Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/737 E. 2019/1602 K. 19.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/737 Esas
KARAR NO : 2019/1602

DAVA : Hakem Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 14/08/2017
KARAR TARİHİ : 19/12/2019

Taraflar arasında görülen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; Hakem Heyeti tarafından tahkim yargılamasında verilen 11.07.2017 tarihli gerekçeli kararın, 12.07.2017 tarihinde e-posta yoluyla iletildiğini, ıslak imzalı aslının ise 13.07.2017 tarihinde müvekkili şirkete tebliğ edildiğini; bildirim tarihi esas alınarak süresi içerisinde huzurdaki iptal davasının açıldığını, davacı şirketin Türkiye genelinde yaklaşık 34 milyon abonesi bulunan ve pazar payı % 46,8 olan bir GSM operatörü olduğunu, davacı şirketin davalı şirket ile 02.12.1999 tarihli “… Abonelik Merkezi Sözleşmesi”ni akdettiğini, akabinde davacı şirketin dağıtım sisteminde yapılan değişiklikler nedeniyle anılan sözleşmenin, imzalanan ek protokoller ile davalı şirketin, müvekkili şirketin servis ve hizmetlerini satmak için aracılık hizmetlerinde bulunacağı ve müvekkili şirketin servis ve hizmetlerini sunacağı biçimde revize edildiğini, bunun yanı sıra davalı şirketin bu sözleşme ile davacı şirketin sunduğu mal ve hizmetlere rakip durumunda olan diğer operatör firmaların ürünlerini satmama ve hizmetlerini sunmama yükümlülüğü altına girdiğini, davacı şirketin sözleşme ifası için tüm yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen, davalı şirketin 2008 yılından itibaren sözleşmeyi ihlal etmeye başladığını, sözleşmenin devamı amacıyla iyi niyetle hareket eden… ‘in bu ihlaller karşısında öncelikle davalı şirkete ihtarnameler göndererek ihlallerin ortadan kaldırılmasını talep ettiğini, aksi halde sözleşmenin feshine dair hakkının saklı olduğunu ihtar ettiğini, tüm ihtarlara rağmen, hiçbir şekilde sözleşmeye aykırılıklarını gidermeyen davalı şirketin, davacı şirketin rakibi olan başka bir operatörün ürünlerini satmak suretiyle sözleşmedeki açık münhasırlık şartını ihlal ettiğini, bunu takiben…’in, kümülatif fesih sebepleri çerçevesinde … Noterliğinin 26.09.2011 tarihli ihtarnamesiyle sözleşmeyi feshetmek zorunda kaldığını, kümülatif feshi sebepleri çerçevesinde, sözleşmesel ilişkinin davacı şirket açısından çekilmez hale gelmesi nedeniyle yapılan fesih sonrası davalı şirketin, taraflar arasındaki uyuşmazlıkla hiçbir ilgisi bulunmayan Rekabet Kurulu ‘nun 06.06.2011 gün ve 11-34/742-230 sayılı kararını ve sözleşmenin haksız feshedildiğini gerekçe göstererek Gaziantep … Asliye Ticaret Mahkemesinin …E. sayılı dosyası ile davacı şirket aleyhine belirsiz alacak davası ikame ettiğini, davacı şirket tarafından tahkim ile ilgili ilk itirazın ileri sürüldüğünü ve mahkemece bu itirazın kabulüyle sözleşmenin 10. maddesi gereğince davanın usul yönünden reddine karar verdiğini ve kararın kesinleştiğini, bunun üzerine davalı şirket tarafından tahkim yoluna başvurulduğunu, davalı şirket tarafından gönderilen ihtarname ile Tahkim prosedürünün başlatma niyeti ifade edildiğini ve Prof. Dr. …’ın yan hakem olarak atandığının bildirildiğini, müvekkili şirketin de gönderdiği ihtarname ile tahkim yargılamasında Prof. Dr. …’ı yan hakem olarak bildirildiğini, taraflarca atanan hakemlerin 04/05/2015 tarihinde İstanbul’da toplanarak Prof. Dr. …’i başhakem olarak seçtiklerini, akabinde hakem heyetinin 03.06.2015 tarih ve 1 nolu toplantı tutanağı ile HMK.nın 427.maddesi uyarınca tahkim yargılamasının başladığını, kısmi iptali talep olunan tahkim kararına konu davada davalının 15.06.2015 tarihli dava dilekçesinde dava konusunun, “rekabetin ihlali iddiasıyla tazminat talebi” ve “sözleşmenin haksız feshi iddiasıyla tazminat talebi” olmak üzere iki husustan oluştuğunu; bu iki konudaki talebi dışında…’in tahkim davasında başka herhangi bir talebinin olmadığını, Tahkim yargılaması sonunda Hakem Heyeti’nin, … Elektronik’in rekabet ihlali iddiasıyla ileri sürdüğü tazminat talebini reddettiğini, haksız fesih ihlali iddiasıyla ileri sürdüğü tazminat talebi açısından ise -sözleşmenin haklı sebeple fesholduğunu kabul etmesine rağmen- bu sebeple ilgisi olmayan bambaşka bir ihlal kanaatiyle tazminata hükmettiğini, dolayısıyla sözleşmenin feshi nedeniyle talep edilen ancak hakem heyetinin bu talep dışında hükmettiği tazminat bakımından HMK’nın 439. maddesi uyarınca bu iptal davasının açıldığını, hakem heyeti kararının HMK’nın 436/3. maddesine göre İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasına tevdi edildiğini, Hakem Heyeti tarafından verilen kararın; (2) numaralı hüküm fıkrasında yer alan “davalının bayisini koruma ve destekleme yükümlülüğünün ihlali şeklinde gerçekleşen sözleşmeye aykırılık fiilini işlemiş bulunduğu ve bu sözleşmeye aykırılık sebebiyle ortaya çıkan davacı taraf zararlarının giderilmesine yönelik 1.250.000 TL olarak takdir ve tespitine” hükmünün; (3) numaralı hüküm fıkrasında yer alan “ne var ki hakem heyeti taleple bağlı olduğundan sözleşmeye aykırılığa dayalı tazminat olarak 110.000 TL’nin davacıya ödenmesine, söz konusu meblağa dava tarihinden itibaren ticari işlere uygulanan reeskont faizi işletilmesi” hükmünün ve vekalet ücreti, yargılama giderleri ile ilgili (4), (5) ile (6) numaralı hükümlerinin iptalinin gerektiğini, huzurdaki iptal davasının konusunu oluşturan tahkim kararında HMK.nın 439/2 (d) maddesinde sayılan iptal sebebinin bulunması nedeniyle belirtilen hüküm fıkralarının iptalinin gerektiğini, Hakem Heyetinin yetkisini aşar şekilde talepten fazlasına hükmettiğini, davacının talebiyle bağlı olduğu halde fazlaya hükmeden hakem kararının (2) ve (3) nolu fıkralarının iptali gerektiğini, davalının açmış olduğu tahkim davasında rekabet ihlali iddiası nedeniyle tazminat talebi ve sözleşmenin haksız fesih nedeniyle tazminat talebinden ibaret olduğunu, Hakem heyetinin bu iki taleple ilgili karar verilmesi gerekirken ve Hakem heyetinin davanın konusunu doğru şekilde belirlemiş olmasına rağmen sözleşmenin haksız fesih nedeniyle değil, koruma ve destekleme yükümlülüğüne aykırılık kanaatine varılarak tazminata hükmettiğini, bu yönüyle talepten fazlasına hükmetmiş olduğunun görüldüğünü, bu yönüyle hakem kararının hüküm kısmının (2) ve (3) numaralı hüküm fıkralarının iptalinin gerektiğini, davalının herhangi bir tespit talebi olmamasına rağmen tespit hükmü kuran Hakem kararının (2) numaralı hüküm fıkrasının iptali gerektiğini, hakem heyetinin sözleşmeye aykırılık iddiasıyla herhangi bir tazminat iddiası olmamasına rağmen tazminata hükmederek yetkisini aştığını, talep yokluğuna rağmen sözleşmeye aykırılık nedeniyle tazminata hükmeden hakem kararının (2) ve (3) nolu hüküm fıkralarının iptali gerektiğini, hakemlerin davacının talep sonucunda talep etmediği herhangi bir husus hakkında karar vermelerinin hakemlerinin yetkilerini aşmaları anlamına geldiğini, tahkim davasının taraflarınca hakem heyetine uyuşmazlığı çözmek için hakkaniyet ve nesafet kurallarına göre hüküm tesis etme yetkisi tanımadığını, hakem heyetinin (2) ve (3) numaralı fıkralarının hakkaniyet ve nesafet kurallarına göre tespit ettiğini bu nedenle hakem heyetinin kendisine verilen yetkiyi bir kez daha aştığını, Hakem Heyeti tarafından hesaplanan vekalet ücreti, hakem ücreti ve yargılama masraflarının hatalı olduğunu, hakem kararının (4), (5) ve (6) numaralı hüküm fıkralarının da iptalinin gerektiğini, Hakem Heyetince 3.110.000 TL’lik tahkim davasının 110.000 TL ’lik kısmı için kabulüne karar verildiğini, kabul-ret oranlamasının da bu tutarlar üzerinden yapılmasının gerektiğini, Hakem Heyetinin hatalı bir şekilde kararın (2) numaralı maddesinde yer verilen 1.250.000 TL ’lik tespit hükmünü, davada kabul edilen kısımmışcasına hesaplamaya dahil ettiğinin anlaşıldığını, tahkim davasında kabul edilen kısmı 110.000 TL ve reddedilen kısmı 3.000.000 TL olarak esas alıp, vekalet ücreti ve hakem ücreti ile yargılama masraflarının hesabının bu oranlar üzerinden hükmedilmesi gerekirken, hükmedilen tutarların hatalı olduğunu belirterek,… A.Ş. ile … A.Ş. arasındaki tahkim davasında Hakem Heyetince tesis edilmiş olan 11.07.2017 tarihli Hakem Kararının (2), (3), (4), (5) ve (6) numaralı hüküm fıkralarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; öncelikle bayilik ilişkisinin ifa mahallinin Gaziantep olduğunu, rekabet ihlalinin haksız fiilin gerçekleştiği yerin davalı bakımından Gaziantep olduğunu, dolayısıyla davanın Gaziantep ilinde görülmesi gerektiğini, her ne kadar hakem heyeti tahkim yerini İstanbul olarak belirtmiş ise de; davanın başından beri Tahkim davasınında da davacı taraf olarak bunu kabul etmediklerini, tahkim yerinin Gaziantep olduğunun açıkça dilekçelerinde beyan ettiklerini, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, ayrıca Gaziantep… Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile 01/08/2017 tarihinde dava açıldığını, her iki davanın birleştirilmesini talep ettiklerini, esasa ilişkin olarak; davacı tarafın bayilik sözleşmesini haklı sebeple feshettikleri iddiasının tamamen asılsız, haksız, mesnetsiz bir iddia olduğunu, kabulüne imkan bulunmadığını, davacının haksız olduklarını en sonunda “kümülatif fesih sebepleri” gibi belirsiz bir kavrama getirip, her bir ihtarnamelerinde ileri sürdükleri fesih sebeplerinin, sözleşmeyi feshe yeter sebep olmadığı hususunu tevilli olarak ikrar ettiklerini,…’in Rekabet Kurulunun 06.06.2011 gün ve 11-34/742-230 sayılı kararının alınması için başlatılan soruşturma dosyasında, sözlü savunma toplantısında karşılarında … A.Ş. temsilcisini görünce… temsilcisinin “doğrusu bunu beklemezdik” diye öfkelerini ifade ettiklerini, gerçek fesih sebebinin bu olduğunu, diğer argümanların tamamının bu gerçeğin perdelenmesi için oluşturdukları savunma bahaneleri olduğunu, olayların doğal seyrinin, dosya içeriği, geçirilen aşamalara ana hatları ile bir göz atıldığında bunun böyle olduğunun çok açık biçimde görüleceğini,…’in telekomünikasyon pazarında rekabeti çok ağır biçimde ve alışkanlık edinerek ihlal ettiğini, 4054 sayılı Kanun hükümlerini görmezden geldiğini, … A.Ş.’nin de bunu Rekabet Kuruluna şikayet ettiğini, şikayeti hazmedemeyen…’in doğrudan şikayet hakkını kullandıkları için bayilik sözleşmesini fesh edemeyeceklerini çok iyi bildiklerinden, aslı esası olmayan gerekçelerle ihtarnameler keşide etmek suretiyle fesih gerekçesi biriktirdikleri ve Rekabet Kurulundan idari para cezası yaptırımına uğrayınca da bayilik sözleşmesini feshettiklerini, “Tahkim Süreci ve Hakem Heyeti Kararı” başlığı altında hakem heyetinin teşkil şeklinin anlatıldığı ilk üç paragrafın doğru, ancak eksik olduğunu, her üç hakemin de daha önce…’e hizmet verdiklerini ama tarafsız davranacaklarını yazılı olarak beyan ettiklerini, işin başında bu beyanı dile getirmeyip, davacı taraftan gizlediklerini, Hakem Heyetince talebin aşıldığı iddiası tamamen asılsız bir iddia olduğunu, bilakis talep edilenin çok altında bir hüküm kurulduğunu, zira Hakem Heyetinin davalının bayisini koruma ve destekleme yükümlülüğünün ihlali şeklinde gerçekleşen sözleşmeye aykırılık fiilini işlediğini tespit ettiğini, hakem heyetinin bu tespiti doğru olmakla birlikte eksik bulunduğunu, zira bayisini koruma ve destekleme yükümlülüğünü ihlal ettiği gibi bununla birlikte, buna ilaveten Rekabet Kuruluna şikayet ettiklerini ve gizlilik talebinden vazgeçmek suretiyle sözlü savunma toplantısında Rekabet Kurulunda bizzat Mehmet … olarak hazır oldukları için, Anayasal dilekçe ve şikayet hakkını kullandığından dolayı 17 yıllık bayilik ilişkisine… ‘in haksız ve hukuka aykırı ve saldırgan bir şekilde son verdiğini, buna rağmen bayilik sözleşmesinin haksız feshini kabul etmeyen hakem kararının zararlarını eksik tespit ettiğini, bu konuda Gaziantep … Asliye Ticaret Mahkemesinde … E. sayılı dava açıldığını, dolayısıyla hakem heyeti talebi aşmadığı gibi talebin çok altında bir zarar tespit ettiğini, Bayilik Sözleşmesinin feshindeki asıl amacın … A.Ş. ‘nin Rekabet Kuruluna şikayet başvurusu olduğunu, olayların kronolojisinin de bunu teyit ve ispat ettiğini, Bayilik Sözleşmesinin feshinin haksız fesih olduğunu ve uğranılan zararın bilirkişi marifetiyle… defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmak suretiyle tespitinin her iki tarafça da istendiğini hakem heyetinin bundan kaçınmasının açıkça usule, yasaya ve hukuka aykırı bulunduğunu, bunları tespit eden Bilirkişi …’in talepleri üzerine tahkim duruşmasına davet edildiğini ve davete icabet edip duruşmaya başından sonuna kadar katıldığı halde, bilirkişinin sorgulanması aşamasına geçilmesine Hakem Heyetinin müsaade etmediğini, davada tahkikatın bittiğinin bildirilmediğini, son söz alınmadığını Gaziantep’te duruşma yapılacak beklentisinde oldukları sırada Hakem Heyetinin sürpriz şekilde davayı neticelendirdiğini, hatta zarar konusunda bilirkişi incelemesine bile gitmeye gerek görmeden, her iki tarafın da bilirkişi incelemesi talep ettiği halde, bu talebin hukuka aykırı olarak, yine sürpriz şekilde nihai karar ile reddedildiğini, davalarının belirsiz alacak ve tespit davası şeklinde açıldığını, dolayısıyla hakem heyetinin hüküm fıkrasının eda ve tespit hükmü şeklinde olmasının, kanun hükmüne tümüyle uygun bulunduğunu, kanunun gerekçesinin de bu hususu açıklar mahiyette bulunduğunu,…’in buna yönelik eleştirisinin yerinde olmadığından reddine karar verilmesini talep ettiklerini, belirsiz alacak ve tespit davası en çok tazminat davalarında uygulama alanı bulan dava türlerinden olduğunu, zararın baştan hesaplanıp, belirlenmesi davacı için çok güç ya da imkansız ise, davacının davasını belirsiz alacak ve tespit davası olarak ikame edebilmesinin HMK.nın tanıdığı yasal bir imkan olduğunu, davacı karşı taraf… ile davalı … A.Ş. arasındaki ticari ilişkinin, kendi içinde de Rekabet Kurulunun değerlendirmesinde belirttiği üzere, kimi mal ve hizmetler için acente, kimi için tek satıcı, kimi mallar için yetkili satıcı gibi son derece karmaşık bir yapı arz ettiğini ve bayilik sözleşmesinin feshi nedeniyle portföy tazminatı dahil biçimde umduğunu, beklediği karlılıklar dahil tüm zararlarının tazmininin talep edildiğini, tümünün önceden öngörülüp hesap edilmesi ve miktar olarak ortaya konmasının kesinlikle mümkün olmadığını, hakem heyeti kararında asıl hukuka aykırılığının 4054 sayılı Rekabetin Korunması hakkında kanunun ekonomik kamu düzenini korumak amacıyla vazedilmiş bir kanun olmakla, kamu düzenine ilişkin olduğundan bu kanundan doğan ihtilafların tahkime elverişli olmadığı (HMK.’nın 408. maddesi) ilk başta Gaziantep … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. … K. sayılı davanın açılmamış sayıldığı, hakem heyetince kabul edildiğine göre, açılmamış sayılan dava baştan beri hüküm ifade etmeyeceğine göre, davanın asıl taleplerinden biri olan ve RKHK hükümlerine temas eden rekabet ihlalinden kaynaklanan tazminat talebi konusunda adli mahkemelerin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı vermesi gerekirken görevine girmeyen bir hususta karar vermiş olduğundan, rekabet ihlalinden kaynaklanan talepleri bakımından reddine karar verilmiş olmasının açıkça hukuka, usule ve yasaya aykırı bulunduğunu, dava dilekçesinde belirtilen dava değerinin sembolik olarak yazıldığını, bu sembolik tutarın içinde üç katına kadar tazminat talebinin de mündemiç olduğunu, bununla çelişen… iddialarının belirsiz alacak ve tespit davası türünün kanuna konuluş amacına da aykırı olduğunu, öncelikle yetki itirazları dikkate alınarak, Mahkemenin yetkisizliğine, yetkili yer Gaziantep Mahkemeleri olduğundan davanın yetkisizlik nedeniyle reddine; davacı…’in hakem heyeti kararının … A.Ş. lehine olan kısımlarının iptaline dair olan işbu davasının haksız, hukuki temelden yoksun olması nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava Hakem Kararının iptali davasıdır.
Dava tarihi olan 14/08/2017 tarihinde yürürlükte bulunan HMK.’nın 439/1. maddesine göre; iptal davası tahkim yerindeki mahkemede açılır. Dava tarihinden sonra 22/08/2018 tarihinde yapılan değişiklikle iptal davasının Bölge Adliye Mahkemesinde açılacağı düzenlenmiştir.
Hakem heyetinin 26/01/2016 tarihli 9 nolu kararı ile tahkim yerinin İstanbul olarak belirlendiği, buna göre Mahkememizin dava tarihine göre HMK’nın 439/1. maddesi uyarınca bu davada görevli ve yetkili olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yetki itirazı reddedilmiştir.
Hakem kararının 31/07/2017 tarihinde tebliğe çıkartılması/saklanması için İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesine tevdii edildiği ve davanın 14/08/2017 tarihinde HMK.’nın 439/4. maddesi gereğince 1 aylık süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış ve bilirkişi raporları alınmıştır.
Bilirkişiler Prof. Dr…. ve … Mahkememize sundukları 28/01/2019 tarihli raporlarında; “…Hakem Heyetinin huzurdaki davaya konu davada (1) ve (2) sayılı karar metinleri veri iken; tahkim yargılaması sürecinde davacı konumundaki… şirketi tarafından özetle; “davalı şirket konumundaki… tarafından sözleşmenin haksız feshedildiği iddiasına dayalı olarak, sözleşme feshinden önceki süreçte… şirketinin bayisini koruma ve destekleme yükümlülüğünü ihlali nedeniyle ortaya çıkan ve sözleşme feshinden önceki dönemlerde kar kaybı niteliğinde olan zararlarının bulunduğu yönünde” net olarak ortaya konmuş tazmin talebine rastlanmadığı…” sonuç ve kanaatini belirtmişlerdir.
Davalı tarafın bilirkişi raporuna itirazları üzerine yeni bilirkişi heyetinden rapor alınmış, bilirkişiler Prof. Dr…., Prof. Dr. …, Dr. … tarafından hazırlanan 19/08/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda; “… Tahkim heyetinin yetkisini aşarak karar verdiği sözleşmeye aykırılığa ilişkin kararın (2) ve (3) numaralı hüküm fıkraları ile Sayın Mahkemeniz tarafından bu fıkralar ile bağlantılı olduğu düşünülen diğer fıkraların iptal edilebileceği, rekabetin ihlaline dayalı tazminat talebinin reddedilerek sözleşmeye aykırılıktan tazminata karar verilmesi sebebiyle de, (2) ve (3) numaralı hüküm fıkraları ile Sayın Mahkemeniz tarafından bu fıkralar ile bağlantılı olduğu düşünülen diğer fıkraların iptalinin söz konusu olacağı…” sonuç ve kanaatini belirtmişlerdir.
Bu davanın davalısı …A.Ş. tarafından bu davanın davacısı… A.Ş. aleyhine Gaziantep …Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davada 19/04/2012 tarih ve … E., … K. sayılı ilamı ile sözleşmede tahkim şartı yer aldığı gerekçesiyle davalının tahkim ilk itirazının kabulü ile; davanın usulden reddine karar verildiği, kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 12/12/2013 tarih ve 2012/11807 E., 2013/ 22697 K. sayılı ilamıyla onandığı, bu davanın davalısı …A.Ş. tarafından bu davanın davacısı… A.Ş. aleyhine hakem kararının iptali davasının açıldığı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin (İlk Derece) 26/09/2019 tarih ve … E., … K. sayılı ilamı ile davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Bu davanın davalısı …A.Ş. tarafından bu davanın davacısı… A.Ş. aleyhine tahkimde açılan davada rekabet ihlali nedeniyle davacı …A.Ş.’nin uğradığı ve uğrayacağı zararın şimdiden belli olmaması nedeniyle belirsiz alacak davası olarak 1.000.000 TL olarak talep edilen maddi tazminatın uzman bilirkişiler aracılığıyla tam ve kesin olarak hesaplanarak belirgin hale gelecek maddi tazminat zararının 3 katı tutarında tazminatın faizi ile birlikte tahsilini, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin… A.Ş. tarafından haksız ve hukuka aykırı feshedilmesi nedeniyle uğradığı ve uğrayacağı zararın şimdiden belli olmaması nedeniyle belirsiz alacak davası olarak 110.000 TL olarak talep edilen maddi tazminatın uzman bilirkişiler aracılığıyla tam ve kesin olarak hesaplanarak belirgin hale gelecek maddi tazminatın faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği, Prof. Dr…., Prof. Dr. …ile Prof. Dr. …’tan oluşan hakem heyetinin 11/07/2017 tarihli kararları ile;
1.Davacının rekabet hukuku kurallarının ihlali iddiasına dayanan tazminat taleplerinin tamamen reddine,
2.Davalının, bayisini koruma ve destekleme yükümlülüğünün ihlali şeklinde gerçekleşen sözleşmeye aykırılık fiilini işlemiş bulunduğu ve bu sözleşmeye aykırılık sebebiyle ortaya çıkan davacı taraf zararlarının giderilmesine yönelik olarak, kendisine ödenecek tazminat miktarının 1.250.000.-TL (birmilyonıkiyüzellibin TL) olarak takdir ve tespitine,
3.Ne var ki, hakem heyeti taleple bağlı olduğundan sözleşmeye aykırılığa dayalı tazminat olarak 110.000 TL’nin (yüzonbin TL) davacıya ödenmesine, söz konusu meblağa dava tarihinden itibaren ticari işlere uygulanan reeskont faizi işletilmesine,
4.Davanın kabul edilen (tazminat miktarı olarak belirlenen) kısmına göre hesaplanan 61.450 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davanın reddedilen kısmına göre hesaplanan 78.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5.Yargılama için harcanan ve taraflarca (5.000 TL’si davacı ve 35.000 TL‘si davalı tarafından) ödenen avanstan karşılanan (30.000 TL hakem sekreteri ücreti, 7.500 TL bilirkişi ücreti, 2.600 TL duruşma salonu ve bant çözüm masrafı, takriben 400 TL de tebligatlardan oluşan toplam 40.500 TL’den davanın kabul ve red oranlarına göre 24.300 TL ’sinin davacı, bakiyesinin 16.200 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından sadece 5.000 TL avans ödendiğinden, bakiye 19.300 TL’nin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6.Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hakem Ücret Tarifesine göre dava değeri üzerinden hesaplanan ve tamamı avans olarak davalı tarafından ödenen toplam net (KDV stopaj vb kesintiler hariç) 179.400 TL hakem ücretinden davanın kabul ve red oranlarına göre 107.640 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiye 71.760 TL’nin davalı uhdesinde bırakılmasına,
11.07.2017 tarihinde dosya üzerinden, HMK m. 439 uyarınca, kararın tebliğinden itibaren bir ay içerisinde İstanbul Mahkemeleri nezdinde iptal davası açma yolu açık olmak üzere ve zamanaşımı konusundaki farklı gerekçe hariç oybirliği ile karar verildi. şeklinde karar verildiği görülmüştür.
Davacı; Hakem heyetinin yetkisini aşar şekilde talepten fazlasına hükmettiğini, herhangi bir tespit talebi olmamasına rağmen tespit hükmü kuran hakem kararının iptali gerektiğini, taraflarca hakem heyetine hakkaniyet ve nesafet kurallarına göre karar oluşturma yetkisi verilmemiş olduğundan, hakem kararının iptali gerektiğini, hakem heyeti tarafından hesaplanan vekalet ücreti ve hakem ücreti ile yargılama giderlerinin hatalı olması gerekçesiyle 11.07.2017 tarihli hakem kararının (2), (3), (4), (5) ve (6) numaralı hüküm fıkralarının HMK’nın 439. maddesi uyarınca iptalini talep etmiştir.
HMK’nın 439/2. maddesinde;
a)Tahkim sözleşmesinin taraflarından birinin ehliyetsiz ya da tahkim sözleşmesinin geçersiz olduğu,
b)Hakem veya hakem kurulunun seçiminde, sözleşmede belirlenen veya bu Kısımda öngörülen usule uyulmadığı,
c)Kararın, tahkim süresi içinde verilmediği,
ç) Hakem veya hakem kurulunun, hukuka aykırı olarak yetkili veya yetkisiz olduğuna karar verdiği,
d)Hakem veya hakem kurulunun, tahkim sözleşmesi dışında kalan bir konuda karar verdiği veya talebin tamamı hakkında karar vermediği ya da yetkisini aştığı,
e)Tahkim yargılamasının, usul açısından sözleşmede veya bu yönde bir sözleşme bulunmaması hâlinde bu kısımda yer alan hükümlere uygun olarak yürütülmediği ve bu durumun kararın esasına etkili olduğu,
f)Tarafların eşitliği ilkesi ve hukuki dinlenilme hakkına riayet edilmediği,
g)Hakem veya hakem kurulu kararına konu uyuşmazlığın Türk hukukuna göre tahkime elverişli olmadığı,
ğ)Kararın kamu düzenine aykırı olduğu durumlar,
hakem kararının iptal sebepleri olarak gösterilmiştir.
Davacı HMK.’nın 439/2-d maddesi uyarınca hakem heyeti kararının iptalini talep etmiştir.
Hakem heyetine verilen dava dilekçesi, hakem heyeti kararı, bilirkişi raporları ve bütün dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; bu davanın davalısı … A.Ş. hakem heyetine verdiği dava dilekçesinde, rekabet ihlali nedeniyle maddi tazminat ve taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin… A.Ş. tarafından haksız ve hukuka aykırı feshedilmesi nedeniyle maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Buna karşılık 11/07/2017 tarihli hakem heyeti kararında tahkim yargılamasının davalısı…’in bayisini koruma ve destekleme yükümlülüğünün ihlali şeklinde gerçekleşen sözleşmeye aykırılık fiilini işlemesi nedeniyle… aleyhine tazminata hükmetmiştir. Tahkim sözleşmesinin kapsamı içinde olmasına rağmen davacının talep etmediği bir konuda karar verilmiş olması iptal sebebidir. Hakem heyeti kararının 2 nolu bendinde davalının bayisini koruma ve destekleme yükümlülüğünün ihlali şeklinde gerçekleşen sözleşmeye aykırılık fiilini işlemiş bulunması ve bu sözleşmeye aykırılık sebebinde ortaya çıkan zarar için tazminata hükmedildiği, bu tazminatın sözleşmenin haksız feshine dayalı bir tazminat niteliğinde olmadığı, davacının talebinin aşar nitelikte olduğu, davacı …A.Ş. ‘nin hakem heyetine verdiği dava dilekçesinde rekabet ihlali nedeniyle ve sözleşmenin haksız fesih sebebiyle tazminat talebinde bulunduğu, hakem heyetinin ise bunlardan tamamen farklı davalının bayisini koruma ve destekleme yükümlülüğünün ihlali şeklinde gerçekleşen sözleşmeye aykırılık nedeniyle tazminata hükmedildiği, buna göre HMK’nın 439/2-d maddesinde belirtilen hakem veya hakem kurulunun yetkisini aşarak karar verdiği ve hakem kararının 2 ve 3 nolu bentlerinin bu nedenle iptali gerektiği, 4 ,5 ve 6 nolu hüküm fıkralarının yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin olduğu, 2 ve 3 nolu hüküm fıkralarının iptali nedeniyle bağlantılı olduğundan dolayı 4, 5 ve 6 nolu hüküm fıkralarının da iptali gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davalı vekili rekabetin korunması kapsamındaki düzenlemelerin kamu düzenine ilişkin olduğu ve tahkim konusu yapılamayacağını, rekabet kurulu tarafından iki kez ceza tayin edildiğini belirtmiş ise de; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 14. Hukuk Dairesinin (ilk derece) gerekçeli kararında da belirtildiği üzere, tahkimdeki davayı açan davalı …A.Ş.dir. HMK’nın 408. maddesine göre taşınmaz mallar üzerindeki ayni haklardan veya iki tarafın iradelerine tabi olmayan işlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların tahkime elverişli olmadıklarının düzenlendiği, hakem heyetindeki davada haksız rekabeti oluşturan eylemlerin tespiti yönünde bir talebin söz konusu olmadığı, tazminat talebinin söz konusu olduğu, tazminat talebinin de taraflar üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği bir talep olduğundan, tahkime elverişli olduğu anlaşılmıştır. Kaldı ki, bu davanın davalısı önce Gaziantep … Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas numarasıyla mahkemede dava açmıştır. Davalı tarafın süresinde yaptığı tahkim ilk itirazı üzerine Mahkemece ilk itiraz kabul edilerek, davanın 02.12.1999 tarihli sözleşmenin l0. maddesi gereğince hakemde görülmesi gerektiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, bu kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 11.HD’nin 2012/11807 Esas – 2013/22697 Karar sayılı, 12.12.2013 tarihli kararıyla mahkemenin kararı onanmış, davacının karar düzeltme isteği Yargıtay 11. HD’nin 2014/5125 Esas – 2014/11368 Karar sayılı, 13.06.2014 tarihli kararıyla reddedilmiştir. Bu nedenlerle davalı vekilinin, hakem kurulunun rekabet ihlalinden kaynaklanan tazminat talebini inceleme yetkisinin ve görevinin bulunmadığına ilişkin iddiası yerinde görülmemiştir.
Davalı vekili Danıştay kararına istinaden rekabet kurulunun 2019 yılında… hakkında ”hakim görevi kötüye kullanma ve yeniden satış fiyatını belirleme” eylemlerini sabit görerek verdiği idari yaptırım kararı nedeniyle davanın reddini talep etmiş ise de; hakem heyetindeki davada davacı olan …A.Ş.nin dava dilekçesindeki tazminat talebi yeni bir karar olan 10/01/2019 tarihli kararına değil, 06/06/2011 tarihli rekabet kurulu kararına dayalı olduğu, hakem yargılamasında bu hususun değerlendirildiği ve o davada davacının ileri sürdüğü vakaları ispatlayamadığının kabul edildiği, hakem davasında ileri sürülmeyen ve değerlendirilmeyen iptal davası aşamasında ileri sürülemeyeceği göz önüne alınarak davalı şirketin bu husustaki iddiasına itibar edilmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; hakem heyetinin davacının talep etmediği konuda karar vermiş olmakla, HMK.’nın 439/2- d maddesi gereğince yetkisini aşarak karar vermiş olduğu Mahkememizce kabul edilerek davanın kabulüne, hakem heyeti kararının 2 ve 3 nolu fıkralarının iptaline, bu kararlarla bağlantılı yargılama gideri ve vekalet ücretini içeren 4, 5 ve 6 nolu hüküm fıkralarının iptaline karar verilmiştir.

H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile; Prof. Dr. …, Prof. Dr. … ve Prof. Dr. … tarafından verilen 11.07.2017 tarihli Hakem Heyeti Kararının 2,3,4,5 ve 6 nolu hüküm fıkralarının iptaline,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL harçtan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13 TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 2.725 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 6.065,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük süre içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır

¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.