Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/503 E. 2019/1367 K. 06.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2017/503 Esas
KARAR NO: 2019/1367

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 30/05/2017
KARAR TARİHİ: 06/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki olduğunu, davalı tarafa baskı ve boyama işlemleri yapıldığını, davalı tarafa verilen hizmetler nedeniyle 16/02/2017 tarihli 3.634,47TL, 15/02/2017 tarih 1734,26TL, 11/02/2017 tarih 1443,27TL, 10/02/2017 tarih 4.492,61TL.bedelli faturalar düzenlendiğini, bu ilişkiden kaynaklanan 10.000,00-TL bakiyenin olduğunu, ancak muhtelif tarihlerdeki şifahi ihtarlara rağmen, davalının herhangi bir ödeme yapmadığını, alacağın tahsili amacı ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını, davalı/borçlunun itirazını müteakip takibin durduğunu, huzurdaki davanın ikamesi zaruretinin hasıl olduğunu, yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yatıralan peşin harcın H.K. Md. 29 gereği iş bu dava harcından mahsubunu, müvekkili şirketin alacağı muaccel ve de rehinle de temin edilmemiş olduğundan ve davalı/borçlunun alacaklarından mal kaçırmasından endişe ettiklerinden, müvekkili şirketin daha fazla mağduriyetine sebebiyet sebebiyet verilmemek üzere borçluya ait menkul, gayrimenkul ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haciz ve muhafazasını, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına borçlu tarafça vaki itirazın iptalini ve takibin devamını, fazlaya ilişkin talep haklarının mahfuz tutulmasını,alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere müvekkili şirketin lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, masraf ve vekalet ücretinin de davalı/borçlu tarafa tahmiline karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkinin uzun süredir devam ettiğini, dava dilekçesinde işaret edilen faturalardan kaynaklandığı öne sürülen alacağın, bu ticari ilişkinin bir parçası olduğunu, ancak davacı şirketin son partide göndermiş olduğu malların açık şekilde ayıplı olduğunu ve bu konunun davacı şirket yetkililerine süresi içerisinde bildirilmiş olduğunu, müteakip, davacı şirketin 03.04.2017 tarihli ihtarname ile toplamda 10.000,00-TL’lik borcun ödenmesini talep ettiklerini, buna karşılık 04.04.2017 tarihinde cevabi ihtarname ile müşteri şikayetleri ve iadelerinden kaynaklanan KDV dahil 10.000,00-TL fatura kesildiğinin hatırlatıldığını ve ödeme talebinin reddedildiğini, davacı tarafa gönderilen toplam ham astar kumaşın 122.891,10 metre olduğunu, kumaşın geçirdiği işlemlerden sonra belli bir miktara kadar çekmesinin normal olduğunu, ancak müvekkiline teslim edilen kumaşın normal çekme oranının üzerinde olduğunu, müvekkile teslim edilen boyanmış kumaşın 109.267,90 metre olduğunu, bunun da %11 fireye denk geldiğini, astarın kötü ifa sonucu eksik ve ayıplı olarak müvekkiline teslim edildiğini, yine ponje astardan oluşan partiye davacı tarafından başka bir ekleme yapıldığını ve bundan dolayı müvekkilinin 5.255,28TL zarar ettiğini, davacı şirket tarafından işlenip müvekkiline gönderilen 1745 metrelik üründen kaynaklanan 5.339,70TL zararlarının bulunduğunu, neticede davacı şirketin kötü ifasından kaynaklı 10.594,98TL zararlarının bulunduğunu, açıklanan nedenlerle; davacının tüm taleplerinin ve davanın reddini, kötü niyetli olduğu açıkça görülen davacı şirketin %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinden bırakılmasına karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.

DELİLLER VE GEREKÇE;
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi SMMM … tarafından Bursa… Asliye Ticaret Mahkemesinin… Talimat sayılı dosyasından hazırlanan 26/07/2018 tarihli bilirkişi raporunda,”…dosya içeriği ve davacı … Şti.’nin ticari defter ve bağlı kayıtları üzerinde yapılan inceleme ve tespitler neticesinde; davacı tarafa ait incelemeye esas ticari defterlerinin tasdiklerinin TTK ve VUK ilgili hükümlerinde öngörüldüğü üzere süresinde yapıtırılmış olduğu, defterlerin bilgisayar ortamında ve mühürlü yüzeye döktürülmüş olduğu, herhangi bir silinti, kazıntı vb. içermediği, 2017 yılında e-defter mükellefi olan şirketin süresinde oluşturulmuş GİB onaylı beratlarının tarafına ibraz edildiği, muhasebe ilke ve kurallarına uygun olarak tutulmuş olan defterlerin birbirleri ile istikrarlı olduğu, delil niteliğinin takdirinin Mahkemeye ait olduğu, davacı taraf defterlerinde davalı tarafa ait işlemlerin izlendiği … kodlu hesabın incelemesi neticesinde, 21/04/20717 takip tarihi itibari ile davalının 10.000,00-TL borçlu görüldüğünün tespit edildiği, ayıba ilişkin hükümler gereği; emtianın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde keyfiyeti satıcıya bildirmeye mecburdur, açıkça belli değilse alıcı emtiayı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde muayene etmeye vey ettirmeye ve bu muayene neticesinde emtianın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa , haklarını muhafaza için keyfiyeti bu müddet içinde satıcıya bildirmeye mecburdur. Diğer hallerde Borçlar kanununun 198 madddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları tatbik olunur. Davacı firma tarafından davalı tarafa kesilen ve davaya konu edilen hizmet faturalarının tarihlerinin 16.02.2017 … no. 3.634,47-TL , 15.02.2017 … no 1.734,26-TL, 11.02.2017 … no 1.443,27-TL, 10.02.2017 … no 4.492,61-TL olduğu, davalı … tarafından düzenlenmiş olan fiyat farkı faturalarının ilk tarihinin 24.02.2017 olarak ve tutar 10.539,36-TL olarak görüldüğü, fiyat farkı faturasının düzenlendiği 24.02.2017 tarihinde, 10.02.2017, 11.02.2017 ve 15.02.2017 tarihli faturalar yönünden ayıp ihbarı sürelerinin dolmuş olduğu, dolayısıyla bu fatura tutarlarının fiyat farkı faturasına yansıtılmasının yerinde olmadığı, davalının düzenlenmiş olduğu fiyat farkı faturaları için davacı tarafça süresinde iade faturalarının düzenlendiği, her ne kadar davalı vekilinin sunmuş olduğu dilekçede 03.04.2017 tarihinde davacı tarafça kendilerine ihtarname gönderildiği anılmış ise de dosya içeriğinde ihtarnamaler mevcut olmadığından; davalı/borçlunun takipten evvel temerrüde düşürüldüğünde dair bir belge görülmediğinden, faiz hesabı yapılmadığı…”sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettiği anlaşıldı.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişilerden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler SMMM- …, Marmara Üni. Hukuk Fak. Öğretim Üyesi Doç. Dr…. tarafından hazırlanan 20/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda,”…heyetimiz mali değerlendirme açısından Bursa …Asliye Tİcaret Mahkemesine sunulan 26/07/2018 tarihli bilirkişi raporuna iştirak ettiği, davacının ayıptan dolayı sorumluluğu açısından ise, olayda gizli ayıp yönünde değerlendirme yapılması gerektiği, dava dosyasında davalının bu yönde bir ayip ihbarı yaptığı veya yaptıysa bunu hemen yaptığını gösterir bir belgeye rastlanmaması nedeniyle davacının ayıptan sorumlu tutulabilmesi için gerekli koşulların oluşmadığı, bu nedenle davacının talep ettiği alacağının kendisine ödenmesi gerektiği…”sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettiği anlaşıldı.
Dava cari hesaptan kaynaklanan alacağın icra takibine konu edilmesi sonucu davalının itirazı sonucu duran takibin devamı için açılan itirazın iptali davasıdır. Tüm dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ile davalının davacıya takip miktarı kadar borçlu bulunduğu tespit edilmiştir. Davacı ve davalı tarafın bildirdiği BA BS formalı ile de alacak miktarı uyumludur. Davalı taraf davacı ile aralarındaki ticari ilişkiyi ve malları teslim aldığını kabul etmiş ancak; kendisine teslim edilen malların ayıplı olduğundan bahisle iade faturası kestiğini, ayıplı mallar nedeniyle davacıya borçlu olmadığını savunmuştur. Ayıp; sözleşmede üzerinde anlaşılan ve satıcının mala ilişkin olarak bildirdiği niteliklerin veya gerekli özelliklerin satılanda bulunmamasıdır. Sorumluluk hukuku bakımından ayıbın açık veya gizli olması önem arzeder. Açık ayıp teslim anında görülebilen ayıplar, gizli ayıp ise teslimden sonra ve kullanım ile ortaya çıkan ayıplardır. Ayıp ihbarının yasada belirtildiği gibi usulüne uygun olarak yapılması gerekir. Davalı gizli ayıp iddiasında bulunmuştur. Ayıp ihbarını ihtarname ile yaptığını bildirmesine karşın ihtarnameyi dosyaya sunmamıştır. Davalının ayıp ihbarını yaptığına dair dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Davalın tarafın davacıya gönderdiği e-mailler veya iade faturası ayıp ihbarı olarak nitelendirilemez. Ayıp ihbarının açıkça ve ayıp nitelendirilerek yapılması gerekir. Açıklanan nedenlerle davalının malların ayıplı olduğuna dair savunmasına itibar edilmemiş, dosyada alınan ayrıntılı, açıklayıcı ve hükme esas almaya elverişli 24/06/2019 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kabulüne, icra takibine yapılan itirazın asıl alacak yönünden iptaline, takibin asıl alacak üzerinden devamına, alacak faturaya dayalı olup likit olduğundan davalının icra inkar tazminatı ödemesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davanın kabulüne, davalının İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine yaptığı itirazın 10.000TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına,
2-)Kabul edilen alacağın %20’si olan 2000TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-)492 sayılı yasa gereğince alınması gereken 683,10-TL harçtan, peşin alınan 119,88-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 563,22-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-)Davacı taraf lehine A.A.Ü.T. gereğince taktir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvurma harcı + 119,88-TL peşin harç + 3.000,00-TL bilirkişi ücreti + 181,00-TL tebligat-müzekkere giderleri olmak üzere toplam 596,22 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır