Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/540 E. 2021/483 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/540 Esas
KARAR NO:2021/483

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:19/09/2014
KARAR TARİHİ:22/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, dava dışı bir üçüncü şahıstan davalı şirketin vermiş olduğu garanti ile araç satın aldığını, Garanti Sözleşmesi icabı aracın genel ve mutat bakımının davalı şirketin teknik servis birimlerinde yaptırıldığını, bu kapsamda aracın 60.000 Km bakımı için davalının teknik servisine getirilip, teslim olunduğunu, aracın davalının yetkili servisine bırakıldığında, araçta herhangi bir normal dışı durumun söz konusu olmadığını, ancak araç servisten alındığında çalışır vaziyette iken önemli derecede “titreme” meydana geldiğinin anlaşıldığını, bunun üzerine araçta yeni meydana gelen “titreme”nin giderilmesi için yeniden servise getirilip, teslim olunduğunu, servis yetkilileri tarafından titreme sebebi olarak bildirilen noksan parçaların yerine getirildiğini, ancak titremenin giderilemediğini, aracın arızalı olarak teslim alınmasından sonra arızanın sebep olduğu titremenin devam ettiğini, halen de devam etmekte olduğunu, bunun üzerine müvekkili şirketin davalıya ihtarname keşide edip, aracın onarılmasını, ihtar ve ihbar ettiğini, sonrasında da … Sulh Hukuk Mahkemesi … D.iş sayılı dosya kapsamında uzman bilirkişi aracılığıyla araçta mevcut olan titremenin tespiti amacıyla tespit yaptırdıklarını, anılan dosya içeriğinden sağlanan bilirkişi raporunda; titremenin tespit olunduğunu, bu haliyle araçtan beklenen konfor ve mesafette bir eksiklik söz konusu olduğu, hususunun da tespit olunduğunu, motorlu taşıt alım-satımı yapan firmalarca yapılan ekspertiz incelemeleri sonucunda da araçtaki titremenin tespit olunup, bu arızanın araç değerinde 40.000 ile 45.000-Euro civarında değer kaybına neden olacağı hususunun kendilerine bildirildiğini, D.iş dosyası kapsamında bilirkişinin bildirmiş olduğu 6.000.00-TL değer kaybına da müvekkili şirket tarafından itiraz olunduğunu, hasılı, davalının … garantisi üzerine satın alınan ve davalının yetkili servisinde arızaya maruz kalan … plaka nolu aracın bedelinde meydana gelen değer kaybına karşılık olmak üzere şimdilik 10.000-Euro’nun 30/09/2005 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte vade veya fiili ödeme tarihindeki YTL karşılığının hüküm altına alınarak tahsili ile fazlaya dair hakları saklı tutulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında eser sözleşmesi niteliğinde değil hizmet sözleşmesi niteliğinde hukuki ilişki bulunduğunu, anılan nitelemenin sonucundan olmak üzere, “taraflar arasındaki … Sözleşmesi hükümleri uyarınca, ürün garanti sözleşmesinin taraflar arasında imzalanmasından itibaren bir yıl süre ile ya da araç ile 30.000 Km yol kat edilmesine kadar dava konusu araçta ortaya çıkacak ve garanti sözleşmesinde belirtilmiş tüm arızaların onarımı” hususlarının sözleşmenin konusunu oluşturduğunu, bu haliyle yanlar arasında “devam eden bir hizmet” söz konusu olduğunuy bu nedenle de taraflar arasındaki hukuki ilişkinin yukarıda anıldığı gibi eser sözleşmesi olarak niteledirilmesinin hukuken mümkün bulunmadığını, araçtaki motor kaynaklı titreme sorununun araç müvekkili şirkete getirildikten sonra ortaya çıktığı iddiasının asılsız olduğunu, bu cümleden olmak üzere aracın 24/08/2005 teslim tarihinden önce de 24/05/2005 tarihinde (motoru kontrol ediniz) uyarısına muhatap olduğunu, müvekkili şirketin garanti kapsamında üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, diğer yönden, müvekkili şirketin dava konusu aracın imalatçısıyla satıcısı ihtalatçısı konumunda bulunmadığını, davalıya sadece garanti kapsamında muhatap bulunduklarını, bu kapsamda; araçlarda onarım sonucunda giderilemeyen arızalarda yetkili servis olarak hiçbir sorumluluklarının bulunmadığını iddia ederek davanın reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
… Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda 27/10/2010 tarih, … Esas, … Karar sayılı kararında; “…Olay yanlar arasındaki Eser Sözleşmesi kapsamında değerlendirildiğinde de; davacıya ait araçtaki titreme probleminin davalı yüklenicinin ayıplı ifası sebebiyle meydana gelmediği tespit olunmuştur. Salt bu kapsamda değerlendirme yapıldığında; davalı yüklenicinin zarardan sorumlu olmayacağı söylenebilir ise de; olay; davacı yüklenicinin sözleşmeyle yükümlülüğünde bulunan garanti kapsamında değerlendirildiğinde de; yukarıda anılan B.K.’nun 110.maddesine dönülerek dosyamız kapsamında bulunan teknik rapor içeriklerinde arızanın giderilemediği bildirilmiş olmakla; davacı yanın araçta meydana gelen değer kaybını talep edebileceği, değer kaybının da 18.716,00 TL olarak teknik heyet tarafından bildirildiği anlaşılmakla; anılan meblağ üzerinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre; 1-Davacının ıslah dilekçesi de gözönünde bulundurularak; taraflar arasında yabancı para cinsinden bir alım satım ve uygulama bulunmadığından davacının talebinin TL bazında 18.716,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bu miktarın 16.073,00 TL’sine dava tarihi olan 16.01.2006 tarihinden itibaren, 2.643,00 TL’sine ıslah tarihi olan 18.12.2009 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereğince değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, fazla talebin reddine…” karar verildiği,
Kararın, taraf vekilleri tarafından temyiz edildiği, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 23/01/2012 tarih, …/… Esas, …/… Karar sayılı ilamında; “…Dava dilekçesinde; davacı şirketin dava dışı üçüncü bir şahıstan davalı …. … A.Ş.’nin verdiği … Garantisi ile 11/04/2004 tarihinde bir araç satın aldığı, garantinin 11/04/2005 tarihinde yenilendiği, aracın tüm bakım teknik servis hizmetlerinin davalı şirkete ait birimlerce yapıldığı, 60.000 km.bakımı için de 29/08/2005’te aracın servise bırakıldığı, motor ışığı ve fren ikaz lambasının yanmakta olduğu, ayrıca fren balataları oksijen sensörlerinin değişmesi gerektiğinin bildirildiği, gerekli işler yapılıp servisten alındıktan sonra araçta bir titremenin meydana geldiği, aracın 31/08/2005’te tekrar servise bırakıldığı, titremenin oksijen sensörlerinden kaynaklandığının söylendiği, 12/09/2005’te araçta parça değişimi ve onarım yapıldığı ancak titremenin giderilemediği, titremenin halen devam ettiği, yapılan ekspertiz incelemelerinde aracın 40.000,00-45.000,00 EURO değer kaybına uğradığının belirtildiği, bu durumu ile davalının özen borcuna aykırı davrandığı gibi süper nitelik vaadi anlamı taşıyan … himayesi nedeniyle de oluşan değer kaybından davalının sorumlu olduğu ileri sürülerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 EURO’nun faiziyle birlikte fiili ödeme tarihindeki Türk Lirası karşılığının ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir. Davacı vekili 18/12/2009 tarihli ıslah dilekçesi ile de 37.432,67 TL (17.139,50 EURO)’nun tahsilini talep etmiştir. Mahkemece; olayın eser sözleşmesi kapsamında değerlendirildiğinde mevcut titremenin davalının ayıplı ifası sonucu meydana gelmediği, bu yönü ile davalının sorumlu tutulamayacağı, ancak davalı yüklenicinin sözleşmeyle yükümlülüğünde bulunan garanti kapsamında değerlendirildiğinde BK.’nun 110.maddesi uyarınca arızanın giderilemediği, davacı tarafın araçtaki değer kaybını talep edebileceği, bunun da heyet raporu uyarınca 18.716,00 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ve davacı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; “titreşimin motordan kaynaklandığı, giderilmesi için komple motor değişikliğinin yeterli olacağı, sorunun belirli bir kullanım sonrasında ortaya çıkmış imalat hatasına bağlı mekanik bir arızadan kaynaklandığı, kesin sebebin motor açılmadan belirlenemeyeceği, her halukarda kullanımdan kaynaklanmadığı, muhtemelen kep kırılması ya da çatlamasından kaynaklanan, mekanik kökenli ve komponent bazında imalat hatasına bağlı olduğu” belirtilmiştir. HUMK’nun 275.maddesine göre; bilirkişinin görevi özel ve teknik bir bilgiyi gerektiren konuda mahkemeye görüş bildirmek, hakimde olmayan, olması da beklenmeyen özel ve teknik bilgi eksikliğini gidermektir. Arızanın nedeninin tespiti bakımından bilirkişi tarafından verilen bilgi yeterli olmayıp, üretim hatası olup olmadığı hususunda muhtemel hesabı üzerine kuruludur. Mevcut raporda kesin sebebin motor açılmadan tespit edilemeyeceği belirtilmiştir. Bu durumda uyuşmazlığın çözümü için, … Otomotiv Ana Bilim Dalı Öğretim Üyelerinden seçilecek bilirkişi heyeti marifetiyle motorda sökülmek suretiyle arızanın sebebinin muhtemel değil, kesin bir şekilde tayin ve tespit edilerek karar verilmesi, üretim hatasından kaynaklı olup olmadığının belirlenmesi, üretim hatasından kaynaklı motor arızasının da davalı şirketin verdiği … kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunda yeterli, teknik ve özel bilgiyi içeren rapor alınarak hüküm tesisi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz rapora dayalı olarak karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA….” yönünde içtihadında bulunduğu,
Bozma sonrası dosyanın mahkememize gelerek, … Esas sayıya kaydı yapılarak yargılamaya devam olunduğu, yapılan yargılama sonucunda, 02/03/2015 tarih ve 2014/… Esas, 2015/… Karar sayılı kararında; “…Davacının imalatçı ithalatçı ve satıcı sıfatı bulunmadığından garanti de düzenlenen hususlar dışında sorumluluğu bulunmamaktadır. Somut olayda ise davacı aracın arıza nedeni ile araçta oluşan değer kaybının ödenmesini talep etmektedir. Bu talebin eoruplus garanti kapsamında olmadığı yukarıda açıklandığı üzere ortadadır. Bu nedenle davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. HÜKÜM; 1-Davacının sabit olmayan davasının REDDİNE…” karar verildiği;
Kararın, davacı vekili tarafından temyiz edildiği, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 19/04/2016 tarih, …/… Esas, … Karar sayılı ilamında; “…Davacı vekili dilekçesinde; davacı şirketin dava dışı üçüncü bir şahıstan davalı …. … A.Ş.’nin verdiği … Garantisi ile 11/04/2004 tarihinde bir araç satın aldığını, garantinin 11/04/2005 tarihinde yenilendiğini, aracın tüm bakım teknik servis hizmetlerinin davalı şirkete ait birimlerce yapıldığını, 60.000 km. bakımı için de 29/08/2005’te aracın servise bırakıldığını, motor ışığı ve fren ikaz lambasının yanmakta olduğunu, ayrıca fren balataları oksijen sensörlerinin değişmesi gerektiğinin bildirildiğini, gerekli işler yapılıp servisten alındıktan sonra araçta bir titremenin meydana geldiğini, aracın 31/08/2005’te tekrar servise bırakıldığını, titremenin oksijen sensörlerinden kaynaklandığının söylendiğini, 12/09/2005’te araçta parça değişimi ve onarım yapılmasına rağmen titremenin giderilemediğini ve titremenin halen devam ettiğini, yapılan ekspertiz incelemelerinde aracın 40.000,00-45.000,00 EURO değer kaybına uğradığının belirtildiğini, bu durumu ile davalının özen borcuna aykırı davrandığı gibi süper nitelik vaadi anlamı taşıyan … himayesi nedeniyle de oluşan değer kaybından davalının sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 EURO’nun faiziyle birlikte fiili ödeme tarihindeki Türk Lirası karşılığının ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş; 18/12/2009 tarihli ıslah dilekçesi ile de dava değerini ıslah ederek 37.432,67 TL (17.139,50 EURO)’nun davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki ilişkinin eser sözleşmesi olarak değil de hizmet sözleşmesi olarak nitelendirilmesi gerektiğini, araçtaki motor kaynaklı titreme probleminin aracın davalı servise getirildikten sonra ortaya çıktığı yönündeki davacı iddiasının asılsız olduğunu, aracın 24.08.2005 teslim tarihinden önce de 24.05.2005 tarihinde de ”motoru kontrol ediniz” uyarısına muhatap olduğunu, davalı servisin garanti kapsamında üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, davalının ilgili aracın imalatçısı, satıcısı ya da ithalatçısı olmadığını, araçta onarım sonucu giderilemeyen arızalardan yetkili servis olarak sorumlu olmadıklarını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi neticesinde duruşmalı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairemizin 23.01.2012 tarih ve … Esas, … Karar sayılı ilamı ile ”arızanın nedeninin tespiti bakımından bilirkişi tarafından verilen bilginin yeterli olmadığı, üretim hatası olup olmadığı hususunda muhtemel hesap üzerine kurulu olduğu, mevcut raporda kesin sebebin motor açılmadan tespit edilemeyeceğinin belirtildiği, bu durumda uyuşmazlığın çözümü için, … Otomotiv Ana Bilim Dalı Öğretim Üyelerinden seçilecek bilirkişi heyeti marifetiyle motor da sökülmek suretiyle arızanın sebebinin muhtemel değil kesin bir şekilde tayin ve tespitinin gerektiği, üretim hatasından kaynaklı olup olmadığının belirlenmesi, üretim hatasından kaynaklı motor arızasının da davalı şirketin verdiği … kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunda yeterli, teknik ve özel bilgiyi içeren rapor alınarak hüküm tesisi gerektiği” gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davacının imalatçı, ithalatçı ve satıcı sıfatı olmadığından garantide düzenlenen hususlar dışında sorumluluğu bulunmadığı, somut olayda ise davacının aracın arızası nedeni ile araçta oluşan değer kaybının ödenmesini talep ettiği, bu talebin ise … kapsamında olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Somut olayda; mahkemece bozma ilamı sonrasında alınan 20.09.2014 tarihli bilirkişi raporunda davaya konu araçta oluşan arızanın oluşum şekli ve niteliği dolayısıyla gizli ayıp olarak değerlendirilmesi gerektiği, taraflar arasında akdedilen … Sözleşmesi incelendiğinde ise bu çeşit arıza ve sorunların da garanti kapsamında olduğunun belirtildiği, nitekim … Garantisi’nin garanti kapsamı dışındaki istisna ve durumlarını belirten 3.1 ve 3.2 maddelerinde üretim hatalarının veya motor arızalarının kapsam dışında olduğunu belirten herhangi bir durumun bulunmadığı, bu çerçevede davalının taraflar arasındaki … Garantisi kapsamında davacının aracını tamir etmesi, gerekirse de motoru değiştirme yükümlülüğünün bulunduğu, bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde ise davacının tamir ve değiştirme masraflarını davalıdan talep edebileceği, ancak bunun dışında araçtaki bir arıza nedeniyle değer kaybı veya aracın değiştirilmesinin talep edilmesinin mümkün olmadığının belirtildiği anlaşılmaktadır. Söz konusu bilirkişi raporu irdelendiğinde davacıya ait araçta meydana gelen arızanın … kapsamında kaldığının açıkça ifade edildiği ve yine … kapsamında davalının gerekirse motoru değiştirme yükümlülüğünün de olduğu ve bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde ise davacının değiştirme masraflarını davalıdan talep edebileceğinin açıkça ifade edildiği sabittir. O halde motorun tamir ya da değişimini talep edebilecek olan davacının, bunlardan daha az bir talep olan arızalı motordan dolayı davalıdan tazminat talep hakkına sahip olduğunun da (çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince) kabulü gerektiği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda ifade edilen açıklamalar ve ilkeler uyarınca, dosya kapsamında alınan 20.09.2014 tarihli bilirkişi raporunda davacının aracında meydana gelen arızanın … kapsamında kaldığı, … kapsamında ise, davacının davalıdan aracın motorunun tamiri ya da değiştirilmesini talep edebileceği, davalı bu yükümlüğünü yerine getirmez ise davacının tamir ve değiştirme masraflarını davalıdan talep edebileceği yönündeki düzenleme de dikkate alındığında, bu haliyle davacının bunlardan daha az bir talep olan arızalı motor nedeniyle davalıdan tazminat talep hakkına (çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince) sahip olduğu da gözetilerek hüküm tesisi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA…” yönünde içtihadında bulunduğu,
Bozma sonrası dosyanın mahkememize gelerek, …/540 Esas sayıya kaydı yapılarak yargılamaya devam olunduğu anlaşıldı.
… Sözleşmesi, … Sulh Hukuk Mah. …/… D.İş. sayılı tespit dosyası, araç bakım iş emirleri, ihtarname, faturalar ile dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu bilirkişi raporu alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, garanti sözleşmesi kapsamında, davalı yanca bakım ve onarım için teslim alınan araçta, bakım ve onarımdan sonra ortaya çıktığı iddia edilen arızadan kaynaklı olarak, araçta meydana gelen değer kaybından oluşan maddi tazminat bedelinin davalıdan tahsiline ilişkindir.
İhtilaf, davacının aracında meydana gelen arızanın, davalının bakım ve onarımından kaynaklı ayıplı ifadan mı yoksa üretim hatasından mı kaynaklandığının tespiti ile tespit edilecek arızanın taraflar arasında mevcut garanti sözleşmesi kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği, iş bu arızadan kaynaklı olarak davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ile ise araçta meydana gelen değer kaybı bedelinin hesaplanmasından kaynaklanmakta olup , dayanak belgelerin incelenmesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirilmesi gerekmektedir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin …/… E. sayılı bozma kararından önce … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… E. sayılı dosyasında bilirkişiler Hukukçu Prof. Dr. … … … ve Makine Mühendisi Prof. Dr. … tarafından hazırlanan 12/06/2006 tarihli bilirkişi heyeti raporunda sonuç olarak; “…Arızanın sebebinin ve mahiyetinin (İmalat hatasından mı? Servis hatasından mı?, yoksa kullanma hatasından mı? kaynaklandığının) ve değiştirilmesi gerekli parçaların ve bedellerinin tespiti için, Taşıtın…. Otomotiv Anabilim Dalı Laboratuarında incelenerek Rapor alınmasının gerektiği…” sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettikleri anlaşıldı.
Taraf vekillerinin itirazları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilmek üzere bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, … Makine Fakütesi Otomotiv Anabilim Dalıbilirkişi … … tarafından hazırlanan 16/06/2008 tarihli bilirkişi raporunda; “…Dava konusu araç bana geldi araca bindim araçta dikkatimi çeken titreme rolantide ve vitese verilirken bariz bir şekilde hissedilmekte. Bu normal olmayan titreme araç kullanıcısını (malikini) rahatsız edici bir noktadadır. Bundan dolayı aracın satımında aracı alacak kişinin dikkatini çekecek düzeyde olacağından gerek alımındaki şüphe gerek fiyatlandırmada araç sahibi sıkıntıya düşecektir. Araçtaki problemin çözülememesi durumu dahada sıkıntıya sokmaktadır bu bağlamda normal olmayan bu satış işleminden araç sahibi bu araç satımından ortalama 10.000-AVRO gibi bir zarar edeceği…” sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettiği anlaşıldı.
Davaya konu araç üzerinde laboratuvar ortamında gerekli inceleme yapılması için … Otomotiv Anabilim Dalı Otomotiv Laboratuvarında incelenmesi ve tüm dosya kapsamı değerlendirilmek üzere, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi … Makine Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. … … … tarafından hazırlanan 24/03/2009 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; “… araçtaki titremenin motordan ve muhtemelen kep kırılması ya da çatlamasından kaynaklanan, mekanik kökenli ve komponent bazında imalat hatasına bağlı olduğu, kesin sebebin motor açılmadan belirlenemeyeceği, titremenin teknik olarak komple motor değişikliği ile giderilebileceği…” sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettiği anlaşıldı.
Taraf vekillerinin itirazları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilmek üzere bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Makine Mühendisi Prof. Dr. … tarafından hazırlanan 20/10/2009 tarihli bilirkişi raporunda; “…Motorun garanti dahilinde değiştirilmesi halinde, yeni (sıfır) motor sebebi ile, herhangi bir değer kaybının hasıl olmayacağı, taşıtın, dava tarihinde, mevcut hali il değer kaybının, titreşimin giderilmesi için gerekli bedele eşit ve 37.432,67-TL olarak kabul edilebileceği…” sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettiği anlaşıldı.
Tüm dosya kapsamı değerlendirilmek üzere dosyada ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Makine Mühendisi Prof. Dr. … tarafından hazırlanan 18/03/2010 tarihli bilirkişi ek raporunda sonuç olarak; “…Motorun garanti dahilinde değiştirilmesi halinde, yeni (sıfır) motor sebebi ile, herhangi bir değer kaybının hasıl olmayacağı, Taşıtın, dava tarihinde, mevcut hali ile, değer kaybının, titreşimin giderilmesi için gerekli bedele eşit ve 37.432,67-TL olarak kabul edilebileceği, aynı nitelikteki direksiyondan titremesi olmayan bir taşıt ile dava konusu taşıtın piyasa rayiç değerleri arasındaki farkın 37.432,67-TL olduğu…” sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettiği anlaşıldı.
Davalı vekilinin itirazları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilmek üzere bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, Makine Mühendisi Prof. Dr. … …, Makine Mühendisi Prof. Dr. … ve Hukukçu Prof. Dr. … tarafından hazırlanan 30/06/2010 tarihli bilirkişi heyeti raporunda sonuç olarak; “…Aracın arızası olan park halinde motorun titreşimli çalışmasından dolayı araçta 18.716-TL değer kaybı olacağı…” sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettikleri anlaşıldı.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin …/… E. sayılı bozma kararından sonra, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… E. sayılı dosya, bilirkişiler Makine Mühendisi Prof. Dr. …, Makine Mühendisi Doç. Dr. …ve Hukukçu Doç. Dr. …’e tevdii edilmiş, Hukukçu Doç. Dr. … tarafından hazırlanan 11/09/2014 tarihli ayrık bilirkişi raporunda sonuç olarak; “….Dava konusu araçtaki arızanın oluşum şekli ve niteliği dolayısıyla teknik olarak kullanım hatası olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, üretim aşamasında istatistiksel olarak çok sık rastlanmasa da bu türden arıza oluşturabilecek kusurların gözden kaçabildiği, zaman içerisinde ve hatta garanti süresinin bitiminden sonra da ortaya çıkabildiği, motordaki bu arızanın zaman içerisinde artış eğilimi göstermesi ve başka parçaların da bozulmasına yol açmasının mümkün olacağı, davacı tarafın sürüş güvenliğini etkileyecek ve araç sürücüsü için kullanım sırasında tedirginlik yaratacak bu arızanın, ilgili parçaların üretici firma tarafından öngörülen zamandan önce eskime ve yıpranmasına bağlı olarak ortaya çıkan üretim hatası niteliğinde bir arıza olması ve söz konusu araçtaki bu durumun satın alma aşamasında fark edilemeyeceği cihetle “gizli ayıp” olarak değerlendirilmesi gerektiği, Taraflar arasındaki … Sözleşmesi’ne bakıldığında, bu çeşit arıza ve sorunların da garanti kapsamında olduğunun anlaşıldığı, öyle ki, … Garantisi’nin garanti kapsamı dışındaki istisna ve durumları belirten 3.1 ve 3.2 maddelerinde, üretim hatalarının veya motor arızalanan kapsam dışında olduğunu belirten herhangi bir durumun bulunmadığı, Böyle olunca, davalı tarafın, taraflar arasındaki … Garantisi kapsamında, davacının aracını tamir etmesi, gerekirse motoru değiştirmesi yükümlülüğünün bulunduğu, Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi durumunda, davacı tarafın tamir ve değiştirme masraflarını davalıdan talep edebileceği, ancak bunun dışında, araçtaki bir arıza nedeniyle değer kaybı veya aracın değiştirilmesinin talep edilmesinin mümkün olmadığı…” sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettiği anlaşıldı.
Bilirkişiler Makine Mühendisi Prof. Dr. …, Makine Mühendisi Doç. Dr. … tarafından hazırlanan 20/09/2014 tarihli bilirkişi heyeti raporunda sonuç olarak; “….Dava konusu araçtaki arızanın oluşum şekli ve niteliği dolayısıyla teknik olarak kullanım hatası olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, üretim aşamasında istatistiksel olarak çok sık rastlanmasa da bu türden arıza oluşturabilecek kusurların gözden kaçabildiği zaman içerisinde ve hatta garanti suresinin bitiminden sonra da ortaya akabildiği, motordaki bu arızanın zaman içerisinde artış eğilimi göstermesi ve başka parçaların da bozulmasına yol açmasının mümkün olacağı, davacı tarafın sürüş güvenliğini etkileyecek ve araç sürücüsü için kullanım sırasında tedirginlik yaratacak bu arızanın, ilgili parçaların üretici firma tarafından öngörülen zamandan önce eskime ve yıpranmasına bafelı olarak ortava çıkan üretim hatası niteliğinde bir arıza olması ve söz konusu araçtaki bu durumun satın alma aşamasında fark edilemeyeceği cihetle “gizli ayıp” olarak değerlendirilmesi gerektiği, Taraflar arasındaki … Sözleşmesi’ne bakıldığında, bu çeşit arıza ve sorunların da garanti kapsamında olduğunun anlaşıldığı, öyle ki, … Garantisi’nin garanti kapsamı dışındaki istisna ve durumları belirten 3.1 ve 3.2 maddelerinde, üretim hatalarının veya motor anzaların kapsam dışında olduğunu belirten herhangi bir durumun bulunmadığı, Böyle olunca, davalı tarafın, taraflar arasındaki … Garantisi kapsamında, davacının aracını tamir etmesi, gerekirse motoru değiştirmesi yükümlülüğünün bulunduğu, Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi durumunda, davacı tarafın tamir ve değiştirme masraflarım davalıdan talep edebileceği, ancak bunun dışında, araçtaki bir arıza nedeniyle değer kaybı veya aracın değiştirilmesinin talep edilmesinin mümkün olmadığı, … garantisi haricinde, davalı firmanın üretici firmanın Türkiye’deki yetkili temsilcisi olması bakamından araçta meydana gelen gizli ayıptan sorumluluğu bulunup bulunmadığı ancak dava konusu aracın ithalatı sırasında düzenlenen belgelerin ve üretici firma ile davalı …Ş. arasında düzenlenmiş olması gereken Temsilcilik/Distribütörlük anlaşmasının hukuki yönden incelenmesi sonucunda anlaşılabileceği…” sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettikleri anlaşıldı.
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin …/… E. Sayılı bozma kararından sonra, mahkememiz dosyasından tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişilerden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler Makine Mühendisi Prof. Dr. …, Makine Mühendisi Doç. Dr. …ve Hukukçu Prof. Dr. … tarafından hazırlanan 11/01/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunda sonuç olarak; “…Bozma ilamına uymaya ilişkin karar ve bu çerçevede Sayın Mahkeme’nin görevlendirmesi ile dava konusu aracın motorunun piyasa değeri konusunda yapılan araştırma ve teknik değerlendirme sonucu motorun dava açılma tarihindeki satış fiyatının yaklaşık (KDV dahil) 25.000,00 Avro olduğu, motor değiştirme işçilik bedelinin rapor tarihi itibarıyla yaklaşık (KDV dahil) 8.000,00 TL olduğu, motor değişimi sarf malzeme giderlerinin 2.000,00 TL olduğu, motorun yenisinin bugünkü İngiltere satış fiyatının 15.146,95 Sterlin olduğu, tamamen fabrikasında yenilenmiş bir motorun satış fiyatının ise 9.085,97 Sterlin olduğu tespit edilmiştir. Davalı firma, araç onarıma getirildiğinde garanti sözleşmesini yerine getirerek motorun yenisi ile değiştirilmesini teklif etmiş, ancak bu teklif davacı müşteri tarafından kabul edilmemiştir. Oysa onarımın davalı firmanın yetkili servisi tarafından yapılması durumunda ayrıca işçilik bedeli oluşmayacaktı. Bu nedenle heyetimizde, tazminat bedelinin belirlenmesinde işçilik bedelinin göz önünde bulundurulmaması gerektiği kanısı oluşmuştur. Dava konusu aracın motor titreşimi şikâyetinin başladığı tarihte fabrika garantisinin dolduğu, bu zamana kadar fonksiyonunu beklendiği şekilde yerine getirdiği, aracın 60.000 km. yol kat etmiş olduğu göz önünde bulundurularak tamamen fabrikası tarafından yenilenmiş motorunun satış bedelinin tazminat değerinin belirlenmesinde temel alınabileceği ortak kanaatma varılmış olup muhtelif gümrük bedelleri de yaklaşık olarak göz önüne alınarak dava konusu aracın arızalı motoru nedeniyle davacının talep edebileceği zarar miktarının rapor tarihinde 94.590,00 TL olduğu…” sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettikleri anlaşıldı.

Mahkememizin 27/03/2019 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı doğrultusunda, aynı bilirkişi heyetinden alınan 09/07/2019 tarihli ek raporda; “….Davalı firmanın 27.2.2019 tarihli yazısında özetle: Bilirkişilerden ek rapor talep edilmesi, bu talep yerinde görülmezse önceki kararda direnilmesi ve esas yönünden haksız ve mesnetsiz olan davanın reddi talep edilmektedir, Davacı firmanın 04.3.2019 tarihli dilekçesinde özetle bilirkişilerin saptadıkları değerin kayna|ının ve dayanağının belirtilmesi, hesaplarda baz alınan döviz kurunun da belirtilerek ek rapor düzenlenmesi talep edilmektedir. Yargıtay bozma ilamına uymaya İlişkin karar ve bu çerçevede Sayın Mahkeme’nin görevlendirmesi ile dava konusu aracın motorunun piyasa değeri konusunda yapılan araştırma ve teknik değerlendirme sonucu motorun dava açılma tarihindeki satış fiyatının yaklaşık (KDV dahil) 25.000,00 Avro olduğu, motor değiştirme işçilik bedelinin rapor tarihi itibarıyla yaklaşık (KDV dahil) 8,000,00 TL olduğu, motor değişimi sarf malzeme giderlerinin 2.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Dava konusu motorun önceki ek raporun verildiği 11 Ocak 2019 tarihinde, …veri tabanında yapılan araştırma sonucunda motorun yenisinin bugünkü İngiltere satış fiyatının 15.146,95 Sterlin olduğu, tamamen fabrikasında yenilenmiş bir motorun satış fiyatının ise 9.085,97 Sterim olduğu tespit edilmiştir, …veri tabanından alman çıktı aşağıdaki şekilde görülmektedir, Davalı firma, araç onarıma getirildiğinde garanti sözleşmesini yerine getirerek motorun yenisi ile değiştirilmesini teklif etmiş, ancak bu teklif davacı müşteri tarafından kabul edilmemiştir, Oysa onarımın davalı firmanın yetkili servisi tarafından yapılması durumunda ayrıca işçilik bedeli oluşmayacaktı. Bu nedenle heyetimizde, tazminat bedelinin belirlenmesinde işçilik bedelinin göz önünde bulundurulmaması gerektiği kanısı oluşmuştur. Dava konusu aracın motor titreşimi şikâyetinin başladığı tarihte fabrika garantisinin dolduğu, bu zamana kadar fonksiyonunu beklendiği şekilde yerine getirdiği, aracın 60 000 km, yol kat etmiş olduğu göz önünde bulundurularak tamamen fabrikası tarafından yenilenmiş motorun 9.085,97 Sterlin olan satış bedelinin tazminat değerinin belirlenmesinde temel alınabileceği ortak kanaatine varılmıştır. Yenilenmiş motorun İngiltere satış fiyatı olan 9.035,97 Sterline, % 18 KDV ve % 25 tahmini gümrük giderleri eklenmiş, Ocak 2019’da yaklaşık İngiliz Sterlini kur değeri 6.9088 TL alınmış ve KDV dahil 2.000 TL yaklaşık sarf malzemesi giderleri de eklenerek dava konusu aracın arızalı motoru nedeniyle davacının talep edebileceği zarar miktarının 11 Ocak 2019 tarihinde 94.590,00 TL olduğu tespit edilmiştir, Gümrük vb. masrafların hesaplanması heyetimizin uzmanlık alanında bulunmayıp piyasa araştırması sonucunda yaklaşık değerler baz alınmıştır…” sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekilinin itirazları doğrultusunda, aynı bilirkişi heyetinden alınan 22/01/2020 tarihli ek-2 raporda; “…Yapılan değerlendirme sonucu davacı firmanın davalı firmadan talep edebileceği tazminat miktarının motorun değiştirilmesi için gereken masraf kadar olabileceği, bu bedelinin 11 Ocak 2019 tarihi temel alınarak 94.590,00 TL olduğu, bunun dışında motorun zamanında değiştirilmiş olması durumunda araçta herhangi bir değer kavbı oluşmayacağı, bu nedenle davaya konu olan araçta başkaca bir değer kaybının bulunmadığı…” sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekilinin itirazları ve Mahkememizin 30/06/2020 tarihli celsenin 7 nolu ara kararı gereğince, bilirkişilerden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler Makine Mühendisi …, Makine Mühendisi … ve Makine Mühendisi Prof. Dr. … tarafından hazırlanan 23/09/2020 tarihli bilirkişi heyeti raporunda sonuç olarak; “…Değer kaybı yönünden: Dava konusu olayda, tüm dosya kapsamında bulunan belge ve bilgilerden; aracın arızasının giderlemesi için; aracın motoru’nun değiştirilmesi gerektiği kanaati oluşmuş ve motorun değiştirilmesi değiştirilmesi veya yenilenmesi durumunda: aracın ana komponeti olan motorun, 60.000Km. yol yapmış ve 4 yaşındaki bir araca (O)sıfır Km. olarak motoru’nun yenilenmesi (araç ruhsatına işlenmesinden kaynaklı) değer kaybına sebep olmayacağı, Taraflar arasında yapılan “Teknik Bakım Sözleşmesi” Dosya kapsamında olan, “… Garantisi’nın; garanti dışındaki istisna ve durumlarını belirten 31 ve 3.2 maddelerinde, Üretim hatalarının veva motor arızalarının kapsam dışında olduğunu belirten herhangi bir durumun hulunmadığı ayrıca Garanti; tüm mekanik ve elektrik aksamın çalışabilirliğini kapsamaktadır … denilmektedir. Yargıtay …Hukuk Dairesi 2015/… E. 2016/… K. sayılı yazısında, “Motorun tamir ya da değişimini talep edebilecek olan davacının, bunlardan daha az bir talep olan arızalı motordan dolayı davalıdan Tazminat talep hakkına sahip olduğunun” kabulu gerektiği’nin … belirtildiği, Davalının taraflar arasındaki … kapsamında, davacının aracını tamir etm esirgere kirş e de motoru değiştamir etm esirgere kirş e de motoru değiştirme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde ise, davacının tamir ve değiştirme masraflarını davalıdan talep edebileceği kanaatinin heyetimizde oluştuğu, 3-Alacağın varlığı ve miktarı; Nihai takdir Sayın Mahkemenin takdirinde olmak üzere, dava tarihi olan 16.01.2006 yılı baz alınarak yapılan araştırma ve incelemelerde, … plakalı 2002 model … … tipi aracın 60.000Kilometrede meydana çıkan motor arızasının giderilebilmesi için; gerek dosya kapsamında, gerekse piyasa araştırması sonucu, Davacının, Davalıdan talep edebileceği tazminatın İşçilik+malzeme+Kdv dahil olmak üzere 15.034,54 Eııro ile 19.091,00 Euro arasında bir bedel olacağı dikkate alınmasının o günün (dava tarihi) şartlarına göre makul olduğu…” sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettikleri anlaşıldı.

Davalı vekilinin itirazları ve tüm dosya kapsamı doğrultusunda, aynı bilirkişi heyetinden alınan 05/02/2021 tarihli ek raporda sonuç olarak; “…Taraflar arasında imzalanan, … sözleşmesi incelendiğinde, araç’ta oluşan motor arızası ve benzeri sorunların garanti kapsamında olduğunun anlaşıldığı, … Garantisi’nin; garanti dışındaki istisna ve durumlarını belirten 3.1 ve 3.2 maddelerinde, üretim hatalarının veya motor arızalarının kapsam dışında olduğunu belirten herhangi bir durumun bulunmadığı ve de garanti; tüm mekanik ve elektrik aksamın çalışabilirliğini kapsamaktadır… denildiği, Davalı tarafın, taraflar arasındaki … Garantisi kapsamında, davacının aracını tamir etmesi, gerekirse de motoru değiştirme yükümlülüğünün bulunduğu, Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi durumunda, davacının tamir ve değiştirme masraflarını davalıdan talep edebileceği,bunun dışında, aracın değiştirilmesinin veya değer kaybının talep edilmesinin mümkün olmadığı, Aracın arıza tarihi olan, 29.08.2005’i baz alınarak, yapılan araştırma ve incelemelerde, … plakalı 2002 model … tipi aracın 60.000Km.de meydana çıkan motor arızasının giderilebilmesi için, davacının, davalıdan talep edebileceği tazminatın, İşçilik+malzeme olmak üzere, toplam 14.500 Euro +Kdv bir bedel olacağı’nın dikkate alınmasının, arızanın oluştuğu günün şartlarına göre makul olduğu…” sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettikleri anlaşıldı.
Taraflar arasında akdedilen … Sözleşmesi incelendiğinde, … Garantisi’nin garanti kapsamı dışındaki istisna ve durumlarını belirten 3.1 ve 3.2 maddelerinde üretim hatalarının veya motor arızalarının kapsam dışında olduğunu belirten herhangi bir durumun bulunmadığı görülmüştür.
Davacı tarafından, davalıya, ….Noterliği’nin, 27/09/2005 tarihli, … yevmiye nolu, “…ivedilikle tamiratın yapılarak, aracın teslimi, bu esnada aynı marka ve klasta bir aracın teslimine kadar … şirkete tahsisi, aracın tamiri mümkün olmadığı takdirde, aynı marka ve modelde … başka bir araçla değiştirilmesi…” talepli ihtarname keşide edilidği, ve ihtarnamenin davalıya 30/09/2005 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin, 16/01/2006 tarihinde, (10.000-EurX1,6073-TL.) 16.073-TL. olan değer kaybı talebini, ıslah ederek, toplam (17.139,50-Eur) 37.432,67-TL. üzerinden, 30/05/2009 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; garanti sözleşmesi,delil tespiti dosyası, araç bakım iş emirleri, ihtarname, faturalar, Yargıtay bozma ilamları ile tüm dosya kapsamına göre alınan 23/09/2021 tarihli kök ve 05/02/2021 tarihli ek bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğu, davacı şirketin dava dışı üçüncü bir şahıstan davalının verdiği … kapsamında, 11/04/2004 tarihinde satın aldığı aracın, garantisinin 11/04/2005 tarihinde yenilendiği, aracın tüm bakım teknik servis hizmetlerinin davalı şirkete ait birimlerce yapıldığı,bakımı için 29/08/2005 tarihinde yeniden servise bırakılan araçta, gerekli işler yapılıp servisten alındıktan sonra bir titremenin meydana geldiği, titremenin giderilmesi için aracın müteaddid defalar servise bırakıldığı, ancak titremenin giderilemediği, titremenin halen devam ettiği ve davalıdan … himayesi kapsamında araçta oluşan değer kaybının talep edildiği, bilirkişiler tarafından yapılan teknik inceleme sonucu, araçta meydana gelen arızanın, ilgili parçaların üretici firma tarafından öngörülen zamandan önce eskime ve yıpranmasına bağlı olarak ortaya çıkan bir üretim hatası olduğu ve bu durumun satın alma aşamasında tespit edilemeyeceği ve gizli ayıp olarak değerlendirilmesi gerektiğinin tespit edildiği ve yine bilirkişilerce, araçta meydana gelen değer kaybının, aracın arıza tarihi itibariyle, 14.500 Euro+KDV olduğunun hesaplandığı anlaşıldığından, mahkememizde de,davaya konu araçta oluşan arızanın oluşum şekli ve niteliği dolayısıyla gizli ayıp olduğu ve araçta meydana gelen arızanın … kapsamında kaldığı, iş bu garanti kapsamında, davacının davalıdan aracın motorunun tamiri ya da değiştirilmesini talep edebileceği, davalı bu yükümlüğünü yerine getirmez ise davacının tamir ve değiştirme masraflarını davalıdan talep edebileceği yönündeki düzenleme de dikkate alındığında, bu haliyle davacının bunlardan daha az bir talep olan arızalı motor nedeniyle davalıdan değer kaybı tazminat talep hakkına (çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince) sahip olduğu, taraflar arasında yabancı para cinsinden alım satım ve uygulaması bulunmadığında, davacının talebinin TL bazında kabulüne karar verilmesi kanaati oluştuğundan, davacının davasının kısmen kabulü ile, 27.500,90-TL. toplam alacağın, 16.073-TL.’na 30/09/2005 temerrüt tarihinden, 11.427,90-TL.’na ıslah dilekçesindeki talebi gibi, 30/05/2009 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile, 27.500,90-TL. toplam alacağın, 16.073-TL.’na 30/09/2005 temerrüt tarihinden, 11.427,90-TL.’na ıslah dilekçesindeki talebi gibi, 30/05/2009 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 1.878,58-TL harçtan 217-TL peşin + 288,40-TL ıslah harcı toplamı olan 505,40-TL harçtan mahsubu ile geriye kalan 1.373,18-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.125,14-TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.080-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 12,20-TL başvurma harcı + 217-TL peşin + 288,40-TL ıslah harç toplamı olan 517,60-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 4.250-TL bilirkişi ücreti + 380-TL tebligat-müzekkere masrafları olmak üzere toplam 4.630-TL yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre 3.401,19-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 4.050-TL bilirkişi ücreti + 100-TL tebligat-müzekkere masrafları olmak üzere toplam 4.150-TL yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre 1.100,99-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın, karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile temyiz için Yargıtay’a başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır