Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/30 E. 2022/878 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2017/30 Esas
KARAR NO:2022/878

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ:11/01/2017
KARAR TARİHİ:15/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Rekabet Kurulu’nun 08/03/2013 tarih ve 13-13/198-100 K. sayılı kararında; … Bankalarının kartel oluşturarak faiz oranlarını birlikte belirlemesi nedeniyle serbest piyasa koşullarını bozdukları ve faiz oranlarını arttırdıkları belirtilmiş olup, Rekabet Kurulu’nun kararı, Danıştay incelemesi neticesinde de kesinleştiğini, müvekkili şirketçe davalı bankadan, KRD KOD: …, 29/04/2010 vade tarihli ve 148.500-TL tutarlı kredi kullanıldığını, kredinin faiz oranı aylık 0,82 olarak belirlendiğini, davalı banka tarafından dava dışı diğer bankalarla birlikte kartel oluşturulduğundan, kullanılan kredinin maliyeti çok yüksek olduğunu, müvekkili şirketin zarara uğradığını, Rekabetin Korunması Hakkında Kanun m.57 hükmünde, rekabeti engelleyen, bozan ya da kısıtlayan kurum ve kuruluşların, bu eylem sebebiyle zarar görenlerin zararlarını tazminle yükümlü olduğu belirtildiğini, Rekabetin Korunması Hakkında Kanun m.58 hükmünde, rekabetin engellenmesi, bozulması veya kısıtlanması sebebiyle zarar görenlerin, ödedikleri bedelle, rekabet sınırlanmasaydı ödemekte olacakları bedel arasındaki farkı ve uğranılan maddi zararın ya da zarara neden olanların elde ettiği veya elde etmesi muhtemel olan karlarının üç katı oranında tazminat talep edebileceği belirttiğini, bu sebeple, davalı bankanın müvekkili şirketinin uğradığı zararın üç katı oranında tazminata mahkum edilmesini talep ettikleri, müvekkili şirketin uğradığı zararın miktarı bu aşamada tam ve kesin olarak bilinemeyeceğinden HMK’nın 107. maddesi gereği davanın belirsiz alacak niteliğinde olduğunu, bu hususta dosyaya celp edilecek bilgi, belgelerden ve bilirkişi incelemesinden sonra alınacak miktarı tam ve kesin olarak belirlenebileceğini, davada belirtilen 500-TL tutarındaki maddi tazminat taleplerinin HMK 107/2 maddesi gereği arttıracaklarını, yukarıda açıklanan nedenlerle belirsiz alacak davasının kabulü ile, müvekkili şirketin uğranılan zararın tespitini, şimdilik 500-TL maddi zararın kredi kullanım tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalı bankadan tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesini, maddi zararın 3 katı oranında tazminatın kredi kullanım tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalı bankadan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … Merkez şubesinden işletme ihtiyaç kredisi kullandığını, Rekabet Kurulu’nun 08/03/2013 tarihli ve 13-13/198-100 sayılı kararında ise, kredilere ve dolayısıyla işletme ihtiyaç kredilerine uygulanan faiz konusunda müvekkile isnat edilen herhangi bir ihlal iddiası bulunmadığını, dolayısıyla, davacı tarafından dayanak gösterilen Rekabet Kurulu Kararı, müvekkil aleyhine işbu davanın açılmasının haksız olduğunu gösterdiğini, davacı tarafın rekabet Kurulu Kararına dayanarak, maddi tazminat talep ettiğini, ancak Rekabet Kurulu kararları idari yargı denetimine tabi olduğunu, Rekabet Kurulu tarafından yapılan hukuka aykırılık değerlendirmesi ile tazminat davasına bakan mahkeme tarafından yapılacak hukuka aykırılık değerlendirmesi birbirinden farklı olduğunu, davacı tarafın müvekkilinin bir kartele taraf olduğunu iddia etmekte ve uğradığı zararın üç katı tazminata hükmedilmesini talep ettiğini, davacının tek dayanağı olan Rekabet Kurulu Kararına bakıldığında, kararın hiçbir yerinde ihlal olarak kabul edilen davranışlar bakımından kartel ibaresine rastlanmadığını, müvekkili ve hakkında soruşturma yürütülen diğer teşebbüslere, Ceza Yönetmeliği’nin kartellere ilişkin 3-ç bendi değil, diğer ihlallere ilişkin 3-b bendi uygulandığını, tazminat davalarında uygulanacak zamanaşımı süresi belirlendiğini, bu nedenle işbu kanunda düzenlenen haksız fiil sorumluluğunun şartları bakımından ise, Borçlar Kanunu’nun zamanaşımına ilişkin hükümleri uygulanacağı, haksız fiil sorumluluğunun ilk şartı, hukuka aykırı bir fiil bulunması olması gerektiğini, rekabet hukuku anlamında tazminat sorumluluğunun doğması için, RKHK’ya aykırı bir fiilin bulunması gerekmekte olduğunu, bu kapsamda davacı, müvekkilinin RKHK kapsamında bir ihlalde bulunduğunu ispat etmek durumunda olduğunu, Rekabet Kurulu Kararında işletme ihtiyaç kredilerine uygulanan faiz konusunda müvekkiline isnat edilen herhangi bir ihlal iddiası bulunmadığını, yukarıda açıklanan nedenlerle hüsumet yokluğu nedeniyle davanın reddini, Rekabet Kurulu’nun gerekçeli kararı aleyhine açılan davanın kesinleşmesinin bekletici mesele yapılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, davacının, 29/04/2010 vade tarihli olarak davalı bankadan kullandığı kredilerin faizinin belirlenmesinde, davalı tarafça, Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin ihlal edildiği iddiasına dayalı, tazminat talebidir.
Uyuşmazlık, Rekabet Kurulunun 08.03.2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararı kapsamında, davacının davalı banka ve dava dışı bankaların kartel faizi uygulamasından kaynaklı olarak, zararının olup olmadığı, tazminat talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davalı bankaya, 2011-4-91 Nolu 13-13/198-100 Sayılı 08.03.2013 tarihli Rekabet Kurulu Kararı ile, “Mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri alanında 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesini ihlal ettiğinin” tespiti ile idari para cezası verildiği, davalı banka tarafından idari para cezasının iptali için açılan davada, … 2. İdare Mahkemesi’nin 25/12/2014 tarih ve 2014/119 E.-2014/1580 K.sayılı kararı ile verilen red kararının, Danıştay 13. Daire Başkanlığı’nın 16/12/2015 tarih ve 2015/2445 E.-2015/4605 K. sayılı kararı ile onandığı, davacı banka (mahkememiz davalısı) tarafından karar düzeltme isteminde bulunulduğu; Danıştay 13.Dairesinin 21.05.2019 tarih ve 2016/4058 E.-2019/1782 K. sayılı bozma kararı verildiği, … 2.İdare Mahkemesi’nin 2019/1091 Esasına kaydedilen dosyada, 19/07/2019 tarih ve 2019/1091 E.-2019/1462 K.sayılı “Israr – Ret” kararı verildiği, Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu’nun 31/05/2021 tarih ve 2019/2709 E-2021/1109 K. sayılı kararı ile bozma kararı verildiği, bu karara karşı karar düzeltme talebinde bulunulduğu, Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu’nun 24/02/2022 tarih ve 2021/3538 E.-2022/659 K. sayılı Karar Düzeltme Ret kararı üzerine … 2.İdare Mahkemesi’nin 2022/921 Esasına kaydedilen dosyada, 28/04/2022 tarih ve 2022/921 E.-2022/877 K. sayılı İptal kararının verildiği ve karara karşı davalı idare tarafından temyiz talebinde bulunulduğu, dosyanın Danıştay Başkanlığına gönderildiği ve kararın henüz kesinleşmediği görülmüştür.
Rekabet Kurulunun 08/03/2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararının, … 2.İdare Mahkemesi’nin 28/04/2022 tarih ve 2022/921 E.-2022/877 K. Sayılı kararı ile iptaline karar verilmiş ve her ne kadar karar kesinleşmemiş ise de, İYUK Temyizen Verilen Karar Üzerine Yapılacak İşlem başlıklı 50./4maddesi (Değişik: 18/6/2014-6545/23 md.), “Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesi, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılır….” hükmü gereği, bozmaya uyularak verilen kararın temyizinin, sadece bozmaya uygunlukla sınırlı olarak incelemesi yapılacağından, kararın kesinleşmesinin beklenmesine gerek görülmemiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının tacir olduğu, işbu davanın dayandığı Rekabet Kurulu kararında belirtilen ve bankaların anlaşmalı olarak yüksek faiz belirledikleri tespit edilen kredilerinin, tüketici kredileri olduğu, ticari kredilerin Rekabet Kurulu kararına ve soruşturmasına konu olmadığı, ticari kredilerle ilgili herhangi bir rekabet ihlali tespiti bulunmadığı, somut uyuşmazlık konusu ticari kredilerin bu kapsamda değerlendirilemeyeceği, (Yargıtay 11. H.D. 02/12/2019 T., 2019/1213 E.- 2019/7738 K. ve 08/01/2020 T.,2019/1496 E.- 2020/163 K. sayılı kararları), bir an için aksi kabul edilse dahi, … 2.İdare Mahkemesi’nin, 28/04/2022 tarih ve 2022/921 E.-2022/877 K. sayılı kararı ile rekabet kurulu kararının iptali ile kredi sözleşmesi kapsamında rekabet hükümlerinin ihlal edilmediğinin anlaşıldığı, davacının bu konuda zararının oluşmadığı ve tazminat talep edemeyeceği, anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 80,70-TL. maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 31,40-TL. harcın mahsubu ile bakiye 49,30-TL. harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 500-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.