Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/564 E. 2018/444 K. 05.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/564 Esas
KARAR NO : 2018/444
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/06/2017
KARAR TARİHİ : 05/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava konusu çek nedeniyle müvekkili hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, müvekkili yasal süre içerisinde mal beyanında bulunduğunu ve borca itiraz ettiğini, davalı taraf başlatmış oludğu icra takibini süreç içerisinde takep etmediğinden düştüğünü, 19/04/2011 tarihinde dosyayı yeniliyerek dosya İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı numarasını alldığını, yenilenen takip dosyasının ödeme emri 03/10/2011 tarihinde usulsüz olarak muhtara tebliğ edildiğini, aynı zamanda taşınmazın ihalesi usulüne uygun olarak yapılmadığı için İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E.sayılı dosyası ile ihalenin feshi davası açıldığını, hakkında haksız ve mesnetsiz bir şekilde takip açılarak mağdur edilen müvekkili aynı zamanda taşınmazın ihale edilmesinden önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na sahtecilik ve ¸ dolandırıcılık suçundan davalılar hakkında şikayette bulunmuş ancak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… E.numaralı dosyasının yenilenmesi aşamasında çekin asıl icra memuru tarafından icra kaşesi ve takip numarası vurulduktan sonra alacaklı vekili Av. …tarafından “istenildiğinde iade etmek üzere teslim alınmıştır.” ibaresi yer almasına ve savcılık defalarca icra takibine konu senedin aslının istemiş olmasına rağmen senedin aslının sulunmasından defalarca kaçınıldığını, müvekkili hiçbir bankadar çek veya çek karnesi almadığı gibi hiç kimseye çek keşide etmediğini, … seri numaralı 30/04/2007 keşide tarihli 20.000 TL bedelli çekteki imzanın kendisine ait olmadığı ve ilgili çekten dolayı herhangi bir borcunun bulunmadığına dair İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına ve anılan icra müdürlüğüne defalarca açıklama yapmasına rağmen herhangi bir sonuç elde edemediğini, çekin üzerindeki imzanın müvekkiline ait olup olmadığı tespit edilemediğini, bu nedenlerle icra takibine konan … seri numaralı, 30/04/2007 keşide tarihli 20.000 TL bedelli çek nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarının tespitini, dava sonuçlanıncaya kadar icra takibinin durdurulması konusunda teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı söz konusu çek hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün… E.sayılı dosyasından takip başlatıldığını ve daha sonra… E. E.sayılı dosyası ile takip yenilendiğinde icra dosyası ve dayanağı çeke ilişkin birçok itiraz davası açtığını, İstanbul .. İcra Hukuk Mahkemesi’nin… E.sayılı dosyası ile imzaya itiraz davası açtığını, davasının reddedildiğini, çeke ve takibe ilişkin hiçbir hukuki sakatlık sözkonusu olmadığı için dava konusu çeke ve icra takibine ilişkin bugüne kadar açılan davaların tümü reddedildiğini, davacı bunu bilmesine rağmen bu güne kadar icra dosyasını yavaşlatmak için birçok dava açmış savcılıklara şikayetlerde bulunduğunu, davacının icra takibi çeki ve davalıyı hiç görmediği bu kişileri tanımadığı böyle bir imza atmadığı iddialarına karşı çekteki cirantalar tanık olarak dinlenildiğinde davacının tüm iddialarının asılsız olduğunun ortaya çıkacağını, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE;
İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 09/02/2017 tarih, …E.,… K.sayılı ilamında “Somut uyuşmazlıkta senedin kambiyo senedi vasfını taşıdığı ve icra takibinin kambiyo senetlerine mahsus takip olduğu bellidir. Dava, 04/04/2014 tarihinde açılmış olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 6335 sayılı Yasa ile değişik 5/3. maddesine göre Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Yine anılan yasanın 4/a. maddesi uyarınca kambiyo senetlerinden kaynaklanan davalar ticari dava niteliğinde olup davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerekir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınmalıdır. Bu durumda, ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmekte (Y.19.HD. 2016/3031 E, 2016/15205 K) olup, mahkememizce görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinden davanın görev nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.” şeklinde hüküm kurduğu görüldü.
Dosya görevsizlikle mahkememize gelerek 2017/564 E.sayılı dosyası üzerinden yargılamaya devam edildiği,
İstanbul …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E., … K.sayılı dosyasında alınan ATK raporunda sonuç olarak; her ne kadar 23/02/2016 tarihli mahkeme üst yazısında davalı tarafından inceleme yapılması hususu belirtilmiş ise de; dosya tetkikinden davacı …’a atfen atılı ciro imzası ile …’ın mukayese yazı ve imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzanın isim yazısı ile birlikte değerlendirildiğinde Naciye Kılınçarsan’ın eli ürünü olduğu mütalaa edildiği anlaşıldı.
İddia, savunma, Asliye Hukuk Mahkemesinde alınan ATK raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; somut uyuşmazlığa konu davanın çekteki imza sahteliğine bağlı menfi tespit davası olduğu, ATK dan alınan rapora göre 30/04/2007 tarihli 20.000 TL bedelli çek arkasındaki … atfen atılan imzanın davacıya ait olduğunun belirlendiği, bu durumda davacının çek ve ciro imzası nedeniyle müracaat borçlusu olarak çek nedeniyle yapılan takip bakımından sorumlu olduğu, bu nedenle davacının menfi tespit davasının reddi gerektiği, Yargıtay … HD 26/11/2015 tarihli kararında da vurgulandığı üzere çek için ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir verilmesinin İİK 72 maddesi uyarınca verilmiş bir tedbir kararı mahiyetinde olmadığından davacı aleyhine tazminat kararı verilmesinin doğru olmadığı, somut uyuşmazlığa konu olayda da verilen 08/04/2014 tarihli tedbir kararının İİK 72 kapsamında verilen bir tedbir kararı olmayıp takip ve dava konusu alacağın tamamını karşılayacak tedbir yatırıldığında HMK 389.maddesi gereği takibin geçici durdurulması için verilen tedbir kararı olup, böyle bir tedbir kararı nedeniyle davası reddedilen davacı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine hüküm bulunmadığından bu talebin reddine yönelik aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının menfi tespit davasının reddine,
2-Şartlar oluşmadığından icra inkar tazminata hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 35,90 TL maktu karar ve ilam harcı alınmadığından 35,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre belirlenen 2.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır