Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/315 E. 2022/126 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/315 Esas
KARAR NO:2022/126

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:31/03/2017
KARAR TARİHİ:24/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize sunduğu dava dilekçesi ile; müvekkili şirket ile … Paz. A.Ş. arasında faktoring sözleşmesi imzalandığını, bu faktoring ilişkisi kapsamında müşteri olan … Paz. A.Ş.’nin davalıdan olan faturaya bağlı alacaklarının temlik alındığını, müvekkili tarafından söz konusu temlike konu faturalara ilişkin tüm temlik bildirimleri yapıldığını, davalının müvekkiline temlik edilen faturalardan kaynaklanan 1.031.803,31 TL borcu doğduğunu, e-mail yazışmalarında görüleceği üzere sulhen çözüm odaklı tüm iyi niyetli yaklaşımlara rağmen borcun ödenmesi yönünde bir aşama kaydedilemediğini, olumlu sonuç alınamadığından daha önce davalıya bildirimleri yapılan faturalardan doğan ve ödenmeyen tutarın ödenmesi için … 58. Noterliğinin 01/02/2016 tarih ve … numaralı ihtarname gönderildiğini, ancak borcun yine ödenmediğini, davalının tüm uyarılara rağmen borcunu ödemediğinden alacağın yasal yollardan tahsili için …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve mesnetsiz olarak icra takibine itiraz ettiğini, davalının itirazında ileri sürmüş oldğu iddiaların hukuki dayanaktan yoksun, haksız, mesnetsiz, alacağı sürüncemede bırakmaya ve zaman kazanmaya yönelik iddialar olduğunu, davalıya temlik bildiriminin yapılmasının dışında … 58. Noterliğini kanalı ile iki kez borcunu ödemesi için ihtarda bulunulduğunu, davalının cari hesap ilişkisi içerisinde kabul ettiği borca aleyhine icra takibi başlatıldıktan sonra inkar etmesinin de hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, alacağın faturaya dayalı olup, belirli ve likit alacak olduğunu, alacağın sabit olarak hesaplanabilir olmasına rağmen icra takibine itiraz edilmesinin davalının haksız ve kötü niyetli olduğunun kanıtı olduğunu belirterek, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamını ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ile dava etmiştir.
Davacı vekili 06/02/2018 tarihli dilekçesi ile; itirazın iptali davasını alacak davası olarak ıslah ettiklerini, ıslah talebinin kabulü ile davanın alacak davası olarak devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememiz sunduğu cevap dilekçesi ile; davacının …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile müvekikli aleyhine ilamsız icra takibi başlattığını, söz konusu icra takibine yasal süresi içinde müvekkili adına itiraz ettiklerini, davacının dava konusu icra takibindeki itirazların iptali talebinin haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, icra takibine yönelik itirazların yerinde olduğunu, davacının …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine başlattığı 1.031.803,31 TL bedelli icra takibinde, alacağın dayanağını fatura alacağı olarak gösterdiğini, ancak takibe konu fatura örnekleri icra takibine eklenmediğini, bu nedenle…. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile ödeme emrinin ve takibin iptali talebi ile dava ikame edildiğini, takibin veya ödeme emrinin iptal edilmesi halinde bu davanın konusuz kalacağından reddi gerekeceğini, davacı ile müvekkili arasında ticari ilişkinin olmadığını, davacının iddia ettiği faktoring sözleşmesinde müvekkili ile ticari bir ilişkisi olmadığının görüleceğini, davacının müvekkili şirket ile değil, müvekkilin ticari ilişkisi bulunan dava dışı … Paz. A.Ş. ile faktoring sözleşmesi imzaladığını, davacı … ilişkisi kurduğu … Paz. A.Ş.’den parasını tahsil edemediği için, bilinçli olarak tamamen kötü niyetle müvekkili aleyhindeki hukuki girişimlere başladığını, müvekkili ile dava dışı… arasındaki ilişkinin 2010 yılından beri devam ettiğini, müvekkilinin dava dışı … Ofisinin temsil ettiği bir kısım televizyon kuruşulundan reklam süresi satın aldığını, karşılığında da dava dışı… tarafından müvekkiline fatura düzenlediğini, müvekkili hizmeti karşılığında komisyonu için önceden taraflar arasında belirlenmiş oran üzerinden dava dışı … Ofisine fatura düzenlediğini, ancak dava dışı… tarafından düzenlenen faturaların bir kısmının, davacıya temlik edilmiş olarak müvekkili şirkete gelmeye başladığının görüldüğünü, müvekkili şirketin, dava dışı … Ofisinden alacaklı olduğundan dava dışı … Ofisinin düzenlendiği tüm fatura bedellerini ödemesinin mümkün olmadığını, dava dışı… ile müvekkili arasında muhtelif tarihlerde ödemeleri dengelemek ve işlemleri düzenlemek için protokoller de düzenlendiğini, protokolde, müvekkilinin fatura alacaklarının öncelikle kesilen faturalardan mahsup edileceği, bakiyenin faktoringe ödeneceği hususunda mutabık kalındığını, bir süre herhangi bir sorun yaşanmadan kurulan düzen devam ettiğini, bu süreçte davacı … şirketine toplam 4.515.176,88 TL tutarında ödeme de yapıldığını, ancak dava dışı…’nin usulsüz girişimlerde bulunduğunun görüldüğünü, dava dışı…’nin, müvekkiline faturaları gerçek tutarın üzerinde bir bedelde düzenlemeye ve hizmet karşılığı olmayan dolayısı ile müvekkili şirket kayıtlarında da yer almayan faturaları temlik etmeye başladığını, müvekkilinin basiretli bir tacir gibi davranarak bu durumu, … 7. Noterliğinin 28/01/2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacıya bildirdiğini, temlik ilişkisi kurmadan önce müvekkilinden dava dışı şirketin alacaklarına ilişkin bilgi alması konusunda davacıyı uyardığını, müvekkilinin aynı ihtarname ile davacıya TBK’nun 188 ve ilgili maddeleri uyarınca tüm yasal haklarını kullanacağını ve kendi alacağı sona erene kadar davacıya ödeme yapılamayacağını da bildirdiğini, olmayan bir alacağın temlikinin mümkün olmadığını, bir alacağın temlik edilebilmesi için gerekli şartların geçerli bir sözleşme olması, devir yasağı bulunmaması ve alacağın mevcut olması gerektiğini, davacının olmayan bir alacağı temlik aldığını ve bunu müvekkilinden tahsil etmeye çalıştığını, müvekkilinin gerek davacıya gerekse dava dışı…’ne herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin temlik edene karşı sahip olduğu defileri davacıya karşı ileri sürme hakkının bulunduğunu belirterek davanın reddine ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Dava temlike dayalı alacak davasıdır.
Taraf deliller toplanmış, … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, taraf delilleri incelenmiş ve bilirkişi raporları ile ek raporları alınmıştır.
Bilirkişi … Mahkememiz sunduğu 20/07/2018 tarihli raporunda; Davacı …Ş. ile dava dışı … Paz. A.Ş. arasında 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’na uygun 21.03.2013 – 04.12.2015 – 07.12.2015 tarihli faktoring sözleşmeleri imzalandığını, bu sözleşme gereğince temlike konu toplam tutarı 11.155.093,44 TL olan faturaların faktoring sözleşmesi ve yasaya uygun olarak davacıya devredildiğini, Dava dışı temlik eden şirketin, davalı taraf ile arasında ticari ilişkiden doğan 1.031.803,31 TL’ lik fatura alacağını davacı …Ş.’ne aralarındaki faktoring sözleşmesi gereği temlik ettiğini, davacının temlike konu fatura alacağını davalı şirkete, temlike konu faturaların davalı şirkete gönderildiğini, bu faturaların temlik ihbarını içerdiğini, ayrıca faturalara ilişkin temlik bildiriminde bulunduğunu, davalının temlikli faturaları temlik aldıktan sorra 8 gün içerisinde TBK md. 188 maddesi gereğince takas iddiasını oluşturan alacağın, temlik edilen alacakla birlikte doğmuş olduğu halde, takas iddiasını temellük edene karşı ileri sürmediği ve temlikin yapıldığını kabul ettiğinden dolayı temlik miktarının 1.031.803,31 TL olarak kesinleştiği ve yapılan 608,63 TL ödeme düşüldüğü vakit davalının bakiye 1.031.194,68 TL tutarı davacıya ödemesi gerektiğini belirmiştir.
Bilirkişi Mustafa Kınacı Mahkememiz sunduğu 15/05/2019 tarihli raporunda; Dava dışı… şirketince davalıya kesilen bir kısımı faturaların davacı … şirketine temlik edildiğini ve davacı … şirketinin temlik alacağına istinaden huzurdaki davayı açtığının anlaşıldığını, Davacı … şirketi yasal defterlerinde davalıdan cari hesap bakiyesi olarak 1.031.194,48.- TL tutarında alacaklı olarak göründüğünü, davalı şirket yasal defterlerinde ise davacı şirkete herhangi bir borcun görünmediği, Dava dışı… şirketi yasal defterlerinde davalıya cari hesap bakiyesi olarak 518,25 TL tutarında borçlu olarak göründüğü, tarafların yasal defter kayıtlarının örtüşmediği, söz konusu örtüşmeme farkları incelendiğinde 630.887,27.- TL kısmın haricindeki farklarla ilgili olarak davacının talep edebileceğini bir alacak tutarının bulunmadığı kanaatine varıldığını, davalı tarafın dava dışı… şirketine kestiği komisyon fatura bedellerinden 630.887,27.- TL lik kısmının davacıya olan borçtan tenzil edildiğini, davacı tarafın bu durumu kabul etmediğini, davalı tarafın söz konusu mahsup işlemini dava dışı… şirketi ile aralarındaki sözleşmeye göre yaptığını beyan ettiğini, Davalı tarafça dava dışı … Öfisi şirketine kesilen komisyon faturalarını kabul etmeyerek iade ettiğini, iade gerekçesi olarak “grp*sn paylarının %1 oranında çıkması, … kanalında yeterli reklam yeri kullanılmaması, risturn komisyonlarının hak edilmemesi” vb, gerekçelerin gösterildiği, Eğer mahkemece davalı tarafça kesilen komisyon faturaları yönünden haklı olduğu ve bu bedelleri davacıya olan borçtan tenzil edilebileceği kanatindeyse bu durumda davacının huzurdaki dava konusu talep edebileceği herhangi bir alacağın bulunmadığı aksi halde ise davacının davalıdan 630.887,27 TL alacak tutarını talep edebileceğini belirtmiştir.
Bilirkişiler Prof. Dr. …, Dr. … ve …’ın Mahkememize sundukları 04/09/2020 tarihli raporlarında; Alacak, alacağın temlikiyle davacıya geçtiğinden, alacağı devredenin artık bu alacak üzerinde bir tasarruf yetkisi bulunmadığından, temlik ilişkisi davalıya bildirilmiş olmakla, davalının artık temlikten haberinin olmadığını da ileri sürülemeyeceğinden; davalının, alacağın temlikine rağmen eski alacaklıyla yapılan sözleşme uyarınca bir takım alacakların eski alacaklıya ödendiği veya eski alacaklının borcundan mahsup edildiği dolayısıyla da temlik alacaklısının alacağının kalmadığı yönündeki iddiasının kabulüne olanak bulunmadığını, Bu bakımdan temlik sözleşmesinden sonra davalının eski borçlunun borcundan mahsup ettiğini belirttiği bedeller ile yine eski borçluya ödediğini iddia ettiği bedellerin davacının alacağına ilave edilmesi gerektiği, Buna göre davacının talep edebileceği alacak miktarının takip tarihi itibariyle 1.031.194,48 TL olduğunu belirtmişlerdir.
Bilirkişiler Prof. Dr. …, Dr. … ve …’ın Mahkememize sundukları 02/02/2021 tarihli ek raporlarında; davalının, alacağın temlikine rağmen eski alacaklıyla yapılan sözleşme uyarınca bir takım alacakların eski alacaklıya ödendiği veya eski alacaklının borcundan mahsup edildiği dolayısıyla da temlik alacaklısının alacağının kalmadığı yönündeki iddiasının kabulüne olanak bulunmadığını, Bu bakımdan temlik sözleşmesinden sonra davalının eski borçlunun borcundan mahsup ettiğini belirttiği bedeller ile yine eski borçluya ödediğini iddia ettiği bedellerin davacının alacağına ilave edilmesi gerektiği, buna göre; Davacı tarafın davalı tarafından cari hesap bakiyesi olarak 1.031.194,48 TL tutarında alacaklı olduğu, Dava dışı… şirketi yasal defterlerinde davalı tarafa cari hesap bakiyesi olarak 518,25TL tutarında borçlu olduğu, Davalı tarafın dava dışı… şirketine kesilen komisyon fatura bedelleri 630.887,27 TL’lik kısmının davacıya olan borçtan tenzil edildiğini belirtmişlerdir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirket, dava dışı … Paz. A.Ş. ile aralarında faktoring sözleşmesi imzalandığını ve bu sözleşme kapsamında davalı şirketten olan alacakların temlik alındığını ve bu temlike ilişkin davalıya bildirimlerin yapıldığını ancak davalı tarafından temlik alınan alacağa ilişkin 1.031.803,31 TL kısmının ödenmediğini belirterek icra takibi yaptığı, icra takibine itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali davası açtığı, bilahare ıslah dilekçesi vererek davayı alacak davasına dönüştürdüğü, davalının ise alacağın temlikine rağmen eski alacaklı ile yapılan sözleşme uyarınca bir takım alacakların eski alacaklıya ödendiği veya eski alacaklının borcundan mahsup edildiğini dolayısıyla da temlik alan davacının alacağının kalmadığını iddia ederek davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
