Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/589 E. 2020/897 K. 29.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/589 Esas
KARAR NO:2020/897

DAVA:Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ: 23/06/2017
KARAR TARİHİ: 29/12/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili nezdinde ticari paket sigorta poliçesi ile sigortalı …’a ait servis kutu ve boruları davalılar tarafından hasara uğramış ve bu sebeple sigortalıya 27/01/2016 tarihinde 144.64 USD ödendiğini, müvekkili ödediği 144,64 USD’nin davalılardan rücuen tahsilini teminen sigortalı emtianın hasara uğramasından sorumlu olan davalı aleyhine rücu mektubu gönderildiğini, davalı taraf rücu mektubumuza olumsuz yanıt verdiğini ve borcun ödenmediğini belirterek 144,64 USD’nin fazlaya dair talep hakkımız saklı kalmak kaydı ile 27/01/2016 ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettiği anlaşıldı.
Davalı … Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; Sayın Mahkemenin bu davada görevli olmadığını, davacının tazminat talebine dayanak gösterdiği olguların hizmet kusuru niteliğinde olduğundan, davanın ancak 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. ve 13. maddeleri gereği görevli idare mahkemesinde açılması gerekmekte olup adli yargıda davanın açılmasının, davanın reddini gerektiğini, müvekkili idarenin ihale makamı olmakla birlikte, mezkur adreste iddia edilen hasara ilişkin ihale yüklenicisi firma olan … San. ve Tic. A.Ş. tarafından “…” işi kapsamında çalışma yapıldığının anlaşıldığını, bu doğrultuda sorumluluğun yüklenici firmaya ait olduğunu, zira yüklenici firma ile yapılan İnşaat İşleri Genel Teknik Şartnamesinin 3.4, 10.1 ve 10.2 maddelerine, Kanalizasyon Teknik Şartnamesinin 2.3.5 no.lu maddesine, Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 9 ve 25. maddelerine ve kanal birim fiyat tarifelerine göre yüklenicinin yaptığı işlerle ilgili olarak ortaya çıkabilecek her türlü kaza, hasar, şikayet, zarar ve ziyandan dolayı maddi, manevi, hukuki ve cezai olarak sorumlu olduğunu, ayrıca yüklenici veya alt yüklenicilerin sigorta kapsamı içinde veya dışında kalan hareket ve fiillerinden dolayı meydana gelecek bütün talep ve iddiaların karşılanması yükümlülüğünün de yükleniciye ait olduğunu, bu doğrultuda müvekkili idarenin sorumluluğunun olmadığı ortada olmakla huzurdaki iş bu davanın “husumet yönünden reddi” gerektiğini, davanın süresi içerisinde açılmadığını, tazminat talebinin, zarar görenin zararı ve tazmin yükümlüsü kişiyi öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl sonra zamanaşımına uğrayacağından, huzurdaki iş bu davanın “süre yönünden reddi” gerektiğini, davanın yabancı para birimi üzerinden açılmasının hukuka aykırı olduğunu, zira davacı ile müvekkili kurum arasında her hangi bir sözleşme bulunmadığını, haksız fiile ilişkin huzurdaki davanın Türk Lirası üzerinden açılması gerektiğini, Türk Borçlar Kanunu 99. Md. ve de Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 18.10.2004 tarih ve 2004/8861 E, 2004/10987 K. sayılı ilamının da bu yönde olduğunu, işbu sebeple “döviz cinsinden açılmış olan davanın reddi” gerektiğini, kaza özeti olarak tanzim edilen tutanakta; söz konusu kazaya ilişkin somut deliller yer almamakla birlikte bu kazaya ilişkin fotoğraf vb. emarelerin de dosyaya sunulmadığını, her ne kadar sözde hasara ilişkin somut deliller sunulmamış ise de, mezkur hasara ilişkin müvekkili İdare’nin sorumluluğunun bulunmadığını, şöyle ki; yapılan tetkikler neticesinde, dava dilekçesinde belirtilen, … … Mah. … Sokakta müvekkili İdare uhdesinde görev yapan … San. ve Tic. A.Ş. tarafından “…” işi kapsamında çalışma yapıldığının anlaşıldığını, müvekkili İdare ile yüklenici firma arasında yapılan ihale sözleşmesinin Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 25/4 maddesinde, “Yapım işlerinde yüklenici ve alt yükleniciler, yapının fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapılmaması, hileli malzeme kullanılmaması ve benzeri nedenlerle ortaya çıkan zarar ve ziyandan, yapının tamamı için işe başlama tarihinden itibaren kesin kabul tarihine kadar sorumlu olacağı gibi, kesin kabul onay tarihinden itibaren de 15 (on beş) yıl süreyle müteselsilen sorumludur. Bu zarar ve ziyan genel hükümlere göre yüklenici ve alt yüklenicilere ikmal ve tanzim ettirilir. Ayrıca haklarında 4735 sayılı kanununun 27. maddesi hükümleri uygulanır.” hükmünün havi olduğunu, ayrıca Kanalizasyon Teknik Şartnamesinin 2.3.5.1. maddesinde “Yüklenici, tüm yer altı tesislerinin ve kazılara yakın bina, duvar direk vb. bilumum tesislerin emniyeti için bütün tedbirleri kendi sorumluluğu altında almak mecburiyetindedir, hükmünün havi olduğunu, dava konusu hasar olayında, çalışmayı yürüten yüklenici firma … San. ve Tic. A.Ş.’nin sorumluluğu açık olmakla birlikte müvekkili idarenin hukuki sorumluluğunun bulunmadığını, açılan davanın bir tazminat davası olduğunu, Borçlar Kanunu’nun 41. maddesine göre tazminat sorumluluğunun doğması için, tazminat talep edilenin, zarara neden olayda kasıt, ihmal, teseyyüp ya da kusurunun olması; tazminat talep edilen ile hasar arasında bir illiyet bağının bulunması gerektiğini, müvekkili idarenin olayda kastı, kusuru, ihmali bulunmadığı gibi zararla müvekkili idare arasında bir illiyet bağının kurulmasının da mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafın hasar bedeli olarak istediği meblağın da fahiş olup bu meblağa itiraz ettiklerini ve yine kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafın hükmedilmesin! talep ettiği tazminata olay tarihinden itibaren faiz istemesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili idarenin davacıya kesinleşmiş bir borcu olmadığını, dolayısıyla idarenin temerrüdü söz konusu olmadığından ancak dava tarihinden sonrası için faiz istenebileceğini belirterek davanın usulen reddine, davanın usulen reddine taleplerinin kabul görmemesi halinde davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
Davalı …. A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete davacı … tarafından gönderilen 10.07,2017 tarihinde tebliğ edilen dava dilekçesi ile ekinde yer aldığı sigortalı Igdaş’ın doğalgaz dağıtım hattına, müvekkili şirketçe 24.08.2016 tarihinde zarar verildiği bu nedenle hasara uğrayan borular nedeni ile … Sigorta tarafından 27.01.2016 tarihinde, hasar tazminatı adı ile ödeme yapıldığının iddia edildiğini ve sigorta şirketince yapılan ödemenin rücuen ödenmesinin istendiğinin görüldüğünü, hasara ilişkin olarak müvekkili şirkete herhangi bir bildirim iletilmediğini, tek taraflı olarak düzenlenmiş tutanağın, müvekkili şirkete herhangi bir bilgi verilmeden direk icraya konulduğunu, tek taraflı tutanak haksız olduğundan itirazlarının olduğunu, hasar tutanağı ile sigorta şirketince yapıldığı iddia edilen ödeme tarihi de dikkate alındığında müvekkili şirkete herhangi bir bilgi verilmediğinin açıkça görüldüğünü, diğer yandan, hasarın gerçekleşip gerçekleşmediğinin bile belli olmadığını, hasar tutanağının … tarafından 24.08.2016 tarihinde tanzim edildiğinin, hasarın bu tarihte gerçekleştiğinin yer aldığı ancak davacı tarafın 27.01.2016 tarihinde ödeme yaptığını iddia ettiğini, dolayısıyla, işbu iddianın bile hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkilinin söz konusu hasara ilişkin bilgisi olmadığı gibi aradan geçen zaman nedeni ile belirtilen tarihte, belirtilen yerde çalışma yapılıp yapılmadığı, belirtilen hasara ilişkin işlemin gerçekte olup olmadığının bile belli olmadığını, süresinde bilgi verilmediğini belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
Davalı …’in adresi tespit edilemediğinden tebligat yapılamadığı görüldü.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; Abonelik Sözleşmeleri Yönetmeliğinin, sözleşmenin tarafları olan … ile gaz kullanıcısı abonelerini bağlayıcı nitelikte olduğu, dava konusu somut olay ve meydana gelen zararın ise, davalı yüklenici …. A.Ş.’nin çalışanı diğer davalı …’in iş makinesi İle çalışması sırasında, tamamen bu davalıların kusuru ve sorumluluğu sonucunda meydana gelmiş olduğu, dava konusu zarar ve kusur arasında açık bir illiyet bağının mevcut olduğu, bu nedenle de davalı yüklenici …. A.Ş.’nin dava konusu olayın ve zararın meydana gelmesinde tamamen kusurlu ve sorumlu bulunduğu, dava konusu olay ve hasar nedeniyle, davacı … A.Ş.’nin talep ede zarar miktarının, dava dışı sigortalı …’a ödenmiş olan ve EPDK (Enerji Piyasası Denetleme Kurulu) tarafından yayımlanan kurul kararlarına uygun olarak tespit edilen 424,66 TL olduğu, Hazine Müsteşarlığınca onaylanan genel şartlar ve özel şartlar ile özel şart niteliğindeki klozların da, tarafları bağlayıcı nitelikte olduğu, bu nedenle dava konusu zarar miktarı … tarafından, 24.08.2016 tarihli … … Bölge Müdürlüğü Hasar Onarım Giderleri Belgesi’nde hasar bedeli 424,66 TL olarak hesaplanmış olduğuna göre, Döviz ödeme Klozu gereğince hasar anında TL olarak yapılan masrafların ödemesinin de TL olarak yapılması gerektiği, dolayısıyla; dava konusu zarar miktarı … tarafından 424,66 TL olarak hesaplanmış olduğuna göre, Döviz ödeme Klozu gereğince davacı sigorta şirketinin talep edebileceği gerçek zarar miktarının TL bazında 424,66 TL olduğu, dava konusu zarar miktarı … tarafından TL bazında hesaplanmış olduğundan, Döviz Ödeme Klozu gereğince davacı sigorta şirketinin talep edebileceği gerçek zarar miktarının da TL bazında ödenmesi gerekeceği ve ödenmesi gereken 424,66 TL tazminat miktarına 06.02.2017 ödeme (banka dekontu) tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiği mütalaa edildiği anlaşıldı.
Davacı vekili Av. … 22/09/2020 tarihli celse beyanında bu aşamaya kadar kendisine tebligat yapılamayan ve adres bilgisine ulaşamadığımız davalı … Hakkındaki davamızı takip etmiyoruz, diğer hususlar yönünden davamızın kabulüne karar verilsin şeklinde beyan vererek davalı … hakkındaki davadan vazgeçtiği görüldü.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; haksız fiil sebebiyle ödenen sigorta tazminat bedelinin rücuen tazminine ilişkindir.
Dava dosyasının incelenmesinde, 24.08.2016 tarihinde davacı sigorta şirketince işyeri sigortası yaptırılan dava dışı sigortalı … ‘a ödenen sigorta hasar bedelinin, rücuen tahsili yolunda 23.06.2017 tarihinde, Yasal zamanaşımı üresi içerisinde Mahkememizdeki iş bu tazminat davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Yargılama aşamasında taraf teşkili sağlanarak dava dosyamız bilirkişi heyetine tevdii edilerek 09.09.2019 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, dava dışı sigortalıya ait emtiada, davalı yüklenici …. A.Ş. ile bu şirket çalışanı olan …’in kusurlu fiili neticesinde dava konusu zararın meydana geldiği, diğer davalı … Genel Müdürlüğünün bu zararın meydana gelmesinde bir kusur veya kusursuz sorumluluğunun olmadığı, dava dışı sigortalıya davacı sigorta şirketince ödenen sigorta hasar tutarının, haksız fiil hükümlerine göre sorumluluğu tespit edilen davalılardan rücu hakkı olduğu sonucuna varılmış, davacı tarafça davalılardan … yönünden dava takipsiz bırakıldığından, bu davalı yönünden açılan davanın açılmamış sayılmasına, kusuru ispatlanamayan … Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın reddine ve sorumluluğu bulunan davalı şirket aleyhine açılan davanın ise kısmen kabulü ile rücuya konu meblağın, ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE
1- Davalı … aleyhine açılan davanın açılmamış sayılmasına,
2- Davalı … Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın reddine,
3- 424,66-TL’nin, ödeme tarihi olan 06.02.2017 tarihinden itibaren işleyecek Yasal faizi ile birlikte davalılardan …. A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-492 Sayılı Yasa gereğince alınması gereken 54,40-TL harçtan peşin alınan 31,40-TL harçtan mahsubu ile geriye kalan 23,00-TL harcın davalı …. A.Ş.’den tahsili ile Hazineye irad kaydına,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan, A.A.Ü.T gereğince taktir olunan 424,66-TL vekalet ücretinin, davalı …. A.Ş.’den alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı …. A.Ş. vekille temsil olunduğundan, A.A.Ü.T’nin 3. Maddesi gereğince taktir olunan 125,34-TL vekalet ücretinin, davacı taraftan alınarak davalı …. A.Ş.’ne verilmesine,
7-Davalı … Genel Müdürlüğü vekille temsil olunduğundan, A.A.Ü.T’nin 3. Maddesi gereğince taktir olunan 550,00-TL vekalet ücretinin, davacı taraftan alınarak davalı … Genel Müdürlüğü’ne verilmesine,

8-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 31,40-TL başvurma harcı + 31,40-TL peşin harç toplamı olan 62,8‬0-TL’nin davalı …. A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 2.100,00-TL bilirkişi ücreti + 258,90-TL tebligat-müzekkere masrafları olmak üzere toplam 2.358,90-TL yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre % 77,21 oranında davalı …. A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı … Genel Müdürlüğü tarafından yapılan 32,50-TL yargılama giderinin davacı taraftan alınarak davalı … Genel Müdürlüğü’ne verilmesine,
11-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde, kullanılmayan gider avansının, yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalı … vekilinin yüzüne karşı diğer tarafların yokluğnuda miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/12/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