Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/48 E. 2019/1392 K. 12.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2017/48 Esas
KARAR NO: 2019/1392

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 17/01/2017
KARAR TARİHİ: 12/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; … adresinde mukim, sigortalı … tarafından müvekkilin… sayılı Yangın Sigorta Poliçesi ve bu poliçede verilen teminatlar ile 04.06.2016-2017 tarihleri arasında sigortalı bulunduğunu, 16.06.2016 tarihinde sigortalı konutta bulunan…marka buzdolabının alev alması sonucu yangın meydana geldiğinin ihbarı üzerine … sayılı hasar dosyası açılarak inceleme başlatıldığını, yapılan incelemede, sigortalı konutta mutfakta bulunan buzdolabında başlayan yangının mutfakta bulunan diğer eşyalara ve müştemilata sirayet ettiğini, itfaiye raporuna göre, buzdolabının elektrik kablolarının kısa devre yapması onucu alevli yangının meydana geldiğinin yangının çıkış sebebi olarak belirlendiğini, yapılan incelemeler neticesinde, hasarlanan kıymetliler için belirlenen 18.300,00-TL’nin sigortalıya 02.10.2016 tarihinde hasar tazminatı olarak ödendiğini, davalı şirketin hasardan BK. hükümleri uyarınca kusurlu ve sorumlu olduğunu, müvekkili şirketin 29/07/2016 tarihli ibraname ile toplam 18.300,00-TL’nin sigortalıya ödediğinden TTK. 1472. Maddesine göre sigortalısının halefi olduğunu, sigortalıya ödenen tazminatın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı tahsilini talep etme zaruretinin doğduğunu belirterek, 18.300,00-TL tazminatın 29/07/2016 ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacının sigortalısının evinde 16.06.2016 tarihinde yangın çıktığı hususunun doğru olduğunu, ancak meydana gelen yangının çıkış sebebinin kesin olarak bilinmediğini, yangının çıkış sebebinin İtfaiye Amirliği tarafından düzenlenen raporda buzdolabının elektrik kablolarının şase yapması sonucu çıkmış olabileceği kanaatine varıldığını, yangının meydana gelmesine sebep olarak gösterilen ürün üzerinde gerekli incelemenin yapılmadığını, yangının üründen kaynaklı bir ayıp nedeniyle meydana geldiği konusunda resmi kurumlar tarafından bir tespit yapılmadığını, hal böyle iken yangın olayında bir sorumlu tutulacaksa bunun bir elektronik cihaza yüklenilmesi ve yangına sebebiyet verebilecek bir arıza kaydı bulunmayan buzdolaba yüklenilmesinin hukuki dayanaktan yoksun bir iddia olduğunu, iddianın sadece sigorta şirketinin teknik bilirkişileri ve sigorta şirketi tarafından görevlendirilen bir yangın uzmanı vasıtasıyla teyit edilmiş olmasının davacının dava yönünden ispat külfetini kaldırmayacağını, madden zarar doğuran bu olay için sebep olduğu iddia edilen cihaz hakkında resmi kurumlar nezdinde teknik bilirkişi incelemesi gerektiğini, illiyet bağı kurulamayıp, ispat külfetinin tam olarak yerine getirilemediğini, yangına sebep olduğu iddia edilen buzdolabının ayıbıyla ilgili teknik bilirkişi incelemesi yapılmasını ve teknik standartlara uygun olarak tesis edilmeyen elektrik tesisatından kaynaklı yangınla ilgili olarak müvekkili şirket yönünden rücu talebinin reddi gerektiğini, haksız olan davanın esastan reddi ile vekalet ücreti ve yargılama masraflarının davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.

DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, davacının, dava dışı sigortalısı…’nın, … Yangın Sigorta Poliçesi ve bu poliçe teminatı kapsamında, sigortalı bulunan konutunda, buzdolabının alev alması sonucunda çıkan yangın sonucunda, sigortalıya ödenen hasar tazminatının, TTK 1472. maddesinde zikredilen halefiyet kuralları gereği davalıdan rücuen tahsiline yönelik açılan tazminat davasıdır.
Tüm deliller toplandıktan sonra, Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’nden talimat aracılığıyla bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler Makine Yüksek Mühendisi … ve Elektrik ve Elektronik Makine Yüksek Mühendisi Dr. … tarafından hazırlanan 25.02.2019 tarihli bilirkişi raporunda; “…meydana gelen rizikonun oluşumunda, davalı Arçelik’in kusurununu ispat edilememesi nedeniyle, sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkının bulunmamasından ötürü, TTK. madde 1472’de belirtilen rücu hakkı koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmış olup, bu nedenle davacının sigortalısına ödediği hasar bedelini davalıya rücu hakkı bulunmadığı..” sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettikleri anlaşıldı.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı Kanunun TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.3.1944 tarih ve 37 E. – 9 K. R.G.3.7.1944 sayılı kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Davacı ile dava dışı sigortalısı arasındaki sigorta sözleşmesi, 6502 sayılı TKHK’nın 3. maddesi anlamında bir tüketici işlemidir. Dava dışı sigortalının gerçek kişi tüketici, davalı şirketin ise yangının başlangıcına sebebiyet verdiği iddia edilen buzdolabının imalatçı firması olduğu, dava dışı sigortalı ile davacı arasındaki ilişkinin 6502 sayılı Kanunun aradığı anlamda tüketici ilişkisi olduğu, davacının dava dışı sigortalının haklarına halef olarak eldeki davayı açtığı anlaşıldığından, davanın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebileceği, HMK 2. madde, TTK 4. ve 5. Maddesi ve 6502 sayılı yasanın ilgili maddeleri gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Tüketici Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dilekçe verilmesi halinde dosyanın bu davaya bakmakla görevli İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına
4-Süresi içinde gönderilmesi için başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun ihtarına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

¸Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.