Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/381 E. 2022/202 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2017/381 Esas
KARAR NO :2022/202

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:20/04/2017
KARAR TARİHİ:22/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davalı … adına kayıtlı … idaresindeki … plakalı araç %100 kusur ile (kasten) müvekkiline ait … plakalı araca 24/11/2016 tarihinde çarpmak suretiyle müvekkilinin aracının hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, yapılan inceleme ve sigorta şirketleriyle varılan mutabakat neticesinde davalı şöför … %100 kusurlu bulunduğundan, müvekkilinin aracı önce kendi kaskosu tarafından yaptırılmış olduğunu,tamir masrafları için dava dışı 3. kişi Ak Sigorta, diğer davalı … Sigorta’ya rücu etmiş olduğunu,… Sigorta müvekkilinin aracının masrafını rücuen ödemiş olduğunu, olayın kaza değil kasten yapılmış olduğunu, davalı trafik sigortasının hasar bedelini rücuen ödemesi de sigortalısının kusurunu kabul ettiğini gösterdiğini, bununla alakalı daha sonra savcılık numarasını bildirecekleri bir soruşturma dosyası ve … 15.Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.sayısı ile açtıkları ayrı bir maluliyet tazminatı dosyalarının da bulunmakta olduğunu, ilgili kaza neticesinde müvekkiline ait bulunan aracın 2013 model orijinal bir araçken oluşan kaza ve hasar nedeniyle kusur oranına göre değer kaybı oluştuğunun muhakkak olduğunu, … plakalı aracın onarım detayları (değer kaybı yaratan kısımlar) Sağ Ön Çamurluk Değişim, Sağ ön Kapı Onarım görmüş olup, aracın halihazırda 5.542-TL tamir masrafı olduğunu, yukarıda saydıkları parçaların onarım görmüş olduğunu, boyanmış veya değişmiş olduğunu, Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına göre de ;”Aracın Onarılmış Durumdaki Değeri Ne Kadar İyi Onarılmış Olursa Olsun Kural Olarak Aynı Nitelikteki Hiç Hasara Uğramayan Aracın Değerinden Düşük Olması ve formülün değil,piyasa fiyatındaki farkın değer kaybı olarak görülmesi gerektiği” benimsenmiş olduğunu, müvekkilinin aracının normal değerinin 100.000-TL civarında iken bu denli kaza ve onarımdan sonra o fiyata satılamayacağının muhakkak olduğunu, gerçek değer kaybı bedeli bilirkişi raporundan sonra ortaya çıkacağını, meydana gelen kaza neticesinde ilgili sigorta şirketine 07/04/2017’da başvuruda bulunulmuş olduğunu ve taraflarına herhangi bir cevap verilmediğini, işbu talep konusu değer kaybı miktarı bir bilirkişi incelemesi gerektirdiği için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bilirkişi raporu ile arttırılmak üzere şimdilik 500,00-TL değer kaybı taleplerinin olduğunu, müvekkilinin aracının ticari bir araç olduğunu,servis aracı olarak işletilmekte olduğunu, günlük yaklaşık KDV dahil 300-TL kazanç sağlamakta ve onarımda kaldığı süre(takribi 5 gün) boyunca bu kazançtan mahrum kalınmış olduğunu, (İkame araçın da kiralama bedeli bu civardadır). aracın kaç gün tamirde kaldığının … … … San.Sit.D/3 Blok No:34-35 … adresindeki … Otomotıv’e sorulmasını talep ettiklerini, işbu sebeple müvekkilinin aracını kullanamadığı süre içerisinde kazanç kaybı da meydana gelmiş olduğunu,yine bilirkişi raporundan sonra ıslah edilmek üzere şimdilik 500,00-TL kazanç kaybının da davalı araç sürücüsü ve araç sahibinden müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini, Danıştay 15. Dairenin 2015/5277 Esas sayılı dosyasında da Hazine Müsteşarlığının yeni genelgesinin Teminat Dışı Kalan Haller Bölümünün ‘’ Ana iskelet ve şasede hasar olmaksızın, vidalı parçalarda yapılan onarım/değişim ile giderilebilen hasarlar’’ maddesinin de yürütmesinin durdurulduğu göz önüne alınarak değer kaybının hesaplanması ve ıslahtan sonra ödenen miktar düşülerek taraflarına ödenmesine karar verilmesinin gerekmekte olduğunu, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklarının saklı kalmak üzere müvekkilinin mağduriyetinin giderilmesi için davalılar tarafından kullanılan ve maliki olunan aracın sebep olduğu kaza neticesinde müvekkilinin aracında oluşan şimdilik 500-TL değer kaybının her üç davalıdan müteselsilen, 500-TL kazanç kaybının da davalı araç sürücüsü ve araç sahibinden müteselsilen ,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de her üç davalıdan sorumlulukları oranında müteselsilen tahsili için mahkemenize müracaat etme zorunluluğu hasıl olduğunu, delil listesi ve eklerinin daha sonra dosyaya sunulacağını, yukarıda açıklanan nedenlerle ;HMK 107’ye göre belirsiz alacak davalarının kabulüne, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile de şimdilik 500-TL değer kaybının sigorta şirketine ihbar tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tüm davalılardan müteselsilen tahsiline, 500-TL kazanç kaybının ise yine dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müteselsilen tahsiline, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı … Sigorta vekilinin cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın yetkili mahkemede açılmamış olduğunu, hiçbir surette davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla;
… plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde … numaralı Trafik Sigorta Poliçesi ile 24/02/2016-24/02/2017 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, poliçeden dolayı maddi zarar halinde araç başına azami sorumluluk limitinin 31.000-TL olup sigortalı araç sürücüsünün kusur oranında ve zarar nispetinde olduğunu, poliçeye müstenit müşterek müteselsil sorumluluklarının poliçe limitiyle sınırlı olup, keza masraf ve vekalet ücreti sorumluluklarının da bu miktara isabet eden oranlarda olacağını, poliçe limitinin maktuen ödenecek rakam olmadığını, müvekkili şirket tarafından … plakalı araçta meydana gelen hasar için 6.290-TL rücu ödemesi yapıldığını, davacının müvekkili şirkete sigortalının kusurunun bulunduğunu ispat etmesi gerektiğini, aksi halde müvekkili şirketin dava konusu hasardan sorumluluğunun bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacıya ait araçta meydana gelen gerçek zararının mahkemece tespitinin gerektiğini, söz konusu aracın daha önceden başka kazalara karışıp karışmadığının araştırılması gerektiğini, önceden hasar kaydı bulunan araçlarda değer kaybı meydana gelmeyeceğinin aşikar olduğunu, ayrıca davacı vekilinin de belirttiği üzere kazanç kaybı bedelinin poliçe teminatları arasında yer almamakta olduğunu, bu nedenle kazanç kaybı talebinin şirketleri yönünden reddi gerektiğini, davacıya ait aracın 2013 model bir araç olup değer kaybı yaşayamacak kadar eski ve kullanılmış bir araç olduğunu, bu nedenle davacının aracında değer kaybının meydana gelmesinin mümkün olmadığını, değer kaybının tespitinde bir çok önemli faktör bulunmakta olduğunu, bu faktörlerin aracın modeli, yaşı, araç üzerinde değişmesi gereken kompanentlerin sökülüp takılabilirliği, araca ait eski hasarlar, kilometre, hasarın parasal karşılığı, tamir yeri, piyasa koşulları, aracı kullanan sürücü sayısı gibi faktörler olduğunu, tüm bu hususların dikkate alınması gerektiğini, değer kaybı zararı talebine esas olan satış fiyatının belirlenmesinde aracın hasar görmüş olup olmaması dışında birçok faktör bulunmakta olduğunu, trafik kazasına bağlı olarak hasar gören bir araca ilişkin olarak öne sürülen değer kaybı talebinin esasını, hasar gören aracın satışı halinde piyasa rayiç değerinde bir azalma olacağı varsayımının oluşturduğunu, araçların satış fiyatının tek bir rakam şeklinde değil, bir aralık içinde oluşmakta olduğunu, aracın satış fiyatının belirlenmesinde bir çok etkenin rol almakta olduğunu, bu nedenle aracın piyasa değerinin tam olarak belirlenememekte olduğunu, aracın değeri belirli bir fiyat aralığında kalmakta olduğunu, bu açıdan örneğin 18.000-TL – 20.000-TL satış değeri olan bir aracın, hasara bağlı olası değer kaybının da söz konusu aralık içinde kalmakta ve neticede satış fiyatında herhangi bir azalmaya fiilen yol açmamakta olduğunu, dolayısı ile değer kaybı talebinin bu nedenle de haksız ve hukuka aykırı olduğunu, yeterli ve gerekli belgelerin eklenmesi sureti ile şirketlerine müracaat tarihinden öncesinde şirketlerinin temerrüdünün söz konusu olmamakta olduğunu, sigortacı yönünden sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün belgelerin ibrazından itibaren 8 iş günü içinde, böyle bir başvuru olmadığı takdirde dava tarihinde muaccel hale geldiğinden bu tarihlerden öncesi için faiz sorumluluklarının da bulunmadığını, yukarıda açıklan nedenlerle; müvekkili şirket aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
Davalılar … ve…vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu trafik kazasının 24/11/2016 tarihinde meydana geldiğini, mülkiyeti davalı müvekkili …’a ait ve sürücüsü diğer müvekkili … … kullandığı … plakalı özel halk otobüsünün kaza tarihinde … – … hattında çalışmakta olduklarını, kaza günü saat 15:30 sıralarında müvekkili …’un yönetimindeki özel halk otobüsü ile … Mah. … bulvarı üzerinde seyir halinde iken davacının da içinde bulunduğu … plakalı aracın trafik kurallarını hiçe sayarak ve yol güvenliğini tehlikeye sokacak şekilde müvekkilinin ilerlediği yolda yolun ortasında geri gelmekte olduğunu gören müvekkilinin önüne bulunan aracı klakson ile uyardığını, bu klaksondan rahatsız olan davacının ve dava dışı abisinin bir süre yolu kapatıp müvekkilinin geçişine izin vermediğini, davacı ile dava dışı abisinin bu dakikadan sonra müvekkilini taciz etmeye başladığını, ardından müvekkilinin kullandığı otobüs ile davacının içinde bulunduğu aracın yan yana gelmiş olduğunu ve müvekkilinin durağa ulaşmak istediğini ancak davacının da içinde bulunduğu aracın müvekkilinin kullandığı aracın önüne doğru kırarak müvekkilinin aracının kaldırıma çarpmasına sebep olduğunu, daha sonra davacının içinde bulunduğu aracın içerisinden müvekkiline el kol hareketi yapıp hakaret ve tehdit ettiklerini, demir sopa gösterdiklerini, davacı ve dava dışı abisinin müvekkiline fiili saldırıda bulunmak için araçtan inip müvekkilinin aracına yöneldiklerini ama müvekkilinin kendisine ve aracına zarar verileceği korkusu ile yoluna devam ettiğini, yoluna devam eden müvekkilinin arkasından takibini sürdüren davacı ve dava dışı kardeşinin ısrarla müvekkilinin yolunu defalarca kesmek istediklerini ancak müvekkilinin her defasında yoluna devam ettiğini, müvekkilinin kazanın meydana geldiği Vefa durağına yanaşıp yolcu indirmekte iken davacının içinde bulunduğu aracın durakta beklemekte olan otobüsün solundan yanına sokulduğunu ve aracı durduğunu, yolcu indikten sonra duraktan harekete hazırlanan müvekkilinin aynadan yolunu kontrol ettiğinde davacının da içinde bulunduğu aracın yolunu kesmesi nedeni ile korkuya kapılarak yoluna devam etmek amacı ile duraktan telaşlı bir şekilde yola çıkmış olduğunu, müvekkilinin duraktan hareket ederken davacı ve kardeşi tarafından saldırıya uğrayacağı telaşı ile aniden hareketlenmiş olduğunu ve kullandığı otobüsün sol yan tarafı ile bu esnada davacının bulunduğu aracın açık olan sağ kapısına çarpmış olduğunu, bu çarpmadan sonra aracı ile duran müvekkilinin otobüsün aynasından baktığında davacıya ait araçtan bir şahsın elinde demir sopa ile araçtan inerek kendisine doğru koştuğunu görünce mecburen canını kurtarmak için yola devam ederek kaza mahallinde uzaklaşmış ve bir sonraki durakta cep telefonu ile polisi arayarak durumu kolluk birimlerine bildirdiklerini, kazanın meydana gelmesinde davacı ve dava dışı kardeşinin saldırgan ve kural tanımaz tutumlarının neden olduğunu, bu nedenle davacı ve dava dışı kardeşinin kazada asli ve tam kusurlu olduklarını, davacıya ait kazaya karışan … plakalı aracın servis taşımacılığı yaptığına ilişkin bir belgesinin olmadığını, bilindiği gibi personel taşımacılığında araç sahiplerinin gerekli şartları yerine getirmek sureti ile personel servis aracı güzergah kullanım izin belgesi almak zorunda olduklarını, kusur oranının tespit edilmesinde bu durumun da göz önünde bulundurulması gerektiğini, davacı tarafın afaki olarak günlük kazancının KDV dahil 300-TL olduğunu iddia ettiğini, talep edilen günlük kazanç miktarının gerçeklerle bağdaşmamakta olduğunu, davacının kaza yapan aracının hangi firmanın personelini ne kadar ücret karşılığında taşıdığının defter kayıtları ve diğer belgeler ile ispatlanması gerektiğini, dava dilekçesinde kaza nedeni ile davacıya ait araçta meydana gelen hasarın takribi 5 günde onarıldığının iddia edildiğini, oysa davacıya ait araçta en fazla 1 veya 2 günde tamir edilebilecek bir hasar olduğunu, aracın serviste makul sürenin çok üstünde bekletilmesinden davalıların sorumluluğunun olmadığını, aracın üzerinde fiili olarak çalışılması koşulu ile meydana gelen hasarın demontaj / hasar onarımı / montaj / boya süresi olarak 1 veya 2 gün sürenin yeterli olduğu kanaatinde olduklarını, davacıya ait aracın gerek servisteki iş yoğunluğu ve gerekse yedek parça beklemesi gibi nedenlerle 5 gün süre ile serviste kalmasından davalıların sorumlu olmasının yasal olarak mümkün olmadığını, dolayısı ile aracın 5 gün kullanılamamasından kaynaklanan mahrumiyet bedelinden de sorumlu olmasının mümkün olmadığını, aracın 5 gün süre ile serviste kalmasının aracın sahibi davacı ile 5 gün süre ile aracın serviste tutan servis yetkilileri arasında çözülmesi gereken bir sorun olduğunu, davacının kaza nedeniyle aracın meydana geldiği iddia edilen değer kaybından kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olması nedeni ile davalıların sorumlu tutulamaz olduğunu, davacının bu yöndeki taleplerinin soyut olup usul ve yasaya aykırı olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının delil listesinde gösterdiği ancak henüz toplanmayan delillerin dosyaya celp edilmesinden sonra dosyanın bilirkişi tevdi edilmesinin, davanın reddi ile tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
….Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası,kaza tespit tutanağı, hasar dosyası, trafik kayıtları, servis faturası, Tramer kaydı, ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, davacının aracında meydana gelen değer kaybı ve uğranılan kâr kaybı zararına ilişkin tazminatının tahsili davasıdır.
Davacı, maliki bulunduğu … plaka sayılı aracına, davalı … adına kayıtlı, davalı …’un sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın, %100 kusur (kasten çarpma) neticesinde, 24/11/2016 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde, … plakalı aracında değer kaybı ile birlikte aracın tamirde kaldığı süreye ilişkin kazanç kaybına ilişkin zararın meydana geldiği, … plakalı aracın işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS (Trafik Sigorta Poliçesi) ile sigorta güvencesine alınmış olması nedeniyle, aracında meydana gelen değer kaybının tüm davalılardan, kazanç kaybının davalı araç maliki ve sürücüsünden, müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davaları, 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu ve 6098 sayılı TBK’nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup, işleten ile davalı sigortalının sorumluluğu paraleldir ve işleten, sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve davalı sigortacı, zarara sebep kazanın ”mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş” olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
İhtilaf, tarafların vaki kazadaki tazminata esas kusur oranı ile davacının aracında meydana gelen değer kaybı ve uğranılan kâr kaybı bedelini tespiti noktalarında toplanmakta olup, kusur oranı ve tazminat miktarının tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirilmesi gerekmektedir.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Karayolları Trafik Fen Hey. Em. Makine Müh. Trafik Eğitim Müh. Trafik Kusur / Hasar Uzmanı … tarafından hazırlanan 19/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda;”…
1-Dava konusu araçta bu olay nedeniyle değer kaybı meydana gelmeyeceği,
2-Onarımda kaldığı 5 günlük kazanç kaybı için … Kolejinden olay tarihindeki aylık taşıma bedelinin sorulması, oradan gelecek rakama göre hesaplanacak kazanç kaybının tamamını isteme hakkı olduğu…” sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
Taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilerek, ek rapor alınmasına ilişkin karar verilmiş, 24/11/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda; ” …
1-Dava konusu … plaka sayılı araçta değer kaybı olmayacağı,
2-Dava konusu … plaka sayılı araçta 5 günlük onarım süresindeki net kazanç kaybının 450-TL olacağı…” sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
… Otomotiv Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Bilirkişi Doç. Dr. … tarafından hazırlanan 07/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “…davaya konu … plakalı … marka … Okul 16+1 … tipi 2013 model araçta gördüğü onarım nedeniyle oluşacak değer kaybı miktarının olay tarihi itibari ile ortalama 3.053-TL olduğu, makul onarım süresinin 5 gün olduğu, ibraz edilmiş sözleşmeye göre bu süre zarfındaki kazanç kaybının 450-TL olduğu, davacı itirazları göz önünde bulundurulduğunda ikame araç bedeli yönünden değerlendirildiğinde kazanç kaybının 618,75-TL olacağını…”sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
Taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilerek, ek rapor alınmasına ilişkin karar verilmiş, 16/01/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda; ” …-Olay davalı sürücü …’un kasıtlı eylemi sonucu meydana gelmiş olduğundan …’un tam kusurlu olduğu, davacı taraf sürücüsünün kusursuz olduğu,
-Davaya konu araçta gördüğü onarım nedeniyle oluşacak değer kaybı miktarının olay tarihi itibariyle piyasa analizine göre ortalama 3.053-TL, olay tarihi yürürlükteki Trafik Sigortası Genel Şartlar Ek-1 hesaplama yöntemine göre değer kaybı oluşmayacağı, hangi yöntemin değerlendirileceğinin hukuki takdirinin Sayın Hakimliğe ait olduğu,
-Aracın önceki kazalarına ilişkin celp edilen SBM evraklarında bir ekspertiz raporuna rastlanılmadığından, dava konusu kazada hasar gören karoser aksamının daha önceden hasar alınmadığı konusunun değerlenilemediği,
-Makul onarım süresinin 5 gün olduğu, ibraz edilmiş sözleşmeye göre bu süre zarfındaki kazanç kaybının 450-TL olduğu, davacı itirazları göz önünde bulundurulduğunda ikame araç bedeli yönünden değerlendirildiğinde kazanç kaybının 618,75-TL olacağı, hangi değerin değerlendirileceğinin hukuki takdirinin Sayın Hakimliğe ait olduğu…”sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
Davacı vekilinin, 17/01/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile, değer kaybı talebini 3.053-TL.’na, kazanç kaybı talebini, 618,75-TL.’na arttırarak, değer kaybı talebini tüm davalılardan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile kazanç kaybı talebini davalı araç sürücüsü ve davalı araç malikinden temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği ve ıslah harcını yatırdığı görüldü.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, tüm dosya kapsamına göre alınan 07/04/2021 tarihli kök ve 16/01/2022 tarihli ek bilirkişi raporları hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğundan, mahkememizde de, … plakalı araç sürücüsü davalı …’un kasten çarpmak sureti ile kazanın oluşumuna sebep olduğu, meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacıya ait … plaka sayılı araçta meydana gelen değer kaybının 3.053-TL. olduğu, aracın servis olarak kullanıldığı, kaza tarihi itibariyle, bilirkişi tarafından hesaplanan tamirde kalma süresi ve net kazancı ile toplamda 618,75-TL.kazanç kaybının bulunduğu, davalı sigorta şirketi tarafından dosyaya sunulan sigorta poliçesi kapsamında, bilirkişi tarafından hesaplanan ve araçla doğrudan ilişkili ve zarar görenin gerçek zararını ifade eden, değer kaybı zararının nitelik ve miktar olarak sigorta poliçesi teminat limiti dahilinde kaldığı, davalı sigortacının da, sigortalısının/sürücünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde değer kaybına ilişkin maddi zarardan sorumlu olduğu kanaati oluştuğundan, davacının davasının kabulü ile, 3.053-TL. değer kaybının, davalı … Sigorta A.Ş.’nden (davalı sigorta şirketi yönünden sigorta poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olacak şekilde) 08/04/2017 temerrüt tarihinden, davalılar … ve …’tan, 20/04/2017 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 618,75-TL. kazanç kaybının, davalılar … ve …’tan, 20/04/2017 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, iş bu davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kabulü ile,
a)3.053-TL. değer kaybının, davalı … Sigorta A.Ş.’nden (davalı sigorta şirketi yönünden sigorta poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olacak şekilde) 08/04/2017 temerrüt tarihinden, davalılar … ve …’tan, 20/04/2017 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
b)618,75-TL. kazanç kaybının, davalılar … ve …’tan, 20/04/2017 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, iş bu davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre, alınması gereken 250,81-TL harçtan, peşin alınan 31,40-TL peşin harç + 50-TL ıslah harcın mahsubu ile geriye kalan 169,41-TL harcın davalılardan (davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumlu olduğu miktar ile orantılı olarak sorumlu olacak şekilde) müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.671,75-TL vekalet ücretinin davalılardan (davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumlu olduğu miktar ile orantılı olarak sorumlu olacak şekilde) müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvurma harcı + 31,40- TL peşin harç + 50-TL ıslah harcı + 2.050-TL bilirkişi ücreti + 391,50- TL tebligat-müzekkere olmak üzere toplam 2.554,30-TL yargılama giderinin davalılardan (davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumlu olduğu miktar ile orantılı olarak sorumlu olacak şekilde) müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer davalılar vekillerinin yokluğunda,miktara göre kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

¸