Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/443 E. 2019/1554 K. 10.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/443 Esas
KARAR NO : 2019/1554

DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat )
DAVA TARİHİ : 11/08/2016
KARAR TARİHİ : 10/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat ) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davalı …’nin alkollü olarak kullanmış olduğu … plakalı aracın müvekkiline trafiğe kapalı olan alana girmesi neticesinde yaya olarak bekleyen müvekkiline 02/06/2016 tarihine çarpması sonucu çarpmanın da etkisi ile savrulduğunu ve yüzünün üstüne yere düşerek yaralandığını, aynı trafik kazasında 1 nolu araç sürücüsü yaya olarak durakta bekleyen … isimli şahsa da çarparak bu şahsın da yaralanmasına sebep olduğunu, kaza sonucunda müvekkilinin vücut bütünlüğünde önemli ölçüde zarar meydana geldiğini, yüz bölgesindeki birçok kemiğin kırıldığını ve konuşmada güçlük çektiğini, müvekkilinin önce… Hastanesine kaldırıldığını ve uzunca bir süre konuşmadığı için kolluk tarafından ifadesine dahi başvuralamadığını, müvekkilinin yüzünde oluşan birçok kemil kırıkları nedeniyle tedavisi çok zor ve müşakkatli bir süreç geçirdiğini, kırıkların müştereken yaşam fonksiyonuna etkisi ağır (4) derece olduğunu, müvekkilinin kazadan önce … de sözleşmeli öğretmen olarak göre yapmakta olduğunu, ancak bu trafik kazası nedeniyle görevini de ifa edemediğini, bu nedenlerle kazanç kaybına uğradığını, her ne kadar tedavi giderleri ilek tedavisine başlanan devlet hastanesinde karşılanmış ise de kaza geçirdiği tarihten bu zamana kadar pek çok tedavi masrafı yapıldığını, bunların tamamına yakınının belgelenmesi mümkün olmadığını, Yargıtay’ın tedavi ve iyileşme giderlerinin çok kapsamlı olduğunu, bunların istenmesi için belge koşul olmadığına dayanarak davalılardan tedavi iyileşme giderlerinin tazmina talep edilmekte olduğunu, davalı … araç sürücü olarak ve trafik kurallarını hiçe sayarak sevk ve idaresindeki araç ile 1,42 promil alkollü olarak müvekkilini ağır yaralamak suretiyle müvekkiline karşı haksız eylem gerçekleşmiş olduğunu, bu haksız eylem neticesinde müvekkilinin çok ağır operasyonlar geçirdiğini ve bu operasyonları geçirmeye devam etmekte olduğunu, müvekkilinde halen konuşma bozukluğu gibi yüzünde de bu kaza nedeniyle hasarlar oluştuğunu, bu hasarların kalıcı olması muhtemel olduğunu, ancak gelinen aşamada henüz tedavi tamamlanmadığından kesin rapor hastaneden verilemediğini, müvekkilinin ait çevresinde bu olay nedeniyle oluşan psikolojik hasar nedeniyle derin çöküntü ve azap yaşamış olması nedeniyle ve davalının da eylemi neticesinde hukuki sorumluluğunu öğrenmesi adına davalıdan tazminat isteme zaruretinin hasıl olduğunu, trafik kazasında aracın yaya halindeki müvekkile çarpması sonucu yaralanan müvekkile çarpması sonucu yaralanan müvekkili lehine 50.000-TL manevi tazminadın eda davası olarak ve ayrıca 1.000-TL maddi tazminatın 6100 sayılı yasanın 107. Maddesine göre belirsiz alacak davası olarak bedensel zararlarının ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere kazan kayıplarınnı ve tedavi giderlerinin hesaplatılarak kazaya doğrudan sebep olan 1 nolu davalı sürücü ile KTK kapsamında sorumlu olan 2 nolu davalı araç maliki yönünden olay tarihinden itibaren ve ayrıca kazaya neden olan … plakalı aracın 23.06.2015/2016 arası geçerli …numaralı poliçe ile 3 nolu davalı … şirketine trafik sigortalı eve … numaralı poliçe ile yine 3 nolu davalı sigorta şirketine 20/06/2016 tarihine geçerli olan kasko sigortalı olması nedeniyle dava tarihinden itibaren işletilecek faizi ili birlikte talep etme zarureti hasıl olduğunu, ZMM ve Kasko poliçesi kapsamında 3 nolu davalı sigorta şirketine müracaat edilmişse de henüz bir sonuç alınamadığından sigorta şirketine de poliçe kapsamında sorumluluğu olduğundan davalı olarak gösterme zarureti hasıl olduğunu, yukarıda izha edilen nedenlerle ve fazlaya dair tüm hakların saklı kalması kaydı ile 50.000-TL manevi tazminatın ve 6100 sayılı yasanın 107. Maddesine göre belirlenecek şimdilik 1.000-TL maddi tazminatın tamamına kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen (3 nolu davalı … için Kasko ve ZMM poiçeleri kapsamında ) tahsilini ve ayrıca alacaklarının teminet altına alınması bakamından kazaya karışan … plaka sayılı aracın ve araç sürücü ve maliki olan davalılar adına kayıtlı olduğu tespit edilmesi halinde tüm araç ve taşınmazları kaydına ihtiyati tedbir/haciz konulmasını, yargılama giderleri ile 1136 sayılı avukatlık kanununun 4667 sayılı kanunla değişik 164/son fıkrası uyarınca karşı taraf vekalet ücretinin avukat olarak adlarına hükmedilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı … ve … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının açmış oldğu tazminat olduğu tazminat davasında davcının dava dilekçesinden anlaşıldığını ve öne sunduğu ilk delillerden anlaşıldığı kadarı ile davacı gerçeğin ötesinde ve üstünde zararlar öne sürmekte olduğunu, bu acı durumun adeta bir haksız zenginleşme aracına çevrildiği gözlenmekte olduğunu, Davalı … kusurlu olduğunu inkar etmemekte olduğunu, kazadna dolayı pişman olduğunu, davalı Emze taze ve babası araç maliki davalı … kaza sonrası davacı taraf ile görüşmek zararını telafi etmek için gayret ettiklerini, görüşme ve zararın telafisi talepleri davacı tarafından reddedildiğini, reddedilmesine diyeceklerinin olmadığını, ancak davalı … ve babası davalı … kaza sonrası iyi niyetli bir şekilde hareket etmiş olduklarını, dava dilekçesi ve birlikte sunulan delilleri gördükleri zaman dava dilekçesinde öne sürülen bir kısım iddiaların delilsiz olduğunu ve oluşan zarardan çok daha fazla tazminat almaya dönük olduğu anlaşıldığını, davacının iddia ettiği konuşma bozukluğu ve yüzünde hasarlar olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu düşündüklerini, bu duruma yönelik herhangi bir hukuki delil bulunmamakta olduğunu, davacının mesleğini veya çalışmısı etkileyecek bir durum söz konusu olmadığını, davacı kaza nedeniyle oluşan sağlık sorunları nedeniyle öğretmenlik yapamadığını ve işten ayrılmak zorunda kaldığını iddia etmekte olduğunu ve bunun gerçek dışı olduğunu, davacı davadan önce hangi eğitim kurumda çalıştığını belirtmemiş olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle, hak ve hakkaniyet ölçülerinde olmayan söz konusu davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
Davalı … A.Ş. Vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı müvekkili şirkete başvuruda bulunulduğunu, davacının sürekli maluliyetini gösteren sağlık kurulu raporu ibraz edilmediğini, usulüne uygun başvurudan söz edilemez olduğunu, bu durumda kanunda aranan dava şartı gerçekleşmemiş olduğunu, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, 6704 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği tarih olan 26/04/2016 tarihinden sonra açılan davalarda, zarar görenin dava yoluna gitmeden önce sigorta şirketine sürekli sakatlık olduğunu gösteren belgelerle başvuruda bulunması gerektiğini, öncelikle açılmış olan işbu davada esas hakkında inceleme yapılmasına gerek olmadan usulden reddine karar verilmesini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, davacı vekilinin dava dilekçesinde 02/06/2016 tarihinde yaralanmak ile sonuçlanan trafik kazasına karıştığını belirttiği … plakalı araç, 23.06.2015 başlangıç-23.03.2016 bitiş tarihleri arasında geçerli olmak üzere … nolu Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sakatlanmak halinde kaza tarihi itibariyle şahıs başına azami 310.000,00-TL poliçe limiti ile … adına müvekkili sigorta şirketine sigortalı olduğunu, söz konusu konusu kaza sebebiyle müvekkilinin yaralgındana ve işbu sebeple 1.000-TL geçici iş göremezlik tazminatı, tedavi gideri ve sürekli maluliyet tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, davayı kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydı ile öncelikle HMK uyarınca, davacı vekilinin 3 ayrı tazminat talebinde bulunmuş olması nedeniyle hangi tazminat tutarı için ne kadar talep ettiğini açıkça bildirmesi zorunlulu bulunduğundan, davacı vekiline hangi tazminat tutarı için ne kadar talep ettiğini açıkça bildirlemis için 2 haftalık kesin süre verilmesini, aksi takdirde HMK ilgili maddeleri uyarına davanın usulden reddedileceğinin ihtarının yapılmasını Sayın Mahkemenizden talep ettiklerini, davacı vekili işbu dava ile geçici iş göremezlek tazminatı ve tedavi gideri talep etmekte olduklarını, davacının işbu talepleri trafik sigortası genel şartları gereği teminat dışı olduğunu, davanın kabul anlamına gelmemek kaydıyla, geçici iş göremezlik tazminatı ve tedavi giderleri tedavi teminatı kapsamında olduğunu, 6111 sayılı yasa uyarınca müvekkili şirketin tedavi giderleri nedeniyle herhangi bir sorumluluğu bulunmamakta olduğunu, davalı müvekkili sigorta şirketinin işbu sorumluluğu Karayolları Trafik Kanunun 85/1 ve Trafik Poliçesi Genel Şartlarının 1. Maddesinden doğan kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumluluk olduğunu, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle, davanın usul yönünden reddini, davanın esas yönünden reddini, geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddini, tedavi giderleri talebinin reddini, aksi halde tazminat talepleri bakımından belirttikleri şekilde hesaplama yapılarak hüküm tesis edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.

DELİLLER VE GEREKÇE;
İstanbul ….Asliye Ceza … E. sayılı dosyası, trafik kayıtları, hastane kayıtları, kaza raporları, sağlık raporları, sigorta kayıtları, sigorta poliçesi, hasar dosyası, tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmaları ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, 6098 sayılı TBK’nın 54.maddesinde düzenlenen bedensel zararların tazmini ile 6098 sayılı TBK’nın 56. maddesinden kaynaklanan manevi tazminatının tahsili davasıdır.
İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, 23/03/2017 tarih ve … E.-… K. sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilen dosya, mahkememize gelerek … E. sayıya kaydı yapılarak yargılamaya devam olunduğu anlaşıldı.
Davacı, 02/06/2016 tarihinde davalılardan …’nin maliki ve işleteni olduğu, diğer davalı sürücü …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, yaya olarak bulunduğu sırada kendisine çarpması ile meydana gelen trafik kazası neticesinde yaralandığını ve bedensel zarara uğradığını, … plakalı aracın işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun davalı sigorta şirketi tarafından da ZMMS (Trafik Sigorta Poliçesi) ve Kasko sigortası ile sigorta güvencesine alınmış olması nedeniyle, bedensel zarar miktarının tespiti ile 50.000-TL. manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Trafik kazalarından kaynaklanan bedensel zararın tazmini davalarında, davalı işleten (malik) ile davalı sigortacının sorumluluğu paralel olup 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu, davalı sürücünün sorumluluğu ise 6098 sayılı TBK’nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup, işleten, sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve davalı sigortacı, zarara sebep kazanın ”mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş” olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü işleten ve davalı sigortacıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
Buna göre bedensel zararlara ilişkin tazminat TBK 55. Maddesindeki; “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” şeklindeki düzenlemeye göre belirlenecektir.
İhtilaf, tarafların vaki kazadaki tazminata esas kusur oranı, davacının tazminata esas maluliyet oranı ve iyileşme süresi ve yoksun kaldığı kazanç itibariyle bedensel zararının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Kusur oranı, maluliyet oranı ve iyileşme süresi ile zarar miktarının tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirmesi gerekmektedir.
İstanbul Adli Tıp Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinin 23/01/2019 tarih ve 8239 sayılı kusur raporunda sonuç olarak “…Sürücü …’nin %100 oranında kusurlu olduğu, … ve …’ın kusursuz olduğu kanaatini bildirir müşterek rapordur…” sonuç ve mütaala ettikleri anlaşıldı.
İstanbul Adli Tıp Kurmu Başkanlığı … İhtisas Kurulunun 11/10/2019 tarih ve 21361 karar sayılı maluliyet raporunda sonuç olarak “…kızı …doğumlu …nın 02/06/2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı resmi gazetede yayımlanan çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve öğretmen olduğu anlaşılmakla meslek grup numarası 24 alınarak,
Grl IV(1……….41)A %45X1/4=%11.25
E cetveline göre: %9.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, 2. İyileşme (iş göremezlik ) süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa edildiği…” sonuç ve kanaatine ulaştıkları anlaşıldı.
Yargılama devam ederken davacı vekilince, 03/10/2018 tarihinde UYAP aracılığıyla gönderilen dilekçe ve 10/12/2019 tarihli duruşmada beyanla, ile davalılardan …A.Ş. tarafından maddi tazminata ilişkin taleplerinin karşılandığı ve bu nedenle, tüm davalılar yönünden maddi tazminat taleplerinin konusuz kaldığının, manevi tazminata ilişkin taleplerinin, davalılar yönünden devam ettiğinin beyan edildiği; davalılardan Mapfre Genel Sigorta A.Ş. tarafından 26/10/2018 tarihinde UYAP’tan gönderilen dilekçe ile, maddi zararlar konusunda davacı ile sulh olunduğu, vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri olmadığının beyan ettiği görüldü.
Manevi tazminatın miktarını tayin etme hakimin takdirine bırakılmış bir konu olmakla beraber, hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerekir. Takdir edilecek manevi tazminat hakkaniyete uygun olmalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararı karşılaması da amaç edinmemiştir. Kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmalıdır. Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli; manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır.
Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Ayrıca Yargıtay HGK’nın 23.6.2004 tarih ve …E.-…K.sayılı kararında manevi tazminat ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede; “Manevi tazminat, gelişmiş ülkelerde artık eski kalıplarından çıkarılarak caydırıcılık unsuruna da ağırlık verilmektedir. Gelişen hukukta bu yaklaşım, kişilerin bedenine ve ruhuna karşı yöneltilen haksız eylemlerde veya taksirli davranışlarda tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranlarda manevi tazminat takdir edilmesi gereğini ortaya koymakta; kişi haklarının her şeyin önünde geldiğini önemle vurgulamaktadır. Bu ilkeler gözetildiğinde; aslolan insan yaşamıdır ve bu yaşamın yitirilmesinin yakınlarında açtığı derin ızdırabı hiçbir değerin telafi etmesi olanaklı değildir. Burada amaçlanan sadece bir nebze olsun rahatlama duygusu vermek; öte yandan da zarar veren yanı da dikkat ve özen göstermek konusunda etkileyecek bir yaptırımla, caydırıcı olabilmektir.” denilmek sureti ile manevi tazminatın belirlenmesine caydırıcılık unsuru ve insan yaşamının önemine özellikle vurgu yapılmıştır.
Davacı olay nedeniyle, davalılardan manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Manevi tazminat çekilen elem ve üzüntü karşılığı olup tarafların ekonomik ve sosyal durumları göz önüne alınarak bozulmuş ruhsal ve bedensel huzurun düzeltilmesi için M.K.nun 4. maddesinde yer alan hak ve nesafet kurallarına uygun olarak ve bu arada sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak şekilde takdir ve tayin edilmesi gerekir.
Bu ilkeler çerçevesinde tarafların ekonomik ve sosyal durumları, çevre koşulları davacının olaydan etkilenme durumu, paranın satın alma gücü, davalıların ödeme gücü ile hak ve nesafet kuralları ve davalı sigorta yönünden sigorta poliçe teminatı kapsamında kalmak üzere, olay nedeniyle davacının çektiği elem ve üzüntüye karşılık davacı için takdiren 20.000-TL. manevi tazminatı, davalılardan TBK m.56/2 kapsamında talep etme hakkına sahip olduğu takdir olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, sigorta poliçesi, düzenlenen kusur ve maluliyet bilirkişi raporları denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görüldüğünden, manevi tazminatı talebine sebep haksız fiilin taksirle işlenmiş bir suç, bir fiil olması vaki kazada davalı sürücünün , %100 oranında kusurlu olması, davacının maluliyeti, iyileşme süresi ve tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacının yaşı,mesleği, ülkenin ekonomik koşulları, paranın alım gücü birlikte değerlendirilerek kazanın, davacıda yarattığı elem ve ızdırabın ağırlığı ve manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin tüm ilke ve kurallar nazara alındığında, manevi tazminatın nitelik ve miktar olarak kasko sigorta poliçesi teminat limiti dahilinde kaldığı anlaşıldığından, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, takdiren 20.000-TL manevi tazminatın, davalılar … ve … yönünden 02/06/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … A.Ş.’den (kasko sigorta poliçesi ile sınırlı olmak üzere) 11/08/2016 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, her ne kadar davacı tarafından davalılar aleyhine maddi tazminat davası açılmış ise de; davacı vekilinin tüm davalılar yönünden de maddi tazminat davasının konusuz kaldığı beyan edildiğinden, davacının maddi tazminat davasının tüm davalılar yönünden konusuz kalması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, dosyada, davalı sigorta şirketinin yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediğine dair yazılı beyanı bulunduğu, diğer davalıların yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden beyanlarının bulunmadığı görülmüş, ancak, davacının, yargılama sırasında davalı sigorta şirketinden haricen ödeme alması nedeniyle dava konusuz kaldığından, somut olayda esasen ödeme nedeniyle, ödenen miktar konusuz kaldığından, davalılar kendilerine karşı dava açılmasına yine kendileri sebebiyet verdiğinden, davanın konusuz kalması nedeniyle davalılar lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesine karar vermek gerekmiş, ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının, maddi tazminat davasının, tüm davalılar yönünden konusuz kalması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına;
2-Davacının manevi tazminat davasının, KISMEN KABULÜ ile 20.000,00-TL. manevi tazminatın, davalılar … ve … yönünden 02/06/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … A.Ş.’den (kasko sigorta poliçesi ile sınırlı olmak üzere) 11/08/2016 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine
3-Alınması gereken 1.434,51- TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 870,96-TL harcın mahsubu ile eksik alınan bakiye 563,55-TL karar ve ilam harcının davalılardan (davalı … A.Ş. yönünden sigorta poliçe limitleri ile sınırlı olarak sorumlu olacak şekilde) müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
A-MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
4-Davacı taraf lehine, AAÜT gereğince takdir olunan 1.000-TL. vekalet ücretinin davalılardan (davalı … A.Ş. yönünden sigorta poliçe limitleri ile sınırlı olarak sorumlu olacak şekilde) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
B-MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalılardan (davalı … A.Ş. yönünden sigorta poliçe limitleri ile sınırlı olarak sorumlu olacak şekilde) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafça yapılan 870,96-TL peşin harç ile 29,20-TL başvurma harcı toplamı olan 900,16-TL harcın davalılardan (davalı … A.Ş. yönünden sigorta poliçe limitleri ile sınırlı olarak sorumlu olacak şekilde) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yapılan 219,00-TL tebligat-müzekkere + 876,50-TL ATK fatura giderleri toplam olan 1.095,50-TL’nin kabul ve red oranına göre 358,63-TL’sinin davalılardan (davalı … A.Ş. yönünden sigorta poliçe limitleri ile sınırlı olarak sorumlu olacak şekilde) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı Emre ve … vekilinin yüzüne, davalı … vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.