Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/398 E. 2021/839 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/398 Esas
KARAR NO :2021/839

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:25/04/2017
KARAR TARİHİ:14/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 28/09/2015 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde yaralanmış olup, … plakalı aracın trafik sigortası bulunmadığından işbu davanın … Hesabı’na yöneltilmiş olduğunu, müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, tüm kusurun karşı araçta olduğunu ve … Hesabı’nın zararın tazmini hususunda sorumlu olduğunu, müvekkilinin bu kaza neticesinde yaralandığını, Osmaniye Devlet Hastanesi’nde ve başka hastanelerde tedavi gördüğünü, müvekkilinde kaza nedeniyle geçici ve kalıcı vücut fonksiyon kaybı meydana geldiğini, her ne kadar müvekkilinin ana zarar kalemi talebinin maluliyete bağlı meslekte kazanma gücü ve efor kayıplarından oluşan maddi zararı ise de, müvekkilinin kazaya bağlı başkaca maddi zararlarının da bulunmakta olduğunu ve Yargıtay içtihatları ile sabit olmakla bu zararların da zarar sorumlusu ve sigortacısınca tazmin edilmesi gerektiğini, bu ek zararların yüzde 100 malul sayılacakları yatağa bağlı geçirdikleri süre için bakıcı gideri ve eğer bu sürekli bir hale geldiyse ömür boyunca bakıcı gideri tazminatı, müvekkilinin hiç iş göremediği ve %100 oranında özürlü sayıldığı döneme ait iş göremezlik tazminatı ve bu dönemde ihtiyaç hasıl olacağı üzere bakıcı gideri tazminatı hesaplanarak müvekkiline ömür boyu yürüyemeyeceği için de ömür boyu bakıcı gideri tazminatı hesaplanarak müvekkiline ödenmesi gerektiğini, zira %100 malul sayıldığı dönemde olsun veya keza ömür boyu yürüyemeyecek olması nedeniyle olsun bir insanın gündelik işleri için bakıcıya, yardımcıya ihtiyaç duyacağı izahtan vareste olduğunu, bunun yanında bu ihtiyacın ilgili haksız fiil nedeniyle hasıl olmasının bu hakkın hiç kullanılmasa dahi tazmini gerekeceği gerçeğini değiştirmeyeceğini, buna ilişkin belge sunulmasa dahi müvekkilinin SGK tarafından karşılanmayacak ve/veya karşılanması mümkün olmayan tedavi gidiş – gelişleri esnasında harcayacağı kesin olan ek tedavi- yol- yemek- refakatçi v.s. giderlerinin müvekkilinin haksız eylem sonucu uğradığı yaralanma neticesinde uzunca bir süre yanında bir refakatçi de olduğu halde hastanelere ve doktorlara gidip geleceği ve bunun için de ek tedavi- yol- yemek- refakatçi v.s. masrafları yapacağının kesin olduğunu, müvekkilinin mesleğinde kazanacağı gelirin efor kaybı nedeniyle azalacağına yönelik tazminat hesabına, gündelik işlerinde de aynı efor kaybına uğrayacağı yadsınmayarak buradan kaynaklanan efor kaybı tazminatı da tazminat hesabına eklenmesi gerektiğini, dava konusu kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihinde trafik sigortasının bulunmadığını ve işbu davada … Hesabı’nın sorumluluğunun bulunduğunu, gerek davalı tarafın ticari faaliyet y ürüten birer şirket olmasından gerekse de taraflar arasında kurulan sigorta sözleşmesinin TTK’da düzenlenmesinden dolayı davada kaza tarihinden itibaren işleyecek avans – ticari faiz uygulanması gerektiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının HMK 107. Madde uyarınca belirlenecek; geçici iş göremezliğe bağlı maddi tazminat, kalıcı meslekte kazanma gücü kaybına bağlı maddi tazminat, geçici ve tespit edilebilirse kalıcı bakıcı gideri ihtiyacına ilişkin maddi tazminat, SGK tarafından karşılanmayan tedavi, yol , yemek, refakatçi ve sair tedaviye bağlı ek giderlere tazminat talepleri bulunmakla, bu kalemler nedeniyle belirlenecek tazminat haklarına olay tarihi itibari ile ticari temerrüt – avans faizi ile tahsil edilerek davacıya ödenmesini( sigorta şirketleri temerrüt tarihinden itibaren poliçe ve teminat limiti ile sorumludur), yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Mahkememizde açılmış olan dosyanın KTK Md. 97 deki dava şartı yerine getirilmediğinden reddi gerektiğini, dava ya da tahkim yoluna başvurulabilmesi için sigorta kuruluşu tarafından başvurunun 15 gün içerisinde cevaplanmaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin olması şartı aranmakta olduğunu, Mahkememizde görülmekte olan davada, kuruma başvuru yapılmış, 15 gün içerisinde kurum tarafından cevap verilmiş, ancak verilen cevabi yazıda; resmi ve yetkili bir hastaneden alınacak sağlık kurulu raporu aslı evrak eksikliklerinin giderilmesinin beklendiği, sonrasında talebin değerlendirmeye alınacağının bildirildiğini, fakat davacı yan tarafından eksik belgeler temin edilmeden doğrudan dava yoluna başvurmuş olmasının kanuna aykırılık oluşturmakta olduğunu, bu sebeple dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, 28/09/2015 tarihinde trafik sigorta poliçesi bulunmayan aracın karıştığı kaza sonucunda davacının malul kalmış olduğunu, bu poliçelerden dolayı sorumluluklarının davacının kusuru oranında olmak üzere, yaralanma ve sürekli sakatlık halinde olay tarihi itibariyle kişi başı azami 290.000-TL ile sınırlı olduğunu, teminat limitini bildirmelerinin davayı kabul anlamına gelmediğini, gerçek zararın belirlenebilmesi için konusunda uzman kişiler tarafından bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, sağlıklı ve gerçekçi bir tazminat hesaplaması yapılabilmesi ve sakatlıktan kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin talebin değerlendirilebilmesi için, konusunda uzman kişiler tarafından bilirkişi incelemesi yapılabilmesi gerektiğini, bu nedenle davacının adli tıp kurumuna sevkine karar verilmesini, yapılacak olan bilirkişi incelemesi aşamasında görevlendirilecek bilirkişinin aktüer sıfatına sahip olmasını talep ettiklerini, davayı kabul anlamına gelmemek ile birlikte müvekkili şirketin dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğunu, olayın haksız fiilden kaynaklandığından davacının hükmedilecek tazminat bedeline avans faizi uygulanması talebinin haksız olduğunu bu sebeple reddi gerektiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı kurum aleyhine açılmış olan davanın tümden reddini, mahkememizin aksi kanaatte bulunması halinde ise; SGK tarafından davacıya iş göremezlik sebebiyle bağlanan gelirlerin tespitini, maluliyet oranının tespiti açısından Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmasını, poliçe teminatına girmeyen kazanç kaybı, tedavi gideri, bakım, yol masrafı ve diğer dolaylı zararların tümden reddini, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Osmaniye 2.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/157 E. sayılı dosyası, trafik kayıtları, hastane kayıtları, kaza raporları, sağlık raporları, sigorta kayıtları, sigorta poliçesi, hasar dosyası, sosyal durum araştırma raporları, ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, 6098 sayılı TBK’nın 54.maddesinde düzenlenen bedensel zararın tahsili davasıdır.
Davacı, 28/09/2015 tarihinde, … plakalı, dava dışı… sevk ve idaresindeki aracın çarpması nedeniyle meydana gelen trafik kazası neticesinde yaralandığını ve bedensel zarara uğradığını, kazaya karışan … plakalı kazaya karışan aracın zorunlu olmasına rağmen, aracın işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun sigortalanmadığını ve bu nedenle meydana gelen zarardan davalı … Hesabı’nın sorumlu olduğunu bu nedenle, bedensel zarar miktarının tespiti ile kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Hesabı’ndan tahsilini talep etmiştir
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davaları, 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu ve 6098 sayılı TBK’nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup, işleten ile sigortalının sorumluluğu paraleldir ve işleten, sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve sigortacı, zarara sebep kazanın ”mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş” olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
Motorlu araç işleteninin 2918 sayılı yasanın 91/1 maddesi kapsamında Karayolları Motorlu Araçlar ZMMS’ni yaptırmadan aracını işletmiş ve işletilme sırasında bir zarara sebep olmuş ise 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14 maddesi gereği zorunlu sigortayı yaptırmadan motorlu aracı işleten kişilerin ve plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araçların sebep oldukları zararları karşılamak amacıyla Türkiye Sigorta Ve Reasürans Şirketleri bünyesinde … Hesabı oluşturulduğundan kaza tarihinde yürürlükte bulunan sigorta poliçesi için belirlenen limitle sınırlı olmak kaydıyla … Hesabı meydana gelen zarardan sorumludur. Bu manada … Hesabının statüsü ile sigorta şirketinin hukuki statüsü ve sorumluluğu paraleldir.
Buna göre bedensel zararlara ilişkin tazminat TBK 55. Maddesindeki; “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” şeklindeki düzenlemeye göre belirlenecektir.
İhtilaf, tarafların vaki kazadaki tazminata esas kusur oranı, davacının tazminata esas maluliyet oranı ve iyileşme süresi ve yoksun kaldığı kazanç itibariyle bedensel zararının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Kusur oranı, maluliyet oranı ve iyileşme süresi ile zarar miktarının tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirmesi gerekmektedir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanmış olan 02/06/2020 tarihli maluliyet raporunda; “…. oğlu 01/08/1962 doğumlu … …’ın 28/09/2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı resmi gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında engellilik oranının % 0(yüzdesıfır) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 14 (ondört) güne kadar uzayabileceği…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanmış olan, 14/08/2020 tarihli kusur raporunda; “…sürücü…’nın olay tarihinde Yediocak Stadyumu karşısında yapılmakta olan sünnet düğünü merasimi alanına geldiği, aracından inerek bira şişelerini fırlattığı, merasim alanında daha önceki tarihte kızlarını kaçırtması nedeniyle aralarında husumet bulunan … soy isimli aile fertlerini gördüğü, taraflar arasında tartışma yaşandığı bu sırada araç sürücüsü …’ın aracına binerek aracını kalabalığın üzerine doğru sürdüğü ve ileri geri manevra yaptığı, adli muayene raporlarına göre … ve … …’ın hayati tehlike geçirmeyecek ve basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde, … … ve … hayati tehlike geçirmeyecek ve basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandıkları,böylece sürücünün … ,…, … …’e yönelik olası kast ile hareket ederek kasten yaralam suçunu işlediği anlaşılmıştır.
Olayın taksirle işlenen trafik kazası olmadığı görülmüştür. Ayrıca kasıt söz konusudur. Kasıtla işlenen suçlarda kusurun derecelendirilmesi mümkün değildir. Bu bakımdan trafik ihtisas dairemizin görev alanına girmemektedir. İş bu dosya işlem görmeksizin mahalline iadesine karar verilmiştir…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
İstanbul Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü Sağlık Bakanlığı … Üniversitesi İstanbul … Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı / Kliniği tarafından alınan 17/02/2021 tarihli maluliyet raporunda; “…28.09.2015 tarihinde trafik kazası geçirdiği bildirilen … T.C. Kimlik Nolu 01.08.1962 doğumlu … … hakkında düzenlenen belgelerin tetkikinde saptanan “Yumuşak doku yaralanması” arızasının;
03.08.2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve “Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği”ne ve bu yönetmelikte bahsi geçen 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” eklerindeki tablolara göre hesaplandığında;
1-Herhangi bir maluliyet oranına neden olacak mahiyette olmadığı,
2-Geçici iş göremezlik (tıbbi iyileşme) süresinin 3(üç) hafta olduğu…”
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Op.Dr. Tazminat Hesap Uzmanı… tarafından hazırlanan 15/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “…
1-Bakıcı desteğine ihtiyacı ve gideri olmadığı,
2-Sağlık kurumlarındaki tedavi giderlerinin SUT fiyatları ile SGK tarafından karşılandığı,
3-Olayın meydana gelmesinde kusuru olmadığından 250-TL pansuman, bakım için gerekli tıbbi malzemeler ve ilaç giderleri için, 250-TL hastanelere kontrollere gidiş – geliş esnasında ulaşım ve diğer sosyal giderleri için olmak üzere 500-TL tedavi gideri talep edebileceği,
4-3 haftalık geçici iş göremezlik tazminatının 700,35-TL olduğu…” sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
Tarsus SGK İlçe Müdürlüğü’ne yazılan yazı ile meydana gelen trafik kazası nedeniyle, davacıya rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının sorulması neticesinde bildirilen 28/03/2019 tarih – 4891889 sayılı cevapta herhangi bir ödemenin yapılmadığı bildirilmiştir.
Davacı vekilince, 28/10/2021 tarihinde, 3.500-TL. olan maddi tazminat talebini, ıslah ile toplam 4.500,35-TL.’na arttırarak,talep edilen maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiği anlaşılmış, ıslah harcının ikmal edildiği görülmüştür.
Dosya kapsamı, düzenlenen kusur, maluliyet ve aktüer bilirkişi raporları denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görüldüğünden, kazanın meydana geldiği 2015 yılı için, Hazine Müsteşarlığı tarafından, ölüm/sakatlık için kişi başı teminat limitinin 290.000-TL., sağlık gideri için kişi başı teminat limitinin 290.000-TL. olarak belirlenmesi, aktüer bilirkişi tarafından hesaplanan tazminatın, nitelik ve miktar olarak teminat limiti kapsamında kaldığı, … plakalı araç sürücünün kasten çarpmak sureti ile kazanın oluşumuna sebep olduğu, davalı … hesabının meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, davacının davalı sigortaya 03/05/2016 tarihinde başvurduğu, davacının, davalının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, aktüer bilirkişi tarafından hesaplanan geçici iş göremezlik ve tedavi gideri tazminatını talep hakkı mevcut olduğu, diğer talepleri yönününden, tazminata esas maluliyeti bulunmadığı anlaşıldığından, davacının davasının kısmen kabulü ile 700,35-TL. geçici iş göremezlik, 500-TL. tedavi giderleri olmak üzere toplam 1.200,35-TL. maddi tazminatın, 12/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile 700,35-TL. geçici iş göremezlik, 500-TL. tedavi giderleri olmak üzere toplam 1.200,35-TL. maddi tazminatın, 12/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre, alınması gereken 81,99-TL harçtan peşin alınan 31,40-TL + 3,50-TL tamamlama harcı toplamı olan 34,90-TL harçtan mahsubu ile geriye kalan 47,09-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.200,35-TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.200,35-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 31,40-TL başvurma harcı + 31,40-TL peşin + 3,50-TL tamamlama harç toplamı olan 66,30-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.000-TL bilirkişi ücreti + 430,35-TL tebligat-müzekkere + 562-TL ATK fatura masrafları olmak üzere toplam 1.992,35-TL yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre 531,35-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda,miktara göre kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır