Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/495 E. 2018/421 K. 29.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/495 Esas
KARAR NO : 2018/421
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/05/2017
KARAR TARİHİ : 29/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVANIN ÖZETİ : Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle;
davacı davalı ile ödemelerini aksatmadan, sorunsuz, riskli ve yasaya aykırı herhangi bir işlemi olmadan uzun yıllar boyunca çalıştıklarını, davacı davalı nezdinde; Bireysel emeklilik hesabında biriken paraları ve 7 seneyi geçik emeklilik süresi olduğunu, Davalı ortada hiçbir haklı neden bulunmadan müvekkili ile çalışmasını sonlandırarak, tüm hesap ve kredi kartlarını, emeklilik hesabını kapatmasını ihtar ettiğini, hesaplarına internet ortamından da ulaşılmasını engellediğini, işbu ihtar üzerine müvekkilinin davalıya ihtar göndererek kararlarından dönmesini istemiş fakat olumlu bir yanıt alınamadığını, Müvekkilinin banka hesaplarını mecburen kapattığını, hesabında bulunan paralarını bir başka bankaya aktarmış ancak kredi kartında birikmiş olan milleri ve ferdi emeklilik hesabının yok olduğunu, bu haklarını bir başka hesaba taşıyamadığı gibi internet erişimi engellediğinden hesapları ve hesaplarındaki birikim ve hakları hakkında da bilgi sahibi olunamadığını, Davalı bankanın bu tutumunu müvekkili ve ailesinin ticari itibarına açıkca saldırı olup manevi çöküntüye ve ticari ilişkide olduğu kişiler nezdinde itibar kaybetmesine iş ve kar kaybına neden olduğunu, Davalı vermiş olduğu zararları telafi etme yoluna gitmediğini, Bireysel emeklilik hesabında birikmiş olan ¸ paraların ve sürenin haksız fesih sebebi ile heba olduğu, Bankanın haksız feshinin, davacının iş ortamında duyulması ve işlerinin düştüğü, iş yapmış olduğu kişi ve firmaların davacıdan uzaklaşması sebebiyle maddi zararları söz konusu olup, bu zararlar için, fazlaya talep ve dava hakkımızı saklı tutarak şuanlık 3.000.-TL.; Davacının kredi kartında birikmiş olan millerin miktarı belirlenerek kullanılmasının haksız olarak engellenmesi sebebiyle uğratılmış bulunulan zararın belirlenmesi ile tespit ve harç ikmal edildikten sonra davacıya ödetilmesine, Davacının bireysel emeklilik hesabında biriken para ve hakları belirlenerek, uğramış olduğu maddi ve süre yönünden haklarının, harç ikmal edildikten sonra davacıya ödetilmesine, Davacının haksız davranışı ile uğramış olduğu iş kaybı zararları belirlenerek, harç ikmal edildikten sonra sonra davacıya ödetilmesine ve ayrıca Davacının manevi şahsına saldırı sebebi ile 20.000.-TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili Bankanın müşterisi olması sebebi ile Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi imzaladığını, Sözleşmede öngörülen yükümlülüklere davalının koşulsuz uyması ve sözleşme ihlalinin engellenmesi ve aksi halde sözleşmenin tek taraflı iptali gibi yaptırımlar öngörüldüğünü,
Bankanın koşulsuz her kişiyi müşterisi olarak kabul etmek gibi zorunluluğu bulunmadığı gibi, Banka müşterileri ile ilişkisini sonlandırma hakkına her zaman sahip olduğunu, Bankanın politikalarına uygun kullanılmadığı şüphesi taşıyan hesaplar Banka tarafından müşteriye verilen hizmetlerin sona erdirilmesi kararı alınıldığını, Bu kapsamda Davalı Bankacı Davacı ile çalışmaya son verilmiş, prosedüre uygun olarak kendisine bu konuda ihtarname gönderilmiş ve ihtarnamede “alternatif dağıtım kanallarından hesaplarına erişimin engellediği, kredi ve kredi kart limitlerinin iptal edildiği, Müşterinin gerekli tedbirleri alması gerektiği” hususları ihtar edildiğini, Davalının sadece internet bankacılığı kullanıma kapatılmış olup internet bankacılığı üzerinden hesaplarına erişilmediği, şubeden herhangi bir işlem yapmasına engel bir durum bulunmamadığına, Dava dilekçesinde iddia edildiği kredi kartında biriken millerin veya ferdi emeklilik hesabındaki birikiminin yok olması gibi durum olmayıp, dilekçemiz ekinde sunduğumuz banka kayıtlarına ait ekran görüntülerinden anlaşılacağı gibi müşterinin milleri ve bireysel emeklilik birikimi hesabında bulunduğunu, Davalının bunları kullanmasında herhangi bir engeli bulunmadığını, Davalı tarafın maddi tazminat iddiaları ve maddi tazminat talebi açıkca hukuka aykırı ve haksız olduğu bildirmiş olmakla davanın reddine karar verilmiş talep etmiş olduğunu, Müvekkil Bankanın şahsiyet haklarına taciz eden bir eyleminin olmadığını, dava konusu uyuşmazlığın şartları incelendiğinde, davacının oluşan bir manevi zararının olmasına mümkün olmadığına, Haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesine talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava dilekçesi, cevap layihası ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizde açılan dava; tazminat talebine ilişkin alacak davasıdır.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN TOPLANAN DELİLLERDEN:
Bir davanın Ticaret Mahkemesinde görülebilmesi için ya iki tarafın tacir olması ya da 6102 sayılı T.T.K.nun 4.maddesinde sayılı davalardan olması gerekmektedir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı yasanın; MADDE 73 – (1) Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.
(2) Tüketici mahkemeleri nezdinde Bakanlık, tüketiciler ve tüketici örgütleri ¸ tarafından açılan davalar 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununda düzenlenen harçlardan muaftır.
(3) Tüketici örgütleri üst kuruluşlarınca açılacak davalarda bilirkişi ücreti ve davanın davacı aleyhine sonuçlanması durumunda, hükmedilen vekâlet ücreti Bakanlıkça karşılanır. Davanın, davalı aleyhine sonuçlanması durumunda, bilirkişi ücreti Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre davalıdan tahsil olunarak bütçeye gelir kaydedilir.
(4) Tüketici mahkemelerinde görülecek davalar 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Altıncı Kısım hükümlerine göre yürütülür.
(5) Tüketici davaları, tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesinde de açılabilir.(6) Tüketici örgütleri, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile Bakanlık; haksız ticari uygulamalar ve ticari reklamlara ilişkin hükümler dışında, genel olarak tüketicileri ilgilendiren ve bu Kanuna aykırı bir durumun doğma tehlikesi olan hâllerde bunun önlenmesine veya durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı alınması veya hukuka aykırı durumun tespiti, önlenmesi veya durdurulması amacıyla tüketici mahkemelerinde dava açabilir.
(7) Genel olarak tüketicileri ilgilendiren davalarda davacı, verilen kararların yayımlanmasını talep edebilir. Talebin mahkemece kabul edilmesi hâlinde bu karar, masrafları davalıdan alınmak üzere ülke düzeyinde yayımlanan gazetelerden en az üçünde derhâl ilan edilir.
(8) Tüketici mahkemelerince verilen kesinleşmiş kararlar, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi üzerinden Bakanlığa iletilir. Tüketici hakem heyetleri kararlarına karşı yapılan itiraz sonucu verilen kararlar, kararı veren mahkeme tarafından ilgili tüketici hakem heyetine gönderilir.”hükümlerini ihtiva etmektedir.
28/11/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-k maddesinde “tüketici”, “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, l bendinde “tüketici işlemi”, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,” işlemi olarak tanımlanmıştır.
Bu durumda dava 6502 sayılı Tüketici Kanununun yürürlüğe girdiği 28/05/2014 tarihiden sonra açılan dava olması sebebiyle görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduuğu görülmekle; 6502 sayılı yasanan 3/K-L ve 73.maddesi ve HMK.nun 114 ve 115.maddeleri gereğince, Mahkememiz görevli olmadığı, İstanbul Tüketici Mahkemeleri görevli olduğundan davacı dava dilekçesinin kesin olarak usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Yargıtay …Hukuk Dairesi … Esas … Karar sayılı 22/03/2018 tarihli ilamındada belirtildiği üzere Uyuşmazlık banka kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, dava 26/05/2017 tarihinde açılmıştır. 28/11/2013 tarihli 6502 sayılı Tüketicinin korunması hakkındaki kanunun 28/05/2014 tarihlinde yürürlüğe girmesinden sonra oluşan banka kredi kartı uyuşmazlıklarında görevli mahkemenin, anılan kanunun 3/1-k-1, 73/1, 83/2 ve geçici 1.maddelerinde yer alan hükümler çerçevesinde tüketici mahkemeleri görevli olacağından aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda:
1-HMK.nun 114.ve 115.maddeleri gereğince, İstanbul Tüketici Mahkemeleri görevli olduğundan, dava dilekçesinin USULDEN REDDİNE, -HMK.nun 20/1.maddesi gereğince; Kesin karar olması sebebiyle, 22/11/2016 tarihinde karar kesinleşmesi sebebiyle, kararın kesinleşmesine müteakip iki haftalık yasal süre içerisinde talep edilmesi halinde, dosyanın görevli İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE.
– HMK.nun 20/1 maddesi gereğince; dosyanın gönderilmesi iki haftalık yasal sürede talep edilmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar yazılmasına ve ek kararda harç hesaplamasının yapılmasına, davalı lehine yargılama gideri takdirine,
2-Dava esastan sonuçlandırılmadığından dolayı 6100 sayılı HMK.nun 331/2 maddesi gereğince; harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
3-HMK.nun 333.maddesi gereğince; karar kesinleştiğinde, artan gider avanslarının, taraf vekillerine iadesine.
Dair, duruşmada bulunan taraf vekillerinin yüzüne karşı, İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi
Katip
Hakim …
¸e-imzalıdır
¸e-imzalıdır