Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/329 E. 2020/548 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/632 Esas
KARAR NO:2020/608

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:25/03/2009
KARAR TARİHİ:21/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili mahkememize verdiği 25.03.2012 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davalılardan … A.Ş nezdinde … nolu poliçesi ile zorunlu trafik sigortası bulunan ve maliki ve sürücüsü diğer davalı … olan … plakalı aracın asli kusurlu olarak karıştığı 13.01.2008 tarihli trafik kazası sonucu müvekkili şirketin sağlık sigortalısı olan …’in yaralandığını, tedavi giderlerinin müvekkili şirket tarafından ödendiğini belirterek, davalının aracının üçüncü kişilere devretmesinin önlenmesi bakımından aracın trafik kaydı üzerine tedbir konulmasına, müvekkili şirkette sağlık sigortası bulunan … için ödenen tedavi giderlerine karşılık fazlaya talep hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava açmadan önce taraflarına başvuruda bulunmadığını, müvekkili sigorta şirketinin oluşan kaza ile ilgili herhangi bir değerlendirme yapmadığını, kazaya karışan aracın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, ancak sigortalının kusurlu bulunması halinde poliçedeki limitlerle sınırlı olarak sorumlu olduklarını, müvekkili şirketin sigortalısı araç sürücüsünün %100 kusurlu olmadığını, davacının kusurunun tedavi giderlerini ve illiyet bağını ispatı gerektiğini belirterek, öncelikle …. Asliye Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı davasının bekletici mesele yapılmasını, müvekkili şirketin azami teminat limiti ile sınırlı tutulmasına ve avans faizi talebi ile davanın reddine, mahkeme masraf ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
CEVAP : … (…) vekili cevap dilekçesinde özetle; Trafik kazasına dayalı davaların meydana geldiği yer itibariyle davalının ikametgahı mahkemelerinin yetkili olduğunu, davaya bakmakla yetkili olan … Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, meydana gelen kazada müvekkilinin tespit tutanağına göre tali kusurlu olduğunu, kazanın oluşumunda yolun buzlanmış olmasının etken olduğunu, kazanın meydana gelmesinde sigortalı …’in kazanın oluşumunda ve yaralanmasında kendisinin de sorumlu olduğunu, tedavi giderlerinin rücuan tahsiline karar verilebilmesi için tedavinin nedeninin olayla bağlantılı olup olmadığı, bağlantılı ise kusur durumunun araştırılması gerektiğini belirterek, öncelikle kaza mahalli ve davalının ikametgahı nedeniyle davaya bakmaya yetkili mahkemenin … mahkemeleri olduğundan … Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkisizliğine, yetki itirazlarının kabul görmediği takdirde …. Asliye Ceza Mahkemesinin dosyasının bekletici mesele yapılmasını, müvekkili hakkında açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Dahili davalı… vekili cevap dilekçesinde özetle; HMK gereğince dahili dava yoluyla davaya dahil edilemeyeceklerini, bu davada davalı konumunda bulunamayacaklarını, dava açmadan önce kuruma başvuru yapılmadığını bu sebeple dava şartının yerine getirilmediğini, can sigortalarında halefiyet hakkı bulunmadığını, ayrıca genel sağlık sigortası kapsamında sigortalıların ve sağlık hizmet sunucularının kuruma karşı taleplerinin 3. Kişilere devrinin yasaklandığını, kurumun sözkonusu poliçe sorumluluğunun zarar sorumluluğu olmayıp kusursuz sorumluluk olduğunu, sigorta şirketinin zarar sorumlusu dışında kusursuz sorumlulara karşı rücu hakkı bulunmadığını, bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını, görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğunu, KTK 109. Md. belirtilen 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacının özel sağlık poliçesi üzerinden rücu hakkı olmadığını, Kurum tarafından verilen sağlık hizmetleri ile ilgili olarak sağlık hizmet sunucuları ile, sağlık hizmeti alanların kuruma yönelik talep hakkını özel sağlık poliçesi ya da Trafik Poliçesine istinaden sigorta şirketlerine halefıyet yolu İle geçmesinin mümkün olmadığını, 5510 sayılı yasanın 93/1. Md. alacak hakkının 3. Kişilere devrini yasakladığını, 25.02.2011 tarih ve 27857 sayılı RG’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6111 sayılı bazı alacakların yeniden yapılandırılması ve sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası kanunu ve diğer bazı kanun ve khk’lerde değişiklik yapılması hakkında kanunun 59.Maddesi ile 2918 sayılı KTK’nın 98. Maddesinin değiştirildiğini, bu değişiklik ile, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer tüm resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın… tarafından karşılanır düzenlemesine yer verildiğini, yine kanunun geçici 1. maddesinde bu kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen kazalar nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedelleri… tarafından karşılanır şeklinde düzenleme yapıldığını, 27.08.2011 tarih 28038 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Trafik kazaları nedeniyle ilgililere sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline ilişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. Md.de kurum tarafından SUT (Sağlık Uygulama Tebliği) hükümleri doğrultusunda karşılanacağının düzenlendiğini, diğer ilgili isteğe bağlı sigortalar başlıklı 7. Md. gereğince, davacının sağlık poliçesi dolayısıyla yaptığı ödemeyi rücu edemeyeceğini, 08.02.2012 tarihli yayınlanan 2012-5 saf esasları dikkate alınarak karşılanacağını, genel sağlık sigortalıları ile Trafik Kazasında yaralananlar arasında eşitlik ilkesinin korunması gerektiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dava, davalı sigorta şirketi nezdinde zorunlu trafik sigortası bulunan ve maliki ve sürücüsü diğer davalı gerçek şahıs olan aracın asli kusurlu olarak karıştığı trafik kazası sonucu davacı şirkete sağlık sigortası olan şahsa çarparak yaraladığı ve kazada yaralanan şahsa davacı tarafından tedavi giderleri ile ilgili ödeme yapıldığı belirtilerek yapılan bu ödemenin davalılardan rücu’en tahsiline ilişkindir.
Mahkememiz 05/04/2012 tarihli celsesinde “Davacı tarafça geçen duruşma yatırılmasına karar verilen gider avansının yatırılmadığı anlaşıldığından, davanın HMK’ nun 114/g, 115/1-2 ve 120/2 maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine.” karar verilmiş olmakla, davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/22967 Esas 2017/4516 Karar sayılı 25/04/2017 tarihli ilamı ile “Mahkemece 23.01.2012 tarihinde davacı tarafa gider avansı olarak toplam 490,00 TL miktarın depo edilmesi bakımından 2 hafta kesin süre verilmiş, 05.04.2012 tarihli oturumda davanın usulden reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlığa konu davanın 1086 sayılı HMUK zamanında açılmış bulunması ve olayda dilekçelerin teati aşamasının geçip, tahkikat aşamasına geçilmiş bulunduğu gözetilerek, bu aşamada, sadece HMK’nun 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği gözden kaçırılarak hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır. Sonuç: yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına,” karar verilmiş olmakla, dosya mahkememizin yukarıda yazılı esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Makine mühendisi Bilirkişi, Sigorta Bilirkişisi, Ortapedi ve Travmatoloji Uzmanı Bilirkişi ve Aktüerya bilirkişisi heyeti tarafından düzenlenen 04/02/2019 tarihli bilirkişi heyet raporuna göre; Davacı … tarafından dava dışı … ile ilgili düzenlenen AAA/121258 numaralı Sağlık Sigorta Sözleşmesi ile ilgili genel ve özel şartların sunulmadığı, dava konusu yapılan harcamaların hak sahibine ödendiği konusunda ödeme belgesi sunulmadığı, poliçe şartlarına uygun ödeme olduğunun ispatı halinde, davacının Sağlık Sigorta Poliçesinden yaptığı tedavi giderleri sebebiyle halefıyet hakkı kazanabileceği, bu hususun dosyada ispatının görülmediği, dava dosyasına kusur tespiti yapılması yönünden belge sunulmadığı, ceza dosyası istenmiş ise de, dosyaya sunulmadığı, mevcut belgelere göre kusur tespiti yapılmasının mümkün olamadığı, davacının sigortalısına yapılan “Parsiyel İnce Barsak Rezeksiyonu, Sağ Hemikoletomi ve Enterokütan Fistül ameliyatları” nın trafik kazası ile illiyeti konusunda davalı tarafın itirazının ancak Adli Tıp Kurumu tarafından yapılacak değerlendirme ile ortaya konulabileceği, heyette yer alan doktor bilirkişinin bu konuya ilişkin uzmanlığının bulunmadığı, (Ortopedi ve Travmatoloji uzmanı hekim olduğu), davacı sigortalısının yapılan harcamalarının 13.01.2008 tarihli trafik kazası ile illiyeti tespit edilmesi şartıyla KTK 98.Md. yapılan değişikliğin, 6111 sayılı yasanın Geçici 1.maddesi düzenlemesi gereğince kanunun yayınlandığı, 25 şubat 2011 tarihinden önce gerçekleşen trafik kazalarına da uygulanacağı, buna göre; davacının yapmış olduğu, 1.499,29 TL faturalı tedavi giderinin… Başkanlığı sorumluluğunda olacağı, ilgili giderlerin SUT karşılığının 814,93 TL olduğu, ancak KTK 98. Md. ilk düzenlemesinde SUT kısıtlamasının bulunmadığı, kaza tarihinin, KTK 98. Md.de yapılan 04.04.2015 tarihli 6645 sayılı değişiklik tarihinden önce olması dikkate alındığında SUT’ nin uygulama alanı olamayacağı, ancak nihai takdirin sayın mahkemenin olacağı, davacının talep ettiği 10.980,00 TL Hemşire Nöbet Ücreti adı altındaki ödemenin tedavinin gerektirdiği zorunlu harcama olarak değerlendirilemeyeceği, sağlık poliçesi teminatından davacının sigortalısına ödediği bu gideri rücu konusu yapamayacağı, davalı araç maliki/sürücüsü … ve Trafik sigortacısı … Şirketine, dava konusu edilen alacağın trafik kazası kaynaklı tedavi olduğunun ispatı şartıyla, yapılan faturalı belgeli 1.499,29 TL tedavi giderlerinden… Başkanlığı ile müştereken müteselsilen sorumluluk ilişkisi bulunmadığı, KTK 98. Md. düzenlemesi ile sorumluluğun tamamen… Başkanlığına devri sözkonusu olmakla husumet yöneltilemeyeceğini raporlarında bildirmişlerdir.
Makine mühendisi Bilirkişi, Sigorta Bilirkişisi ve Aktüerya bilirkişisi heyeti tarafından düzenlenen 24/07/2019 tarihli bilirkişi EK heyet raporuna göre; Dava konusu trafik kazasının meydana gelişinde davalı sürücü Süheyla …’nun %75 oranında asli kusurlu olduğu, … Büyükşehir Belediye Başkanlığının olayda %25 oranında tali kusurlu olduğunu raporunda bildirmişlerdir.
Adli Tıp Uzmanı Bilirkişi tarafından düzenlenen 10/02/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; Her ne kadar kişinin olaydan sonra götürüldüğü …Eğitim ve Araştırma Hastanesinden sonra başvurduğu … Hastanesinde 13.01.2008-27.06.2008 tarihleri arasındaki yatışına ait evrak dosyada bulunmamakla birlikte dosyada mevcut evrakta araç dışı trafik kazası nedeniyle kişinin künt abdominopelvik travma geçirdiğinin anlaşıldığı, kişide tespit edildiği bildirilen Superior Mezenterik Arter Trombozunun etiyolojisinde kişisel risk faktörleri ile birlikte pek çok klinik durum mevcut olup künt abdominopelvik travmaların ve retroperitoneal hematomun da bu etiyoiojik nedenler listesinde yer aldığı, bu nedenle superior mezenterik arter trombozunun kazadan kısa bir süre sonra kişinin olay nedeniyle hastanede yatışı sırasında ortaya çıkmış olması ve hastanede yatışı sırasında illiyeti kesecek başka bir klinik ya da travmatik bir hadise olduğunu gösterir evrak bulunmaması nedeniyle kişide gelişen Superior Mezenterik Arter Tombozunun davaya konu 13.01.2008 tarihinde yaşamış olduğu künt abdominopelvik travmadan kaynaklandığı kanaatine varıldığı, Superior mezenterik arter, ana atar damar olan aortun karın bölgesindeki kısmından çıkan ve oniki parmak bağırsağı ve pankreasa da dal vermekle birlikte temel olarak İnce bağırsakları (jejenum ve ileum), kalın bağırsakların proksimal (sağ) bölümünü (çekum, çıkan kolon ve transvers kolonun bir bölümü) besleyen bir arterdir. Bu damarda ya da dallarında meydana gelen oklüzyon, tromboz vb kan akımını bozan durumlar ya da kan akımının engellenmesi damarın ya da uç dallarının beslediği organlarda kanlanma problemleri, nekroz ve doku ölümü gibi komplikasyonlara neden olabilmekte olduğunu, kişiye yapıldığı bildirilen parsiyel ince bağırsak rezeksiyonu ve parsiyel hemikolektomi operasyonları beslenme bozukluğu olan ve nekroza gitmiş bağırsak bölümlerinin vücuttan uzaklaştırılması amacıyla uygulanan bir cerrahi işlem olması dolayısıyla meydana gelen künt abdominopelvik travma ve ardından gelişen superior mezenterik arter trombozunun bir sonucu olan bağrsak nekrozunun tedavisi için yapıldığının anlaşıldığı, sorulduğu üzere laparotomi, parsiyel ince bağırsak rezeksiyonu ve sağ hemikolektomi operasyonlarının 13.01.2008 tarihinde geçirmiş olduğu kazada oluşan yaralanmalarla illiyetinin bulunduğu kanaatine varıldığını raporunda bildirmiştir.
Makine mühendisi Bilirkişi, Sigorta Bilirkişisi, Adli Tıp Uzmanı Bilirkişi ve Aktüerya bilirkişisi heyeti tarafından düzenlenen 07/09/2020 tarihli bilirkişi heyet 2.EK raporuna göre; Kusur yönünden kök raporda yapılan değerlendirmeler konusundaki görüş ve kanaatlerinin ek raporda belirtilen şekilde devam ettiği, yeniden belirtmek gerekirse davalı sürücünün olayda % 75 oranında asli kusurlu olduğu, laparotomi, parsiyel ince bağırsak rezeksiyonu ve sağ hemikolektomi operasyonlarının 13.01.2008 tarihinde geçirmiş olduğu kazada oluşan yaralanmalarla illiyetinin bulunduğu, KTK 98. Md, yapılan değişikliğin, 6111 sayılı yasanın Geçici 1.maddesi düzenlemesi gereğince kanunun yayınlandığı, 25 şubat 2011 tarihinden önce gerçekleşen trafik kazalarına da uygulanacağı, buna göre; davacının yapmış olduğu, 1.499,29 TL faturalı tedavi giderinin… Başkanlığı sorumluluğunda olacağı, ilgili giderlerin SUT karşılığının 814,93 TL olduğu, ancak KTK 98. Md. ilk düzenlemesinde SUT kısıtlamasının bulunmadığı, kaza tarihinin, KTK 98. Md.de yapılan 04.04.2015 tarihli 6645 sayılı değişiklik tarihinden önce olması dikkate alındığında SUT nin uygulama alanı olamayacağı, tedavi giderleri yönünden: yapılan tedavilerin kişinin yaralanması ile ve uygun olduğu, 1.499,29TL faturalı tedavi giderinin SUT fiyatlandırmasıyla değerinin 814,93 TL olduğu, tedavi giderlerinden… ve diğer davalıların sorumlu olup olmadıkları ve sorumlu iseler sorumluluk oranlan sayın mahkemenin takdirinde olduğu, davacının, talep ettiği 10.980,00 TL. Hemşire Nöbet Ücreti adı altındaki ödemenin tedavinin gerektirdiği zorunlu harcama olarak değerlendirilemeyeceği, sağlık poliçesi teminatından davacının sigortalısına ödediği bu gideri rücu konusu yapamayacağı, uyuşmazlık hakkında yalnızca görüş bildirildiğini raporunda bildirmişlerdir.
Dava; davacı sigorta şirketinin sigortalısına ödediği, trafik kazası ile illiyet bağı bulunan sağlık harcamalarının kazada kusuru bulunan araç maliki ve sürücüsü Süheyla, zorunlu trafik sigortacısı … Sigorta Şirketi aleyhine açtığı rücuen tazminat davasıdır. … daha sonra davaya dahili davalı yolu ile dahil edilmiştir. 13/01/2008 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacı şirketin sigortalısı olan … yaralanmış olup kazanın meydana gelmesinde kusursuzdur. Kaza sonrası yapılan tedavilerin trafik kazası ile illiyet bağının bulunduğu dosyada Adli Tıp Uzmanı …’ın düzenlediği 10/02/2020 tarihli rapor ile sabittir. Yine; kazada davalı sürücü-malik Süheyla’nın %75 oranında kusurlu olduğu, davacının yapmış olduğu tedavi gideri harcamalarının 1.499,29TL olup, SUT karşılığının 814,93TL olduğu, ancak kaza tarihinin 04/04/2015 tarihii değişiklik tarihinden önce olması nedeniyle SUT’nin uygulama alanının bulunmadığı, ayrıca davacının talep ettiği 10.980TL hemşire nöbet ücretinin zorunlu harcama olarak değerlendirilemeyeceği anlaşılmıştır.
25/02/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/02/2011 tarihli 6111 Sayılı Yasa’nın 59.maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesi değiştirilmiş, buna göre; “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, Yasanın geçici 1.maddesi ile de “Bu kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59.maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süre ile ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür.
Anılan yasal düzenleme gereğince; dava konusu sağlık hizmet bedellerinin; üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri kısmına giren miktarından sadece Sosyal Güvenlik Kurumunun ve haksız fiilden dolayı sorumlu olan araç maliki ve sürücünün sorumlu olacağı açıktır. Bununla birlikte; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda zorunlu dava arkadaşlığı dışında dahili davalı adında bir müessese bulunmamakta olup, husumetin yöneltildiği kişi dışında bir başka kişinin davaya ithali mümkün bulunmamaktadır. 2918 sayılı KTK.nun 88/1 maddesinde trafik olayı nedeniyle aracın sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı arasında müteselsil sorumluluk öngörülmüş olup aralarında ihtiyari dava arkadaşılığı söz konusudur. Davacı (halefiyet prensibi gereği sigorta şirketi) müteselsil borçlulardan isterse birine karşı isterse ikisine karşı ve isterse de üçüne karşı birden dava açabilir. Sağlık harcamaları ile ilgili yukarıda açıkladığımız yasa değişikliğinden sonra da davacı isterse haksız fiil sorumlusuna, isterse…’ya isterse de her ikisine birden sağlık harcamaları ile ilgili davasını yöneltebilecektir. Bu durumda dahili davalı … hukukumuzda düzenlenmemiş olduğundan dava açılırken davalı olarak gösterilmemiş olan …’nın davaya dahil edilmesi mümkün değildir. Yani bu davaya davalı olarak ıslah yoluyla dahi dahil edilemez. Açıklanan nedenle; aleyhine usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmayan … hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekli olmuştur. Yukarıda açıklanan yasa değişikliği nedeniyle davalı sigorta şirketinin tedavi giderlerinden sorumluluğu kaldırılmış olmakla; davalı … Şirketi aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir. Dosyada alınan ve karar dayanak yapılan 07/09/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda davacının talep ettiği 10.980TL hemşire nöbet ücreti adı altındaki ödemenin tedavinin gerektirdiği zorunlu harcama olarak değerlendirilemeyeceği görüşüne itibar edilerek; diğer davalı haksız fiil sorumlusu … aleyhine açılan davanın ise kısmen kabulüne karar verilerek kusur oranına göre tespit edilen 1.124,25TL tedavi gideri bedelinin kaza tarihi olan 13/01/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kendisinden tahsili ile davacıya verilmesine dair karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davacının … A.Ş. aleyhine açtığı davanın reddine,
2-)Davacının …(…) aleyhine açtığı davanın kısmen kabulü ile 1.124,25 TL. tedavi gideri bedelinin kaza tarihi olan 13/01/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine,
3-)Dahili davalı görünen … hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
4-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 76 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 135 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 59 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesi,
5-)Davacının yatırmış olduğu 135 TL peşin harç ve 15 TL başvurma harcı üzere toplam 150 TL nin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine,
6-) Davacı tarafından yapılan 5.199,90 TL yargılama masrafının ret ve kabul oranına göre 584,60 TL’nin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine,bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücreti asıl alacağı geçemeyeceğinden 1.124,25 TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine.
8-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 3.400 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … A.Ş. ‘ye verilmesine.
9-)Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı; davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/10/2020

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*