TBK’nın 183.maddesinde “Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızası aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir” 184.maddesinde “alacağın devrinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlıdır” hükümleri göz önüne alındığında; borçlunun rızası aranmaksızın yazılı olması şartı ile kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça her türlü alacak temlik edilebilir. Alacağın temliki bir tasarruf işlemi olduğundan temlik sözleşmesi yapılır yapılmaz alacak devralana geçer. Alacağı devralan kişi alacaklı yerine geçer. Alacağı devreden kişinin borçluyla ilişkisi kesildiğinden alacağın tahsili, dava, talep etme hakkı alacağın maliki durumuna geçmiş olan alacağı devralan kişiye aittir. Yasal mevzuat hükümlerine göre Davalının alacağın temlikine rağmen eski alacaklı ile yapılan sözleşme uyarınca bir takım alacakların eski alacaklıya ödendiği veya eski alacaklının borcundan mahsup edildiği, dolayısıyla da temlik alacaklısının alacağının kalmadığı yönündeki iddiasına değer verilmesinin mümkün olmadığı, davalının temlik alacaklısına bir takım ödemeler yapmak sureti ile alacağın varlığını kabul ettiği, davalının temlikten haberdar olduğu anda böyle bir alacağın bulunmadığını, alacağın tartışmalı olduğunu ve bu alacağa karşı takas mahsup hakkının bulunduğuna ilişkin bir bildirimde bulunmadığı anlaşılmıştır.
Alacağın temliki söz konusu olduğu durumlarda borçlu temlik yapıldıktan sonra borcundan kurtulmak için artık yeni alacaklıya ifada bulunması gerekir. Alacağın temliki ile alacak davacıya geçtiğinden alacağı devredenin artık bu alacak üzerinde bir tasarruf yetkisi bulunmadığından temlik ilişkisi davalıya bildirilmiş olmakla davalının artık temlikten haberi olmadığının ileri süremeyeceği, davalının alacağın temlikine rağmen eski alacaklıya yapılan sözleşme uyarınca bir takım alacakların eski alacaklıya ödendiği veya eski alacaklının borcundan mahsup edildiği dolayısıyla da temlik alacaklısının alacağının kalmadığını ileri süremeyeceği, davalının temlik alacaklısına bir takım ödemelerde bulunduğu ve temlike konu alacağa ilişkin itirazlarını uzun süre ileri sürmemesi ve sessiz kalması nedeni ile temlike konu borç oranında borçlu olduğunu kabul etmiş sayılacağı, tüm bu açıklamalar ışığında tarafların ticari defter ve belgeleri, faktoring sözleşmeleri, gönderilen ihtarnameler ve mail yazışmaları ile bilirkişi raporlarına göre; tarafların yasal defter kayıtlarının örtüşmediği, söz konusu örtüşmeme farkları incelendiğinde 630.887,27 TL kısmın haricindeki farklarla ilgili olarak davacının talep edebileceğini bir alacak tutarının bulunmadığı, davalı tarafın dava dışı… şirketine kestiği komisyon fatura bedellerinden 630.887,27 TL lik kısmının davacıya olan borçtan tenzil edildiği, davacı tarafın bu durumu kabul etmediği, davalı tarafın söz konusu mahsup işlemini dava dışı… şirketi ile aralarındaki sözleşmeye göre yaptığını beyan ettiği, davalı tarafça dava dışı… şirketine kesilen komisyon faturalarını kabul etmeyerek iade ettiği, iade gerekçesi olarak “grp*sn paylarının %1 oranında çıkması, … kanalında yeterli reklam yeri kullanılmaması, risturn komisyonlarının hak edilmemesi” vb, gerekçelerin gösterildiği, buna göre sonuç olarak; davacının davalıdan 630.887,27 TL alacak tutarını talep edebileceği sonuç ve kanaatine varılarak, davanın kısmen kabulüne, ıslah dilekçesi ile dava alacak davasına dönüştürüldüğü ve faiz talebi bulunmadığından faize hükmedilmemesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile, 630.887,27-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre, alınması gereken 43.095,90 TL harçtan peşin alınan 12.461,61 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 30.634,29 TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı ve 12.461,61 TL peşin harç toplamı olan 12.493,01 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 48.594,36 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 36.514,12 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 7.500 TL bilirkişi ücreti, 325 TL tebligat-müzekkere masrafları olmak üzere toplam 7.825 TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 4.784,59 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 4.500 TL bilirkişi ücretinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.748,51 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24.02.2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır