri Başvuru Formu ve Sözleşmesinde oransal veya meblağ olarak belirlenmiş bir ücret ve komisyon olarak tespit edilemediğinden ve sözleşme dışı alınmış ücret ve komisyon olması nedeniyle davacı üye işyeri tarafından davalı bankadan avans faizi ile birlikte iadesini talep edilebileceğini raporunda bildirmiştir.
Bankacı Bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi 03/06/2019 tarihli EK raporuna göre; Kayıtları görünmeyen dönemlere ait hesap hareketleri kaytılarının temin edilmesi durumunda varsa haksız kesintilerin tespiti ve hesaplaması ile çıkacak sonucun mevcut hesaplamaya ilave edilerek hesaplamanın güncellenebileceğini raporunda bildirmiştir.
Bankacı Bilirkişi tarafından düzenlenen 02/01/2020 tarihli bilirkişi 2.EK raporuna göre;
Mahkememizin kanaatinin İstanbul 14.Bölge Adliye Mahkemesinin 2017/700 Esas 2017/726 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere; davacı üye işyerinin kendisine gönderilen hesap bildirim cetvellerine itiraz ettiği iddia edilmediğine göre hesap içeriğini kabul etmiş sayılacağından dava konusu kesintilerin iadesini istemekte haklı olmadığı yönünde olması halinde davacının davalı bankanın tahsil etmiş olduğu komisyon ve masrafların iadesini talep edemeyeceğini, Mahkememizin kararının aksi yönde olması halinde ise; davacı üye iş yeri … Eczanesi …’nun taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşme şartlarında belirlenmemiş ve davalı banka tarafından hesabından tahsil edilmiş komisyon ve masraflar için kendisine gönderilen hesap bildirim cetvellerine zamanında itiraz etmememisinin sözleşmeye dayalı hakkın kullanmamış sayılacağı şeklinde değerlendirilebileceği ve davalı … Bankası A.Ş.’den tahsil edilmiş komisyon ve masrafların iadesini talep edemeyeceği, kök raporda yapılan tespitlere ilave olarak eksik dönemler için yapılmış olduğumuz hesaplamalar ile birlikte üye işyeri işlemleri ile ilgili olarak 2008-2016 yılları arası 9 yıllık süre içinde toplam 16.762,53 TL. borç kaydı geçtiği, 13.473,36 TL.lik kısmının üyeri işyeri başvuru formu ve sözleşmesinde oransal veya meblağ olarak belirlenmiş bir ücret ve komisyon olarak tespit edilemediğinden sözleşme dışı alınmış ücret ve komisyon olması nedeniyle davacı üye işyeri … Eczanesi … tarafından davalı … Bankası A.Ş.’den iadesini talep edebileceğini raporunda bildirmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, alınan denetime açık, karar vermeye elverişli, aydınlatıcıve açıklayıcı bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında imzalanan Üye İşyeri Başvuru Sözleşmesinin 3/son maddesine göre; “Banka üye işyerine her ayın son gününü takip eden on gün içinde aylık düzenlenecek üye işyeri hesap bildirim cetveli yollayacaktır. Üye işyeri bu cetvelin kendisine tebliği için belirlenen on günlük süreyi izleyen on gün içinde cetveli almadığını ve/veya içindeki borç ve alacak hareketlerine itirazlarını yazılı olarak bankaya bildirmediği sürece hesap bildirim cetvelini almış ve içeriğini aynen kabul etmiş sayılacağını kabul ve taahhüt eder” maddesine göre; davacı 2008-2016 tarihleri arasında hesap bildirim cetvelini almadığına dair bankaya herhangi bir bildirim veya itirazda bulunmamıştır, açıklanan bu duruma göre; davacı üye iş yeri … Eczanesi …’nun taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşme şartlarında belirlenmemiş ve davalı banka tarafından hesabından tahsil edilmiş komisyon ve masraflar için kendisine gönderilen hesap bildirim cetvellerine zamanında itiraz etmememisinin sözleşmeye dayalı hakkın kullanmamış sayılacağı şeklinde değerlendirilebileceği ve davalı … Bankası A.Ş.’den tahsil edilmiş komisyon ve masrafların iadesini talep edemeyeceği görülmüş, açıklanan gerekçe ile davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının davasının reddine,
2- Davacı tarafça yatırılan peşin harçtan alınması gereken 54,40-TL karar harcının mahsubu ile fazla yatırılan 82,22-TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3- Davalı tarafça yargılama sırasında yapılan toplam 59,20 TL. yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Davacı tarafça yargılama sırasında yapılan toplam 1.377,50-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/02/2020

Katip
e-imza*

Hakim
e-imza*

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.