Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/691 E. 2020/598 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/691 Esas
KARAR NO:2020/598

DAVA:Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:27/07/2017
KARAR TARİHİ:20/10/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalıdan muhtelif faturaya dayanan cari hesap nedeniyle alacaklı olduğunu, davaya konu edilen alacağın, taraflar arasındaki ticari ilişkinden doğan mal alım satımına dayanan cari hesap alacağından kaynaklandığını, müvekkilinin cari hesap kayıtlarında açıkça görülmekte olan ve dolayısıyla takibe konu edilmiş cari hesap alacaklarının usulüne uygun olarak tutulduğunu, bu nedenle ödenmeyen cari hesap alacağının tahsili amacıyla taraflarınca iş bu davanın ikame edildiğini, 674 Sayılı KHK’nın 13. Ve 19. Maddeleri uyarınca davalı şirketin de aralarında olduğu … Grubu şirketlerine Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) kayyum olarak atandığını, müvekkili şirket tarafından 670 Sayılı KHK’ya istinaden takibe konu alacaklarının ödenmesi için … Defterdarlığı-Ohal Bürosuna başvuru yapılmış olup; başvurularının, ilgisi üzerine Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na gönderildiğini, TMSF tarafından bu başvuruya 01/03/2017 tarih, … Sayılı yazı ile cevap verildiğini, ilgili cevap yazısında davalı şirkete kayyum atanmışsa da davalı şirketin TMSF’den bağımsız tüzel kişiliğinin devam etmekte olduğunu, şirket muhatapları ile yapılmış ve yapılacak işlemlerden adı geçen şirketin sorumlu olduğunu, söz konusu alacaklarla alakalı olarak davalı şirkete başvurulması gerektiğinin bildirildiğini iddia ederek davanın kabulüne, müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunun tespiti ile cari hesaptan kaynaklanan 6.140,65 € para alacağının TBK madde 99 düzenlenen seçimlik hak gereğince davalıdan fiili ödeme tarihindeki TCMB döviz kuru üzerinden mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından, huzurdaki dava açılmadan evvel uyuşmazlığa konu edilen alacak tutarının tahsili amacıyla müvekkili şirket aleyhine öncelikle …. İcra Müdürlüğü nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, işbu icra takibi üzerine yapılan inceleme ve araştırmalar neticesinde; tarafların, huzurdaki dava ile birlikte icra takibine konu edilen alacak konusunda mutabakat sağlayamadıkları ve likit bir alacağın bulunmadığının anlaşıldığını, bu nedenle, aleyhe başlatılan takibe itiraz etme zaruretinin hâsıl olduğunu, bahse konu icra takibinin itirazları neticesinde durması üzerine davacı tarafından huzurdaki alacak davasının açıldığını, ancak; müvekkili tarafından davacıya verilen … Bankası A.Ş.’ye ait … numaralı 14/09/2016 keşide tarihli 5.699,41 € bedelli çek için banka tarafından davacıya ödenmiş 1.290,00 TL’ lik tutarın davacı tarafından kayıtlarına alınmaması, tarafların, 5.699,41 €’ luk çek yönünden kuru 3.2077 ile sabitlenmişken ve bu husus İlgili çek için davacıya kesilen makbuz ile kayıt altına alınmışken davacının, alacağın hesabında 3.9856 kur oranını esas almış olması, vs. nedenlerle kayıtsal TL değerlerde mutabakat sağlanamadığını ve alacağın varlığı ve miktarı hususunda taraflar arasındaki ihtilafların giderilemediğini. davacı şirketle mutabakata varabilmek ve taraflar arasındaki ihtilafları çözüme kavuşturmak amacıyla firma yetkilileri ve ilgili birimleri ile defaatle iletişime geçilmiş ve konu paylaşılmışsa da ne yazık ki müspet bir sonuç alınamadığını, bu kapsamda, davacının alacaklarının ödenmediği yönündeki iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacının TBK’nun 99. Maddesi uyarınca, davaya konu ettiği alacak tutarının fiili ödeme tarihindeki TCMB döviz kuru üzerinden mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte tahsilini talep etmişse de bu talebinin de yasal dayanağının bulunmadığını, döviz cinsinden alacaklar yönünden davacı ile müvekkili şirket arasındaki kurun sabitlenmiş olup sabitlenen kurun üzerindeki rakamlardan yapılan taleplerin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle, davacının, fiili ödeme tarihindeki TCMB döviz kurunun esas alınması yönündeki talebinin hukuki mesnetten yoksun olduğunu, ayrıca, döviz cinsinden alacaklar için talep edilebilecek faizin, kamu bankalarının döviz cinsine göre (Euro, dolar) 1 yıllık mevduata uyguladıkları en yüksek faiz oranı olduğunu, nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bu husustaki kararlarının da bu yönde olduğunu, bu nedenle, davacının dava dilekçesindeki “…mevduata uygulanan en yüksek faiz… ” ifadesinden kastının ne olduğunun anlaşılmamakla birlikte davacının, faize ilişkin fazlaya dair ve yasal dayanaktan yoksun istemlerinin de reddi gerektiğini belirterek davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; Davacının davasının kabul edilmesi halinde davacının asıl alacağı 22.508,99 TL + işlemiş faiz alacağı 4.515,52 TL olmak üzere toplam 27.024,51 TL alacağı olduğu mütalaa edildiği anlaşıldı.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; Usulüne uygun davacı şirket defterlerine göre; 08.03.2017 takip tarihi itibari ile davalı şirketin 6.140,66 € borç bakiyesinin bulunduğu, davacı şirket kayıtlarında tüm işlemlere işlem tarihindeki MB Döviz alış kurunun uygulandığı, Dosyadaki mal teslimine ilişkin faturalara ait sevk irsaliyelerinin teslim alan kısmında isim ve imza bulunmadığı ancak sevk adreslerinin … San. ve Tic. A.ş. şantiyeleri olduğu, faturaların e-fatura olması sebebiyle davalı şirkete tebliğ edildiği sonucuna varıldığı, davalı şirketin faturaların tebliğ edilmediği ya da içeriği ürün ya da hizmetlerin teslim edilmediği yönünde bir itirazının da bulunmadığı, davacı şirket tarafından 06.06.2016 tarih … no.lu bordro ile davalı şirketten … seri no.lu 14.09.2016 vade 5.699.41 € tutarında çek alındığı, söz konusu çekin karşılıksız çıkması sebebiyle iade işlemi yapıldığı, çeke ilişkin iade işleminin alındığı tarihteki kur ile yapıldığı, çeklerin karşılığının bulunmaması halinde, muhatap bankanın sorumlu olduğu tutar sebebiyle, davacı şirkete 1.290,00 TL ödeme yapıldığı, davacı şirket defterlerinde bu tahsilata ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığı, ödemenin yapıldığı 09.03.2017 tarihi itibariyle 1.290,00 TL’nin Döviz Alış (3,9100) kuru ile karşılığının 329,92 € olduğu, takip talebinden 1 gün sonra yapılan söz konusu ödemeden dolayı dava tarihi itibariyle davalı şirket borcunun 5.810,74 € olduğu, taraflar arasında imzalanmış yazılı bir sözleşme ya da davalıyı temerrüde düşürmek amacıyla keşide edilmiş bir ihtarnamenin bulunmadığı, işlemiş faiz hesaplamasına dayanak olabilecek herhangi bir belgenin de ibraz edilmediği mütalaa edildiği anlaşıldı.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; Dosya kapsamına göre yapılan incelemeye göre davacının 08/03/2017 takip tarihinde ve iş bu 27/07/2017 dava tarihinde davalıdan 19.371,61 TL karşılığı 6.140,66 Euro alacaklı olduğu, davacının muhasebe kayıtlarında davalıya kestiği faturaların Euro bedellerinin TCMB döviz alış ve tahsilatlarının da yine TCMB Euro Döviz alış kurları ile TL karşılıklarının kayda alındığı, alacağının varlığının davacının davalıya kestiği 4 adet e fatura bedeli olan 9.416,40 EURO faturalardan bakiye kalan 6.140,65 EURO alacaktan kaynaklandığı, davacının tüm faturalarının e fatura ve türünün ise temel fatura oluğu, bu nedenle davacının kestiği tüm faturaların maliyenin e fatura sistemi üzerinden teknik bir problem olmadığı sürece davalıya ulaşması gerektiği ve davalı tarafından da kabul edilmesi gerektiği, bu meyanda davalı tarafından davacının kestiği faturaların kabul edilmediği, noter kanalı ile davacıya iade edildiği, ya da faturaların kesildiği dönemde davalı tarafından yine e fatura ve temel fatura yoluyla davacıya iade edildiğine ilişkin bir fatura sureti dava dosyası içeriğinde görülmediğinden davalı tarafından faturaların tebliğ edildiği kabul edildiğinin düşünüldüğü, davalının cevap dilekçesinde sunduğu … Bankası A.Ş … Şubesi … IBAN hesabından davalının karşılıksız kalan 08/03/2017 takip tarihinden sonra ve 09/03/2017 tarihinde ödendiği görülmekle 1.290,00 TL ödemenin 329,92 Euro karşılığa denk geldiğinin hesaplandığını, dolayısıyla davacının 08/03/2017 takip tarihinde 6.140,66 Euro olan alacağından 09/03/2017 tarihinde ödenen 329,92 Euro mahsup edildiğinde davacının 27/07/2017 dava tarihinde davalıdan 5.810,74 Euro alacaklı olabileceğinin hesaplandığı, 27/07/2017 dava tarihi itibariyle fiili olarak Euro mevduata uygulanan azami yıllık faiz oranının %0,15 olduğu görüldüğünden davacının belirlenen 5.810,74 Euro alacağına takip tarihinden itibaren yıllık %0,15 oranında değişen oranlarda döviz faizi yürütülebileceği, faizin infaz aşamasında hesaplanması gerektiği, icra takibinin euro olarak yürütülecek olan 5.810,74 Euro asıl alacağa BK madde 99 hükmünce ödeme günündeki rayiç değer üzerinden ülke parasıyla davalı tarafından davacıya ödenmesi gerekeceği mütalaa edildiği anlaşıldı.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlık, cari hesap alacağının tahsili yolunda başlatılan icra takibi sonrasında açılan alacak davasıdır.
Dosyanın incelenmesinde; …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası ile davacı-alacaklı tarafça, davalı-borçlu aleyhine, 06.03.2017 tarihli takip talebi ile toplam 6.140,65-Euro alacağın tahsili için genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapıldığı, 07.03.2017 dilekçe tarihli itiraz dilekçesi ile yetkiye, borca ve ferilere itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durduğu, 27.07.2017 tarihinde de Mahkememizdeki iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yargılama aşamasında taraflarca usulüne uygun olarak sunulan bilgi ve belgeler toplanarak dava dosyamız bilirkişiye tevdii edilmiş olup farklı bilirkişilerden alınan 17.04.2016, 11.09.2019 ve 20.03.2020 tarihli bilirkişi raporları, dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyadaki tüm bilgi ve belgeler, Yasal mevzuat ve dosya kapsamına uygun denetime elverişle bilirkişi raporu birarada değerlendirildiğinde; davalı tüzel kişilik hakkında …. Sulh Ceza Hakimliğinin 22.09.2016 tarih ve … Değişik İş sayılı kararı ile 674 Sayılı KHK Md:13-19 gereğince, kayyım atandığı, icra dosyasında itirazda bulunan vekilin kayyım tarafından görevlendirilen vekil olduğu, icra dosyasına yapılan itirazın görev kapsamında yapıldığının kabulünün gerekeceği, denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun 20.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davacı tarafça tanzim olunan e-faturaların, Maliye Bakanlığının e-fatura sistemi üzerinden teknik bir sorun olmadığı sürece davalıya ulaşması gerektiği, davalı tarafça fatura iadesinin yapıldığına ilişkin bir kayda rastlanılmadığı, takip tarihinden sonra yapılan 1.290,00-TL’lik zorunlu banka ödemesinin ardından davacının talep edebileceği alacak miktarı tespit edildiğinden bu tutar üzerinden alacak davasının kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, Dünya genelinde yaşanan pandemi sebebiyle duruşmalara zorunlu olarak ara verilmesi, akabindeyse, duruşma öncesi ve sonrası oluşan yoğun iş yükü ile duruşmalar sebebiyle dava türünün sehven itirazın iptali olarak nitelendirilmesi, bu durumun da gerekçe ile birlikte düzeltilmesinin mümkün olmaması karşısında, kısa karar ile çelişkiye düşmemek adına aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Davaya konu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında, davalı-borçlunun yaptığı itirazların KISMEN İPTALİNE, icra takibinin; 5.810,74-Euro asıl alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/A maddesi uyarınca devlet bankalarınca bir yıl vadeli Euro mevduat hesabına uygulanan en yüksek ve değişen oranlarda faiz uygulanarak takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddiyle icra takip tarihinden sonra yapılan ödemelerin, icra müdürlüğünce, dosyanın infazı aşamasında dikkate alınmasına,
2- TMSF ile kayyum olarak atanan davalı-borçlu vekilince, görev kapsamında icra müdürlüğüne borca itiraz edildiği anlaşıldığından, davacı-alacaklı taraf lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
3-492 Sayılı Yasa gereğince alınması gereken 1.640,91-TL harçtan peşin alınan 31,40-TL harçtan mahsubu ile geriye kalan 1.609,51-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan, A.A.Ü.T gereğince taktir olunan 3.603,24-TL vekalet ücretinin, davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan, A.A.Ü.T gereğince taktir olunan 1.363,85-TL vekalet ücretinin, davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 31,40-TL başvurma harcı + 31,40-TL peşin harç toplamı olan 62,80-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 2.300,00-TL bilirkişi ücreti + 114,50-TL tebligat-müzekkere masrafları olmak üzere toplam 1.343,50-TL yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre %94,62 oranında davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının, ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf’a kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
20/10/2020

Katip …

Hakim …